Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/2690 E. 2022/2276 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3.HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN EK KARARIN
MAHKEMESİ: ALANYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/09/2022
DAVANIN KONUSU: İHTİYATİ TEDBİR
İSTİNAF TALEP TARİHİ: 27/10/2022
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/12/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ: 30/12/2022

Alanya Asliye Ticaret Mahkemesinin … D. İş Esas, …. D. İş Karar Sayılı 20/09/2022 tarihli ek kararı aleyhine davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş ve talebin süresinde olduğu anlaşılmakla; yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Talep eden vekili talep dilekçesinde özetle; müvekkilinin …. Mah. …. Mah. …. Sk. …. Sitesi No:…. …. /Antalya adresine bulunan …. Restaurant isimli işletmenin sahibi olduğunu, 25/08/2022 tarihinde elektrik panosu üzerinde yapılan incelemede de kaçak olduğundan bahisle tutanak tutulduğunu ve müvekkili aleyhine 342.814,29 TL ceza kesildiğini, cezanın son ödeme gününün 05/09/2022 tarihi olduğunu, ayrıca ilgili yetkililerin 01/09/2022 tarihinde müvekkilini arayarak mesai saatleri içerisinde kesilen cezayı ödemesini aksi halinde elektriği keseceklerini söylediklerini, müvekkilinin hiçbir şekilde kaçak elektrik kullanmadığını, tutanağın gerçeğe aykırı olarak tanzim edildiğini, tutanağı düzenleyen personelin panoyu incelerken önce panonun mührünü bozduğunu, elektrik panosuna müvekkilinin ya da bir başkasının müdahale etme şansı olmadığını, panonun her zaman mühürlü bir şekilde durduğunu, yine ayrıca kesilen cezanın çok fahiş olduğunu, müvekkilinin elektrik faturalarını düzenli olarak ödediğini, enerjinin kesilmesi halinde müvekkilinin uğrayacağı zararların katlanarak artacağını beyanla; …. Mah. …. Mah. …. Sk. … Sitesi No:…. …. /Antalya adresine bulunan …. Restaurant isimli işletmenin … seri numaralı sayaçtan gelen elektriğin kesilmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İTİRAZ : Karşı taraf vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kaçak elektrik kullandığının müvekkili şirket tarafından kesin olarak tespit edildiğini, buna rağmen davacı tarafın borcunu ödememek ve kanuna aykırı olarak yaptığı eylemin sonuçlarından kurtulmak için ihtiyati tedbir müessesesine başvurduğunu ve ihtiyati tedbir talebinde bulunan tarafın davanın esası yönünden haklılığını yaklaşık olarak ispatlayamadığını, davacının amacının elektriklerinin kesilmemesini sağlamak ve uzun süren dava sürecinden yararlanarak borcunu ödemeden elektrik kullanmak olduğunu belirterek, davacı aleyhine elektrik kesintisinin önlenmesi yönünde verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, talepleri kabul edilmediği takdirde davacının ödemek zorunda olduğu ve muhtemel zararlarının teminatı olarak faturalarla bildirilen borcun tamamı kadar %100 oranında teminata karar verilmesini talep etmiştir.
