Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/736 E. 2023/740 K. 11.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3.HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/01/2018
DAVANIN KONUSU : İSTİRDAT
İSTİNAF TALEP TARİHİ : 28/02/2022
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 11/04/2023
KARARIN YAZIM TARİHİ : 17/04/2023

İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı aleyhine davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş olduğu anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında elektrik aboneliği sözleşmesi bulunduğunu, müvekkili tarafından işletilen … isimli otelin elektrik alımının davalı şirketten sağlandığını, davalının düzenlediği 15 adet fatura karşılığında toplam 1.584.632,56 TL bedellin süresi içerisinde davalı şirkete ödendiğini, bununla birlikte anılan fatura bedelleri içeriğinde kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli ve sayaç okuma/psh bedeli gibi yasal olmayan ve tüketilen enerjinin karşılığı olmadığı için faturaya yansıtılamayacak kalemlerin bulunmasının yanında; yine faturaların içeriğine dahil edilen ve bu kalemlerin haksız bir şekilde aktif enerji tüketimine eklenmesi üzerinden (%2) TRT payı, enerji fonu, Belediye Tüketim Vergisinin (BTV) eklenerek fazla hesaplandığını, bu çerçevede, haksız ve hukuki dayanağı bulunmadığı halde davacı şirkete ait faturalara eklenen bu kalemleri ödeme sorumluluğu bulunmadığını, öte yandan yasa gereği tahakkuk ettirilmesi gereken ancak hukuki dayanaktan yoksun bulunan ve yukanda belirtilen kalemler bakımından ise aradaki fark kadar borcu bulunmadığının olumsuz tespiti ile fazladan alınan bu kalemlerin iade edilmesi için işbu davanın açıldığını belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak fazla alınan 50.000,00.-TL’nin dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili tarafından ilk derece mahkemesine verilen cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı nedeniyle davanın reddi gerektiğini, esas yönünden de; söz konusu bedellerin ilgili mevzuat çerçevesinde EPDK tarafından belirlendiğini ve tahsilinin yasal zorunluluk teşkil ettiğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
YEREL MAHKEME KARARI : Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı ve 25/01/2018 tarihli kararı ile; ” tüm dosya kapsamından; Davacı … Tic. A.Ş’nin ilgili aylarda 420 no’lu Elektrik aboneliği üzerinden kullandığı kayıp/kaçak bedeli adı altında davalı …’nin 338.961.73 + 61.013.11 (KDV) = 399.974.840 tutarlı bedeli … Turizm ve Tıc. A.Ş. ‘den tahsil ettiği, davalı … A.Ş.’nin tahsil ettiği bu bedeli tahsil etmesinin yukarıda belirtilen Yargıtay kararları gereğince yerinde olmadığı, 6719 sayılı kanunun 21. ve 26. Maddelerinin dikkate alınması, yorumlanması ve kararı Yüksek Mahkemeye ait olmak üzere; mahkemelerin yetkisinin sadece bu bedellerin. Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış olduğundan, bundan sonra yapılacak olan incelemeler dava konusu bedellerin tahsilinin Kurumun çıkardığı yönetmeliklere aykırı olup olmadığı ile sınırlı olduğundan, dava konusu bedellerin de kurumun düzenleyici işlemlerine istinaden alındığından dolayı dava konusu yapılan bedellerin hukuka ve yasalara aykırı olduğu, davacı vekilinin talebi doğrultusunda alınan rapora göre davalı kurum tarafından yapılan kesintilerin mevcut EPDK düzenlemelerine ve yeni yasaya uyumlu olduğu anlaşıldığından fazla tahsil edilmiş bir bedel de bulunmadığı” gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF TALEBİ VE SEBEPLERİ: Davacı vekili 28/02/2022 tarihli istinaf dilekçesinde; dava tarihindeki yasal düzenlemelere göre davanın kabulü gerektiğini, yasa değişikliği sebebiyle davanın konusuz kaldığını, yargılama gideri ve vekalet ücretinden davalının sorumlu tutulması gerektiğini, yasaların geriye yürüyemeyeceğini, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: 6100 sayılı HMK’nun 355/1 maddesi uyarınca, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, elektrik aboneliği sözleşmesi gereğince fatura bedellerinin içinde yer alan kayıp – kaçak bedeli sair isimler adı altında haksız olarak alınan bedellerin iadesine ilişkin istirdat davasıdır.
İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Kayıp-kaçak, dağıtım ve iletim bedeli, sayaç okuma ve perakende satış hizmet bedeli ile ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 E.- 2014/679 K. sayılı kararı ile Anayasa’nın “Vergi Ödevi” başlıklı 73.maddesinde “Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi Bakanlar Kuruluna verilebilir” şeklindeki düzenlemeye göre kayıp-kaçak, sayaç okuma, dağıtım, perakende hizmet ve iletim bedeli uygulamasının EPDK kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden kanunlar ve ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde EPDK tarafından belirlenerek uygulandığından bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin EPDK’na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak elektrik bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan diğer kalemlere ilişkin bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne kadar bedel ödendiğinin bilinmesinin de şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğundan EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınması doğru bulunmayarak hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Dava açıldıktan sonra; 17/06/2016 gün ve 29745 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6719 Sayılı kanunla, 6446 sayılı kanunun “tarifeler ve tüketicilerin desteklenmesi başlıklı” başlıklı 17. Maddesinin 1 fıkrası “Bu Kanun kapsamında düzenlenen ve bir sonraki dönem uygulanması önerilen tarifeler, ilgili tüzel kişi tarafından Kurulca belirlenen usul ve esaslara göre, tarife konusu faaliyete ilişkin tüm maliyet ve hizmet bedellerini içerecek şekilde hazırlanır ve onaylanmak üzere Kuruma sunulur. Kurul, mevzuat çerçevesinde uygun bulmadığı tarife tekliflerinin revize edilmesini ister veya gerekmesi hâlinde resen revize ederek onaylar. İlgili tüzel kişiler Kurul tarafından onaylanan tarifeleri uygulamakla yükümlüdür.” 3. Fıkrası “Onaylanan tarifeler içinde, söz konusu tüzel kişinin tarife konusu faaliyetine ilişkin tüm maliyet ve hizmet bedelleri dışında piyasa faaliyetleri ile doğrudan ilişkili olmayan hiçbir unsur yer alamaz. İletim ek ücreti bu hükmün istisnasını oluşturur.” 4. Fıkrası “İlgili faaliyete ilişkin tüm maliyet ve hizmet bedellerini içeren Kurul onaylı tarifelerin hüküm ve şartları, bu tarifelere tabi olan tüm gerçek ve tüzel kişileri bağlar. Bir gerçek veya tüzel kişinin tabi olduğu tarifede öngörülen ödemelerden herhangi birini yapmaması hâlinde, söz konusu hizmetin durdurulabilmesini de içeren usul ve esaslar Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir. Kurul tarafından tüketici özelliklerine göre abone grupları belirlenebilir. Kurulca düzenlemeye tabi tarifeler, doğrudan nihai tüketiciye veya nihai tüketiciye yansıtılmak üzere ilgili tüketiciye enerji tedarik eden lisans sahibi tüzel kişilere yansıtılır.” 5. Fıkrası “Tarife onayı gerektiren bir lisansın verilmesi ile birlikte, içinde bulunulan yıla ait tarife de Kurulca incelenerek onaylanır.”, “Kurulca düzenlemeye tabi tarife türleri şunlardır” başlıklı 6. Fıkrasının, a bendi “Bağlantı tarifeleri: Bağlantı tarifeleri, ilgili bağlantı anlaşmasına dâhil edilecek olan bir dağıtım sistemine bağlantı için eşit taraflar arasında ayrım yapılmaması esasına dayalı fiyatları, hükümleri ve şartları içerir. Bağlantı tarifeleri, şebeke yatırım maliyetlerini kapsamaz; bağlantı yapan kişinin iç tesisatının dağıtım şebekesine bağlanması için inşa edilen bağlantı hattı kapsamında katlanılan masraflar ile sınırlıdır. Bağlantı hattının tüketici tarafından tesis edilmesi hâlinde, bağlantı hattı işletme ve bakım sorumluluğu karşılığı dağıtım