Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1479 E. 2023/1950 K. 14.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3.HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: DENİZLİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/04/2022
DAVANIN KONUSU: MENFİ TESPİT
İSTİNAF TALEP TARİHİ: 26/04/2022
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/11/2023
KARARIN YAZIM TARİHİ: 15/11/2023

İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı aleyhine davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş olduğu anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Denizli 5. İcra Müdürlüğü …. esas sayılı dosyasında müvekkili aleyhine 62.130,30 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, takibe süresi içinde itiraz edilerek takibin itiraz ile durduğunu, takibin durmasına rağmen alacaklı vekilinin talebi ile müvekkiline ait araçların üzerinde hacizlerin tatbik edildiğini, müvekkilinin …. nolu tesisat nedeni ile borcunun olmadığını, takip dosyası dayanak belgesinde dahi borçlunun …. San. ve Tic. A.Ş’nin göründüğünü, talep edilen alacağın zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin borçlu olmadığını, itiraz dilekçesinin davalı tarafa tebliğ edilmediği için müvekkilinin bu icra takibinin varlığı nedeni ile hem sehven ihtiyati haciz tehdidi altında kaldığını, hem de aleyhine bir takip göründüğü için hem kendisi yönünden hem de bankalar nezdinde kredisinin risk altında kaldığını, bu nedenle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; …. nolu tesisata ait abonelik evrakları ve diğer kayıtların müvekkil olduğu şirketten temin edilerek dilekçe ekinde sunulduğunu, abonelikten kaynaklı dönem faturalarının ödenmemesi sebebiyle abone şirketin elektriğinin kesilmesi akabinde davacı tarafça söz konusu borcun ödeneceğine dair taahhütte bulunduğunu, davacının kendi aleyhine borçlandırıcı işlem yaptığı belgeyi …. A.Ş.’ye düzenlenmişse de EPDK mevzuatının değişmesi dağıtım ve perakende faaliyetlerinin ayrılması nedeni ile perakende satış faaliyetlerinden kaynaklı alacaklarını bölünme yolu ile müvekkil şirkete devrettiğini, davacının kötü niyetli olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YEREL MAHKEME KARARI : Denizli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 07/04/2022 tarih ve …. Esas – …. Karar sayılı kararı ile; “…ödeme taahhüdünün incelenmesinde dava dışı şirket isminin yer almadığı, dava dışı şirketi temsilen ödeme taahhüdünde bulunulduğunun belirtilmediği, taahhütte yer alan imzanın da inkar edilmediği, bu haliyle davacının taahhüdü şirket adına değil kendi şahsı adına verdiği ve şahsı adına kendi özgür iradesi ile verdiği taahhüdünden sorumlu olacağı, dosya kapsamına kazandırılan bilirkişi raporu ile de dava dışı şirket tarafından elektrik borcunun ödenmediği…” gerekçesiyle “davanın reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF TALEBİ VE SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda davacının takip konusu borçtan sorumlu olmadığının, borçlu olmadığının tespit edildiğini, takip dayanağı olarak icra dosyasında yer almayan belgenin, takip nedeni olarak davada ileri sürülmesinin hukuken mümkün olmadığını, dış borç üstlenmesinin alacaklı ile üçüncü kişi arasında doğmuş bir borç için yapıldığını, alacaklının bu üstlenmeyi kabul ettiğini açıkça bildirmesi gerektiğini, bu kabul bildirimi ile asıl borçlunun borçlu olmaktan çıktığını, sadece üstlenen üçüncü kişinin borçlu hale geldiğini, alacaklının üstlenmeyi kabul ettiğine dair açık bir beyanı olmadığı gibi, icra takip dosyasında asıl borçlu şirket hakkında takip yapılmış olmasının da alacaklı tarafın bu borcu üstlenmesini kabul etmediğini gösterdiğini, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : 6100 Sayılı HMK’nun 355/1 maddesi uyarınca, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, elektrik aboneliği sözleşmesinden kaynaklanan davacının borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Denizli 5. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; alacaklısının …. . Satış A.Ş. olduğu, borçlusunun …. San. Tic. A.Ş. ve … olduğu, 22/05/2013 tarihinde 44.033,30 TL asıl alacak, 15.336,44 TL gecikme zammı, 2.760,56 TL %18 KDV olmak üzere toplam 62.130,30 TL üzerinden ilamsız takip yapıldığı, borçlu …’nin itirazı üzerine takibin borçlu … yönünden durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Dosya kapsamında bulunan Süre Talebi Dilekçe Formu incelendiğinde; … tarafından 07/03/2011 tarihinde ….nolu aboneliğe ilişkin 84.242,10 TL borca süre verilmesine ilişkin …. A.Ş.’ye verildiği, peşinat olarak 10.000,00 TL yatırıldığı, her gün için 1.000,00 TL ödeneceği, formun taraflarca imzalandığı görülmüştür.
Mahkemece aldırılan 01/03/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dava dışı borçlu ….Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin ticari defterlerinin mahkeme dosyasına ve bilirkişi heyetine ibraz edilmediği, bu şirket ile ilgili inceleme ve tespit yapılmadığı, davalı …. A.Ş’nin ticari defterleri incelendiğinde Denizli 5.İcra Müdürlüğü …. Esas sayılı dosya ile ilamsız takipte konu olan 44.033,30 TL asıl alacak + 15.336,44 TL gecikme zammı + 2.760,56-TL %18 KDV olmak üzere toplamda 62.130,30 TL alacağı olduğu belirtilmiştir. Davalının abone olmadığı hususu uyuşmazlık dışı olup, davacı şirketçe dosyaya sunulan 07/03/2011 tarihli “süre talebi dilekçe formu” başlıklı belge altındaki adına atfen atılmış imzaya yönelik davalının herhangi bir itirazı da bulunmamaktadır.
Burada tartışılması gereken husus, söz konusu belgedeki davalının taahhüdünün hukuki mahiyetinin belirlenmesidir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 128.maddesinde şu şekilde düzenlemeye yer verilmiştir;”üçüncü bir kişinin fiilini başkasına karşı üstlenen, bu fiilin gerçekleşmemesinden doğan zararı gidermekle yükümlüdür.”
Davacı vekilinin istinaf itirazları incelendiğinde; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve davacının dava dışı şirketin elektrik borcunu ödemeyi bizzat taahhüt ettiği, taahhütname altında dava dışı şirketin kaşesinin bulunmadığı, taahhütnamede davacının dava dışı şirket adına hareket ettiğine ilişkin herhangi bir ibare olmadığı, yine davacının dava dışı şirketi temsil ettiğine veya onun adına borçlanabileceğine dair bir vekaleti veyahut yetki belgesi bulunmadığı, bu nedenle davacının yazılı taahhüdünden bizzat sorumlu olduğu (Yargıtay 3.Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 30.11.2014 tarih ve 2013/21106 Esas, 2014/1306 karar sayılı, Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 26.09.2016 tarih ve 2015/11354 Esas, 2016/17289 karar sayılı emsal içtihatları) dikkate alındığında ilk derece mahkemesi kararında, tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, incelenen kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla, HMK’nun 353/1-b.1 maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İncelenen kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla; davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85 TL istinaf karar ve ilam harcından, istinaf eden davacı tarafından peşin olarak yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 189,15 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydedilmesine,
3-Davacıdan peşin alınan istinaf kanun yoluna başvuru harcının hazineye irad kaydedilmesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davacının üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansının ilk derece mahkemesince istinaf talebinde bulunan davacıya iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.14/11/2023