YEREL MAHKEME KARARI : Alanya Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/09/2022 tarih ve …. D. İş Esas sayılı ara kararı ile; “Talep edenin ihtiyati tedbir talebinin kabulüne; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 393/1. maddesi gereğince, ihtiyati tedbire ilişkin bu kararın tebliğ tarihinden itibaren 1 haftalık kesin süre içerisinde toplam 68.562,85TL nakdi teminatın veya kesin ve süresiz banka teminat mektubunun Mahkememize ibrazı halinde tedbir isteyenin ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile; teminat yatırıldığında talep konusu yerinin tedbiren enerjinin kesilmemesi hususunda ….. a.ş.’ne müzekkere yazılmasına” karar verilmiş, ara karara karşı davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine Mahkemece 20/09/2022 tarih ve …. D. İş Esas sayılı ek kararı ile; “itiraz edenin ihtiyati tedbire itirazın reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF TALEBİ VE SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının kaçak elektrik kullandığının müvekkili şirket tarafından kesin olarak tespit edildiğini, ihtiyati tedbirin şartlarının oluşmadığını, kaçak kullanımı ispatlayan müvekkili şirket olmasına rağmen yaptırıma maruz bırakılanın müvekkili şirket olmasının kabul edilebilir ve anlaşılabilir olmadığını, davacının amacının hem elektriklerinin kesilmemesini sağlamak hem de uzun süren dava sürecinden yararlanarak borcunu ödemeden elektrik kullanmak olduğunu, mahkemece sınırları belli olmayan, geçici hukuki koruma metodunu aşan bir tedbir kararı verildiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla; tedbir kararının dava konusu tutanak ve tahakkuk ile sınırlı tutulmamasının ihtiyati tedbir kurumunun amacını aştığını, karşı tarafa tahakkuk eden bedelin tamamı üzerinden %100 olarak teminata hükmedilmesi gerektiğini, bu nedenlerle yerel mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına aksi takdirde davacının ödemek zorunda olduğu ve muhtemel zararlarımızın teminatı olarak faturalarla bildirilen borcun tamamı kadar %100 oranında teminata karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : 6100 Sayılı HMK’nun 355/1 maddesi uyarınca, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, kaçak elektrik kullanımından kaynaklı tahakkuk ettirilen tüketim bedeline ilişkin kesilen elektriğin tedbiren durdurulmasını talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçelerle; ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından itiraz edilmiş, mahkemece 20/09/2022 tarihli ek kararında ihtiyati tedbire yapılan itirazın reddine karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından süresi içerisinde istinaf edilmiştir.
HMK’nun 389. maddesinde ”Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır” hükmü düzenlenmekle ihtiyati tedbir açıklanmıştır.
6100 sayılı HMK’nun 389 ve devamı maddelerinde düzenlenen İhtiyati tedbir hukuki müsessesi ile davanın açılması ile hüküm arasında geçen zaman içinde müddeabihin çeşitli şekillerde istenmeyen değişikliklere maruz kalması veya maruz bırakılması mümkündür. Bu değişiklikler sonucu davanın sonunda elde edilecek hükmün icrası, mümkün olmayabilir veya çok güçleşebilir. İşte ortaya çıkan bu tehlikeyi bertaraf etmek amacıyla ihtiyati tedbir müessesesi kabul edilmiştir.
HMK’nun 389. maddesinde ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, söz konusu maddede; meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkânsız hâle geleceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan hâller, genel bir ihtiyatî tedbir sebebi ve şartı olarak kabul edilmiştir. Mahkemece, ihtiyatî tedbir yargılamasının gerektirdiği inceleme ve ispat kuralları dikkate alınarak, yapılan incelemeden sonra, bu sakınca veya zararı ortadan kaldıracak tedbire karar verilmesi mümkün olacaktır.
İhtiyatî tedbirde asıl olan, ihtiyatî tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyatî tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyatî tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş ihtiyatî tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyatî tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmıştır.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre mahkemece ihtiyati tedbir kararı verilmemesi halinde sakıncalı bir halin veyahut telafisi imkansız ciddi bir zararın doğma ihtimalinin bulunduğu, esas dava ile elde edilmek istenilen hukuki yararın tedbir talebi ile sağlanmaya çalışılması durumunun söz konusu olmadığı, mahkemece dava konusu alacağın %20’si oranında teminat mukabilinde tedbir talebinin kabulüne karar verildiği, 6100 sayılı HMK’nun 389 ve devamı maddelerindeki düzenlemelere usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, davalının tedbir kararına itirazı üzerine ilk derece mahkemesince itirazın reddine dair verilen kararda da usul ve yasaya aykırı bir durumun bulunmadığı, istinaf itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İncelenen ek kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla; davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalıdan peşin alınan istinaf kanun yoluna başvuru harcının hazineye irad kaydedilmesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince nihai kararla değerlendirilmesine, artan gider avansının ilk derece mahkemesince istinaf talebinde bulunan davalıya iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.28/12/2022