Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/918 E. 2023/888 K. 02.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
KARAR TARİHİ : 02/05/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 13/02/2023
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 02/05/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin yaklaşık 1 yıldır davalı bankanın … numaralı müşterisi olduğunu, 01.06.2022 tarihinde %3.04 faiz oranı ile 10.000,00 TL, 20.09.2022 tarihinde ise; %2,92 faiz oranı ile 20.000,00 TL olmak üzere 2 adet ihtiyaç kredisi çektiğini, müvekkilinin 01.12.2022 tarihinde saat 14.13’te kendisine ait … numaralı cep telefonuna … numaralı telefon ile arandığını, telefondaki şahsın kendisini …bank Müşteri Hizmetleri Temsilcisi olarak tanıttığını, müvekkiline … Bankası, …bank ve … Bankası ile çalıştıklarını, %0,8 faiz oranı ile kredi verdiklerini ve müşterilerinin mevcuttaki kredilerini kapattıklarını, …bank’ın mobil uygulamasına girmesi gerektiğini, telefondaki şahsın tarif ettiği şekilde davalı bankadan 25.000,00 TL yeni kredi başvurusu yaptığını, kredi başvurusu onaylandıktan sonra telefondaki şahsın müvekkiline başlangıçta 800,00 TL sigorta bedeli ödemesi gerektiğini ancak kafasını karıştırarak 24.400,00 TL göndermesi konusunda ikna ettiğini, bunun üzerine müvekkilinin davalı bankada bulunan … IBAN numaralı hesabından şahsın telefonda kendisine söylemiş olduğu … Bankası’nda …. adına kayıtlı … IBAN numaralı hesaba 24.400,00 TL gönderdiğini, daha sonra telefondaki şahsın … Bankası’nda da 50.000,00 TL değerinde onaylanmış düşük faizli kredisi olduğunu, yine aynı şekilde … Bankası mobil uygulamaya giriş yapması gerektiğini, müvekkilinin 50.000,00 TL’yi göndermeye çalıştığında bankadan onay alamadığını, telefondaki şahsın müşteri hizmetlerini araması için numara verdiğini, müşteri hizmetleri temsilcisinin parayı ne yapacağını, kime göndereceğini sorduğunda, müvekkilinin ise; parayı bir yakınına göndereceğini, müşteri hizmetleri temsilcisinin “dolandırılıyor olabilirsiniz” demesi üzerine müvekkilinin olayı anladığını, bunun üzerine … Bankası nezdindeki mobil bankacılık hesaplarını kapattırdığını, daha sonra dolandırıcı şahsın müvekkilini saat 15.25’te tekrar aradığını, müvekkilinin kredinin onaylanmadığını, daha önce göndermiş olduğu paranın da iadesini istediğini, bunun üzerine telefondaki şahsın şuanda …bank mobil uygulamasının açık olması sebebiyle iade yapamadıklarını, paranın 5-10 dk sonra müvekkilinin hesabına geçeceğini bildirdiğini, şahsın ne para iadesi yaptığını, ne de kendisine ait numaraya ulaşabildiğini, bu süreçte davalı bankanın özen yükümlülüğünü yerine getirmeyerek müvekkilinin maddi zarara uğrattığını, müvekkiline ait kişisel verilerin sehven veya ağır kusurla üçüncü kişilere sızdırıldığı kanaatinde olduklarını, bankaların objektif özen yükümlülüğünün yerine getirilmemesinden kaynaklanan hafif kusurlarından dahi sorumlu olduğunu belirterek; davanın kabulü ile, müvekkilinin 3. Kişiler tarafından hesabından çekilen 25.000,00 TL tutarındaki bedelin davalı bankadan alınarak dava tarihi itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte müvekkiline verilmesini, davalı bankaya gönderilen Denizli 7. Noterliği’nin 12.12.2022 tarihli … yevmiye numaralı ihtarname masraflarının, ihtarnamenin tebliğ edildiği 27.04.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müvekkiline ödenmesine, 10.000,00 TL manevi tazminatın davalı bankadan alınarak davacı müvekkiline verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, öncelikle işbu davanın arabulucuya başvuru yapılmadan açılması nedeniyle HMK’nin 114/2. ve 115/2. maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının müvekkili banka aleyhine işbu davayı açmakta hukuki menfaatinin bulunmadığını, bu nedenle davanın öncelikle müvekkili banka yönünden husumetten reddi gerektiğini, davacının hesabından talimatı olmadan veyahut şifreli güvenlik işlemleri tamamlanmadan para çıkışının olmasının mümkün olmadığını, dolayısıyla dava konusu işlemlerin kabulünde olduğu üzere bizzat davacı tarafından gerçekleştirildiğini, dava konusu işlemlerin; davacının müvekkili banka sistemlerinde kayıtlı olan GSM numarasına müvekkili banka tarafından SMS doğrulama şifresi gönderilmesi sonrasında SMS bildiriminde yer alan şifre girilmek suretiyle girişi yapılan internet bankacılık üzerinden gerçekleştirildiğini, dolayısıyla bu işlemlerde kesinlikle bankanın herhangi bir güvenlik zafiyetinden söz edilemeyeceğini, tüm kusurun davacıya ait olduğunu, müvekkili bankanın dava konusu işlemlerde kusurunun bulunmaması nedeniyle manevi tazminat talebinin ve ihtarname masrafı taleplerinin de reddi gerektiğini savunarak; davanın usulden reddine, esasa ilişkin inceleme yapılacak olması halinde haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın esastan reddini, yargılama giderinin ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, “… davacı tacir değildir, davalı bankanın müşterisi konumunda olup, taraflar arasındaki sözleşmelerin mesleki veya ticari bir amaçla imzalanmış sözleşmeler olmadığı anlaşılmaktadır. Bu hali ile davacının davalı açısından tüketici konumunda olduğu, o halde, tüketici işleminden kaynaklanan bu uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesi tarafından görülmesi gerektiği kanaatiyle görevli mahkemenin Denizli Tüketici Mahkemesi olduğu sonuç ve kanaatine varılarak…” şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğunu, davacı tarafın alacak talebinin TTK 4/1-f maddesi gereğince değerlendirilmesi gerektiğini, davacı tarafın arabuluculuğa başvurmaması nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken görevsizlik kararı verilmesinin hatalı olduğunu, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, bireysel kredi kullanılması nedeniyle oluşan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, kullanılan kredilerin ihtiyaç kredi niteliğinde bireysel kredi olduğu, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.02/05/2023