Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/163 E. 2021/1662 K. 22.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3.HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/07/2020
DAVANIN KONUSU:İSTİRDAT
İSTİNAF TALEP TARİHİ:02/12/2020
İSTİNAF KARAR TARİHİ:22/11/2021
KARARIN YAZIM TARİHİ:25/11/2021

İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş ve talebin süresinde olduğu anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı … şirketinden aralarında yapılan sözleşme gereğince elektrik temin ettiğini, davalının müvekkilinden 01/09/2006 ile 31/12/2010 tarihleri arasında tüketilen elektrik miktarı üzerinden yapılan bir hesaplama ile nispi olarak perakende satış hizmet bedeli tahakkuk ettirip, tahsil ettiğini, oysa Danıştay 13. H.D.nin 06/04/2011 tarihli kararı ile ”sayaç okuma ve faturalama hizmetlerine ilişkin faaliyetlerin, abone grubuna ve enerji miktarına göre değişiklik gösterecek maliyetler olmadığı bu nedenle abone başına sabit ücret uygulanması gerektiği” gerekçesi ile nispi olarak PHSBnin tahsiline ilişkin EPDK kararını iptal ettiğini, müvekkilinin, davalının belirtilen dönemde … , … ve … nolu aboneliklerinden dolayı kestiği faturalardan KDV dahil 34.793,13 TL fazla tahsilat yaptığını belirterek, bunun ödeme tarihinden itibaren kamu alacaklarına uygulanan gecikme zammı, işlemiş ve işleyecek gecikme zammının KDV’si ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; alacağın zaman aşımına uğradığını, belirtilen dönemde fazladan yapılmış bir tahsilatın söz konusu olmadığını zira tahsil işleminin taraflar arasındaki sözleşmenin imzalandığı tarihte yürürlükte olan EPDK’nın 875 sayılı kararına dayandığını ve sözleşmeye uygun olarak da tahsilat yapıldığını, Danıştay’ın iptal kararının geçmişe etkili olmasının sonradan alınan kurul kararının da geçmişe etkili kılmayacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YEREL MAHKEME KARARI : Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 13/07/2020 tarih ve … Esas – … Karar sayılı kararı ile; “davanın kısmen kabulü ile; davalının … nolu abonelik sebebiyle KDV dahil fazladan tahsil ettiği 32.187,73 TL ile … nolu abonelik sebebiyle KDV dahil fazladan tahsil etitği 138,90 TL olmak üzere toplam 32.326,63 TL nin dava tarihi olan 02/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF TALEBİ VE SEBEPLERİ : Davalı vekili tarafından 02/12/2020 tarihli istinaf başvuru dilekçesi ile; davacı tarafça dağıtım şirketinin sorumluluğunda ve uhdesinde olmayan bedellerin talep edildiğini, faturalandırma işleminin tedarikçi şirket tarafından yapıldığını, bu sebeple husumet itirazlarının yerel mahkemece değerlendirmeye alınmadığını, sebepsiz zenginleşmeye ilişkin zaman aşımı süresinin dolduğunu, davacı tarafından faturaların hiçbir itiraza uğramadan kabul edilerek itirazi kayıt öne sürülmeden ödendiğini, serbest tüketici sıfatını kazanabilmek için tedarikçi şirket ile ikili sözleşme imzalanması gerektiğini, serbest tüketici niteliklerine sahip olmanın bu sıfatı kazanmaya yeterli olmadığını, bu seçimlik hakkın kullanılmadığı taktirde her hangi bir sonuç doğurmayacağını, davacı şirketin bu hakkını kullanmayarak son kaynak tedarikçisinden hizmet almaya devam ettiğini, davacının serbest tüketici olduğunu iddia etmesine göre buna ilişkin ikili sözleşmeyi sunması ve ispat etmesi gerektiğini, bu sözleşmenin tedarik şirketi tarafından yapıldığını, davalı şirketin dağıtım şirketi olması sebebiyle bu nitelikte sözleşmenin kurulmasının mümkün olmadığını, dava dosyasında davacının serbest tüketici olup olmadığının netleştirilmediğini, EPİAŞ’a sorularak tespit edilmediğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:HMK’nun 355. Maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda;
Dava, elektrik aboneliğinden kaynaklı, mevzuat hükümleri uyarınca alınması gerekli elektrik perakende hizmet bedelinin davacıdan fazla tahsil edildiği iddiasına dayalı istirdat istemlidir.
