Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/878 E. 2023/1028 K. 23.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3.HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/03/2023
DAVANIN KONUSU : MENFİ TESPİT-İHTİYATİ TEDBİR
İSTİNAF TALEP TARİHİ : 19/04/2023
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 23/05/2023
KARARIN YAZIM TARİHİ : 26/05/2023

İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen ara kararı aleyhine davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş olduğu anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine verilen dava dilekçesinde özetle; 09/02/2023 tarihinde … A.Ş tarafından iş yerine gelindiğini, kaçak/usulsüz elektrik tespit tutanağı tutulduğunu, müvekkil işletmeye 06/09/2022-10/11/2022 tarihleri arasında 65 gün, 11/11/2022-09/02/2023 tarihleri arasında 90 gün olmak üzere toplamda 155 günlük 2 fatura çıkarıldığını, toplam bedelin 196.802,69 TL olduğunu, ancak müvekkilinin işletmeyi devraldığından beri elektrik aksamında herhangi bir değişiklik yapmadığını, bu nedenle usulsüz-kaçak elektrik kullanımı iddiasından tutulan tutanak ile ekteki faturalar usule, yasaya ve hakkaniyete uygun olmadığından müvekkilinin bu faturadan dolayı borçlu olmadığının tespitine, kaçak elektrik kullanımından bahisle müvekkilinin işyerinin elektriği kesilme tehlikesi bulunduğunu bildirerek öncelikle müvekkili şirketin işyerinin elektriğinin kesilmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
YEREL MAHKEME ARA KARARI : Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas ve 16/02/2023 tarihli ara kararı ile; “tüm dosya kapsamından; Davaya konu 23/02/2023 son ödeme tarihli 42.140,58 TL ve 23/02/2023 son ödeme tarihli 154.662,11 TL olmak üzere toplam 196.802,69 TL’lik kaçak elektrik enerjisi tüketiminden kaynaklı fatura bedellerine ilişkin, mahkeme işbu davası sonuçlanıncaya kadar, fatura bedellerinin %20’si üzerinden hesap edilen 39.560,54 TL teminatın yatırılması halinde davacının … elektrik abonelik sözleşmesiyle kullandığı elektrik hizmetinin kesilmesinin engellenmesine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 393/1. maddesi gereğince, ihtiyati tedbire ilişkin bu kararın tebliğ tarihinden itibaren 1 haftalık kesin süre içerisinde teminatın yatırılmaması halinde, tedbir isteyen tarafın tedbir talebinden kendiliğinden vazgeçmiş sayılmasına, ” karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından 14/02/2023 tarihli dilekçesi ile itiraz edilmiş, mahkemece duruşma yapılarak 15/03/2023 tarihli ara kararı ile; ihtiyati tedbire karşı yapılan itirazın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF TALEBİ VE SEBEPLERİ: Davalı vekili 19/04/2023 tarihli istinaf dilekçesinde; kaçak/usulsüz tespit tutanaklarının aksi sabit olana kadar geçerli olduğunu, davacının hukuka aykırı eylemi bulunması sebebiyle tedbir kararı verilmesinin mevzuata aykırı düşeceğini, tedbir kararının yerinde olmadığını, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: 6100 sayılı HMK’nun 355/1 maddesi uyarınca, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, kaçak elektrik kullanımı nedeniyle tahakkuk ettirilen faturalar nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ve kesilen elektriğin yeniden bağlanması yönünde ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, 16/02/2023 tarihli ara kararı ile; davaya konu 23/02/2023 son ödeme tarihli 42.140,58 TL ve 23/02/2023 son ödeme tarihli 154.662,11 TL olmak üzere toplam 196.802,69 TL’lik kaçak elektrik enerjisi tüketiminden kaynaklı fatura bedellerine ilişkin, mahkeme işbu davası sonuçlanıncaya kadar, fatura bedellerinin %20’si üzerinden hesap edilen 39.560,54 TL teminatın yatırılması halinde davacının … elektrik abonelik sözleşmesiyle kullandığı elektrik hizmetinin kesilmesinin engellenmesine, karar verilmiş karara karşı davalı vekili tarafından 14/02/2023 tarihli dilekçesi ile itiraz edilmiş, mahkemece 15/03/2023 tarihli ara kararı ile; ihtiyati tedbire karşı yapılan itirazın reddine karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
HMK’ nun 389. maddesinde ”Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır” hükmü düzenlenmekle ihtiyati tedbir açıklanmıştır.
6100 sayılı HMK 389 ve devamı maddelerinde düzenlenen İhtiyati tedbir hukuki müsessesi ile davanın açılması ile hüküm arasında geçen zaman içinde müddeabihin çeşitli şekillerde istenmeyen değişikliklere maruz kalması veya maruz bırakılması mümkündür. Bu değişiklikler sonucu davanın sonunda elde edilecek hükmün icrası, mümkün olmayabilir veya çok güçleşebilir. İşte ortaya çıkan bu tehlikeyi bertaraf etmek amacıyla ihtiyati tedbir müessesesi kabul edilmiştir.
HMK’nun 389. maddesinde ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, söz konusu maddede; meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkânsız hâle geleceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan hâller, genel bir ihtiyatî tedbir sebebi ve şartı olarak kabul edilmiştir. Mahkemece, ihtiyatî tedbir yargılamasının gerektirdiği inceleme ve ispat kuralları dikkate alınarak, yapılan incelemeden sonra, bu sakınca veya zararı ortadan kaldıracak tedbire karar verilmesi mümkün olacaktır.
İhtiyatî tedbirde asıl olan, ihtiyatî tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyatî tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyatî tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş ihtiyatî tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyatî tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmıştır.
HMK’nun 390/1 maddesi gereğince; dava açıldıktan sonra ihtiyati tedbir davanın görüldüğü mahkemeden talep edilir, bu nedenle davaya bakan mahkeme tedbir konusunda görev ve yetkilidir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre mahkemece ihtiyati tedbir kararı verilmemesi halinde sakıncalı bir halin veyahut telafisi imkansız ciddi bir zararın doğma ihtimalinin bulunduğu, esas dava ile elde edilmek istenilen hukuki yararın tedbir talebi ile sağlanmaya çalışılması durumunun söz konusu olmadığı, tedbir kararının ve takdir edilen %20 oranındaki teminat miktarının 6100 sayılı HMK’nun 389 ve devamı maddelerindeki düzenlemelere usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, davalının tedbir kararına itirazı üzerine ilk derece mahkemesince itirazın reddine dair verilen kararda da usul ve yasaya aykırı bir durumun bulunmadığı, istinaf başvurusunun yerinde olmadığı kanaatine varıldığından; HMK’nun 353/1-b.1 maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- İncelenen ara kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan peşin alınan istinaf karar harcının ve istinaf kanun yoluna başvuru harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
3-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararla değerlendirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere, oybirliği ile karar verildi. 23/05/2023