Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/11/2022
DAVANIN KONUSU: İTİRAZIN İPTALİ
İSTİNAF TALEP TARİHİ: 23/11/2022
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/01/2023
KARARIN YAZIM TARİHİ: 26/01/2023
İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı aleyhine davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş olduğu anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, ödeme emri borçluya tebliğ edildiğini, borçlunun borcun tamamına itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, müvekkili şirket yetkililerinin ilgili adreste yaptığı inceleme sonucunda davalının Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğine göre kaçak elektrik kullandığının tespit edildiğini, …. seri numaralı kaçak tutanağı tanzim edilerek enerjinin kesildiğini ve kaçak elektrik tüketimine göre hesaplanan fatura ödenmediğini, bu nedenle davalı aleyhine 57.098,46 TL asıl alacak üzerinden icra takibi başlatıldığını, takibe karşı davalı borçlunun haksız olarak itiraz ettiğini belirterek; itirazın iptali ile takibin devamına ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :Davalı cevap dilekçesinde özetle; yetkili mahkemenin Burdur Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, sıfat yokluğu sebebiyle davanın reddi gerektiğini, davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını ve kaçak elektrik kullanmadığını, bu nedenle davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YEREL MAHKEME KARARI : Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas, …. Karar sayılı ve 02/11/2022 tarihli kararı ile; “Sözleşmeden kaynaklanan davalarda yetkili mahkeme sözleşmenin ifa yeri mahkemesi ile genel yetkili mahkeme olan davalının yerleşim yeri mahkemesi olduğu, davaya konu usulsüz kullanım işlemi Burdur’da gerçekleşmiş olup ilgili iş yeri bu ildedir. Ayrıca davalının yerleşim yeri de Burdur ilidir. Davalı cevap dilekçesinde usulüne uygun şekilde yetki itirazında bulunduğu, bu halde davaya bakmakta Burdur Mahkemelerinin yetkili olduğu usulüne uygun yetki itirazı da olduğu” gerekçesiyle; mahkemenin yetkisizliğine, karar kesinleştiğinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili Burdur Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) gönderilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF TALEBİ VE SEBEPLERİ: Davacı vekili 23/11/2022 tarihli istinaf dilekçesinde; davanın haksız fiilden kaynaklandığını, HMK’nun 16. Maddesi gereğince müvekkilinin adresinin bulunduğu yerde davanın açılabileceğini, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: 6100 sayılı HMK’nun 355/1 maddesi uyarınca, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, kaçak elektrik kullanımından kaynaklanan alacağa ilişkin başlatılan icra takibi nedeniyle açılan itirazın iptali davasıdır.
İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçelerle; mahkemenin yetkisizliğine, karar kesinleştiğinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili Burdur Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) gönderilmesine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır.
6102 sayılı TTK. 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Anılan maddenin birinci fıkrasında her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Buna göre bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 12. maddesinde “Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir” hükmünü içermektedir.
26/06/2012 tarihinde kabul edilen ve 30 Haziran 2012 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 6335 sayılı yasanın 2.maddesinde, “6102 sayılı Kanun’un 5.maddesinin başlığı” 2. ticari davalar ve çekişmesiz yargı işlerinin görüleceği mahkemeler” şeklinde, 1. fıkrasında yer alan “davalara” ibaresi ise davalar ve ticari nitelikteki “çekişmesiz yargı işlerine” şeklinde 3.ve 4. fıkraları değiştirilmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır”. şeklinde düzenlenmiştir.
6102 sayılı TTK 16/1.maddesinde: “Ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılırlar.” ve TTK’nun 19.maddesinde “Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır. Ancak, gerçek kişi olan bir tacir, işlemi yaptığı anda bunun ticari işletmesiyle ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği veya işin ticari sayılmasına durum elverişli olmadığı takdirde borç adi sayılır. Taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılır” hükmü bulunmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davanın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde öngörülen mutlak ticari dava mahiyeti taşımadığı, davalının tacir olmadığı, Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olmadığı, tarafların sıfatına ve uyuşmazlığın niteliği dikkate alındığında uyuşmazlığın çözümünde genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu, yetki itirazının da görevli mahkemece değerlendirilmesi gerektiği, mahkemece HMK’nun 114/1-c, 115/2. Maddeleri gereğince davanın usulden reddine ve dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, yetkisizlik kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile; HMK’nun 353/1.a-3 maddesi gereğince, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye geri gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-HMK’nun 353/1.a-3 maddesi uyarınca Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas, …. Karar sayılı ve 02/11/2022 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren yerel mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacıdan peşin alınan istinaf karar harcının talep halinde davacıya ilk derece mahkemesince iadesine,
5-Davacıdan alınan istinaf kanun yoluna başvuru harcının Hazineye irad kaydedilmesine,
6-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararla değerlendirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere,oybirliği ile karar verildi. 24/01/2023