şirketine devredilir, bu tüketicilerden bağlantı bedeli alınmaz.” b bendi “İletim tarifesi: TEİAŞ tarafından hazırlanacak olan iletim tarifesi; üretilen, ithal veya ihraç edilen elektrik enerjisinin iletim sistemi üzerinden naklinden yararlanan tüm kullanıcılara eşit taraflar arasında ayrım gözetmeksizin uygulanacak fiyatları, hükümleri ve şartları içerir. TEİAŞ’ın yapacağı şebeke yatırımları ve iletim ek ücretleri iletim tarifesinde yer alır.” ç bendi “Dağıtım tarifeleri: Dağıtım şirketleri tarafından hazırlanacak olan dağıtım tarifeleri, elektrik enerjisinin dağıtım sistemi üzerinden naklinden yararlanan tüm gerçek ve tüzel kişilere eşit taraflar arasında ayrım gözetmeksizin uygulanacak hizmetlere ilişkin fiyatları, hükümleri ve şartları içerir. Dağıtım tarifeleri; dağıtım sistemi yatırım harcamaları, sistem işletim maliyeti, teknik ve teknik olmayan kayıp maliyeti, kesme-bağlama hizmet maliyeti, sayaç okuma maliyeti, reaktif enerji maliyeti gibi dağıtım faaliyetinin yürütülmesi kapsamındaki tüm maliyet ve hizmetleri karşılayacak bedellerden oluşur. Dağıtım şirketlerinin tarifelerine esas alınacak teknik ve teknik olmayan kayıplara ilişkin hedef oranlar bu kayıpları düşürmeyi teşvik edecek şekilde Kurul tarafından belirlenir. Kurulca belirlenen hedef oranlarını geçmemek kaydı ile teknik ve teknik olmayan kayıplara ilişkin maliyetler dağıtım tarifelerinde yer alır ve tüketicilere yansıtılır. Teknik ve teknik olmayan kayıplara ilişkin hedef oranlarının tespiti ve değiştirilmesi ile oluşacak maliyetin tarifelerde yer alması ve tüketicilere yansıtılmasına ilişkin usul ve esaslar Kurul tarafından düzenlenir.” d bendi “Perakende satış tarifeleri: Serbest tüketici niteliğini haiz olmayan tüketiciler için, eşit taraflar arasında ayrım gözetmeksizin uygulanacak fiyatları, hükümleri ve şartları içerir. Serbest tüketici niteliğini haiz olmayan tüketicilere uygulanacak perakende satış tarifeleri, görevli tedarik şirketi tarafından önerilir ve Kurul tarafından incelenerek onaylanır. Tedarik lisansı sahibi şirketin lisansında, elektrik enerjisi tüketim miktarlarına göre değişen tipte tarifelerin veya fiyat aralıklarının uygulanmasına ilişkin yükümlülükler yer alabilir ve buna ilişkin hususlar Kurul tarafından düzenlenir. Perakende satış tarifeleri, aktif enerji maliyeti, faturalama ve müşteri hizmetleri maliyeti, perakende satış hizmet maliyeti gibi perakende satış faaliyetinin yürütülmesi kapsamındaki tüm maliyet ve hizmetleri karşılayacak bedellerden oluşur.” f bendi “Son kaynak tedarik tarifesi: Serbest tüketici niteliğini haiz olduğu hâlde elektrik enerjisini, son kaynak tedarikçisi olarak yetkilendirilen tedarik lisansı sahibi şirket dışında bir tedarikçiden temin etmeyen tüketicilerin rekabetçi piyasaya geçmesini teşvik edecek ve son kaynak tedarikçisinin makul kâr etmesine imkân verecek düzeyde, yürürlükteki perakende satış tarifeleri ile piyasa fiyatları dikkate alınarak hazırlanır. Ancak, bu sınırlamalarla bağlı olmaksızın; Kurulca sosyal ve ekonomik durumlar gözetilerek belirlenecek bir miktarın altında elektrik enerjisi tüketen tüketiciler için ayrı tarife yapılabilir. Son kaynak tedarik yükümlülüğü kapsamında uygulanması öngörülen tarifeler tedarik lisansı sahiplerince ayrıca teklif edilir. Son kaynak tedarik tarifesi, aktif enerji maliyeti, faturalama ve müşteri hizmetleri maliyeti, perakende satış hizmet maliyeti gibi son kaynak tedariği kapsamındaki tüm maliyet ve hizmetleri karşılayacak bedellerden oluşur.” şeklinde değiştirilmiş, yine 17. Maddeye eklenen 10 fırkası ile “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilmiştir.
