Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/577 E. 2023/1245 K. 04.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 15/11/2019
DAVANIN KONUSU : Alacak (Kurtarma Ve Yardımdan Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 04/07/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 09/09/1998 yılında … (… yöneticisi) olarak çalışmaya başladığını 01/03/2001 tarihinde SGK ‘dan emekli olarak SGDP ödeyerek çalışmaya devam ettiğini, 25/09/2013 tarihinde işten ayrılmak zorunda bırakıldığını, müvekkilinin eski bir çalışan olduğunu yapması gerekenin üzerinde bir iş yükü verildiğini, manevi baskılar souncu işten ayrılmaya zorlandığını, kendisine kıdem tazminatı, yıllık izin haklarının ödendiğini, fazla mesai ücretlerinin ödenmediğini, son aldığı brüt ücretin 6.762,21 TL olduğunu, çalışma saatlerinin sabah 08:00 akşam 18:00 olmasına rağmen limana gelen yolcu, yük gemilerinin operasyon yöneticiliğini yaptığından dolayı mesai saatinin çok öncesinde limanda bulunma zorunluluğu sebebiyle erken gelip akşam 18:00 den çok sonra mesaisini bitirebildiğini, günde ortalama 3-4 saat fazla mesai yaptığını, davalı işverence 2008 yılında müvekkili düzeyinde olan şeflere nöbet zorunluluğu getirildiğini, dilekçe ekinde sunulan e-posta örneğinden de görüleceği üzere operasyon müdürü tarafından kendisi ve kendisi gibi şeflere gönderilen maillerde çalışma saatleri dışında da nöbet tutulacağına dair talimatlar verildiğini bu işlemin 2008-2010 yılı sonunda sonlandırıldığını, müvekkilinin kendisine gelen mail ve talimatlar doğrultusunda istenilen her an (pazar günü de dahil) görevi başında olduğunu, yapılan nöbetler karşlığında söylenen hafta içi izinlerinin de kullandırılmadığını, tutulan nöbetler karşılığında haklarının ödenmediğine ilişkin tanıkların hazır edileceğini, yapılan fazla mesai saatlerine kanıt olarak 2010-2012 Ekim ayına kadar kartlı giriş-çıkış sistemi kullandırıldığını ve izinli olmadığı zamanlarda Dini bayramların ilk günü hariç, resmi tatillerde ise hep çalıştığını, 2009 yılında limana gelen … isimli yolcu gemisinin 19 kez davalı işverenin işlettiği limana geldiğini, yolcu güvenliği için müvekkilinin gece 03:00 te başlayan mesainin saat 24:00’e kadar(21 saat) devam ettiğini bu gemi yüzünden müvekkilinin 400 saat fazla mesai yaptığını, 17-22 Temmuz 2012 tarihinde … uçak gemisinin operasyonunda yönetici olduğunu, bu süreçte limandan ayrılmadığını, limanda konakladığını, fazla mesai yaptığını ancak fazla mesai ücretinin ödenmediğini ayrıca müvekkilinin davalı işverene ait … de çalışmakta iken 26/04/2007 tarihinde …-… isimli geminin yardım talebi üzerine gemi ve mallarının kurtarıldığını, davalı işverenin kurtarılan gemi donatanı aleyhine Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile dava açtığını, davalı işverene harici ödeme neticesinde davanın feragatle sonuçlandığını, davalı işverene 1.500,000 USD ödendiğini haricen öğrendiklerini, buna göre mülga TTK 1230 ve meri TTK 1308 md. Uyarınca kurtarma ücreti olarak alınan paradan, gemi adamı olarak kurtarma faaliyetinde de bulunan ve o sıradaki tüm belge ve tutanaklarda imzası bulanan müvekkiline ücretten hak ettiği payın ödenmediğini, bu alacağın müvekkili açısından tazminat alacağı olduğunu, davalı şirkete alınan bu kurtarma bedelinin tespiti ile müvekkiline ödenmesi gereken miktarın tespitine ve fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 500,00.-TL. Gemi kurtarma ücretinin davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesini ve fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00.-TL fazla mesai ücretinin davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın 28/01/2014 tarihinde açıldığını, fazla mesai alacaklarının 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, diğer mülga TTK’nın 1230. Maddesine dayalı alacak hakkının, TTK. Hükümleri uyarınca 2 yıllık iş Kanunun ve BK hükümleri uyarınca da 5 yıllık zaman aşımına tabi olduğunu, bu nedenlerle 25/01/2009 tarihi öncesi fazla mesai alacak iddiası yönünden zamanaşımı def’isinin olduğunu, belirtilen dava kısımlarının zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının iş akdinin incelenmesinde davacıya ödenen ücretin fazla mesai ücretlerini de kapsadığını, davacı tarafından yapıldığı ileri sürülen fazla measi, yapılmış olsa dahi İş Kanunundaki haftalık 45 saatlik yasal sınırları aşan bir çalışma olmadığını, fazla çalışma süresine ilişkin ücreti davacıya yapılan aylık ücret kapsamında ödenmiş olmakla davanın bu yönden reddini talep ettiği, gemi kurtarma ücretinin ise Türk Ticaret Kanununda düzenlenen bir alacak olduğunu ve bu alacak yönünden davaya bakmaya görevli mahkemenin Antalya asliye ticaret mahkemesi olduğunu belirterek bu alacak yönünden görevsizlik kararı verilmesini savunmuştur.
