Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/850 E. 2023/898 K. 02.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 20/01/2023
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 02/05/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin keşideci olarak 2002 yılında bu yana kayıp ve hakkında gaiplik kararı çıkartılan oğlu …’in lehtar olduğu açık bononun alacaklı tarafından doldurularak 11/10/2022 tarihinde Antalya 5. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında takibe konduğunu, lehtar tarafından yapılan icra takibi, zaman aşımı itirazları üzerinde icra hukuk mahkemesi tarafından iptal edildiğini, kararın kesinleştiğini, müvekkilinin, teminat olarak kullanacağını düşünerek bonoyu oğlu için düzenlediğini, oğlunun bonoyu açık olarak alacaklıya vereceğini düşünemediğini, hataya düştüğünü, bononun müvekkilinin bilgisi dışında doldurulduğunu, müvekkilinin bu bono nedeniyle borçlu olmadığını, tarafların edimleri arasında büyük oransızlık olduğunu, bonolarda zaman aşımı TTK’nun 749.maddesinde düzenlendiğini, zaman aşımı kesilme sebeplerinin TTK’nun 750.maddesinde düzenlendiğini, 2002 yılında açılan taklibin kesinleşmesi ile zaman aşımı süresinin başladığını, icra takiplerinde, zaman aşımını icra takip işlemlerinin kestiğini, alacaklı vekilinin dosyaya açtığı her talebin icra takip işlemi olmadığını, zaman aşımını da kesmediğini, alacaklının icra dosyasında dönem dönem yasa ve Yargıtay’ın İcra Takip İşleminde saydığı işlemleri yapmadığını, taraflarınca Antalya 3. İcra Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile bononun zaman aşımına uğradığı gerekçesiyle, Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … (Kapatılan 5. İcra Dairesi …) sayılı dosyası için icranın geri bırakılması davası açtıklarını, davanın soyut bir gerekçe ile reddedildiğini, kararı istinaf taleplerinin de reddedildiğini, 08/01/2010 tarihi ile 19/08/2013 tarihi arasında 3 yıl, 7 ay, 11 gün geçtiğini bononun zaman aşımına uğradığını, kararı temyiz ettiklerini, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi tarafından da temyiz taleplerinin reddedildiğini, müvekkilinin mal varlığının yasal tehdit altında olduğunu belirterek Antalya Genel İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında bulunan bononun hata ve aldatma neticesinde verildiğinden, edimler arasında oransızlık nedeniyle gabin bulunduğundan bononun iptali ile müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini, borçlu olmadıklarının tespitini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrarlamıştır.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalı vekili, davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, kötü niyetli olarak açıldığını, dava konusu icra takibinin 2002 tarihli olduğunu, bu iddiaların gerçeği yansıtmadığını, hata, aldatma ve gabin yönünden hak düşürücü sürelerin geçtiğini, davacı tarafın icra takibinden sonra 08/01/2010 ve 04/06/2014 tarihleri arasında takibe konu bononun zaman aşımına uğradığını belirterek bononun iptali ile borçlu olmadığının tespitini talep ettiğini, ancak bononun zaman aşımına uğramadığını, davacı tarafından Antalya 3. İcra Hukuk Mahkemesinin … esas, … karar sayılı dosyası ile 02/02/2005 ile 15/02/2008 tarihleri arasında ve 08/01/2010 – 04/06/2014 tarihleri arasında takip konusu bononun zaman aşımına uğradığı gerekçesiyle icranın geri bırakılması ve takibin iptali talepli dava açıldığını, davanın reddedildiğini, kararın BAM ve Yargıtay incelemelerinden geçerek kesinleştiğini, davaya konu olan icra dosyasının 11/10/2002 yılında açıldığını, 20 yıllık süre içerisinde davacı borçlu tarafından kendi rızası ile icra dosyasına ödeme yapılmadığını, davacı borçlunun borcunu ödememek adına mal varlığını eşi ve yakını üzerine kaçırdığını ve iptal davaları açıldığını, iptal edilen taşınmazların ve menkullerin cebri icra yolu ile satışının yapıldığını, davacı tarafın asılsız iddialar ile borçtan kurtulmak amacı ile gerçek dışı beyanlarda bulunduğunu, iş bu davanın açılmasına sebep olan 08/01/2010 ve 04/06/2014 tarihleri arasındaki zaman diliminde devam eden onlarca dava nedeniyle