Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2073 E. 2021/1900 K. 24.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3.HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/07/2017
DAVANIN KONUSU: İSTİRDAT
İSTİNAF TALEP TARİHİ: 01/10/2021
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/12/2021
KARARIN YAZIM TARİHİ: 03/01/2022

İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı aleyhine davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş ve talebin süresinde olduğu anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine verilen dava dilekçesinde özetle; elektrik abonesi olan müvekkilinden, davalı tarafından düzenlenen faturalarda kayıp -kaçak bedeli, dağıtım bedeli, sayaç okuma bedeli, perakende hizmet satış bedeli, iletim bedeli ve bunlara dayalı alınan KDV bedeli olmak üzere haksız ve yersiz kesintiler yapıldığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 20.000,00-TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili tarafından ilk derece mahkemesine verilen cevap dilekçesinde özetle; görev, husumet, zamanaşımı nedeniyle davanın reddi gerektiğini, esas yönünden de; söz konusu bedellerin ilgili mevzuat çerçevesinde EPDK tarafından belirlendiğini ve tahsilinin yasal zorunluluk teşkil ettiğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
YEREL MAHKEME KARARI : Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı ve 14/07/ kararında özetle; dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunla 6446 sayılı kanunun geçici 20. Maddesi gereğince, mahkemenin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluk denetimi ile sınırlı olarak inceleme yapma yetkisi bulunduğu ve davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalının vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF TALEBİ: Davalı vekili 01/10/2021 tarihli istinaf dilekçesinde; I-İlk derece mahkemesince esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen kararın ve müvekkil şirket aleyhine vekalet ücretine ve yargılama giderine hükmedilmesi yönündeki kısmının kaldırılarak davanın reddine,
II-Başvurularının kabulü ile huzurdaki davanın açılmasında hiçbir ihlal ve kusuru bulunmayan müvekkil şirket lehine vekalet ücretine hükmedilmesine,
III-Tüm yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili; davacı tarafın dava açarken haklılığından bahsedilemeyeceğini, 6719 sayılı yasanın 17. Maddesinde, mahkemelerin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğu denetim ile sınırlı olabileceğinin düzenlendiğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davanın açılmasına sebebiyet vermeyen müvekkili aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: 6100 sayılı HMK’nun 355/1 maddesi uyarınca, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, elektrik aboneliği sözleşmesi gereğince fatura bedellerinin içinde yer alan kayıp – kaçak bedeli sair isimler adı altında haksız olarak alınan bedellerin iadesine ilişkin alacak davasıdır.
İlk derece mahkemesi kararından sonra 15/02/2018 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin … Esas, … Karar ve 28.12.2017 tarihli kararı ile 6719 sayılı Kanunla 6446 sayılı Kanuna eklenen ve ” kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır. ” şeklinde düzenleme getiren geçici 20. maddeye ilişkin iptal başvurusunun reddine karar verilmiştir.
Her ne kadar Anayasa Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı ile; 6719 sayılı Kanunun 17/10 maddesinde düzenlenen ” kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda, tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi bu bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. ” şeklindeki hüküm Anayasaya aykırı görülerek iptal edilmiş ise de, davacı tarafın dava dilekçesinde EPDK tarafından belirlenen tarifelere aykırı bir bedel alındığına yönelik iddiası mevcut olmadığından, söz konusu maddenin iptal edilmesinin eldeki dava açısından sonuca etkili olmadığı, dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı yasal düzenleme ile yapılan değişiklik neticesinde davanın konusuz kaldığı, Yargıtay İçtihatlarına göre dava tarihi itibariyle davacıdan kayıp – kaçak bedeli vb. isimleri altında yapılan tahsilatların haksız olduğu ve davacının dava açmakta haklı olduğu bu nedenle davacı lehine maktu vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesinde de bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından; davalı vekilinin istinaf taleplerinin yerinde olmadığı kanaatine varılmakla; HMK’nun 353/1.b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- İncelenen kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla; davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan peşin alınan istinaf karar harcının ve istinaf kanun yoluna başvuru harcının Hazineye irad kaydedilmesine,
3-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının ilk derece mahkemesince istinaf talebinde bulunana iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK 361/1 maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren İKİ HAFTALIK yasal süre içinde YARGITAY ilgili hukuk dairesinde TEMYİZ YASA YOLU AÇIK OLMAK ÜZERE, oybirliği ile karar verildi. 24/12/2021