Mahkemece … Esas sayılı dosya üzerinden yapılan yargılama neticesinde … Karar sayı ve 19/07/2018 tarihli karar ile davanın kabulüne, toplam 34.089,27 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dairemizin … Esas, … Karar sayı ve 19/03/2019 tarihli kararı ile delillerin gereği gibi toplanmadığından bahisle HMK’nun 353/1.a-6 maddesi uyarınca yerel mahkeme kararının kaldırılmasına hükmedilmiş, dairemizin kaldırma kararına müteakip mahkemece … Esas sayılı dosya üzerinden yapılan yargılama neticesinde … karar sayı ve 13/07/2020 tarihli karar ile; “davanın kısmen kabulü ile; davalının … nolu abonelik sebebiyle KDV dahil fazladan tahsil ettiği 32.187,73 TL ile … nolu abonelik sebebiyle KDV dahil fazladan tahsil etitği 138,90 TL olmak üzere toplam 32.326,63 TL nin dava tarihi olan 02/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine” şeklinde karar verilmiş, karar süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Öncelikle davalı şirket vekilinin cevap dilekçesinde dava konusu yapılan fatura tahakkuklarının ve tahsilatların davalı şirketçe yapıldığını kabul etmesi sebebiyle istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü husumete ilişkin itirazları haksız ve yersizdir.Kaldı ki Yargıtayın yerleşik kararları uyarınca perakende firmasınca tahsil edilse bile elektrik perakende hizmet bedeli dağıtım şirketine aktarıldığından husumetin davalı … şirketine yöneltilmesi doğaldır. (Yargıtay 3.Hukuk Dairesi2016/8474 Esas, 2016/15483 Karar sayılı, 19/12/2016 tarih, 2016/10344 Esas, 2016/16977 karar sayı ve 29/12/2016 tarihli emsal içtihatları)
Davanın genel on yıllık akdi zaman aşımı süresi içerisinde açılmış olması karşısında davalı vekilinin zaman aşımına ilişkin istinaf itirazları da yerinde değildir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2016/10473 Esas, 2018/3130 Karar sayı ve 28/03/2018 tarih; 2017/10926 Esas, 2018/8303 Karar sayı ve 11/09/2018 tarih; 2014/1632 Esas, 2014/9158 Karar sayı ve 09/06/2014 tarih vb. istikrar kazanmış içtihatlarında belirtildiği üzere; Danıştay 13. Dairesi, 06.04.2011 tarih ve 2008/2695 Esas ve 2011/1365 Karar sayılı kararıyla, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK)’nun 875 sayılı Kurul kararının ekinde yer alan 20 dağıtım şirketi için Gelir Gereksinimi Hesaplanması ve Tarife Metodolojisinin Perakende Satış Tarifesinin geçiş döneminde uygulanmasına ilişkin II. Bölümünün B bendini; “Sayaç okuma ve faturalandırma hizmetlerine ilişkin maliyetlerin abone grubuna ve tüketilen enerji miktarına göre değişiklik gösterecek maliyetler olmadığı ve bu nedenle abone başına sabit bir ücret uygulanması gerektiğinin ortada olduğu, kaldı ki buna ilişkin maliyetlerin metodolojinin 1. Bölümünde abone başına sabit bir ücret olarak belirlendiğinin açık şekilde ifade edildiğini” belirtmek suretiyle iptal etmiştir.
Anılan Danıştay 13. Dairesinin kararı ise Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 24.05.2012 tarih ve 2011/1901 Esas – 2012/798 Karar sayılı kararı ile; “davacı şirketin ürettiği elektriği serbest tüketicilere sattığı, perakende satış hizmet tarifesinin Kwh üzerinden alınmasına ilişkin kuralın serbest tüketiciler yönünden hukuka aykırı olduğu iddiasında bulunduğunun anlaşıldığı, bu durumda davacının dava konusu işlemlerin iptali isteminin serbest tüketicilere yönelik olduğu dikkate alındığından, Daire kararının da serbest tüketicilerle sınırlı olarak uygulanacağı” belirtilerek onanmıştır.
İptal kararları, iptali istenen tasarrufu ve ona bağlı işlemleri yapıldıkları tarihten itibaren ortadan kaldırır, geçmişe etkilidir, işlem hiç yapılmamış gibi hüküm ve sonuç doğurur, işlemden önceki hukuki duruma dönülür ve genel etkilidir.
O halde Danıştay 13.Dairesinin iptal kararının onanmasına ilişkin Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 24.05.2012 tarihli kararı uyarınca, sayaç okuma ve faturalandırma hizmetlerine ilişkin maliyetlerin abone grubuna ve tüketilen enerji miktarına göre değişiklik gösterecek maliyetler olmadığı ve bu nedenle abone başına sabit bir ücret uygulanması gerektiği, perakende satış hizmet tarifesinin Kwh üzerinden alınmasına ilişkin kuralın “serbest tüketiciler” yönünden hukuka aykırı olduğu gözönünde bulundurulmak suretiyle ve Elektrik Piyasası Serbest Tüketici Yönetmeliği dikkate alınarak, davacının dava konusu bedellerin tahsil edildiği tarihlerde “serbest tüketici” olup olmadığı konusunda araştırma yapılıp, bu husustaki belge, anlaşma vs. belgeler getirtilerek sonucu dairesinde bir hüküm kurulması gerekir.
