Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/1212 E. 2023/1450 K. 12.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3.HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ALANYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/04/2023
DAVANIN KONUSU : İTİRAZIN İPTALİ
İSTİNAF TALEP TARİHİ : 09/05/2023
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 12/09/2023
KARARIN YAZIM TARİHİ : 13/09/2023

İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı aleyhine davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş olduğu anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; kurum görevlilerince 02/12/2019 tarihinde … Mahallesi, … Caddesi, … numaralı beach Alanya adresinde yapılan kontrolde … seri numaralı … marka kayıtsız sayaç ile su kullanımı yapıldığı tespit edildiğinden kullanıcı … Tur. inş. Taah. Tar. Gıda Tic. A.Ş. adına … numaralı kaçak su kullanım tutanağı düzenlendiğini, takibe konu olan borcun, söz konusu tutanağa istinaden oluşturulan … numaralı abonesiz kaydın … dönemine 3890 m³ karşılığı 45,481.50 TL. olarak tahakkuk ettirilen, ancak ödenmeyen fatura borcu olduğunu, davalı/borçlu taraf aleyhine 22/05/2022 tarihinde Alanya İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ancak davalı tarafça itiraz edilerek takibin durdurulduğunu belirterek, haksız ve kötüniyetle yapılan itirazın iptaline ve icra takibinin kaldığı yerden devamına, borca itiraz eden davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili verilen cevap dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından herhangi bir kaçak su kullanımı olmadığını, davacı tarafın tek taraflı olarak kendi lehine olacak şekilde düzenlediği belgelerin davaya dayanak gösterilmesi ve iş bu belgelere itibar edilmesinin hukuken mümkün olmadığını, tanıklarının keşif esnasında dinlenilmeleri halinde davacı tarafın yapmış olduğu işlemin usulsüz olduğunun görüleceğini, bu nedenle, yapılacak keşif sırasında dava konusu yerde davacı tarafın iddia etmiş olduğu gibi bir tesisatın bulunup bulunmadığının, dava konusu yerde su tesisatı varsa; suyun nereden geldiğinin, aboneden gelip gelmediğinin, su tesisatı varsa ve su kullanılıyorsa; kullanılan suyun …’ın kanalizasyon sistemine mi başka bir yere mi deşarj edildiğini, davacı tarafça tek taraflı olarak tutulan tutanağın, ilgili yönetmelik ve mevzuata göre usulüne uygun olup olmadığı hususlarının bilirkişilerce incelenmesini talep ettiklerini belirterek, zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulmadığından ve hak düşürücü süre geçtikten sonra ikame edildiğinden davanın usulden reddine, olmadığı takdirde davanın esastan reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
YEREL MAHKEME KARARI : Alanya Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı ve kararı ile; ” tüm dosya kapsamından; konusu bir miktar paranın ödenmesi olan itirazın iptali davası olduğu, davacı tarafından dosyaya arabuluculuk son tutanağı eklenmemiş olduğu, davacı vekili tarafından icra takibine konu alacağın haksız fiilden kaynaklandığı gerekçesi ile arabuluculuk yoluna başvurulmadığı, haksız fiilden kaynaklanan alacak nedeni ile arabuluculuğun dava şartı olmadığı belirtilmiş olduğundan mahkemece davacıya arabuluculuk son tutanağını sunması için süre verilmediği, davacı tarafın da kabulünde olduğu üzere, davadan önce dava şartı olan arabuluculuk yoluna başvurulmadığı, davanın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 4. maddesi gereğince ticari davalardan olduğu, aynı Kanunun 5/A maddesi gereği arabulucuya başvurulmasının dava şartlarından olduğu, davadan önce dava şartı olan arabuluculuk yoluna başvurulmadığı” gerekçesiyle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 114/2 ve 115/2 maddesi gereğince, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF TALEBİ VE SEBEPLERİ : Davacı vekili 09/05/2023 tarihli istinaf dilekçesinde; davanın “karşılıksız yararlanma” suçunu teşkil eden eylemden ve haksız fiilden kaynaklandığını, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunmadığını, davanın zorunlu arabuluculuğa tabi olmadığını, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: 6100 sayılı HMK’nun 355/1 maddesi uyarınca, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, kaçak su kullanım tutanağından kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçelerle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 114/2 ve 115/2 maddesi gereğince, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Dava şartları kamu düzenine ilişkin olmakla,dava şartının bulunup bulunmadığı hususu istinafa konu yapılmasa bile Dairemizce resen gözetilir.
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesinde yer alan düzenleme uyarınca, ülkemizde yargı yetkisinin, Türk Milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılacağı, 36. maddesinde de herkesin, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu, mahkemelerin ise görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamayacakları esası benimsenmiştir. Bununla birlikte, 07/06/2012 tarih ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ile bazı hukuki uyuşmazlıklar yönünden, bir yandan tarafların iradeleriyle kendi çözümlerini üretebilmeleri ve daha hızlı sonuç elde edilebilmeleri, öte yandan da mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla yine mahkemeler aracı kılınarak bazı tür hukuk uyuşmazlıklarında alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemi olarak “Arabuluculuk” müessesesi benimsenmiştir.
6102 sayılı TTK’na 06/12/2018 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı Kanunun 20. Maddesiyle eklenen 5/A-1 maddesinde; “Bu kanunun 4. Maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” düzenlemesi bulunmaktadır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na “dava şartı olarak arabuluculuk” başlıklı 18/A maddesi eklenmiştir.Bahsi geçen yasa maddesinde, “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Böylece söz konusu yasal değişikliklerle Ticaret Mahkemelerinde görülen uyuşmazlıklar yönünden arabulucuya başvurulması bir dava şartı olarak kabul edilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta; tarafların tacir olduğu, davacının ticari dava mahiyetinde olduğu, dava tarihi itibariyle arabuluculuğa başvurulmaksızın doğrudan dava açılmasının mümkün olmadığı, mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1.b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- İncelenen kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85 TL istinaf karar ve ilam harcından, istinaf eden davacı tarafından peşin olarak yatırılan 179,90 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 89,95 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydedilmesine, (Harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince yazılmasına,)
3-Davacıdan alınan istinaf kanun yoluna başvuru harcının Hazineye irad kaydedilmesine,
4-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansının ilk derece mahkemesince istinaf talebinde bulunana iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere, oybirliği ile karar verildi. 12/09/2023