Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/764 E. 2023/1067 K. 02.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ : 30/01/2023
DAVANIN KONUSU : Alacak
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 02/06/2023
İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, Antalya Genel İcra Dairesinin … sayılı sayılı dosyası ile borçlu hakkında icra takibi başlatıldığını, borçlunun icra dairesinin yetkisine itiraz ettiğini, yetkili icra dairesinin ikametgahının bulunduğu Yalova İcra Dairesi olduğunu ileri sürdüğünü, borca ve husumet ehliyetine itiraz ettiklerini, takibin durdurulduğuun, yetki itirazının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, reddi gerektiğini, taraflar arasında 03/11/2017 tarihli protokol bulunduğunu, davalının, vekili aracılığı ile icra takibine yaptığı itirazında taraflar arasındaki bu protokolü kabul etmekte ancak bu protokol uyarınca kabul ettiği sorumluluğun pay devrinden önceki konulardaki cezai sorumluluk ile sınırlı olduğunu beyan etttiğini, oysa davalının protokol 6. maddeden kaynaklanan sorumluluğunun, iddiası üzere sadece cezai sorumluluk ile sınırlı olmadığnı protokolün 1. maddesinde ki düzenleme üzerine davcı müvekkili şirket ve tüm ortaklar arasında mutabakat sağlandığını, bu mutabakat gereğince davacı şirketin belirtilen bu projeye ilişkin olarak proje yatırımcısı … Tıp Merkezi Tic. San.Ltd.Şti. ile yaptığı 13.07.2015 tarihli sözleşme nedeniyle yüklendiği tüm sorumlulukların sona ereceği, protokol tarihinden itibaren herhangi bir yasal sorumluluğu bulunmamak kaydıyla protokol tarihi itibariyle projeden çekileceği, bu sonucu sağlamaya yönelik sözleşme tarafı yatırımcı şirket ile davacı müvekkilim arasındaki ibra ilişkisini noterden sağlama yükümlülüğünün davalıya ait olacağının kararlaştırıldığını, hal böyle olmasına rağmen müvekkili şirketin davalının üstlendiği bu ibra sağlama yükümlülüğünü yerine getirmemesi ve muhatap … Tıp Merkezi Tic. San Ltd.Şti.’ye ödeme talebiyle keşide olunan ihtarın da sonuçsuz kalması üzerine belirtilen projeden kaynaklı olarak fazladan 398.465,36 TL. damga vergisi ödenmek zorunda kaldığını, protokolün 3.1 ve 3.2 maddelerinin bir arada yorumlandığında davacı şirket tarafından davalıya yapılması öngörülen 2.850.000.-TL.’lik ödemenin, proje yatırımcına karşı açılan dava sonucunda hacizli taşınmazın satışı sonucunda tüm icra masraf, giderler ve vekalet ücretlerinin mahsubu sonrası davacı şirket kasasına girecek tutarın 7.000.000.-TL.’den fazla olması koşuluna bağlandığını, şirket kasasına giren tutarın belirtilen tutarın altında olması halinde ise elde edilen tutarın %40’ının davalıya ödeneceği açıkça görüldüğünü, Sapanca İcra Dairesinin … sayılı takip dosyasından 07.03.2018 tarihinde yapılan satışa davacı müvekkili ile 2.sıradaki haciz alacaklısının müştereken %50’şer payla katıldıkları, satışın davacı müvekkili taraından yapılan ihale masrafları ile toplam 9.500.000.-TL. bedelle gerçekleştiğini, ihale masrafları ve vekalet ücretleri vb. harcamaların mahsubu sonrası bu icri satış işlemi nedeniyle sonuçta şirket kasasına öngörülenin çok altında bir tutarın girdiği, belirtilen protokol düzenlemesi uyarınca şirektçe davalıya ödenmesi gereken tutarın şirkete giren tutarın %40’ı olması gerekirken kendisine 2.850.000.-TL. ödenmiş olmakla kendisine 1.714.249.