Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/759 E. 2023/757 K. 07.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ALANYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 24/01/2023
DAVANIN KONUSU: Ticari Şirket (Fesih İstemli)
GEREKÇELİ
KARARIN YAZIM TARİHİ: 10/04/2023

İlk Derece Mahkemesinin dava dosyası istinaf yasa yolu incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye Hakimin inceleme raporu okundu.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacılar vekili özetle; 1992 yılında üç ortaklı olarak kurulan aile şirketi niteliğin- deki davalı şirketin müvekkillerinin murisi… nun ölümünden önce ki ortaklarının …. , … , … ve … olduğu, … nun 08/07/2022 tarihinde ölümüyle de müvekkillerinin şirkete ortak hale geldiği;
Ancak şirketin diğer ortaklar tarafından gereği gibi yönetilmediği, şirket kaynakları- nın sistematik şekilde diğer ortaklara aktarıldığı, müvekkillerinin diğer pay sahipleri olan …. ve … dan farklı muameleye tabi tutulduğunu belirterek; TTK.nın 531.maddesi uyarınca haklı nedenlerle şirketin feshine ve yargılama sırasında mü- vekkillerinin haklarının korunabilmesi için ihtiyati tedbir yoluyla şirkete ait taşınmaz ve araç- ların üçüncü şahıslara devrinin önlenmesine ve şirkete kayyım atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili özetle; davacıların murisi olan ….. ’nun müvekkili şirketin münferit yetkili ortaklarından biri olduğu, müvekkili şirketin dava dışı …. A.Ş. ve …. Ltd.Şti.’de ortağı olduğu gibi bu şirketlerin aynı zamanda yönetim kurulu üyesi de olduğu;
Davacıların şirketin feshi için ileri sürdükleri gerekçelerin somut bir delile dayanma- yan asılsız iddialardan ibaret olduğu, ayrıca davacıların murislerinin ölümünden hemen sonra davalı şirketin feshini talep etmelerinin dürüstlük kuralına ve sadakat yükümlülüğüne de ay- kırı olduğu, davacıların genel kurul toplantılarına çağrılmadığı iddiasının doğru olmadığı, davacıların murislerinin ölümünden sonra yapılan 26/12/2022 tarihle ilk kurul toplantısına TTK.’nun 414. Maddesinde belirlenen usule uygun olarak çağrıldıkları, davacıların murisleri- nin ölümünden sonra şirkete ait her hangi bir taşınır veya taşınmaz malvarlığı elden çıkarıl- madığı gibi şirketin de iyi yönetildiği ve ortaklarına da eşit davranıldığı, şirket varlıklarının diğer ortaklara aktarıldığı ile ilgili iddianın doğru olmadığı, mahkemece tedbir için öngörülen teminat miktarının müvekkilinin bu tedbirin uygulanmasından doğacak zararını karşılayabi- lecek miktarda olmadığını belirterek; öncelikle davanın reddine aksi halde fesih yerine davacı pay sahiplerine paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip şirket ortaklığından çıkarılmalarına karar verilmlesi ve ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, şir- kete temsil kayyımı atanması talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme itiraza konu kararında sonuç olarak; ihtiyati tedbir talebinin kabulüne ve 200.000,00TL’lik nakdi teminatın veya kesin ve süresiz banka teminat mektubunun mahkemeye ibrazı halinde davalı …. A.Ş adına kayıtlı taşınır ve taşınmaz mal varlıkları üzerine 3. kişilere satış ve devri ile üzerinde ipotek veya rehin tesisini önlemeye yönelik ihtiyati tedbir konulmasına karar vermiştir.
Mahkeme İstinafa konu kararında özetle; davacı ortakların davalı şirketin taşınır ve taşınmaz mal varlığının el değiştirmesi halinde dava sonunda temin edebilecekleri hakla- rının önemli ölçüde zorlaşacağı veya tamamen imkansız hale geleceğinin, dosya kapsamına sunulan belgelerle yaklaşık olarak ispatlandığı, taşınır ve taşınmazların devrini önleyici nite- likteki tedbir kararının, davacı ortakların şirketteki payları ve menfaatleri gözetildiğinde dava konusu hak ile davalı tarafın hukuku arasında orantılı ve ölçülü bir tedbir olduğu belirtilerek verilen ihtiyati tedbir kararına yapılan itirazın reddine karar vermiştir.
Karar, davalı şirket tarafından istinaf edilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece, müvekkili şirket tarafından davacıların murislerinin ölümünden sonra şirkete ait taşınır ve taşınmazların herhangi bir de- vir durumu olmadığı ve davacıların tedbir talebinin haklılığını gösteren yaklaşık ispatı sağlar nitelikte bir delil sunmadıkları halde sunulan delilleri yeterli bularak tedbir kararına itirazı red etmesinin, davacıların gerçek dışı iddialarla müvekkilinin ticari itibarına zarar verdikleri gibi davanın haksız kazanç elde edilmek amacıyla açıldığının anlaşılmamasının, öngörülen temi- nat miktarının davanın reddi halinde müvekkilinin bu haksız tedbir sebebiyle uğrayabileceği zararını karşılar miktarda olmamasının, bu tedbir kararının haksızlığına ilişkin müvekkili tarafından bildirilen deliller toplanmadan itirazın reddine karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek; mahkemenin 24.01.2023 tarihli ihtiyati tedbir kararına karşı yapılan itirazın red- dine dair ara kararına kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davalının istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, TTK.’nun 531. Maddesi gereğince açılan haklı sebeplerle davalı şirketin fes- hine, talep şirket malvarlığının devrini önleyici tedbir kararı verilmesine ilişkindir.
Mahkemece yukarıda belirtilen gerekçe ile davalının, daha önce verilen tedbir kararına yaptığı itirazın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı tarafça mahkemenin belirlediği teminatın 16/12/2022 tarihinde yani süresin- de mahkeme veznesine yatırıldığı görülmüştür.
TTK.’nun 636. Maddesinde limited şirketlerin feshi talebi hakkında “Haklı sebep- lerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir. Fesih davası açıldığında mahkeme taraflardan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alabilir.” Denildiği halde Anonim şirketler hakkında kanunun 531. Maddesi “Haklı sebeplerin varlığında, serma- yenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden payların sahipleri, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden şirketin feshine karar verilmesini isteyebilirler. Mahkeme, fesih yerine, davacı pay sahiplerine, paylarının karar ta- rihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarıl- malarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebilir.” Derken, ayrıca ve açıkça limited şirketlere parelel olarak “Fesih davası açıldığında mahkeme taraflardan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alabilir” şeklinde bir düzenlemeye gitme- miştir. Kanunun böyle bir düzenlemeye gitmemesi, özellikle az ortaklı veya aile şirketi nite- liğinde olan Anonim şirketlerde şirketin haklı sebeplerle feshinin istendiği durumlarda mah- kemenin gereken ihtiyati tedbir kararını veremeyeceği anlamına gelmez. Bu takdirde HMK. nun 389 ve devamı maddeleri gözetilerek tarafların menfaatleri dikkate alınmak suretiyle gereken ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, davacıların sahip olduğu misse miktarının sunulan ticaret sicil kaydına göre fesih davası açmak için kanunun aradığı asgari oranı karşıladığının anlaşılması, alınan teminat miktarının davalı tarafın uğrayabileceği zarar miktarı gözetildiğinde dairemizce de makul bulunması karşısında; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıl- dığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL maktu istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacılar lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair; dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucu HMK’nun 362/1-f. maddesi gereğince KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.10/04/2023