Ayrıca, 6719 sayılı Kanun’un 26.maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen Geçici 19.madde de; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” ve Geçici 20.madde de ise, “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17.madde hükümleri uygulanır” hükmü getirilmiştir.
15/02/2018 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 2016/150 Esas, 2017/179 Karar ve 28.12.2017 tarihli kararı ile 6719 sayılı Kanunla 6446 sayılı Kanuna eklenen ve ” kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır. ” şeklinde düzenleme getiren geçici 20. maddeye ilişkin iptal başvurusunun reddine karar verilmiştir.
Her ne kadar Anayasa Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı ile; 6719 sayılı Kanunun 17/10 maddesinde düzenlenen ” kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda, tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi bu bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. ” şeklindeki hüküm Anayasaya aykırı görülerek iptal edilmiş ise de, davacı tarafın dava dilekçesinde EPDK tarafından belirlenen tarifelere aykırı bir bedel alındığına yönelik iddiası mevcut olmadığından, söz konusu maddenin iptal edilmesinin eldeki dava açısından sonuca etkili olmadığı, dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı yasal düzenleme ile yapılan değişiklik neticesinde davanın konusuz kaldığı ve dava tarihi itibariyle Yargıtay içtihatlarına göre davacının haklı olduğu ve davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği, davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, davacı tarafın istinaf talebinin yerinde olduğu, ancak yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden; HMK 353/1.b-2 maddesi gereğince, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, ” dava konusuz kaldığından davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde yeniden esas hakkında aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan nedenlerle;
I-Davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN KABULÜNE,
II-HMK’nun 353/1.b.2 maddesi uyarınca Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı ve 25/01/2018 tarihli KARARININ KALDIRILARAK, ESAS HAKKINDA AŞAĞIDAKİ ŞEKİLDE YENİDEN KARAR VERİLMESİNE,
1- Dava konusuz kaldığından davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Alınması gerekli 179,90 TL karar ve ilam harcının, davacıdan peşin alınan 853,88 TL harçtan mahsubu ile 673,98 TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacıdan peşin alınan 179,90 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 29,20 TL başvuru harcı ile 478,50 TL posta, tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 507,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’si gereğince belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
III-İstinaf yargılaması yönünden
1-İstinaf talebinde bulunan davacıdan alınan istinaf karar harcının istek halinde davacıya ilk derece mahkemesince iadesine ,
2-İstinaf talebinde bulunan davacıdan alınan istinaf kanun yoluna başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 56,00 TL posta ve tebligat gideri ile 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı olmak üzere toplam 276,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Artan gider avansının ilk derece mahkemesince istinaf talebinde bulunana iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK 361/1 maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren İKİ HAFTALIK yasal süre içinde YARGITAY ilgili hukuk dairesinde TEMYİZ YASA YOLU AÇIK OLMAK ÜZERE, oybirliği ile karar verildi. 11/04/2023