Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/1035 E. 2022/1490 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA: Tazminat
KARAR TARİHİ: 13/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 13/10/2022

Yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararın istinaf edilmesi üzerine dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü;
Davacı vekili; davalının tam kusuru ile müvekkiline ait araca arkadan çarpması sonucu aracın hasar gördüğü, kullanılamadığı, davacının aracından mahrum kaldığı ve aracın değer kaybettiğinden bahisle 10.000 TL hasar onarım bedeli 3.000 TL araç değer kaybı zararının tüm davalılardan, 500 TL araç mahrumiyet zararının davalı sürücü ve işletenden tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı Sigorta vekili; davacıya ait aracın sağ şeritten arkadan gelen aracın geçişini beklemeden sol şeritten sağ şeride U dönüşü manevrası yüzünden kazanın meydana geldiği olayda asli ve tam kusurlu olduğunu bu yüzden tazminat ödenmediğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili; davacıya ait aracı olay sırasında ehliyetsiz dava dışı sürücünün kullandığını, tutanağa farklı isim geçirildiğini, taraflar olay sonrası kaza tutanağı düzenlemiş ise de sağlıklı yapılmamış olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 5.000 TL araç hasar bedeli, 1.500 TL araç değer kaybının tüm davalılardan, 500 TL araç mahrunmiyet zararının davalı sürücü ve işletenden faiziyle tahsiline karar verilmiştir.
İstinaf eden davacı vekili; kusur yönüyle ATK’dan alınan raporda alternatifli olarak görüş belirtilmiş olduğunu ve lehe olan görüş doğrultusunda davanın tam kabulüne ve davalının tam kusurlu olduğuna karar verilmesi gerekirken kusur durumunun netleşmediğinden bahisle %50’şer kusur paylaşımı yapılarak karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Duruşma açılmasını gerektiren sebep bulunmadığından HMK’nın 353. ve 355. maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler kamu düzeni ve istinaf nedenleriyle sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, usule ve yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle kanıtların toplanması ve değerlendirilmesinde bir usulsüzlük görülmemesine, mahkemenin ilamda yazılı şekilde ortaya koyduğu taktirine, mahkemenin değerlendirmesi ve vardığı neticede istinaf nedenleri yönüyle usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, 6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi kapsamında yapılan inceleme neticesinde istinaf talebinin yerinde olmadığının anlaşılmasına göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1.madde ve bendi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1.madde ve bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Bakiye 26,30 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye verilmesine,
3-Başvuru giderlerinin müstenif davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Kullanılmayan avansın ilgililerine iadesine,
5-Avans iadesi, tebligat, kesinleştirme ve benzeri işlemlerin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
İlişkin dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 13/10/2022 tarihinde, 6100 sayılı HMK’nun 353. maddesi (1-a) bendi gereğince KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.