Davacı tarafça işçilik alacakları ile birlikte talep edilen bu alacak için Antalya 6. İş Mahkemesi’ne dava açıldığı, Antalya 6. İş Mahkemesi’nin 22/03/2018 tarih … Esas, … Karar sayılı kararı ile davacının gemi adamı alacağı talebi yönünden Antalya 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu belirtilerek görevsizlik ve işçilik alacağı yönünden tefrik kararı verildiği, bu kararın taraflarca istinaf edilmemesi üzerine dosyanın Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edildiği, Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 30/04/2018 Tarih … Esas, … karar sayılı görevsizlik kararı ile Antalya 1.Asliye Ticaret Mahkemesine Denizcilik İhtisas Mahkemesi sıfatıyla bakılmak üzere gönderilmesine karar verildiği, bu kararın da taraflarca istinaf edilmemesi üzerine dosyanın Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esasına kaydedildiği ve yargılamaya devam edildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece, davalı taraf ile davacı arasında hizmet akdinin bulunduğu sabit ise de, davacının enspektör olması hasebi ile dava konusu kurtarma ücreti alacağının hizmet akdi kapsamında oluşan bir kurtarma ücret alacağı olmadığı, somut olayda 1261. maddenin 5.fıkrası uyarınca zamanaşımı süresinin 27.04.2007 tarihinden itibaren başlaması gerektiği, dolayısı ile bu tarihten itibaren iki yıl geçmekle 27.04.2009 tarihinde zamanaşımı süresinin sona erdiği, davanın ise 28.01.2014 tarihinde açıldığı gerekçesiyle alacak zamanaşımına uğradığından davacının davasının usulden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin davalı iş verene ait … çalışmakta iken 26/04/2007 tarihinde … isimli geminin yardım talebi üzerine … bu gemiye yardımda bulunduğunu ve geminin malları ile birlikte kurtarıldığını, eldeki davanın özellikle kurtarma alacağı için belirsiz alacak davası olarak 28/01/2014 tarihinde açıldığını, mahkemenin gerekçesinde her ne kadar TTK’nın 1261/5.madde uyarınca zamanaşımının kurtarmanın gerçekleştiği tarihten itibaren işleyemeye başlayacağını belirtmiş ise de, müvekkili gemi adamının kurtaran gemi donatına karşı şahsi talep hakkı için zamanaşımının hizmet ve iş münavebesinin bittiği tarihten itibaren işlemeye başlayacağını, 1261/5.maddede kurtaran gemi donatanının kurtarılan gemi donatanından alacağı için işleyecek zamanaşımının düzenlendiğini, bu nedenle mahkemenin zamanaşımı nedeniyle ret kararının hatalı olduğunu, mahkeme gerekçesinde enspektörün bir gemi adamı olmadığını, TTK’nın 1235.maddesinin 3.fıkrasından faydalanamayacağını belirtse de dava konusu kurtarmaya ilişkin deniz raporunun Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesince tanzim edildiğini, bu rapora ilişkin olarak davalı tarafın işçisi olan kaptanın talep dilekçesinde müvekkilinin gemi adamı olarak listede yer aldığını, davacının kurtarmaya katıldığının ve Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyasına delil teşkil isteyen davalı şirketin sunmuş olduğu delillerden de müvekkilinin gemi adamı/enspektör sıfatı ile kurtarmaya katılması için görevlendirildiğinin sabit olduğunu, enspektörün kaptan derecesinde bir gemi adamı olduğunun bilirkişi heyet raporlarında belirtildiğini, 20/11/2018 tarihli bilirkişi heyet raporunda müvekkilinin gemi kurtarma alacağında kaptanlarla aynı orandan alacak hakkı olduğunun kabul edildiğini, ayrıca davalı şirketçe çıkartılan masraf listesinde de müvekkilinin operasyona … ile katıldığını, 27/04/2007 tarihli listede de enspektör denilerek masraf yazıldığının ortada olduğunu, operasyona davacının 48 saat boyunca katıldığı ve yoğun efor sarf ettiğinin sabit olduğunu, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; mahkemece zamanaşımı deflilerin kabulü ile hüküm kurulmasının doğru olduğunu, ancak davanın bu gerekçe ile usulden reddine ilişkin hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu hükmün esasa ilişkin olup usulü bir hüküm niteliğinde olmadığını, hükmolunarak vekalet ücretinin nispi olarak hesaplanması gerekirken maktu hesaplanmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, davacının … (…) olarak çalıştığı davalı işyerinde, … 26.04.2017 tarihinde … isimli geminin yardım talebinin üzerine yaptığı kurtarma çalışması sonucunda, davalıya ödenen bedelden mülga TTK’nın 1230. maddesi gereğince davacıya düşen payın tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkememizin 01/04/2021 tarih … Esas … Karar sayılı ilamında özetle;”Davacının, davalıya ait iş yerinde 09/09/1998-25/09/2013 tarihleri arasında çalıştığı tarafların kabulünde olup, uyuşmazlık konusu değildir.
