Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/468 E. 2022/48 K. 20.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3.HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/12/2020
DAVANIN KONUSU : MENFİ TESPİT
İSTİNAF TALEP TARİHİ : 04/01/2021-20/01/2021
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 20/01/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ : 21/01/2022

İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı aleyhine taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş ve talebin süresinde olduğu anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının, bahçe suyu aboneliğine ilişkin suyun fabrika ve depolar için amaç dışı kullanıldığından bahisle … nolu bahçe suyu aboneliğinin iptali ile usulsüz su kullanım bedeli olan 121.158,34 TL’nin tahakkuk ettirildiğini, bahçe suyunun fabrikada kullanılmadığını belirterek; abonelik sözleşmesinin feshi işleminin iptali ile gecikme faizi ile birlikte 121.438,06 TL’den borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın idari yargı alanına girdiğini, ticaret mahkemesince davanın bakılması gerektiğini, bahçe suyu aboneliğine bağlı suyun bahçede değil fabrika içerisindeki depolarda ve fabrika içinde kullanıldığını, bahçe suyu abonelik su birim fiyatının ticari suya göre çok ucuz olduğunu, davalının amaç dışı kullanım halinde cezayı ödeyeceğini peşinen kabul ettiğini belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YEREL MAHKEME KARARI: Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı ve 15/12/2020 tarihli kararı ile; “Mahkemenin 09/11/2018 tarih … Esas – … karar sayılı ilamı ile görevsiz mahkeme olan Denizli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin topladığı deliller bunların yeniden toplanması için neden olmadığından hükme esas alındığı, buna göre her ne kadar davacı tanıkları bahçe sulamasına ilişkin aboneliğin fabrikanın ticari ve idari alanlarında kullanılmadığını bildirmiş ise de yapılan keşifte yapılan gözlemlerden ve gerekse bir kısım zabıt mümzi olan tanıkların anlatımından bu suyun fabrikanın ticari ve idari alanlarında kullanıldığı sonucuna varıldığı, bu nedenle bahçe suyu abonelik sözleşmesinin yeniden kurulmasına yönelik talep reddedildiği, yine alınan bilirkişi raporları ile davacının bahçe suyu aboneliği ile kullandığı suyun bedelinin 4.220,64 TL olduğu” gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, davacının davalı idare ile tekrar bahçe suyu abonelik sözleşmesi kurulması, haksız feshin tespiti ve sözleşmenin devamı yönündeki taleplerinin reddine, bilirkişi raporları ile tespit edilen 121.438,06 TL den zirai kullanımlar düşülerek tespit edilen 117.217,42 TL ‘nin mahsubu ile 4.220,64 TL ‘lık bedel üzerinden davacının borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir.
İSTİNAF TALEBİ : Davacı vekili 04/01/2021 tarihli istinaf dilekçesinde; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
Davalı vekili 20/01/2021 tarihli istinaf dilekçesinde; ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını, davanın tümden reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece alınan bilirkişi raporunun yerinde olmadığını, DESKİ tarifeler yönetmeliğinin 36. Maddesinin nazara alınmadığını, suyun sadece kendi alanında ve bahçe için kullanıldığını, farklı yere su verildiğine dair bir iddia ve tespit bulunmadığını, bahçe aboneliklerinin iptalinde DESKİ tarifeler yönetmeliğinin 6/g, 10 ve 11.fıkralarının uygulanmasının gerektiğini, yetersiz bilirkişi raporuna göre karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; zirai kullanım düşülerek yapılan hesaplamanın kabul edilemeyeceğini, davanın tümden reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: 6100 sayılı HMK’nun 355/1 maddesi uyarınca, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, davalı tarafından feshedilen bahçe suyu abonelik sözleşmesinin yeniden kurulması ve menfi tespit istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçelerle; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar taraf vekilleri tarafından istinaf edilmiştir.
Davacının … numaralı bahçe suyu aboneliği bulunduğu, davalı kurum tarafından düzenlenen 01.04.2016 tarihli abonesiz ve kaçak su kullanımı tespit tutanağı ile davacının abone sözleşmesi kapsamı dışında bahçe suyu abonesi hattından ticari işletme hattına bağlantı yaparak usulsüz tüketim yaptığının tespit edildiği, mahkemece yapılan keşifte zabıt mümzi tanıkların dinlendiği ve rapor içeriğini teyit ettikleri anlaşılmaktadır.
DESKİ tarifeler yönetmeliğinin 36. Maddesinde;” Abonenin abone olunan yer haricinde farklı bir yere su vermesi yasak olup, aboneden farklı bir yere (meskenden inşaata, bahçeden ticari veya inşaat vb. ) su verilmesinin tespiti halinde, su verilen yere giden tesisat iptal edilip verilen su tüketimi hesaplanarak; usulsüz su kullanım bedeli, bulunduğu ilçe tarifesi dikkate alınarak bağlı olduğu tarife türünün 3.kademeden/3.kademesinin %50 fazlasıyla cezalı tahsil edilir. Aynı aboneden ikinci defa su verildiğinin tespiti halinde İdaremizce abone iptal edilir. Verilen su tüketim miktarı hesaplanarak bulunduğu ilçe tarifesi dikkate alınarak bağlı olduğu tarife türünün 3.kademeden/3.kademesinin %100 fazlasıyla cezalı tahsil edilir. Bahçe abonelerinde amaç dışı kullanım halinde idare aboneliği iptal eder ve yeni bahçe aboneliği verilmez. (Mülk sahibinin değişmesi hali hariç)” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Yönetmelik hükümlerine göre davalı kurumun aboneliği iptal etmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı, mahkemece alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından ; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre taraf vekillerinin istinaf itirazlarının yerinde olmadığı anlaşıldığından; HMK’nun 353/1.b-1 maddesi gereğince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- İncelenen kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla; taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcından, istinaf eden davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydedilmesine,
3-Alınması gereken 288,31 TL istinaf karar ve ilam harcından, istinaf eden davalı tarafından peşin olarak yatırılan 72,08 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 216,23 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydedilmesine,
4-Taraflardan ayrı ayrı peşin alınan istinaf kanun yoluna başvuru harcının Hazineye irad kaydedilmesine,
5-İstinaf aşamasında taraflarca yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
6-Artan gider avansının ilk derece mahkemesince istinaf talebinde bulunana iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK 361/1 maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren İKİ HAFTALIK yasal süre içinde YARGITAY ilgili hukuk dairesinde TEMYİZ YASA YOLU AÇIK OLMAK ÜZERE, oybirliği ile karar verildi. 20/01/2022

….