- TL. fazla ödeme yapıldığının ortaya çıktığını, davalının davacı şirket tarafından protokol gereğince kendisine yapılan bu fazla ödemenin istirdadı talep hakkı bulunduğunu, protokolün 6.maddesindeki düzenlemenin şirket ve ortaklık ilişkisinin bu protokol ile sona erecek olsa da davanın, şirketteki ortaklığının sona erme anına kadar şirketin geçmişten gelen tüm faaliyetleri, taahhütleri, sorumlulukları nedeniyle oluşan parasal sonuçlarından sorumluluğunun devam etmesinin tüm protokol taraflarının ortak iradesi olduğunu, davalının da bu sorumluluğu kabul ettiğini gösterdiğini, davalının, şirketin, ortaklıktan ayrılığı tarih öncesindeki her türlü faaliyet, sorumluluk ve taahhütlerinden kaynaklanan parasal sonuçların tamamına %47,50 ortaklık payı oranında katılmayı kabul ve taahhüt ettiğinin açık olduğunu, protokol 6. maddesi hükmüne dayalı toplam 3.641.097,01 TL sorumluluk payı bulunduğunun hesaplandığını, davacı müvekkilinin şirket dava dışı diğer ortağın fiziksel olarak bir kalp rahatsızlığı olsa da akli melekelerinin tam ve yerinde bir kişi olduğunu, özetle dayanak protokol hükümleri uyarınca davalıdan toplam doğrultusunda davalıdan 5.744.811,46 TL alacaklı olduğunu ve bu alacağının tahsili amacıyla takibe itirazın iptaline karar verilmesi talebiyle eldeki bu davayı açmak zorunda kaldıklarını, davanın kabulü ile davalının (borçlunun) Antalya Genel İcra Dairesinin … sayılı takibe itirazının iptaline ve takibin devamına, davalının (borçlunun) haksız ve hukuka aykırı itirazı ile takibin durması nedeniyle davalının takip tutarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalı vekili, Davacının, belirttiği açıklaması kabul edilse dahi takip alacaklısı olan davacının ikamet adresi Antalya İli olmadığını, tüm kayıtlar incelendiğinde takip alacaklısı ve davacı adresinin İzmir olduğunun açık olduğunu, icra takibi ve davada genel yetki kuralına göre ise borçlu ya da davalının ikametgahı mahkemesinin genel yetkili olduğunu, takip borçlusu ve davalı vekil edenin ikamet adresinin ise Yalova İli merkez ilçesi olduğunu, gerçek davaya konu icra takibinin yapıldığı Antalya Genel İcra Dairesi’nin ve iş bu davanın açıldığı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yetkisiz oduğunu, yetki itirazında bulunduklarını, dosyanın yetkili Yalova Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesi’ne gönderilmesini talep ettiklerini, müvekkili davacının kısa bir süre davalı şirkete ortak olduğu ve bu ortaklığın 03.11.2017 tarihli protokol ile sonlandırıldığında ihtilaf bulunmadığını, davacının, 03.11.2017 tarihli protokolün 1. maddesine istinaden talep ettiği damga vergisi ile vekil eden davalının ne gibi bir ilişkisi olduğunun müvekkli tarafından anlaşılamadığını, zira, damga vergisinin sözleşme taraflarının ödemesi gereken bir vergi olup, taraflar arasında imzalanan 03.11.2017 tarihli protokolde davacı ile dava dışı … Tıp Merkezi Tic. San. Ltd. Şti. ile imzaladığı sözleşmenin damga vergisinin müvekkili davalı tarafından ödeneceğine dair herhangi bir hüküm olmadığını, davacı ile … Tıp Merkezi Tic. San. Ltd. Şti. arasında imzalanan sözleşme ve yapılan iş ile ilgili alınması gereken ibranamenin ise gerek davacı gerek vekil eden davalı ve dava dışı … Tıp Merkezi Tic. San. Ltd. Şti. arasında 22.11.2017 tarihinde imzalandığını, davacının, 03.11.2017 tarihli protokolün 3. maddesinde belirilen Sapanca Hils projesindeki 1/2 hissesi 11.04.2019 tarihinde ve aynı tarihli harici Satış Sözleşmesi ile … isimli kişiye KDV hariç 8.400.000,00 TL bedel ile satıldığını, satış bedelinin büyük bir kısmı ile davacının borçlarının ödendiğini, hangi borç için ne kadar ödeme yapılacağı ve yapıldığının aynı sözleşmede açıkça sözleşmeye