Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/2864 E. 2023/517 K. 14.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3.HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/07/2017
DAVANIN KONUSU : ALACAK
İSTİNAF TALEP TARİHİ : 05/12/2022
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 14/03/2023
KARARIN YAZIM TARİHİ : 20/03/2023

Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas, …. Karar Sayılı 07/07/2017 tarihli kararı aleyhine davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş ve talebin süresinde olduğu anlaşılmakla; yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kurum tarafından müvekkili adına düzenlenen faturalarda müvekkilinden kayıp kaçak bedeli, iletim sistemi kullanım bedeli, sayaç okuma bedeli, dağıtım sistemi kullanım bedeli, perakende satış hizmet bedeli, TRT payı, enerji fon bedeli, belediye tüketim vergisi ve KDV adı altında haksız olarak yapılan tahsilatların bilirkişilerce ayrı ayrı tespiti ile tespit edilecek bedellerden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL’nin tahsil tarihlerinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının ödeme tarihlerinden itibaren faizi ile birlikte talep ettiği fatura kaleminin hukuken mümkün olmadığını, çünkü müvekkili şirketin daha evvel temerrüte düşürülmediğini, bu nedenle ancak temerrüt tarihinden itibaren talepte bulunabileceğini, faize dönük taleplerinin reddi gerektiğini, ayrıca zamanaşımı yönünden de somut olayda sebepsiz zenginleşme için öngörülen iki yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini, 6408 sayılı Elekt. Piyasası Kanunu ile özel tüketim vergisi kanununda değişiklik yapılmasına dair kanun gereği 01/01/2013 tarihinden itibaren dağıtım ve perakende satış faaliyetlerinin ayrıştırıldığını, dolayısıyla 2013 tarihinden evvel müvekkil şirket henüz kurulmadığından ilgili bedelleri de tahsil edemeyeceğini, davacıdan haksız ya da hukuka aykırı olan herhangi bir bedel tahsil edilmediğini, davanın EPDK’ya da ihbar edilmesi gerektiğini, haksız olduğu iddia edilen bedelleri tahsil edip etmeme noktasında lisans sahibi şirketlerin herhangi bir inisiyatifi olmadığını, söz konusu bedellerin EPDK tarafından belirlenen ve lisans sahibi şirketlerin uymakla yükümlü olduğu tarifelere dayandığını, bundan dolayı tasarrufta bulunulmayan bir konu hakkında müvekkili şirkete sorumluluk yüklenmesinin yasaya aykırı olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YEREL MAHKEME KARARI : Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 07/07/2017 tarih ve … Esas …Karar sayılı kararı ile; “…davacının talebi sözleşme ve yasaya aykırı olarak EPDK kararları uyarınca elektrik faturalarına haksız olarak yansıtılan kesintilerin geri iadesi istemine ilişkin olup, 6446 sayılı kanuna 6719 sayılı kanunun 26. Maddesiyle eklenen geçici 20. Maddesiyle mevcut davalara uygulanacağı belirtilen ve hukuki boşluğu dolduracak şekilde düzenleme getiren 6446 sayılı kanunun 17. Maddesinin, 6719 sayılı kanunun 21. Maddesiyle eklenen 10. Fıkra uyarınca mahkemelerin yetkisi elektrik faturalarına yansıtılan bedellerin EPDK’nın düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğundan, dava dilekçesinde de EPDK kararlarının haksızlığı ileri sürüldüğünden, davadan sonra yürürlüğe giren yeni kanun uyarınca davanın konusuz kaldığı…” gerekçesiyle “6719 Sayılı Kanunun 21. Maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. Maddesine eklenen 10.fıkra hükmü ve 6719 Sayılı Kanunun 26. Maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanununa eklenen geçici 20. Maddesi hükümlerine istinaden davanın konusuz kalması nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmiştir.
İSTİNAF TALEBİ VE SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının 26.03.2018 tarihli feragat dilekçesi ile davadan feragat ettiğini, HMK madde 312 gereğince tarafları lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, kayıp-kaçak bedelinin ilgili mevzuat çerçevesinde abonelere yansıtıldığını ve uygulanmasının yasal bir zorunluluk olduğunu, davanın açılma anında davacın haklı olduğunu söylemenin mümkün olmadığını, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesinin doğru olmadığını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yüklenmesi gerektiğini belirterek; hukuka aykırı olan ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın reddine ve lehlerine vekalet ücretine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : 6100 Sayılı HMK’nun 355/1 maddesi uyarınca, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava; elektrik abonesi olan davacıdan tahsil edilen kayıp-kaçak vs. bedelin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; 6719 sayılı kanunun 21. Maddesi ile 6446 sayılı Elektirik Piyasası Kanunun 17. Maddesine eklenen 10. Fıkra hükmü ve 6719 sayılı kanunun 26. Maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa eklenen geçici 20. Maddesi hükümlerine istinaden davanın konusuz kalması nedeni ile esası hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar vermiştir.
