Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/357 E. 2022/372 K. 28.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3.HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/07/2019
DAVANIN KONUSU: İSTİRDAT
İSTİNAF TALEP TARİHİ: 08/12/2021-14/12/2021-13/12/2021
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/02/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ: 04/03/2022

İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş ve talebin süresinde olduğu anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine verilen dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı …abonesi olup, elektrik enerjisi almakta olduğunu, davalıların düzenledikleri elektrik faturalarına kullanım bedeli dışında başkaları tarafından kaçak olarak kullanılan elektrik bedelleri ile kayba uğrayan elektrik bedelini kayıp kaçak bedeli adı altında yansıtılarak tahsili yoluna gittiklerini, ayrıca bunun yanında dağıtım, iletim, sayaç okuma, perakende satış hizmeti bedelleri ve TRT payı adı altında bir kısım ücretlerin faturalara yansıtılarak müvekkilinden tahsil edildiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 50.000,00 TL’nin davalılardan fatura ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalılar vekilleri cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
YEREL MAHKEME KARARI : Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas, …Karar sayılı 04/07/2019 tarihli kararı ile; ” her ne kadar bilirkişiye hedef kayıp kaçak oranları üzerinde tahsilat yapılıp yapılmadığına dair ek rapor tanzim ettirilmiş ise de davacı vekilinin dava dilekçesinde müvekkilinden tahsil edilen kayıp kaçak, dağıtım, iletim, sayaç okuma, PSH bedellerinin hiç alınmaması gerekirken haksız yere alındığını ve bu kesintiler nedeni ile fazladan ödenmiş olan TRT ve KDV bedellerinin iadesini talep ettiği, yargılamanın hiç bir aşamasında hedef kayıp kaçak oranlarının aşılması suretiyle fazla tahsilat yapıldığı yönünde bir iddiasının bulunmadığı, dosya kapsamındaki bilirkişi kök raporunda söz konusu tahsil edilen bedellerin EPDK’nun düzenleyici işlemlerine uygun olarak alındığı yönünde görüş bildirildiği ve davacının bu rapora karşı sunduğu itiraz dilekçesinde de hedef kayıp kaçak oranları ile ilgili bir itirazının olmadığı” gerekçesiyle; 6719 sayılı Kanun’un 21. Maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun 17. Maddesine eklenen 10. Fıkra hükmü ve 6719 sayılı Kanunun 26. Maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa eklenen Geçici 20. Maddesi hükümlerine istinaden davanın konusuz kalması nedeni ile davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İSTİNAF TALEBİ: Davacı vekili 08/12/2021 tarihli istinaf dilekçesinde; ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
Davalılar … A.Ş. ve …A.Ş.vekilleri tarafından yasal süresi içinde sunulan istinaf dilekçesinde;
I-İlk derece mahkemesince esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen kararın ve müvekkil şirket aleyhine vekalet ücretine ve yargılama giderine hükmedilmesi yönündeki kısmının kaldırılarak davanın reddine,
II-Başvurularının kabulü ile huzurdaki davanın açılmasında hiçbir ihlal ve kusuru bulunmayan müvekkil şirketleri lehine vekalet ücretine hükmedilmesine,
III-Tüm yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalılar …. A.Ş., ….A.Ş.vekili istinaf dilekçesinde; davacı tarafın dava açarken haklılığından bahsedilemeyeceğini, 6719 sayılı yasanın 17. Maddesinde, mahkemelerin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğu denetim ile sınırlı olabileceğinin düzenlendiğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davanın açılmasına sebebiyet vermeyen müvekkillerinin aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini ileri sürmüştür.
Davacı vekili; kanunların geriye yürüyemeyeceğini, mahkeme kararının Hukuk Devleti ilkesine aykırı olduğunu, yasa değişikliği hakkındaki Anayasaya aykırılık itirazları hakkında bir karar verilmesi gerektiğini, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: 6100 sayılı HMK’nun 355/1 maddesi uyarınca, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, elektrik aboneliği sözleşmesi gereğince fatura bedellerinin içinde yer alan kayıp – kaçak bedeli sair isimler adı altında haksız olarak alınan bedellerin iadesine ilişkin alacak davasıdır.
İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçelerle; davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş, karar taraf vekilleri tarafından istinaf edilmiştir.
15/02/2018 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 2016/150 Esas, 2017/179 Karar ve 28.12.2017 tarihli kararı ile 6719 sayılı Kanunla 6446 sayılı Kanuna eklenen ve ” kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır. ” şeklinde düzenleme getiren geçici 20. maddeye ilişkin iptal başvurusunun reddine karar verildiğinden, davacının bu yöndeki istinaf talepleri yerinde görülmemiştir.
Her ne kadar Anayasa Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı ile; 6719 sayılı Kanunun 17/10 maddesinde düzenlenen ” kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda, tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi bu bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. ” şeklindeki hüküm Anayasaya aykırı görülerek iptal edilmiş ise de, davacı tarafın dava dilekçesinde EPDK tarafından belirlenen tarifelere aykırı bir bedel alındığına yönelik iddiası mevcut olmadığından, söz konusu maddenin iptal edilmesinin eldeki dava açısından sonuca etkili olmadığı, dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı yasal düzenleme ile yapılan değişiklik neticesinde davanın konusuz kaldığı, Yargıtay İçtihatlarına göre dava tarihi itibariyle davacıdan kayıp – kaçak bedeli vb. isimleri altında yapılan tahsilatların haksız olduğu ve davacının dava açmakta haklı olduğu bu nedenle davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesinde de bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından; taraf vekillerinin istinaf taleplerinin yerinde olmadığı kanaatine varılmakla; HMK’nun 353/1.b-1 maddesi gereğince taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- İncelenen kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla; taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcından, istinaf eden davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydedilmesine,
3-Alınması gereken 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcından, istinaf eden davalı …A.Ş.’den peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 21,40 TL harcın bu davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydedilmesine,
4-Alınması gereken 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcından, istinaf eden davalı ….A.Ş.’den peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 21,40 TL harcın bu davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydedilmesine,
5- Taraflardan ayrı ayrı alınan istinaf kanun yoluna başvuru harcının Hazineye irad kaydedilmesine,
6-İstinaf aşamasında taraflarca yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Artan gider avansının ilk derece mahkemesince istinaf talebinde bulunan taraflara iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK 361/1 maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren İKİ HAFTALIK yasal süre içinde YARGITAY ilgili hukuk dairesinde TEMYİZ YASA YOLU AÇIK OLMAK ÜZERE, oybirliği ile karar verildi. 28/02/2022