zaman aşımı süresinin kesildiğini, bu tarihler arasında icra dosyasında işlem yapılmadığı iddiasının asılsız olduğunu, bu tarihler arasında işlemler yapıldığını, davacı tarafın bononun açık bono olduğunu belirttiğini, bononun açık bono olduğunu iddia eden davacının senede karşı iddialarının sadece yazılı delil ile ispatının mümkün olduğunu, davacının haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek davanın reddini, kötü niyetli davacının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, davacı asilin disiplin para cezasına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, “…davanın konusunu oluşturan hata, hile ve gabin iddiaları yönünden de gabin (aşırı yararlanma) iddiası yönünden TBK 28.madde gereğince takipten itibaren 1 ve 5 yıllık hak düşürücü süre fazlası ile geçtiği, hata ve hile iddiası yönünden de TBK 39.madde gereğince hata ve hileyi en geç öğrendiği tarih olan takip tarihinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre dava tarihi itibariyle fazlası ile geçmiş olduğundan davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine …” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Karara karşı, davacı ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalı alacaklının, Antalya Genel İcra Müdürlüğü …. (kapatılan 5. İcra Md. …) sayılı dosyasından müvekkili aleyhine yapılan kambiyo senetlerine ilişkin icra takibine karşı gabin, hata, hile ve zamanaşımı iddialarının bulunduğunu, yerel mahkemece zamanaşımı iddialarının olması nedeniyle davayı önce ayırdığını, Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi … Esasına kaydedilen dosya hakkında …Karar ile görevsizlik kararı verdiğini, İşbu davada ise reddeddiğini, Yerel mahkemenin görevsizlik kararını istinaf etmeleri üzerine Antalya BAM 11. H.D. …. E.- … K. sayı ile verdiği kararda yerel mahkeme kararını ortadan kaldırdığını, Yerel mahkemenin işbu dosyadan verdiği tefrik ve red kararının, Antalya BAM 11. H.D’nin … E.- …K. sayılı kesin kararına da aykırı olduğunu, istinaf mahkemesi kararının uygulanabilmesi için yerel mahkemenin “tefrik ve red kararının” ortadan kaldırılarak ayrılan davaların birlikte görülmesine karar verilmesi gerektiğini, İcra hukuk mahkemesi kararlarının icra hukukuna yönelik dar yetkili mahkeme sıfatı ile verildiğinden, “ihalenin feshi” ve “istihkak” davası dışında, genel yetkili mahkemeler için kesin hüküm oluşturmadığını, bu nedenle, genel mahkemelerde menfi tespit davası açmakta hukuki yararlarının bulunduğunu, taraflarınca ve konusu aynı olan davada hata-hile-gabin iddialarının “zamanaşımı” iddiaları ile birlikte incelenmesi gerektiğini, zamanaşımı hakkında daha önce icra hukuk mahkemesinde açtıkları davanın reddedildiğini ve kesinleştiğini dava dilekçelerinde de beyan ettiklerini, icra hukuk mahkemesi kararlarının genel mahkemeler için kesin hüküm oluşturmayacağından davanın zamanaşımı ile ilgili bölümünü ayırarak karar vermek “zamanaşımının bir başka iddia ile birlikte genel mahkemelerde ileri sürülebileceği” yönündeki Yargıtay ve doktrin görüşüne de aykırı olduğunu ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacı tarafından, takibe dayanak bononun hata, hile ve gabin sebebiyle verildiğini, bononun zamanaşımına uğradığı iddiaları ile Antalya Genel İcra Müdürlüğü … E. sayılı icra dosyasında borçlu olmadığına ilişkin 23.03.2022 tarihinde menfi tespit davası açıldığını, İşbu dosyada 20.01.2023 tarihli gerekçeli karar ile davanın TBK 28 ve 39. maddeleri gereği hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş olup, karar yerinde ve doğru olduğunu, bununla birlikte dosyanın zamanaşımı yönünden tefrik edilerek karara çıkarılmasının hatalı olduğunu, bu nedenle davanın reddine ilişkin yerel mahkeme kararı doğru olsa da, tefrik edilen dosya ile yeniden birleştirilerek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı dava dilekçesinde hem İİK’nun 72.maddesi anlamında menfi tespit isteminde bulunmuş, hem de aynı kanunun 71/2.maddesi anlamında takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürmüş, bununla birlikte hata, hile ve gabin sebeplerine de dayanıldığı görülmüştür.
