Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/1805 E. 2023/1930 K. 09.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3.HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/09/2023
TALEP KONUSU: İHTİYATİ HACİZ
İSTİNAF TALEP TARİHİ:25/09/2023
İSTİNAF KARAR TARİHİ:09/11/2023
KARARIN YAZIM TARİHİ:09/11/2023

İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş ve talebin süresinde olduğu anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:Talep eden vekili tarafından ilk derece mahkemesine verilen talep dilekçesinde özetle; borçlunun abonesi bulunduğu adresteki sayaç üzerinde yapılan kontrol neticesinde sayacın gerilimlerine müdahale edilerek gerilim olmadan akım sağlandığının ve böylece borçlunun kaçak elektrik kullandığının tespit edildiğini, kaçak elektrik kullanımı sebebiyle toplamda 7.586.299,73 TL tutarında faturaların tahakkuk ettirildiğini, borçlunun borcunu ödemediğini, yaklaşık ispat koşulunun somut olayda oluştuğunu beyanla alacağı karşılayacak miktarda borçlunun mal varlığı üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
YEREL MAHKEME KARARI : Antalya 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin …. D.İŞ Esas -…. D.İŞ karar sayılı 15/09/2023 tarihli kararı ile; “ihtiyati haciz talebinin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF TALEBİ VE SEBEPLERİ: Talep eden vekili tarafından 25/09/2023 tarihinde sunulan istinaf dilekçesi ile; borçlunun abonesi bulunduğu adresteki sayaç üzerinde yapılan kontrol neticesinde sayacın gerilimlerine müdahale edilerek gerilim olmadan akım sağlandığının ve böylece borçlunun kaçak elektrik kullandığının tutanaklarla tespit edildiğini, borçlunun borcunu ödemediğini, yaklaşık ispat koşulunun somut olayda gerçekleştiğini, kaçak elektrik tespit tutanağının aksi sabit oluncaya kadar geçerli resmi belgelerden olduğundan kaçak elektrik kullanımının varlığına kanaat oluşturduğunu, İİK 257 maddesindeki ihtiyati haciz koşullarının oluştuğunu, kaçak elektrik kullanımının aynı zamanda haksız fiil niteliğinde olduğunu ve suç teşkil ettiğini belirterek, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:HMK’nun 355. Maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda;
Talep; kaçak elektrik bedelinden kaynaklı alacağın temini için ihtiyati haciz istemlidir.
İlk derece mahkemesince; 15/09/2023 tarihli karar ile yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği ve alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiği yönündeki gerekçeyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş, karar süresi içerisinde alacaklı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinafa konu uyuşmazlık; İİK 257 ve devamı maddeleri gereğince ihtiyati haciz koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
İhtiyati haciz, HMK 406/2 maddesinde geçici hukuki koruma olarak kabul edilmiş, ihtiyati haczin şartları ve etkileri ise İİK 257. maddesinde aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir;
“Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.
Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:
1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa;
Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.” Maddenin birinci fıkrasında vadesi gelmiş borçlar için ihtiyati haciz talep etme koşulları; ikinci fıkrada ise vadesi gelmemiş borçlar için ihtiyati haciz istenebilecek haller düzenlenmiştir.
Gerek birinci, gerekse ikinci fıkra hükümleri dikkate alındığında, ihtiyati haciz talep edebilmek için, öncelikle ortada bir para borcunun bulunması, bir diğer deyişle ihtiyati haciz talep eden kişinin talep konusu borcun alacaklısı sıfatına sahip olması gerekir.
Maddenin birinci fıkrasına göre ihtiyati haciz isteyebilmek için, alacağın kural olarak vadesinin gelmiş olması gerekir. Vadesi gelmiş borçlar için ihtiyati haciz istenebilmesinin diğer bir şartı ise alacak rehin ile temin edilmemiş olmalıdır. Rehin ile temin edilmiş olan bir alacak teminata haiz olduğu için ihtiyati hacize gerek yoktur.
Fakat rehinli malın kıymetinin rehinli alacağı karşılamayacağı tahmin ediliyorsa, karşılanamayacağı (açık kalacağı) tahmin edilen bölümü için, ihtiyat haciz istenebilir. Yine alacağın rehin ile temin edilmiş olmasına rağmen, istisna olarak, ilk önce rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapmak zorunluluğu olmayan hallerde, alacaklı (rehinle temin edilmiş olan alacağı için) ihtiyat haciz isteyebilir.
Yukarıda belirtilen şartların bulunması halinde, vadesi gelmiş bir borcun alacaklısı başka bir şart aranmaksızın ihtiyati haciz isteme hakkına sahiptir.
Vadesi gelmemiş bir borçtan dolayı ihtiyati haciz talep edilebilmesi ise; İİK.’nun 257 maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenmiştir. Söz konusu fıkraya göre, borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa, borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa, bu hallerde ihtiyati haciz talep edilebilecektir.
İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip,uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi yaklaşık ispat yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmaz.
Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya bakıldığında; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına,yaklaşık ispat kuralı uyarınca alacağın varlığına kanaat getirecek yeterlilikte delilin dosyada yer almamasına göre mahkemece tesis edilen kararda herhangi bir hukuka aykırı yön görülmediğinden alacaklı vekilinin yerinde bulunmayan bütün istinaf sebeplerinin HMK’nun 353/1.b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İncelenen kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla; talep eden vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden alacaklı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcı ile istinaf kanun yoluna başvuru harcının hazineye irad kaydedilmesine,
3-İstinaf yargılama giderlerinin yargılama sonunda verilecek hükümle birlikte değerlendirilmesine, artan gider avansının ilk derece mahkemesince istinaf talebinde bulunan tarafa iadesine
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.09/11/2023