Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/1326 E. 2023/1491 K. 15.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3.HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/06/2023
DAVANIN KONUSU : MENFİ TESPİT
İSTİNAF TALEP TARİHİ : 22/06/2023
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 15/09/2023
KARARIN YAZIM TARİHİ : 15/09/2023

İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen ara kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş ve talebin süresinde olduğu anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine verilen dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket aleyhine davalı şirket tarafından fatura kesildiğini, daha önce de davalı şirket tarafından fatura düzenlendiğini ve buna istinaden iki ayrı icra takibi açıldığını, fatura nedeniyle müvekkilinin icra tehdidi altında olduğunu, ancak davalı şirkete bu kadar borcunun bulunmadığını, abonesiz kullanım olması ihtimalinin bile davalı şirketin kusurundan kaynaklandığını, müvekkilinin işlettiği “…” isimli otel için alınmış bir aboneliğinin zaten var olduğunu, müvekkilinin onayı ve bilgisi dışında müvekkilinin aboneliğinin başka bir kiracı üzerine geçirildiğini, yapılan bu işlemin hukuka aykırı olduğunu, hem müvekkili şirketin aboneliğinin alındığını hem de abonesiz elektrik kullanım bedeli adı altında borç çıkartıldığını, davalı şirketin faturayı yüksek bedelden ve fahiş oranlarda hesap ederek düzenlediğini beyanla öncelikle müvekkilinin işlettiği otele ait elektriğin kesilmemesi yönünde tedbir kararı verilerek tedbir kararının …’e müzekkere yazılarak bildirilmesini, müvekkilinin davalı şirkete fatura bedeli olan 82.929,21 TL kadar borcu bulunmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili tarafından ilk derece mahkemesine verilen cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın haklılığını yaklaşık olarak ispatlaması gerektiğini, tedbir kararının müvekkili şirketin zararını haksız yere arttırdığını, taraflar arasındaki menfaat dengesini müvekkili aleyhine değiştirdiğini, kaçak kullanımın delillerle kanıtlanamadığını, davacı tarafın kaçak elektrik enerjisi tükettiğinin sabit olduğunu, ispat yükünün davacı tarafın üzerinde olduğunu savunarak, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını ve davanın reddini talep etmiştir.
YEREL MAHKEME KARARI : Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı 13/06/2023 tarihli ara kararı ile; “ihtiyati tedbire itirazın reddine” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF TALEBİ VE SEBEPLERİ: Davalı vekili tarafından 22/06/2023 tarihinde sunulan istinaf dilekçesi ile; HMK 390/3 maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için talep edenin davanın esası yönünden haklılığını yaklaşık olarak ispatlaması gerektiğini, aksi takdirde davalı şirketin zararının haksız yere gün geçtikte artacağını, davacının haklılığını yaklaşık olarak ispatlayamamasına rağmen tedbir talebinin kabul edildiğini, henüz delillerin toplanmadığını ve davacı tarafından dosyaya iddiasını ispatlayacak nitelikte delil sunulmadığını, ihtiyati tedbirle asıl davada beklenen amacın elde edilemeyeceğini, mahkemenin uyuşmazlığı çözer mahiyette tedbire hükmettiğini, benzer talepli dosyalarda ilk derece mahkemesinin tedbir taleplerini reddettiğini, davacının kaçak elektrik kullandığının tutanakla tespit edildiğini, davaya konu yapılan işlemlerin Elektrik Piyasası Kanunu ve ilgili mevzuat hükümlerine uygun olarak gerçekleştirildiğini belirterek, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:HMK’nun 355. Maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda;
Dava, abonesiz/usulsüz kaçak elektrik kullanıldığı iddiasıyla düzenlenmiş fatura bedeli yönünden davacının borçlu olmadığının tespiti istemli olup, davacı vekilince yargılama devam edene kadar davacının işlettiği otele ait elektriğin kesilmemesi yönünde tedbir kararı verilmesi de talep edilmiştir.
Mahkemece; 16/01/2023 tarihli ara karar ile teminat mukabilinde ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, davaya konu elektrik aboneliğine ilişkin elektrik hizmetinin kaçak elektrik ve kaçak elektriğe ilişkin ek tahakkuktan kaynaklı olarak kesilmemesi yönünde tedbire hükmedilmiş, davalı kurum vekilince tedbire itiraz edilmesi üzerine duruşma açılarak 13/06/2023 tarihli ara karar ile davalı vekilinin ihtiyati tedbire yönelik itirazının reddine karar verilmiş, karar süresi içerisinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
HMK’ nun 389. maddesinde ”Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır” hükmü düzenlenerek ihtiyati tedbir kurumu açıklanmıştır.
6100 sayılı HMK 389 ve devamı maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbir hukuki müsessesi ile davanın açılması ve hüküm arasında geçen zaman içinde müddeabihin çeşitli şekillerde istenmeyen değişikliklere maruz kalması mümkündür. Bu değişiklikler sonucu davanın sonunda elde edilecek hükmün icrası, mümkün olmayabilir veya çok güçleşebilir. İşte ortaya çıkan bu tehlikeyi bertaraf etmek amacıyla ihtiyati tedbir müessesesi kabul edilmiştir.
Mahkemece, ihtiyatî tedbir yargılamasının gerektirdiği inceleme ve ispat kuralları dikkate alınarak, yapılan incelemeden sonra, bu sakınca veya zararı ortadan kaldıracak tedbire karar verilmesi mümkün olacaktır. İhtiyati tedbir kararının kabulü veya reddi ,bir kısım genel ilkeler konulmak suretiyle , hakimin takdirine bırakılmıştır.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; ihtiyati tedbir kararı verilmemesi halinde sakıncalı bir halin veyahut telafisi imkansız ciddi bir zararın doğma ihtimalinin bulunduğu, esas dava ile elde edilmek istenilen hukuki yararın tedbir talebi ile sağlanmaya çalışılması durumunun söz konusu olmadığı, tedbir kararının 6100 sayılı HMK 389 ve devamı maddelerindeki düzenlemelere usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu , davalının tedbir kararına itirazı üzerine ilk derece mahkemesince itirazın reddine dair verilen kararda bu anlamda herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde bulunmayan bütün istinaf sebeplerinin HMK’nun 353/1.b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İncelenen ara kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla; davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85 TL istinaf karar ve ilam harcından, istinaf eden davalı tarafından peşin olarak yatırılan179,90 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 89,95 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydedilmesine,
3-Davalıdan peşin alınan istinaf kanun yoluna başvuru harcının hazineye irad kaydedilmesine,
4-İstinaf eden davalının istinaf aşamasında yaptığı yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince nihai kararla değerlendirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oybirliği ile karar verildi. 15/09/2023