Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/1862 E. 2023/1943 K. 09.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3.HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/09/2023
DAVANIN KONUSU: İTİRAZIN İPTALİ
İSTİNAF TALEP TARİHİ:06/10/2023
İSTİNAF KARAR TARİHİ:09/11/2023
KARARIN YAZIM TARİHİ:09/11/2023

İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş ve talebin süresinde olduğu anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine verilen dava dilekçesinde özetle; davalı abonenin ticarethane grubu üzerinden kullandığı elektrik enerjisinin karşılığı olan fatura bedelini ödememesi üzerine hakkında Antalya Abonelik Sözleşmeleri İcra Dairesinin ….. Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini beyanla davalının takibe yönelik haksız itirazının iptali ile takibin devamına, alacağı teminen davalının mal varlığı üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
YEREL MAHKEME KARARI : Antalya 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas sayılı 28/09/2023 tarihli kararı ile; “ihtiyati haciz talebinin reddine” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF TALEBİ VE SEBEPLERİ: Davacı vekili tarafından 06/10/2023 tarihinde sunulan istinaf dilekçesi ile; taraflar arasında abonelik sözleşmesi bulunduğunu, dosyaya abonelik sözleşmesi ve faturanın sunulduğunu, böylece alacağın varlığına ilişkin yaklaşık ispatın sağlandığını, İİK.257.maddesindeki koşulların oluştuğunu belirterek, ilk derece mahkemesinin ara kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:HMK’nun 355. Maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda;
Dava; davalı abonenin kullandığı elektrik enerji bedelini ödemediğinden bahisle başlatılmış icra takibine yönelik itirazın iptali olup, davacı vekili ayrıca alacağı teminen davalının mal varlığı üzerine ihtiyati haciz konulmasını da istemiştir.
İlk derece mahkemesince; 28/09/2023 tarihli ara karar ile alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiği yönündeki gerekçeyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş, karar süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinafa konu uyuşmazlık; İİK 257 ve devamı maddeleri gereğince ihtiyati haciz koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
İhtiyati haciz, HMK 406/2 maddesinde geçici hukuki koruma olarak kabul edilmiş, ihtiyati haczin şartları ve etkileri ise İİK 257. maddesinde aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir;
“Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.
Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:
1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa;
Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.” Maddenin birinci fıkrasında vadesi gelmiş borçlar için ihtiyati haciz talep etme koşulları; ikinci fıkrada ise vadesi gelmemiş borçlar için ihtiyati haciz istenebilecek haller düzenlenmiştir.
Gerek birinci, gerekse ikinci fıkra hükümleri dikkate alındığında, ihtiyati haciz talep edebilmek için, öncelikle ortada bir para borcunun bulunması, bir diğer deyişle ihtiyati haciz talep eden kişinin talep konusu borcun alacaklısı sıfatına sahip olması gerekir.
Maddenin birinci fıkrasına göre ihtiyati haciz isteyebilmek için, alacağın kural olarak vadesinin gelmiş olması gerekir. Vadesi gelmiş borçlar için ihtiyati haciz istenebilmesinin diğer bir şartı ise alacak rehin ile temin edilmemiş olmalıdır. Rehin ile temin edilmiş olan bir alacak teminata haiz olduğu için ihtiyati hacize gerek yoktur.
Fakat rehinli malın kıymetinin rehinli alacağı karşılamayacağı tahmin ediliyorsa, karşılanamayacağı (açık kalacağı) tahmin edilen bölümü için, ihtiyat haciz istenebilir. Yine alacağın rehin ile temin edilmiş olmasına rağmen, istisna olarak, ilk önce rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapmak zorunluluğu olmayan hallerde, alacaklı (rehinle temin edilmiş olan alacağı için) ihtiyat haciz isteyebilir.
Yukarıda belirtilen şartların bulunması halinde, vadesi gelmiş bir borcun alacaklısı başka bir şart aranmaksızın ihtiyati haciz isteme hakkına sahiptir.
Vadesi gelmemiş bir borçtan dolayı ihtiyati haciz talep edilebilmesi ise; İİK.’nun 257 maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenmiştir. Söz konusu fıkraya göre, borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa, borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa, bu hallerde ihtiyati haciz talep edilebilecektir.
İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip,uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi yaklaşık ispat yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmaz.
Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya bakıldığında; davacı vekilinin dava konusu yaptığı alacağını dosyaya sunduğu delillerle yaklaşık ispat kuralı kapsamında mahkemede kanaat uyandıracak yeterlilikte ispatlamış bulunmasına göre ihtiyati haciz isteminin uygun bir teminat mukabilinde kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle talebin reddi cihetine gidilmesi doğru görülmemiştir.
Ne var ki, mahkemenin kararındaki hukuka aykırılığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile HMK’nun 353/1.b-2.maddesi uyarınca duruşma açılmaksızın ilk derece mahkemesinin 28/09/2023 tarihli ara kararının kaldırılarak “davacı vekilinin ihtiyati haciz isteminin dava konusu alacağın %15’i değerinde teminat mukabilinde kabulü ile davalının mal varlığı üzerine alacak miktarını (63.170,12 TL) karşılayacak tutarda ihtiyati haciz konulmasına, teminatın nakdi olarak yatırılması veya teminat mektubu sunulması halinde infazı için icra müdürlüğüne müzekkere yazılmasına” şeklinde yeniden esas hakkında ara karar vermek gerekmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan nedenlerle;
I-Davacı vekilinin İSTİNAF TALEBİNİN KABULÜNE,
II-HMK’nun 353/1.b.2 maddesi uyarınca Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 28/09/2023 tarihli ve …. Esas sayılı ARA KARARININ KALDIRILARAK, ESAS HAKKINDA AŞAĞIDAKİ ŞEKİLDE YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
-Davacı vekilinin ihtiyati haciz isteminin dava konusu alacağın %15’i değerinde teminat mukabilinde kabulü ile davalının mal varlığı üzerine alacak miktarını (63.170,12 TL) karşılayacak tutarda ihtiyati haciz konulmasına, teminatın nakdi olarak yatırılması veya teminat mektubu sunulması halinde infazı için icra müdürlüğüne müzekkere(ilk derece mahkemesince) yazılmasına”
III-İstinaf yargılaması yönünden
1-İstinaf talebinde bulunan davacıdan peşin alınan istinaf karar harcının istek halinde davacıya İlk derece mahkemesince iadesine ,
2-İstinaf talebinde bulunan davacıdan peşin alınan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye irad kaydedilmesine,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin nihai kararla birlikte değerlendirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere, oybirliği ile karar verildi. 09/11/2023