Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 04/01/2023
DAVANIN KONUSU: Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin)
GEREKÇELİ
KARARIN YAZIM TARİHİ: 13/03/2023
İlk Derece Mahkemesinin dava dosyası istinaf yasa yolu incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin inceleme raporu okundu.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; Davalı ile müvekkilinin 20/05/2022 tarihinde eşit hisseli olarak … sicil nolu …. … Akademi Özel Eğitim Hizmetleri Limited Şirketini kurduklarını, ana sözleşmeye göre şirketin her bir ortağı tarafından münferit imza ile temsilinin mümkün olduğunu, söz konusu şirketin okul öncesi eğitim hizmeti veren bir şirket olduğunu, müvekkilinin de okul öncesi öğretmeni olması sebebiyle Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünden ruhsat alabilmek için gerekli koşulları taşıyan kurucu ortak olduğunu, şirket kuruluşundan bu yana davalının müvekkiline güvenmediğini bu yüzden şirketin münferit imza ile değil müşterek imza ile temsil edilmesi yönünde karar alınması yönünde baskı yaptığı, davalının çalışanlar üzerindeki bu yöndeki tehdit ve şantajları sebebiyle hakkında şikayetçi de olunduğunu, davalı tarafından şirkete muhasebeci olarak istihdam edilen kişinin müvekkilini gereğince bilgilendirmediğini, davalının bedeli kadar hizmet almadığı halde kendi arkadaşına 14.800.000 TL bedelli fatura kestirdiğini, müvekkilinin bunun farkına varması üzerine durumun düzeltildiğini, müvekkilinin bilgi alma hakkınının engellendiğini, şirket genel kurulunun yapılamadığını, davalının bu tutumu sebebi ile şirketin yönetilemez hale geldiğin belirterek; davalının şirket müdürlüğünden azline ve ihtiyati tedbir yoluyla davalının yargılama süresince müdürlük görevinin kaldırılmasına, şirketin ticari defterlerinin yedi emine teslimine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı özetle; kendisi tarafından daha önce Antalya 1. Asliye Ticaret mahkemenin … Esas sayılı dosyası üzerinden davacı hakkında müdürlük yetkisinin ve temsil yetkisinin sınırlandırılması talebiyle dava açıldığını, davacının şirkette müdürler kurulu başkanı olması sebebiyle bilgi alamaması gibi bir durumun olmasının mümkün olamayacağını, şirket kasasından para alanın davacı olduğunu, dayandığı yazışmaların aralarında gerçekleşen tüm görüşmeleri yansıtmadığını bütünlüğü bozularak sunulduğunu, dava dilekçesinde belirtilen faturanın şirket defterlerine geçmediğini kaldı ki 14.800.000 TL ibaresinin gerçekte 14.800 TL olarak düzeltildiğini, davacının muhasebeciyi olaya dahil etme gayretininin kendisi tarafından açılan davada bu muhasebecinin tanık olarak dinlenecek olması olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme istinafa konu kararında özetle; davacının tedbir talebine dayanak olarak sunduğu 11/11/2022 tarihli yönetim şekli değişikliği hakkında karara ilişkin defteri fotokopisi, whatsapp yazışmaları ve şirketin Ekim ayına ait fatura listesinin yaklaşık ispat koşulunu sağlamadığı gerekçesi ile davacının tedbir talebinin reddine karar vermiştir.
Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı tarafından şirkete alınan muha- sebecinin davalıdan yana tavır alarak müvekkilinin şirket işleyişi hakkında bilgi almasına engel olduğunu, davalının karşılığında herhangi bir mal veya hizmet almaksızın müdürü olduğu şirketi borçlandırdığını, bunun haklı bir azil nedeni olduğunu, davalının şirket hesabından çektiği paralarla şirketin açık vermesine sebep olduğunu, davalının bu durumun hangi sebeple meydana geldiğini makul gerekçelerle izah edemediğini, bütün bunların aralarındaki Whatsapp görüşmelerinden de anlaşılabileceğini, davalı ile bir araya gelinemediği için karar da alamadığını belirterek; kararın kaldırılmasına ihtiyati tedbir yolu ile davalı ….nın Müdürlük yetkisinin durdurulmasına aksi halde müvekkili ile beraber görevli olacak bir yönetim kayyımı atanmasına, şirketin ticari defterlerinni tedbiren bir yed-i emine teslim edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davalının şirketteki müdürlük görevinden azline, talep ise davalının ihtiyati tedbir yolu ile müdürlük yetkilerinin kaldırılmasına ilişkindir.
Mahkemece davacının tedbir talebini belirtilen gerekçe ile reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava dilekçesi ekinde sunulan 11/11/2022 tarihli karar taslağına göre davacı ve davalının şirkete müşterek yetkili müdür olarak olarak atandıkları, münferit yetkiye ilişkin 05/05/2022 tarihli kararın kaldırıldığının belirtildiği ancak davalı tarafça imzalanan metnin davacı tarafça imzalanmadığı görülmüştür. Sunulan Whatsapp görüşmelerinden de taraflar arasında bir uyuşmazlığının olduğu kanaati oluşturacak mesajların bulunduğu anlaşılmıştır.
TTK.’nun 630/2,3 Maddesine göre “Her ortak, haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahke- meden isteyebilir. Yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket söz- leşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi haklı sebep olarak kabul olunur.” Denilmektedir.
HMK.’nun 389. Maddesine göre ihtiyati tedbir “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde” verilebilir. 390/3. Maddesine göre ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yak- laşık olarak ispat etmek zorundadır.”
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, sunulan dellilerin tedbir kararı vermek için yeterli, davacının haklılığını yaklaşık olarak ispatlar nitelikte olmaması karşısında davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL maktu istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair; dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucu HMK’nun 362/1-f. maddesi gereğince KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.13/03/2023
…