Davacının davalının iş yerinde ekspektör sıfatı ile çalışırken 26/04/2007 tarihinde … ile … isimli geminin kurtarılmasına katıldığı ve netice itibariyle geminin kurtarıldığı, gemi kurtarma faaliyetine katılan gemiadamı olarak ödenmeyen kurtarma alacağının tahsili için belirsiz alacak niteliğinde eldeki davanın açıldığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Davalının bu kurtarma faaliyet ile dava dışı kurtarılan gemi Donatılandan 26/11/2008 tarihinde banka havalesi yolu ile 1.250.000,00 USD karşılığı 1.991.750,00 TL tahsil ettiği davalının yaptığı tüm harcamaların toplamının da 205.598,00 TL olduğu, aldırılan bilirkişi raporu ve dosya kapsamından görülmekle, tarafların bu hususlara yönelik itirazlarının bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Davalı taraf süresi içerisinde verdiği cevap dilekçesinde, davacının alacağının zamanaşımına uğradığı itirazında bulunmuş olup, mahkemece davacının talebinin, davacının gemiadamı olmaması nedeniyle TTK’nın 1261/5.maddesi uyarınca zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle ret kararı verilmiştir.
Salt gemi adamı olmak Deniz İş Kanunu kapsamında olmayı gerektirmeyeceği, gemi adamı olma koşulu yanında 854 sayılı Deniz İş Kanunu’nun 1. Maddesi kapsamında işleten veya gemi sahibi olan işverene ait bir gemi işyerinde ve deniz taşıma işinde çalışmasının gerekeceği, davalı iş verenin Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyasında 26/04/2007 ve 27/04/2007 tarihlerinde … isimli geminin kurtarılmasında görev alanlara ve yapılan masraflara tespit dilekçesi ekinde sunduğu listede davacının isminin ekspektör olarak yer aldığı, 48 saat çalışmasının bulunduğunun belirtildiği, böylece davacının olay tarihinde yürürlükte olan 6762 sayılı TTK’nın 1235/3.maddesi gereğince gemi adamı sıfatıyla kurtarmaya katıldığı, davalının, davacının bu sıfatı nedeniyle yaptığı harcama için dava dışı kurtarılan … gemisinin donatanından 26/11/2008 tarihinde banka havalesi yolu ile 1.250.000,00 USD karşılığı 1.991.750,00 TL tahsil ettiği, hususları birlikte gözetildiğinde, davacının alacağının 6762 sayılı TTK 1235/3.bend kapsamında olan gemi adamı alacaklarından olduğu ve 6762 sayılı TTK’nın 1261/1.maddesi gereğince bu alacak hakkında zamanaşımı süresinin başlangıcının, hizmet veya iş münasebetinin bittiği tarih olan 25/09/2013’den itibaren başlayacak olup, eldeki davanın 28/01/2014 tarihinde yasal süresi içerisinde açıldığı, mahkemece aldırılan bilimsel verilere uygun ve yargı denetime elverişli hüküm kurmaya yeterli bilirkişi heyeti kök ve ek raporuna göre, davacının 26/11/2008 tarihi itibariyle davalı yandan talep edebileceği gemi kurtarma hizmet bedeli ücretinin 37.429,06 USD olduğu, davacının talebini 26/11/2018 tarihinde bu bedelin dava tarihi itibariyle TL karşılığı olarak 85.087,48 TL’ye ıslah ettiği, dava tarihi itibariyle dolar kurunun davacının talep ettiği bedelin daha üzerinde olduğu böylece davacının ıslah edilmiş hali ile talebinin yerinde olduğu gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın zamanaşımı nedeniyle usulden reddedilmesi hatalı olmuş olup, bu kabule göre davalı vekilinin istinaf talebinin yerinde olmadığı davacı vekilinin istinaf talebinin yerinde olduğu ve kabulü gerektiği anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesince kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.” şeklinde karar verilmiştir.