Karar, davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Taraflar arasında Elektrik Abone Sözleşmesinin düzenlendiği ve sözleşmelerin halen geçerli olduğu anlaşılmaktadır.
Kayıp-kaçak, dağıtım ve iletim bedeli, sayaç okuma ve perakende satış hizmet bedeli ile ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 E.- 2014/679 K. sayılı kararı ile Anayasa’nın “Vergi Ödevi” başlıklı 73.maddesinde “Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi Bakanlar Kuruluna verilebilir” şeklindeki düzenlemeye göre kayıp-kaçak, sayaç okuma, dağıtım, perakende hizmet ve iletim bedeli uygulamasının EPDK kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden kanunlar ve ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde EPDK tarafından belirlenerek uygulandığından bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin EPDK’na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak elektrik bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan diğer kalemlere ilişkin bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne kadar bedel ödendiğinin bilinmesinin de şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğundan EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınması doğru bulunmayarak hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Dava tarihinden sonra 17/06/2016 gün ve 29745 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6719 Sayılı kanunla, 6446 sayılı kanunun “tarifeler ve tüketicilerin desteklenmesi başlıklı” başlıklı 17. Maddesinin 1 fıkrası “Bu Kanun kapsamında düzenlenen ve bir sonraki dönem uygulanması önerilen tarifeler, ilgili tüzel kişi tarafından Kurulca belirlenen usul ve esaslara göre, tarife konusu faaliyete ilişkin tüm maliyet ve hizmet bedellerini içerecek şekilde hazırlanır ve onaylanmak üzere Kuruma sunulur. Kurul, mevzuat çerçevesinde uygun bulmadığı tarife tekliflerinin revize edilmesini ister veya gerekmesi hâlinde resen revize ederek onaylar. İlgili tüzel kişiler Kurul tarafından onaylanan tarifeleri uygulamakla yükümlüdür.” 3. Fıkrası “Onaylanan tarifeler içinde, söz konusu tüzel kişinin tarife konusu faaliyetine ilişkin tüm maliyet ve hizmet bedelleri dışında piyasa faaliyetleri ile doğrudan ilişkili olmayan hiçbir unsur yer alamaz. İletim ek ücreti bu hükmün istisnasını oluşturur.” 4. Fıkrası “İlgili faaliyete ilişkin tüm maliyet ve hizmet bedellerini içeren Kurul onaylı tarifelerin hüküm ve şartları, bu tarifelere tabi olan tüm gerçek ve tüzel kişileri bağlar. Bir gerçek veya tüzel kişinin tabi olduğu tarifede öngörülen ödemelerden herhangi birini yapmaması hâlinde, söz konusu hizmetin durdurulabilmesini de içeren usul ve esaslar Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir. Kurul tarafından tüketici özelliklerine göre abone grupları belirlenebilir. Kurulca düzenlemeye tabi tarifeler, doğrudan nihai tüketiciye veya nihai tüketiciye yansıtılmak üzere ilgili tüketiciye enerji tedarik eden lisans sahibi tüzel kişilere yansıtılır.” 5. Fıkrası “Tarife onayı gerektiren bir lisansın verilmesi ile birlikte, içinde bulunulan yıla ait tarife de Kurulca incelenerek onaylanır.”, “Kurulca düzenlemeye tabi tarife türleri şunlardır” başlıklı 6. Fıkrasının, a bendi “Bağlantı tarifeleri: Bağlantı tarifeleri, ilgili bağlantı anlaşmasına dâhil edilecek olan bir dağıtım sistemine bağlantı için eşit taraflar arasında ayrım yapılmaması esasına dayalı fiyatları, hükümleri ve şartları içerir. Bağlantı tarifeleri, şebeke yatırım maliyetlerini kapsamaz; bağlantı yapan kişinin iç tesisatının dağıtım şebekesine bağlanması için inşa edilen bağlantı hattı kapsamında katlanılan masraflar ile sınırlıdır. Bağlantı hattının tüketici tarafından tesis edilmesi