Dava konusu edilen talep dönemi itibariyle yürürlükte bulunan 04/09/2002 tarihli Elektrik Piyasası Serbest Tüketici Yönetmeliğinin “Serbest tüketici kapsamı” başlıklı 5.maddesinde serbest tüketici, şu şekilde tanımlanmış ve kapsamı belirlenmiştir;
“Madde 5 – Aşağıdaki koşulları sağlayan tüketiciler serbest tüketici olarak kabul edilir; a) İletim sistemine doğrudan bağlı olan tüketiciler, b) Bir önceki takvim yılına ait toplam elektrik enerjisi tüketimleri serbest tüketici limitini geçen tüketiciler, c) İçinde bulunulan yılda gerçekleşen toplam elektrik enerjisi tüketimleri serbest tüketici limitini geçen tüketiciler. d) (Ek bend: 21/03/2003 – 25055 S. R.G. Yön./1. md.) Kendi üretiminden tükettiği miktar dahil toplam elektrik enerjisi tüketim miktarı serbest tüketici limitini geçen otoprodüktör lisansı sahibi tüzel kişiler, e) Bir önceki takvim yılındaki tüketimi serbest tüketici limitini geçmeyen ancak, içinde bulunulan yılda serbest tüketici limitini geçeceğini ilgili dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiye taahhüt eden ve bağlantı anlaşması veya abonelik sözleşmesindeki bağlantı veya sözleşme gücü dikkate alınarak hesaplanan tüketim değeri serbest tüketici limitini geçen tüketiciler, f) İçinde bulunulan yılda serbest tüketici limitini geçeceğini ilgili dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiye taahhüt eden ve bağlantı anlaşmasındaki bağlantı veya sözleşme gücü dikkate alınarak hesaplanan tüketim değeri serbest tüketici limitini geçen yeni tüketiciler.
Birinci fıkranın (e) ve (f) bentleri kapsamında serbest tüketici niteliği kazanmış tüketicilerin gerçekleşen tüketimlerinin başvuru tarihindeki serbest tüketici limitinin altında kalması halinde, bu hususun tespitini izleyen oniki ay boyunca tüketim miktarlarına bakılmaksızın serbest tüketici hakkından yararlanamaz. İlgili mevzuat hükümleri çerçevesinde elektrik enerjisi ve/veya kapasite satın alır. İlgili dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler, gerçekleşen tüketimin serbest tüketici limitinin altında kalması halinde uğrayacakları zararın tazmini için, serbest tüketici limiti ile başvuru sahibinin talep tarihinde tabi olduğu abone grubuna uygulanan enerji tarifesine ilişkin bedelin çarpımı sonucu bulunan miktarın % 10’unu geçmeyecek bir tutar üzerinden teminat alabilir.
Ayrıca aşağıdaki talep birleştirme hallerinde ilgili tüzel kişinin serbest tüketici niteliği kazandığı kabul edilir; a) aynı veya farklı dağıtım bölgelerindeki birden fazla tüketim noktasında aynı tüzel kişiliğin bir önceki takvim yılındaki toplam elektrik enerjisi tüketiminin serbest tüketici limitini geçmesi, b) doğrudan veya dolaylı olarak sermayesinin yarısından fazlası aynı tüzel kişiye ait olan tüzel kişilerin aynı veya farklı dağıtım bölgelerindeki birden fazla tüketim noktasında bir önceki takvim yılına ait toplam elektrik enerjisi tüketimlerinin serbest tüketici limitini geçmesi ve ikili anlaşmayı tedarikçi ile doğrudan veya dolaylı olarak sermayelerinin yarısından fazlasına sahip olan tüzel kişinin yapması, c) bir araya gelerek tek bir tüzel kişilik oluşturan ya da ikili anlaşma yapmak üzere bir tüzel kişiyi yetkilendiren birden fazla tüketicinin bir önceki takvim yılına ait toplam elektrik enerjisi tüketimlerinin serbest tüketici limitini geçmesi, tedarikçi ile söz konusu tüzel kişiliğin ikili anlaşma yapması ve söz konusu tüketicilerin elektrik enerjisi tüketimlerinin ortak sayaçtan ölçülmesi….”
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, dairemizin kaldırma kararı doğrultusunda mahkemece dağıtım şirketi ile yazışma yapılarak davacı şirketin tüketimlerinin 2007 yılı ila 2010 yılları arasındaki dönemde serbest tüketici sınırları dahilinde olduğunun belirlenmiş ve bilirkişi heyetinin ek raporunda davacı şirketin dava konusu yapılan abonelikleri yönünden belirtilen dönemde serbest tüketici konumunda olduğu kabul edilerek davacıdan fazladan tahsil edilmiş perakende hizmet bedelinin usulünce hesaplanmış olmasına göre mahkemece tesis edilen kararda herhangi bir hukuka aykırı yön görülmediğinden davalı vekilinin yerinde bulunmayan bütün istinaf sebeplerinin HMK’nun 353/1.b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İncelenen kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla; davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 2.208,23 TL istinaf karar ve ilam harcından, istinaf eden davalı tarafından peşin olarak yatırılan 553,00 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 1.655,23 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydedilmesine,
3-Davalıdan peşin alınan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcının hazineye irad kaydedilmesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davalının üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının ilk derece mahkemesince istinaf talebinde bulunan davalıya iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere, oybirliği ile karar verildi. 22/11/2021