Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/454 E. 2022/269 K. 21.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3.HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/07/2021
DAVANIN KONUSU: İHTİYATİ HACİZ
İSTİNAF TALEP TARİHİ: 06/08/2021
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/02/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ: 25/02/2022

İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı aleyhine davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş ve talebin süresinde olduğu anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine verilen dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin rent a car işi ile uğraştığını, davalının müvekkili şirketi adına tescilli araçların trafik sigortası ve benzeri işlemlerini yaptığını, müvekkiline ait ….. plakalı aracın sigorta ve kasko işlemlerinin yapılması için davalıya ödeme yapıldığını, sigorta ve kasko işlemlerinin yapılmadığını, davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğunu, bu nedenlerle davalının Antalya Genel İcra Müdürlüğü’ nün ……. Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile devamına, müvekkili lehine %20′ den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, davalının taşınır, taşınmaz mallarıyla, 3.şahıslardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasını dava ve talep etmiştir.
YEREL MAHKEME ARA KARARI : Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin ….. Esas sayılı 16/07/2021 tarihli ara kararı ile; ” İhtiyati haciz, ihtiyati tedbir koruma tedbirlerinin özel bir çeşidi olup İİK. 257. maddesinde düzenlenmiştir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için İİK. 258. maddesinde yer verilen yaklaşık ispat şartlarının gerçekleşmiş olması aranmaktadır. İhtiyati haciz talep edenin talep ettiği alacağına ilişkin alacak istemi ve miktarı, dava konusu alacağın oluşup oluşmadığı, talep tarihi itibariyle sunulan belge ve delillerle birlikte değerlendirildiğinde, ihtiyati haciz müessesesi bakımından alacağın kesin varlığının tespitinin yargılamayı gerektirdiği, davacı vekili tarafından dosyaya dekont örnekleri dışında herhangi bir delilin dosyaya ibraz edilmediği, bu nedenle muaccel bir alacağın varlığı hususunun bu aşamada yaklaşık olarak ispat edilemediği” gerekçesiyle; ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF TALEBİ: Davacı vekili 06/08/2021 tarihli istinaf dilekçesinde; ilk derece mahkemesince verilen ihtiyati haczin reddine dair verilen kararın kaldırılmasını, ihtiyati haczin kabulüne karar verilmesini karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın kesin olarak ispatının gerekmediğini, taraflar arasında başka bir hukuki işlem bulunmadığını, ödeme dekontundan alacağın varlığının kanıtlandığını, ihtiyati haciz koşullarının oluştuğunu, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: 6100 sayılı HMK’nun 355/1 maddesi uyarınca, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, itirazın iptali davasıdır.
İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçelerle; ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İhtiyati haciz, HMK 406/2 maddesinde geçici hukuki koruma olarak kabul edilmiş, ihtiyati haczin şartları ve etkileri ise İİK 257. maddesinde aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
“Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.
Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:
1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa;
Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.”
Maddenin birinci fıkrasında vadesi gelmiş borçlar için ihtiyati haciz talep etme koşulları; ikinci fıkrada ise vadesi gelmemiş borçlar için ihtiyati haciz istenebilecek haller düzenlenmiştir.
Gerek birinci, gerekse ikinci fıkra hükümleri dikkate alındığında, ihtiyati haciz talep edebilmek için, öncelikle ortada bir para borcunun bulunması, bir diğer deyişle ihtiyati haciz talep eden kişinin talep konusu borcun alacaklısı sıfatına sahip olması gerekir.
Maddenin birinci fıkrasına göre ihtiyati haciz isteyebilmek için, alacağın kural olarak vadesinin gelmiş olması gerekir. Vadesi gelmiş borçlar için ihtiyati haciz istenebilmesinin diğer bir şartı ise alacak rehin ile temin edilmemiş olmalıdır. Rehin ile temin edilmiş olan bir alacak teminata haiz olduğu için ihtiyati hacze gerek yoktur.
Yukarıda belirtilen şartların bulunması halinde, vadesi gelmiş bir borcun alacaklısı başka bir şart aranmaksızın ihtiyati haciz isteme hakkına sahiptir.
Vadesi gelmemiş bir borçtan dolayı ihtiyati haciz talep edilebilmesi ise; İİK.’nun 257 maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenmiştir. Söz konusu fıkraya göre, borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa, borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa, bu hallerde ihtiyati haciz talep edilebilecektir.
İcra İflas Kanunu Madde 258 de ise; “İhtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur. Mahkeme iki tarafı dinleyip dinlememekte serbesttir. İhtiyatî haciz talebinin reddi halinde alacaklı istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir.” denmektedir.
İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip,uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi yaklaşık ispat yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmaz.
Somut olayda; davacı vekili tarafından dosyaya 20.000,00 TL tutarındaki havale dekontu sunulmuş olup, havale dekontunda “……Turizm Limited Araçlar” yazılı olup, başkaca bir açıklama bulunmamaktadır.
Söz konusu havale dekontunun İİK’nun 258. Maddesinde düzenlenen yaklaşık ispata elverişli nitelikte olmadığı ve mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1.b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- İncelenen kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcından, istinaf eden davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydedilmesine, (Harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince yazılmasına, )
3- Davacıdan peşin alınan istinaf kanun yoluna başvuru harcının Hazineye irad kaydedilmesine,
4-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararla değerlendirilmesine,
5-Artan gider avansının ilk derece mahkemesince istinaf talebinde bulunana iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere, oybirliği ile karar verildi. 21/02/2022