hâlinde, bağlantı hattı işletme ve bakım sorumluluğu karşılığı dağıtım şirketine devredilir, bu tüketicilerden bağlantı bedeli alınmaz.” b bendi “İletim tarifesi: TEİAŞ tarafından hazırlanacak olan iletim tarifesi; üretilen, ithal veya ihraç edilen elektrik enerjisinin iletim sistemi üzerinden naklinden yararlanan tüm kullanıcılara eşit taraflar arasında ayrım gözetmeksizin uygulanacak fiyatları, hükümleri ve şartları içerir. TEİAŞ’ın yapacağı şebeke yatırımları ve iletim ek ücretleri iletim tarifesinde yer alır.” ç bendi “Dağıtım tarifeleri: Dağıtım şirketleri tarafından hazırlanacak olan dağıtım tarifeleri, elektrik enerjisinin dağıtım sistemi üzerinden naklinden yararlanan tüm gerçek ve tüzel kişilere eşit taraflar arasında ayrım gözetmeksizin uygulanacak hizmetlere ilişkin fiyatları, hükümleri ve şartları içerir. Dağıtım tarifeleri; dağıtım sistemi yatırım harcamaları, sistem işletim maliyeti, teknik ve teknik olmayan kayıp maliyeti, kesme-bağlama hizmet maliyeti, sayaç okuma maliyeti, reaktif enerji maliyeti gibi dağıtım faaliyetinin yürütülmesi kapsamındaki tüm maliyet ve hizmetleri karşılayacak bedellerden oluşur. Dağıtım şirketlerinin tarifelerine esas alınacak teknik ve teknik olmayan kayıplara ilişkin hedef oranlar bu kayıpları düşürmeyi teşvik edecek şekilde Kurul tarafından belirlenir. Kurulca belirlenen hedef oranlarını geçmemek kaydı ile teknik ve teknik olmayan kayıplara ilişkin maliyetler dağıtım tarifelerinde yer alır ve tüketicilere yansıtılır. Teknik ve teknik olmayan kayıplara ilişkin hedef oranlarının tespiti ve değiştirilmesi ile oluşacak maliyetin tarifelerde yer alması ve tüketicilere yansıtılmasına ilişkin usul ve esaslar Kurul tarafından düzenlenir.” d bendi “Perakende satış tarifeleri: Serbest tüketici niteliğini haiz olmayan tüketiciler için, eşit taraflar arasında ayrım gözetmeksizin uygulanacak fiyatları, hükümleri ve şartları içerir. Serbest tüketici niteliğini haiz olmayan tüketicilere uygulanacak perakende satış tarifeleri, görevli tedarik şirketi tarafından önerilir ve Kurul tarafından incelenerek onaylanır. Tedarik lisansı sahibi şirketin lisansında, elektrik enerjisi tüketim miktarlarına göre değişen tipte tarifelerin veya fiyat aralıklarının uygulanmasına ilişkin yükümlülükler yer alabilir ve buna ilişkin hususlar Kurul tarafından düzenlenir. Perakende satış tarifeleri, aktif enerji maliyeti, faturalama ve müşteri hizmetleri maliyeti, perakende satış hizmet maliyeti gibi perakende satış faaliyetinin yürütülmesi kapsamındaki tüm maliyet ve hizmetleri karşılayacak bedellerden oluşur.” f bendi “Son kaynak tedarik tarifesi: Serbest tüketici niteliğini haiz olduğu hâlde elektrik enerjisini, son kaynak tedarikçisi olarak yetkilendirilen tedarik lisansı sahibi şirket dışında bir tedarikçiden temin etmeyen tüketicilerin rekabetçi piyasaya geçmesini teşvik edecek ve son kaynak tedarikçisinin makul kâr etmesine imkân verecek düzeyde, yürürlükteki perakende satış tarifeleri ile piyasa fiyatları dikkate alınarak hazırlanır. Ancak, bu sınırlamalarla bağlı olmaksızın; Kurulca sosyal ve ekonomik durumlar gözetilerek belirlenecek bir miktarın altında elektrik enerjisi tüketen tüketiciler için ayrı tarife yapılabilir. Son kaynak tedarik yükümlülüğü kapsamında uygulanması öngörülen tarifeler tedarik lisansı sahiplerince ayrıca teklif edilir. Son kaynak tedarik tarifesi, aktif enerji maliyeti, faturalama ve müşteri hizmetleri maliyeti, perakende satış hizmet maliyeti gibi son kaynak tedariği kapsamındaki tüm maliyet ve hizmetleri karşılayacak bedellerden oluşur.” şeklinde değiştirilmiş, yine 17. Maddeye eklenen 10 fırkası ile “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilmiştir.
