Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2397 E. 2022/2165 K. 19.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3.HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/06/2021
DAVANIN KONUSU: MENFİ TESPİT
İSTİNAF TALEP TARİHİ: 27/09/2021
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 19/12/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ: 26/12/2022

İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı aleyhine davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş olduğu anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine verilen dava dilekçesinde özetle; davalının avukat olduğunu, davacı ile aralarında vekalet ilişkisi olduğunu, 31/07/2015 tarihli 50.000,00.-TL bedelli, 30/06/2015 tarihli 50.000,00 TL bedelli çekleri … Mobilyadan cira yolu ile aldığını, alınan çekler ödenmeyince icra takibi başlatılması için davacının vekiline verdiğini, borçlu firmanın 2 çek için 118.000,00 TL tutarlı 3 adet bono teslim edileceğini beyan edince müvekkilinin bu teklifi kabul ettiğini ve vekilini bilgilendirdiğini, davalı tarafından takibe konulduğu beyan edilen çeklerin …. firmasına teslim edildiğini ve çeklerin karşılığında 3 adet senet alındığını, alınan senetlerin davacıya ödenmediğini, anılan çeklerle ilgili davalı tarafından icra takibi yapılmadığının haricen öğrenildiğini, icra takibi yapılmadığından vekalet ücreti olarak verilen senet bedelsiz kaldığını, müvekkilinin 13/02/2018 tanzim tarihli 10/09/2018 vade tarihli 10.000,00 TL bedelli ve 13/02/2018 tanzim tarihli 10/08/2018 vade tarihli 15.000,00 TL bedelli bonolar yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitine, icra dosyasına ödemek zorunda kalırsa, davacının yapacağı ödemenin ödeme tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili tarafından ilk derece mahkemesine verilen cevap dilekçesinde özetle; davacının bir dönem vekilliğini yaptığını, davacı şirket yetkilileri hukuksuz bir şekilde zenginleşme yöntemi seçtiğini, davanın kötü niyetli olarak açıldığını, toplam 100.000,00 TL bedelli çekler …. A.Ş. Tarafından cari borcu ve ticari ilişkisi nedeniyle davacı şirkete cira edilerek teslim edildiğini, ancak teslim tarihinde dava dışı çeklerin keşidecisi …. A.Ş nin Kızılchamam Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası üzerinden iflas erteleme davasının derdest olması sebebiyle 6183 Sayılı Kanun kapsamında keşideci aleyhine takip başlatılmadığını, davacının çeklerle ilgili icra yapıldığını söylediğimiz ve bu nedenle vekalet ücreti ödediğini ancak sonrasında dava dışı …. aleyhine icra takibi yapılmadığını öğrendiğini iddia ettiğini., bu durumun yalan olduğunu, bu beyanı ile mahkemeyi yanılttığını, 25/12/2017 tarihli Kayyum Heyeti kararı doğrultusunda toplamda 100.000,00.-TL bedelli 2 adet çek dava dışı …. A.Ş. Firmasına 09/02/2018 tarihinde iade edildiğini, söz konusu bu işlemlerin ofislerinde Av. … görevlendirilmiş olup, …. A.Ş yetkilisi … nın talebi doğrultusunda dava dışı şirketin Ankara da bulunan ofisine gidilerek işlemlerin gerçekleştirildiğini, akabinde senetler müvekkile teslim edildiğini, yapılan bu işlem için davacının vekalet ücretini bizzat kendisi belirlediğini, ancak ödemeleri senetle yapabileceğini belirttiğini, davacının sürekli maddi imkansızlıklarını ileri sürmesi nedeniyle bu durumun kabul edildiğini, her nedense şimdi kandırıldığını iddia ettiğini, avukatlık bedeli yansıma faturası kesildiğini, 25.000,00.-TL faturanın dava konusu bedel dava dışı …. Firması carisine borç olarak kaydedildiğini, davanın kötü niyetli olarak açıldığını belirterek, davanın reddine ve davacı tarafa alacağın % 20 sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
YEREL MAHKEME KARARI : Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas, …. Karar sayılı ve 08/06/2021 tarihli kararı ile; ” tüm dosya kapsamından; davalı alacaklının genel ispat kuralları çerçevesinde sebepten mücerret olan bonodaki hukuki ilişkinin niteliğini kabul ettiği, ancak bu senetlerin bir başka vekalet ilişkisinden dolayı düzenlendiğini beyan ettiği, bu vekalet ilişkisinin varlığının davacı tarafça da kabul edildiği, bu nedenle davacının ispat yükümlülüğünü üzerine aldığının kabulü gerektiği, buna göre dava konusu senetlerin “davalı vekilin davacının alacaklı olduğu senetler hakkında takip başlatıldığı inancı” ile vekalet ücretine mahsuben düzenlendiği hususunun yazılı deliller ile ispat edilemediği, davalı tarafın yemini usulüne uygun eda ettiği” gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF TALEBİ VE SEBEPLERİ: Davacı vekili 27/09/2021 tarihli istinaf dilekçesinde; dava konusu senetlerin davalının açtığını beyan ettiği icra takip dosyasından vazgeçmesi ve icra müdürlüğü kasasında bulunan çeklerin iadesinin sağlanması için vekalet ücreti ödemesi olarak verildiğini, dava konusu senetlerin hukuki yardım karşılığı rızaen verilmesinin söz konusu olmadığını, Avukatlık Kanununun 164. Maddesi gereğince taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesinin olmadığı hallerde vekalet ücretinin nasıl hesaplanacağının gösterildiğini, senet tutarı kadar bir alacak bulunmadığını, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: 6100 sayılı HMK’nun 355/1 maddesi uyarınca, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, kambiyo senedi niteliğindeki bono senedine istinaden yapılan icra takibine ilişkin menfi tespit davasıdır.
İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçelerle; davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davalı taraf, avukat olduğunu, davaya konu senedin vekalet ücret alacağına karşılık olarak verildiğini ileri sürmüş, davacı taraf da vekili olan davalıya icra takibi yapılacağı inancıyla söz konusu senetlerin verildiğini, icra takibini yapmadığını öğrenmeleri sebebiyle vekalet ücreti olarak verilen senedin bedelsiz kaldığını ileri sürmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın avukatlık vekalet sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Davalı taraf tacir olmayıp, TTK’nun 4 ve 5. Maddelerinde düzenlenen ticari bir dava söz konusu değildir. Bu durumda davaya bakma görevi Asliye Hukuk Mahkemesine aittir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır.
Açıklanan nedenlerle; mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken , işin esasına girilerek karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görüldüğünden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırma nedenine göre davacı vekilinin istinaf itirazları incelenmeksizin; HMK’nun 353/1-a.3 maddesine göre ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye geri gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-HMK’nun 353/1.a-3 maddesi uyarınca Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas, …. Karar sayılı ve 08/06/2021 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren yerel mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacıdan peşin alınan istinaf karar harcının talep halinde davacıya ilk derece mahkemesince iadesine,
5-Davacıdan peşin alınan istinaf kanun yoluna başvuru harcının Hazineye irad kaydedilmesine,
6-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararla değerlendirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere,oybirliği ile karar verildi. 19/12/2022