Mahkememiz kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 26/12/2022 Tarih … Esas … Karar sayılı ilamında özetle; Bölge adliye mahkemesince mülga TTK 1230. maddeye göre yapılan hesaplamaya göre davanın kabulüne karar verilmiş ise de, aynı maddenin son fıkrasında; “Kurtarma veya yardım işlerinin bu maksada tahsis edilmiş olan gemi veya römorkör tarafından yapılması halinde yukarki hükümler tatbik olunmaz.
” hükmolunmuştur.
Kısaca, mülga TTK 1230/son fıkrasına göre, kurtarma ve yardım işlerinin bu amaca ayrılmış olan gemi veya römorkör tarafından yapılması halinde, bu gemi ve römorkörde çalışanlar bakımından maddenin diğer fıkraları uygulanmayacaktır (Gönen Eriş, Açıklamalı-İçtihatlı Türk Ticaret Kanunu 5. Cilt, 5957.).
Bu nedenle, davacının çalıştığı römorkörün kurtarma ve yardım işlerine tahsisli olması ve davacının da bu römorkörün çalışanı olması nedeniyle mahkemece mülga TTK 1230/son maddesine göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.” şeklinde karar verilmiştir.
Mahkememizce yargıtay bozma ilamı ve duruşma günün taraflara tebliğ edilmekle, duruşmada hazır bulunan tarafların beyanları alındıktan sonra usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
6762 sayılı TTK 1230/son maddesi “Kurtarma veya yardım işlerinin bu maksada tahsis edilmiş olan gemi veya römorkör tarafından yapılması halinde yukarki hükümler tatbik olunmaz.
” şeklinde düzenlenmiştir.
Somut olayda, dosya kapsamında davacının çalıştığı römorkörün kurtarma ve yardım işlerine tahsis edildiğine ilişkin bir bilgi ve belge bulunmasa da, davalının Antalya limanını işleten şirket olduğu ve Yargıtay’ın bu nedenle davacının çalıştığı römorkörün gemi kurtarılmasına tahsis edildiği sonucuna vardığı, davacının da bu durumun aksine ilişkin bir belge yada bilgi sunmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde davacının 6762 sayılı TTK’nın 1230/son maddesi gereğince böyle bir talepte bulunamayacağı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE
a-Alınması gereken 179,90 TL karar harcından peşinde alınan peşin harç ve ıslah harcı olan toplam ‭1.469,75‬ TL’nin mahsubu ile bakiye ‭1.289,85‬ TL’nin davacıya iadesine,
b-Yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına,
c-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca dairemiz karar tarihinde hesaplanan 11.861,37 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
e-Davalı tarafından yapılan masrafların kendi üzerine bırakılmasına,
f-Karar kesinleştikten sonra kullanılmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince taraflara iadesine,
2-İstinaf aşaması yönünden:
a-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
b-Temyiz başvurusunda bulunan davalı tarafından peşin olarak yatırılan 1.453,03 TL temyiz karar harcının istek halinde davalıya İADESİNE,
c-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacının kendi üzerine bırakılmasına,
d-Temyiz başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan 292,10 TL temyiz yoluna başvurma harcı ve 57,00 TL Yargıtaya dosya gidiş-dönüş masrafı olmak üzere toplam 349,10 TL’nin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
e-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
f-Yargıtay bozma ilamı sonrası duruşma yapılması nedeniyle davalı lehine vekalet ücretine yer olmadığına,
g-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, tarafların yüzüne karşı HMK’nın 356. maddesi uyarınca duruşmalı olarak oybirliği ile HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince karar tarihi itibariyle dava değerinin kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.04/07/2023