Ayrıca, 6719 sayılı Kanun’un 26.maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen Geçici 19.madde de; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” ve Geçici 20.madde de ise, “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17.madde hükümleri uygulanır” hükmü getirilmiştir.
15/02/2018 tarihli resmi gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 28/12/2017 tarih ve 2016/150 Esas 2017/179 Kararı ile 17/06/2016 gün ve 29745 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6719 Sayılı kanunla, 6446 sayılı kanunun 17. Maddesine eklenen 10. Fırkasındaki “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” düzenlemesinin Anayasaya aykırı bulunarak iptal edildiği, ancak 6719 Sayılı kanunla, 6446 sayılı kanuna eklenen diğer hükümlerin Anayasaya aykırı bulunmayarak iptali taleplerinin ret edildiği, bu nedenle 6719 Sayılı kanunla, 6446 sayılı kanuna eklenen düzenlemeler gereğince Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerin son kullanıcıdan tahsil edilebileceği, yine 6719 Sayılı kanunla, 6446 sayılı kanuna eklenen geçici 20. Maddesinde ki “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” düzenlemesinin Anayasaya aykırı bulunmayarak iptali talebinin reddedilmesi nedeniyle 6719 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerin Kanunun 17.06.2016 yürürlük tarihinden önceki dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak tahsil edilmiş dava konusu kayıp kaçak ve sayaç okuma bedelleri ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden alacak davalarında da geçmişe etkili olacak şekilde uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır.
Bundan başka, davanın devamı sırasında, dava konusu alacağın ödenmesi, menkul malın davacıya teslim edilmesi, gayri menkulün tahliye edilmesi gibi nedenlerle veya davanın açılmasından sonra yürürlüğe giren yeni bir kanun yada Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı nedeniyle davanın konusuz kalması mümkündür. Davanın konusuz kaldığının tespit edilmesi halinde, mahkemece; esas (asıl talep) hakkında “Davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına” ilişkin hüküm kurulması gerekmektedir. Bu tür kararlar, hükümler gibi (eda, tespit, inşai) nihai kararlardandır. Mahkeme kararı, aynı zamanda dava konusu hakkın mevcut olmadığını da tespit ettiği için tespit hükmü niteliğindedir.
Davanın konusuz kalması halinde, mahkemece; yargılamaya devam edilerek davanın açıldığı tarih itibariyle hangi tarafın haklı olduğunun tespit edilmesi, o taraf lehine yargılama giderleri ve vekalet ücretine karar verilmesi gerekir. Başka bir deyişle, yürürlüğe giren yeni yasa nedeniyle konusuz kalan davada, yeni yasanın yürürlüğe girmemiş olması halinde, davanın açıldığı tarih itibariyle haklı olan ve davasını avukat ile takip eden taraf lehine “maktu vekalet” ücretine hükmedilmesi, yargılama giderlerinin ise karşı taraftan tahsiline karar verilmesi gerekmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18.11.2009 tarih, 2009/18-421 E.-2009/526 K. sayılı ilamında “Dava tarihinde davasında haklı bulunan davacının, sonradan yürürlüğe giren yasa nedeniyle haksız duruma düşmesi söz konusu olmadığından, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği” belirtilmiştir.
Dava tarihinde davasında haklı bulunan davacının, sonradan yürürlüğe giren yasa nedeniyle haksız duruma düşmesi söz konusu olmadığından, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesinin kökleşmiş yargıtay içtihatlarına ve yasaya uygun olduğu dikkate alınarak davalı vekilinin buna yönelik istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Somut olayda, dosya kapsamı mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemece; kurulan hükümde yürürlükteki yasal düzenlemelere göre isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin istinaf itirazlarının yerinde olmadığı incelenen kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla, HMK’nun 353/1-b.1 maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İncelenen kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla; davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL istinaf karar ve ilam harcından, istinaf eden davalı tarafından peşin olarak yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 99,20 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydedilmesine,
3-Davalıdan peşin alınan istinaf kanun yoluna başvuru harcının hazineye irad kaydedilmesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davalının üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansının ilk derece mahkemesince istinaf talebinde bulunan davalıya iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 361/1 maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren İKİ HAFTALIK yasal süre içinde YARGITAY ilgili hukuk dairesinde TEMYİZ YASA YOLU AÇIK OLMAK ÜZERE, oybirliği ile karar verildi.14/03/2023