yazıldığını, davacı şirketin sürekli olarak vergi kaçırmayı alışkanlık haline getirdiğinden, … projesindeki 8.400.000,00 TL değerindeki satışın 4.708.289,00 TL üzerinden faturalandırılacağınının da aynı sözleşmede açık bir şekilde belirtildiğini, müvekkilinin, davacı şirketin 03.11.2017 tarihli protokol kapsamında edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle ciddi zarara uğradığını, hatta, şirket ortağı olduğu dönemde, şirket borçlarına kefil olduğunu, davacı şirketin 03.11.2017 tarihli protokolün 4 ve 5. maddelerinde belirtilen araç devrinin süresinde yapılmadığını, yine vekil edenin davacı şirketin banka borçları nedeniyle teminat olarak taşınmazları üzerine konulan ipoteklerin, davacı şirket tarafından protokolde belirtilen sürelerde kaldırılmadığını, davacı şirketin bu edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle vekil edinin taşınmazlarının icra takibi ile satışa çıkarıldığını ve vekil eden ticari anlamda ciddi zararlar gördüğünü ve ticari sicilinin lekelendiğini, davalı şirket yetkilisi …’un ciddi sağlık sorumları olan bir kişi olduğunu, 03.11.2017 tarihinden önce şirketin birçok faaliyetini gizlediğinin ve ticari defter ve belgelere yansıtmadığını, müvekkili ile davalı ile aralarında ihtilaf çıkmasının asıl nedeninin de bu olduğunu, şirket yetkilisinin, vekil edenin şirket ortaklığından ayrılmasından sonra şirketin içini boşalttığını, şirket adına yapılması gereken iş ve işlemleri bilerek yapmayarak şirketin yüklü miktardaki mal varlığının yok olmasına neden olduğunu, tarafların 11.04.2019 tarihli İBRA BEYANIDIR başlıklı belgeyi imzalayarak, 03.11.2017 tarihli protokol gereği davacı şirketin … plakalı aracın devrini vekil eden şirkete yapması ve vekil eden davalının taşınmazlarında olan banka ipoteklerinin kaldırılması halinde, 03.11.2017 tarihli protokol şartlarının yerine getirildiğini kabul ederek birbirlerini ibra edeceklerini bildirdiklerini ve sair nedenlerle, davacının davasının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, öncelikle davanın yetki yönünden olmak üzere reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava taraflar arasında imzalanan 03.11.2017 tarihli protokol hükümlerinden kaynaklı alacak davası niteliğinde olup, davacının ikametgahının İzmir, davalının ikametgahının Yalova olduğu, protokolün tetkikinden Antalya İlinde akdedildiğine dair bir ibare bulunmadığı gibi taraflar arasında yapılmış bir yetki sözleşmesinin de bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda İİK 50 ve HMK 6.maddesi uyarınca davalının Antalya İcra Müdürlüğünün yetkisine dair yaptığı itirazın usul ve yasaya uygun olduğu, yetki itirazında bildirilen Yalova İcra Dairesi’nin yetkili icra dairesi olduğu belirlenmekle; itirazın iptali davasının dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
Mahkemece 28/02/2023 tarihli ek karar ile, Borçlunun icra müdürlüğünün yetkisine yaptığı itirazın geçerli bir itiraz olabilmesi için yetkili yer icra müdürülüğünü belirtmesi zorunlu olup, yetki itirazının yerinde görülmesi halinde icra dosyasının Mahkemece ya da icra müdürlüğünce yetki itirazında belirtilen yetkili yer ( Yalova İcra Müdürlüğü) dışında bir yere gönderilmesinin yasal olarak mümkün olmaması karşısında Mahkememiz hüküm fıkrasının icrasında tereddüt uyandıran bir husus bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle davacı vekilinin HMK 305/1.maddesi uyarınca yaptığı talebin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; HMK’nın 305/1 uyarınca “tereddütün giderilmesi” talebinin