Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/596 E. 2023/1065 K. 02.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
KARAR TARİHİ : 02/06/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ : 13/01/2023
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 02/06/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, davalı borçlular hakkında Denizli 9. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takip yapıldığını, borçlular tarafından söz konusu takibe haksız bir şekilde itirazları neticesinde takibin durdurulmasına karar verilmiş ve akabinde de davalılar tarafınca Denizli 7. Asliye Hukuk Mahkemesinde ihtiyati tedbir talepli menfi tespit davası açıldığını, davalının borçlularca takibe karşı yapılmış olunan itirazları haksız ve yerinde olmadığını, takibe esas borç, güneş enerjisi sistemleri satan davacı müvekkil ile davalılardan aynı iş ile iştikal eden … arasındaki ekinde sunmuş oldukları davalı …’a ait imzalı evraktan anlaşılacağı üzere güneş enerji sistemi alışverişinden kaynaklandığını, söz konusu alışverişe ilişkin olarak Davalı …’in babası olan bir diğer davalı … tarafından 18/05/2018 tarihli ipotek belgesi ile, müvekkil lehine Denizli İli … ilçesi … parsel … Pafta nolu taşınmaz üzerine ipotek tesis edildiğini, takibe konu alacak davalı …’ın kendi hür iradesi ile vermiş olduğu ipotekten kaynaklı alacağa dayalı olarak açılmış takip olduğunu, dosyada ödeme emirleri ve kıymet takdirleri adreslerine tebliğ edilmiş ve takipten haberdar olduğunu, takibe esas borç için Denizli 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin … E … K sayılı ilamında da görüleceği üzere menfi tespit davası açılmış olunup, söz konusu dosya kapsamında toplanmış olunan deliller, muhasebe defter kayıtları ve bilirkişi incelemesi sonucunda davalıların borçlu oldukları sabit görülerek davanın reddine karar verildiğini, bu itibarla davalı borçluların, açmış oldukları Menfi Tespit davasındaki dava dilekçesinde borçlu olduklarını açıkça ikrar etmiş olup, söz konusu takipteki müvekkilinin alacağının sabit olduğunu, davalı borçlularca müvekkile olan borcun tahsil kabiliyetini geciktirmek amacı ile takibe itiraz edilmiş ve söz konusu itirazlarında haklı bir gerekçeleri bulunmadığını, bu sebeple borçlularca yapılmış olunan itirazın iptali gerektiğini, borçluların itirazlarında haksız olup, kötü niyetli olduğunu, müvekkilin haklı alacağına ulaşmasını sürüncemede bırakmak ve icra takibini uzatmak maksadıyla itirazlarda bulunduklarını, davalıların tamamen kötü niyetli olup, haksız itirazı sonucu alacağın %20′ sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı talep ettiklerini, açıklanan nedenler ile davalı borçluların itirazlarının iptalini sağlamak için mahkememe başvurduklarını, bu nedenlerle davanın kabulü ile Denizli 9. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından yapılan borçlularca itirazın ayrı ayrı iptalini, itiraz neticesinde durmuş olan takibinin devamını, hukuka aykırı ve haksız itiraz eden kötüniyetli borçlular aleyhine alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Mahkemece, eldeki davada davacı ile davalı … arasında güneş enerji sistemine ilişkin alım satım ilişkisi bulunduğu; davalı …’in ise davalı …’in iddia edilen borcuna ilişkin takibe konu taşınmaz üzerinde davacı lehine ipotek tesis ettiği; borcun ödenmediğinden ödenmediğinden bahisle davalılar hakkında davacı tarafça icra takibine geçildiği, davacının davalının icra takibine yaptığı itirazın iptalini talep ettiği anlaşılmıştır. Dava konusu uyuşmazlık, mutlak ticari davalardan olmadığından tarafların tacir olup olmadığı hususu mahkememizin görevi açısından önem arz etmektedir. Davacının ticaret siciline kayıtlı olduğu ve tacir olduğu; fakat davalıların ticaret sicil kaydının bulunmadığı dosyada mevcut müzekkere cevapları ile sabittir. Mahkememizce yapılan araştırma ile davalıların kayıtlı oldukları vergi dairesine de müzekkere yazılmış; her iki tarafın da vergi kaydı olmakla birlikte davalı …’in vergi kaydının 1997 yılında sonlandığı; davaya konu döneme ilişkin vergi kaydının bulunmadığı; davalı …’in ise işletme hesabına göre defter tutmakta olup; davaya konu yıla ait işlem hacminin … nolu Bakanlar Kurulu kararına göre yapılan esnaf-tacir ayrımına göre esnaf düzeyinde kaldığı anlaşılmış, buna göre mutlak ve nisbi ticari dava olmayan işbu davada ticaret mahkemesinin görevli olmadığı, asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu gerekçeleriyle mahkemenin görevsizliği ile davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının tacir olduğunu, davalılar ile arasında ticari ilişki bulunduğunu, mahkemece verilen görevsizlik kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-c. maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.02/06/2023