Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/823 E. 2023/889 K. 02.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
KARAR TARİHİ : 02/05/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 02/02/2023
DAVANIN KONUSU: İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki))
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 02/05/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin 15.05.1944 doğumlu olup okuma yazmasının çok az olduğunu, müvekkilinin damadı … isimli şahsın baskı ve yanlış yönlendirmelerinin sonucu hiçbir şekilde tanımadığı ve bağlantısı olmayan davalı şirketin diğer davalı bankadan kullanmış olduğu krediye karşılık gelmek üzere adına kayıtlı bulunan tapunun Denizli ili …. köyü … ada ….. parsel sayılı taşınmazını 315.000,00 TL bedel karşılığı 20.03.2014 tarih 7304 yevmiye ile 1. Dereceden ipotek verdiğini, müvekkilinin bu ipoteği damadı …in hatalı yönlendirmeleri neticesinde verdiğini, müvekkilinin yaşlılığına bağlı olarak fiziksel ve ruhsal bir takım rahatsızlıkların bulunduğunu, sağlık raporu talep edilmeden adına kayıtlı olan tek taşınmazını hiç tanımadığı ve hiçbir bağı olmadığı davalı şirketin kredi borçları için ipotek edildiğini, bu durumun hayatın olağan akışına ters bir durum olduğunu beyan ederek; davaya konu Denizli ili …. Köyü …. ada …. parselde kayıtlı bulunan taşınmazın Denizli 4.İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından 09.08.2017 tarihinde yapılacak taşınmaz ihalesinin dava sonuna kadar durdurulmasına, ipotekten dolayı borçlu olmadığının tespitine ve ipoteğin fekkine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili, davacının bankaya güven verdiğini, bankanın asıl borçluya kredi kullandırmasından sonra davacının ipotek sözleşmesinin geçirsizliğini ileri sürdüğünü, kredi ve ipotek sözleşmesinin imzalandığını, 20.03.2014 tarihinden dava tarihi olan 07.08.2017 tarihine kadar sessiz kalmasının dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, ipotek tesis tarihinin 2014 yılı olduğunu, davacı tarafın sunduğu belgelerin 2016 ve 2017 yıllarına ait olduğunu, davacının kötü niyetli olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, “…davacının maliki olduğu Denizli İli, …. İlçesi, .. Mahallesi, … Mevkii … parsel sayılı taşınmaz üzerine, 20/03/2014 tarihinde davalı … A.Ş. lehine 315.000,00 TL bedelli ipotek konulduğu, ipoteğe konu resmi senedin bizzat davacı tarafından imzalandığı, davacı tarafın iddiasına göre ipoteğin tesis edildiği sırada kendisinin ayırt etme gücünden yoksun olduğu, mahkememizce davacının işlem tarihinde hukuki işlem yeteneğine sahip olup olmadığının saptanması için bilirkişi incelemesi yaptırılmasına dair karar verildiği ve alınan ATK raporu uyarınca sözü edilen tarih itibariyle davacının hukuki işlem ehliyetinin tam olduğu, eş söyleyişle davacının TMK 10. maddesinde tanımlanan tam ehliyetli sınıfında olması sebebiyle yaptığı işlemlerin hüküm anlam ve sonuçlarından sorumlu olduğu, davacının ehliyetsizlik haricinde iradesini sakatlayan başkaca bir haline de rastlanmadığı gibi bu hususta bir iddia da öne sürülmediği anlaşıldığından sübut bulmayan davanın reddine …” şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, ATK 4. İhtisas Kurulu raporuna itirazlarında da belirttikleri üzere demans hastalığının beyin hücrelerinin zarar görmesinden kaynaklanan bir hastalık olduğunu, 2013 yılında müvekkilinin Nöroloji uzmanı doktora tedavi amacıyla başvurduğunu, bu doktordan tedavisine ilişkin bilgi ve belgelerin celp edilmesi taleplerinin mahkemece uygun görülmediğini, bu talepleri yerine getirildiği takdirde müvekkilinin 2013 yılında da bir takım unutkanlık rahatsızlıklarının ortaya çıkacağını ve Adli Tıp 4. İhtisas Dairesi raporunun bir geçerliliğinin kalmayacağını, mahkemenin yeterli araştırmayı yapmadan hatalı ve eksik bir karar verdiğini, gabin ve hile hukuki temeline dayalı talepleri doğrultusunda mahkemece bir araştırma yapılmadığını, müvekkilinin cehaletinden yararlanılarak tek evinin ipotek edildiğini, sonradan öğrendiklerine göre davalı şirketin yetkili olmayan …in ilgili bankanın şubesinden imza ve yetkisi olmadan kredi kullandığını, bu hususta da bir araştırma yapılmadan karar verildiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür
Dava, ipoteğin fekki istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, ATK 4. İhtisas Kurulu’nun raporuna göre işlem tarihi itibariyle davacının fiili ehliyetine sahip olduğunun belirtildiği, davacının ehliyetsizlik haricinde iradesini sakatlayan bir sebebe ilişkin delili bulunmadığı gibi bu iddiasını tam ehliyetsizlik iddiası ile çeliştiği, dava dilekçesinde yer almayan ve yargılama aşamasında ileri sürülmeyen iddiaların istinaf aşamasında ileri sürülmesinin mümkün olmadığı hususları da birlikte değerlendirildiğinde kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.02/05/2023