reddine ilişkin 28/02/2023 tarihli ek kararın usule aykırı olduğunu, ilk derece mahkemesinin istinaf konusu kararı ile borçlunun yerleşim yeri itibariyle genel yetki kuralına dayalı olarak Yalova icra dairesinin yetkili olduğuna karar vermesinin doğru olmadığını, İzmir icra dairelerinin kesin yetkili icra dairesi olduğunu, takip ve davanın “ortaklık veya üyelik ilişkilerinden” kaynaklanıp kaynaklanmadığına göre yapılması gerektiğini, HMK’nın 14/2. uyarınca kesin yetki kuralının bulunduğunu, takip borçlusunun icra dairesinin yetkisine itiraz etmediğini, ancak açılan itirazın iptali davasında mahkemenin yetkisine itiraz ettiğini istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine, ek karar ile de davacı vekilinin talebinin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK’nın 14/2. Maddesinde “Özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.” hükmü düzenlenmiştir.
Davalının davacı şirkette, şirket ortağı Ömer Lütfü Ulusoy’dan 950 adet hisseyi 21/11/2016 tarihinde devir aldığı, hissesini 03/11/2017 tarihinde … ‘a devrettiği, davanın şirket ile ortağı arasındaki alacağa ilişkin itirazın iptali davası olduğu, HMK’nın 14/2., İİK’nın 50. maddesine göre, bu davalarda şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemesinin / icra dairesinin kesin yetkili olduğu, dava tarihi itibariyle ortaklık sona ermiş olsa bile yine aynı yetki kuralının geçerli olduğu (Y 11. HD 2021/9104 esas 2022/2412 karar sayılı ilamı), takibin şirket merkezinin bulunduğu İzmir’de yapılmadığı, Antalya’da yapıldığı, dolayısıyla şirket merkezinin bulunduğu İzmir’de usulüne uygun yapılan takip bulunmadığından davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yetkili icra dairesinin Yalova İcra Dairesinin olduğu belirtilerek dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir.
Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 30/01/2023 tarih ve … Esas … Karar sayılı kararının ve 28/02/2023 tarihli EK KARARININ KALDIRILMASINA,
a-Davacı şirketin merkezinin bulunduğu kesin yetkili İzmir’de usulüne uygun yapılan takip bulunmadığından davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE,
b-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL harcın peşin olarak yatırılan 73.278,96 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 73.099,06 TL harcın talebi halinde ilk derece mahkemesince davacıya iadesine,
c-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
d-Davalı tarafından ilk derece mahkemesinde herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
e-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
f-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince davacıya İADESİNE,
3-İstinaf incelemesi yönünden;
a-Davacının istinaf başvurusu kabul edildiğinden 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 179,90 TL maktu istinaf karar harcının talebi halinde davacıya İADESİNE,
b-Davacı tarafından istinaf incelemesi için yapılan 492,00 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 129,00 TL posta masrafı, 20,00 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 641,00 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
c-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
d-İstinaf gider avansından kullanılmayan kısmının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince ilgilisine İADESİNE,
4-Kararın Dairemizce taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-2. bendi gereğince aynı kanunun 361/1. maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.02/06/2023

….