İİK’nun 4. maddesi gereğince icra mahkemesi, icra müdürlüğü işlemine karşı yapılan şikayetlerle itirazları incelemeye görevlidir. İcra mahkemeleri, önlerine gelen takip hukukuna yönelik şikayet, itiraz ve itirazın kaldırılması talepleri hakkında kabul ya da ret kararı vermek zorunda olup, bu talepler hakkında görevsizlik kararı veremezler. Ancak dava niteliği taşıyan ve apaçık genel mahkemelerin görevine girdiği belli olan, örneğin; boşanma, tapu iptal ve tescil, nüfus, ortaklığın satış yoluyla giderilmesi…vb. davalar hakkında ise görevsizlik kararı vermeleri gerekmektedir.
Bu hüküm de nazara alındığında “icra mahkemesinin hangi uyuşmazlıklara bakabileceği”nin çözümünde, icra mahkemesinin genel mahkemeler gibi geniş yetkili bir mahkeme olmadığı, -kural olarak, tanık dinleyemediği, yemin teklif edemediği, bilirkişi incelemesi yaptıramadığı yapamadığı göz önüne alınarak, alacaklının ancak yazılı bir belgeye dayanarak icra takibinde bulunduğu ve bu belgeden alacağın miktarının, vadesinin açık-seçik anlaşılabildiği durumlarda, borçlunun borca ve / veya faize itiraz etmesi halinde ortaya çıkan uyuşmazlığın “icra mahkemesinde çözümlenebileceği”; buna karşın gerek alacak miktarının ve gerekse alacağın istenip istenemeyeceğinin (doğup doğmadığının) takip dayanağı belgeden açıkça anlaşılamaması halinde ve bunun tespiti için yargılama yapılmasına gerek duyulan hallerde “icra mahkemesinin bu uyuşmazlığa bakamayacağı” öğreti ve uygulamada kabul edilmiştir.
Şu durumda; İcra Mahkemesi istisnalar saklı kalmak koşulu ile takip hukukuna ilişkin uyuşmazlıklara bakar ve bununla görevlidir. Bu tür istemler hakkında görevsizlik kararı veremeyeceğinden talebi ya kabul ya da reddedecek, sorunu çözümleyecektir.
Aynı şekilde genel mahkemelerde istisnalar saklı kalmak kaydıyla (sıra cetveline itiraz, ihalenin feshi vs) icra mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı veremeyip davanın reddine karar verilmesi gerektiği açıktır.
Dava dilekçesinde, davacının takibe dayanak bononun hata, hile ve gabin sebebiyle verildiği, takibin de devam ettirilmemesi sebebiyle zamanaşımına uğradığı iddialarına yer verildiği anlaşılmakla İlk Derece Mahkemesince bu iddiaların hepsinin birlikte değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken (Aynı yöndeki içtihat için bknz Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 16/07/2009 tarih 2008/11472 Esas, 2009/7231 karar sayılı ilamı) hata, hile ve gabin iddiaları yönünden dosyanın tefrik edilerek yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş olup, davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılacak iş, davanın tefrik edilen dosya ile tekrar birleştirilerek davacının taleplerinin İİK.nun 72.madde hükmü kapsamında değerlendirilip bir karar verilmesinden ibarettir.
Sonuç olarak, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Taraf vekillerinin İlk Derece Mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince ANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİnin 20/01/2023 tarih ve … Esas … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın ANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİne GÖNDERİLMESİNE,
4-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 179,90 TL maktu istinaf karar harcının ilk derece mahkemesince talebi halinde davacıya İADESİNE,
5-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 179,90 TL maktu istinaf karar harcının ilk derece mahkemesince talebi halinde davalıya İADESİNE,
6-Taraflar tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesinde yapılacak yargılama sonucunda dikkate ALINMASINA,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
8-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince ilgiliye İADESİNE,
9-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-6. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve HMK’nın 353/1-a. maddesince kesin olarak karar verildi.02/05/2023