Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/1016 E. 2022/1484 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/02/2020
DAVA : Tazminat (Ölüm Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 13/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/10/2022

Davacılar vekili; davacılardan …’ün eşi, …’nun ise babası olan …’nin 03/02/2016 tarihinde kavşakta karşıdan karşıya geçtiği sırada davalılardan …’ın kullandığı aracın çarpması sonucu meydana gelen kazada vefat ettiğini, davacıların murisinin desteğinden yoksun kaldığını ileri sürerek her bir davacı için ayrı ayrı 20.000 TL manevi tazminatın davalı …’dan , belirlenecek maddi tazminatın ise tüm davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı sigorta vekili; kazadan dolayı davacı tarafa davadan önce 12/02/2017’de 18.720 TL maddi tazminat ödediklerini, sigortanın sorumluluğunun kalmadığını savunmuştur.
Davalı … vekili; ölenin asli kusurlu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; sigortanın davadan önce yaptığı ödemenin yeterli olduğundan bahisle destekten yoksunluk tazminatı talebinin reddine, davacı eş için 7.500 TL, davacı … için 5.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalı …’dan tahsiline, fazla istemlerin reddine karar verilmiştir.
İstinaf eden davacılar vekili; sigortanın ödediği destekten yoksunluk tazminatının zararı karşılamadığını, hükmedilen manevi tazminatların çok düşük olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Dava, trafik kazası nedenli maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Duruşma açılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından inceleme ve görüşmeler HMK’nın 353 ve 355’inci maddeleri uyarınca istinaf sebepleriyle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
Dosya kapsamında toplanan deliller çerçevesinde yargılama sırasında trafik polisi bilirkişiden alınan ve mahkemecede benimsenen kusur raporunda yayanın kazanın oluşunda asli ve %75 kusurlu, davalı sürücünün tali derecede %25 kusurlu olduğu yönünde değerlendirme yapıldığı, raporun kazanın oluş şekline uygun olduğu, %25 ve %75 kusur durumu gözetilerek, yapılan tazminat hesabı ile sigortanın ödeme tarihi itibari ile destekten yoksunluk tazminatı ödemesine yeterli olup, o tarih itibari ile zararın karşılandığı ve bakiye zarar bulunmadığı yönüyle, bilirkişi …’dan alınan 13/08/2018 tarihli hesap raporunda anılan kusur durumları ve TRH Yaşam tablosuna göre bakiye ölüm süresi belirlenerek asgari ücretten gelir hesabıyla desteğin kaybı nedeniyle 17/02/2017 tarihindeki verilere göre tazminat hesaplanmış ise de, bilirkişi tarafından yapılan tazminat hesabında yargıtay uygulamalarına aykırı şekilde ve davacılar aleyhine sonuç doğuracak şekilde devre başı ödemeli belirli süreli rant formülüne ve %1,8 iskonto oranı (teknik faiz) üzerinden yapılan hesaplama hatalı olmakla anılan rapora istinaden sigortanın yaptığı ödemenin yeterli olduğu benimsenerek davacıların bakiye zararı bulunmadığı yönündeki tespit hatalı olmakla bilirkişi raporu bu yönüyle hüküm kurmaya elverişli değildir. Yapılması gereken yargıtay uygulaması ve kabulleri doğrultusunda sigorta şirketinin ödeme yaptığı 17/02/2017 tarihi itibariyle desteğin asgari ücretten geliri davalı sürücünün %25 kusuru, TRH 2010 yaşam tablosuna göre bakiye yaşam süreleri ve progresif rant yöntemi ile Yargıtay 4.HD’nin yerleşik ilke ve uygulaması doğrultusunda hesaplama yapılması ve çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekmektedir.
Manevi tazminat yönüyle de tarafların olaydaki kusur durumu, davacılar desteğinin yakınlığı, olay üzerinden geçen süre, paranın alım gücü, manevi tazminatın kişide tatmin duygusu etkisi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ve benzeri ilkeler gözetildiğinde davacıların zararını karşılamakta yetersiz olup, davacılar vekilinin itirazı bu yönüyle de haklı olup, kabulü gerekmektedir.
Hal böyle olunca açıklanan nedenler ve tüm dosya içeriğine göre; davacılar vekilinin istinaf isteminin kabulü ile 6100 Sayılı HMK.’nun 353/1 inci fıkrasının (a-6) bendi gereğince ilk derece mahkemesi kararının esası incelenmeden kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1 fıkra (a-6) bendi gereğince kararının KALDIRILMASINA,
2-Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas – … Karar sayılı, 07/02/2020 tarihli kararının 6100 Sayılı HMK’nun 353/1 fıkra (a-6) bendi gereğince ESASI İNCELENMEDEN KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren Denizli Asliye Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı tarafın peşin yatırdığı 54,40 TL istinaf karar harcının isteği halinde iadesine,
148,60 TL istinaf yoluna başvuru harcının mahsubu ile Hazineye gelir kaydına,
5-Kararın taraflara tebliği, vs işlemlerinin mahkemesince yerine getirilmesine,
İlişkin dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 13/10/2022 tarihinde, 6100 sayılı HMK’nun 353. maddesi (1-a) bendi gereğince KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.

….