Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/524 E. 2023/569 K. 22.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 23/12/2022
DAVANIN KONUSU: Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden Ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan Davalar (Menfi Tespit)
GEREKÇELİ
KARARIN YAZIM TARİHİ: 22/03/2023

İlk Derece Mahkemesinin dava dosyası istinaf yasa yolu incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin inceleme raporu okundu.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı vekili 13/12/2022 tarihli dilekçesinde özetle; davalı banka tarafından müvekkili hakkında ipotek veren 3. Kişi sıfatıyla girişilen Antalya 14. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takibinin müvekkiline hesap kat ihtarı tebliğ edilip muacceliyet şartı gerçekleşmeden girişildiği gerekçesi ile iptal edildikten sonra, banka tarafından ihtarname gönderilip müvekkili tarafından verilen ipotekle teminat altına alınan borç için yeniden girişilen takip üzerine bu kez müvekkilinin takip konusu borcu ödediği, bankanın ise bundan sonra borçlu şirkete yeni bir kredi kullandırdığı ve bu kullandırdığı kredi sebebiyle bu kez bu borcun kefili olduğundan bahisle yeni bir takibe giriştiğini, yeni giriştiği bu Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … (eski esas Antalya 14 İcra Müdürlüğü ….) esas sayılı takibine dayanak kredi sözleşmesinin, yasal kefalet şartlarını taşımadığı gibi kendisinin hile ile kefil yapıldığını, bu nedenle kefaletin geçersiz olduğunu, dava konusu ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla girişilen takibin de aynı sebeplerle iptali gerektiğini belirterek; müvekkiline ait Antalya İli, Konyaaltı İlçesi, …. Mah., …. Ada, …. Parsel, …. numaralı bağımsız bölümün Antalya Gayrimenkul Satış İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosya- sından yapılacak satışının tedbiren durdurulmasınına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme istinafa konu kararında özetle; davanın icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası niteliğinde olduğu, İİK.’nun 72/3 maddesine göre, belirtilen nitelikteki menfi tespit davasına bakan mahkemenin ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar veremeyeceği, ancak, borçlunun gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın %15 aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesinin istenebileceği, bu takdirde davacı borç- lunun satış ve haciz işlemlerini önleyebilmesi için alacağın tamamını karşılayacak para veya teminat mektubunu icra dairesine sunması gerektiği, bu yüzden tensiple birlikte davacının ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile, dava değerinin %20’si olan 47.124,20 tl nin teminat olarak yatırması halinde icra veznesindeki paranın tedbiren (ihtiyati tedbir olarak) alacaklıya öden- memesine karar verildiğini, davacının takibin durdurulması talebini içeren tedbir talebinin ise yerinde olmadığını belirterek talebin reddine karar vermiştir.
Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalı banka tarafından; aynı sebep ve borçtan dolayı önce Antalya 14.İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası üzerinden müvekkil hakkında giriştiği ilk takibin muacceliyet şartı gerçekleşmediği gerekçesi ile iptal edilmesinden sonra bu kez ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yeni bir icra takibine girişildiğini, müvekkiline dönemsel hesap özetlerinin gönderilmemesi sebebiyle temerrüde düşürülmediği gibi usulüne uygun olarak hesap kat ihtarnamesi de gönderilmediğini, bu sebeple talep edilen işlemiş faizin haksız olduğunu, müvekkilinin 255.000 TL ödeme yaptığını, alacağa dayanak olan genel kredi sözleşmesindeki kefalet beyanın da usulsüz olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun ipotek bedeli ile sınırlı olduğunu, bunun da ödendiğini, kefil olarak sorumlu tutulmasının doğru olmadığını belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İstinafa cevap dilekçesinde davalı vekili özetle; davayı konu takibin 18.01.2023 tarihi itibarıyla ödemeyle sonuçlanmış olması sebebiyle tedbir talebinin de konusuz kaldığını, davacının beyanlarının aksine kendisine hesap kat ihtarnamesinin davacının ipotek senedindeki adresine usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini, kaldı ki davacının da düzenlediği ihtarname ile bunu kabul ettiğini, davacı tarafından imzalanan ipoteğin 1.000.000 TL bedelli limit ipoteği olduğunu, davacının yalnızca ana paradan sorumlu olduğu faiz ve kullandırılan sonraki kredilerden sorumlu olmadığına ilişkin iddialarının doğru olmadığını, kaldı ki davacının müvekkili bankaya karşı ilerde kullandırılacak kredilerden sorumlu tutulmak istemediğine ve tesis ettiği ipoteğin bedeli karşılığında fek edilmesine yönelik bir bildirimi olmadığını belirterek davacının istinaf talebinin öncelikle konusuz kaldığı gözetilerek bir harar verilmesine yer olmadığı şeklinde aksi halde reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davalı alacaklı banka tarafından girişilen takip sebebiyle davacının borçlu olmadığının tespiti, talep bu takip sebebiyle tedbiren satış işlemlerinin durdurulmasına karar verilmesine ilişkindir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkeme, açılan menfi tespit davasıda tedbir kararı verilmesinin talep edilmesi üzerine 20/06/2022 tarihinde takibinin; dava değerinin %20’si olan 47.124,20 TL yi teminat olarak yatırması halinde icra veznesindeki paranın TEDBİREN alacaklıya ödenmemesine karar vermiştir. Davacının talebi ayrıca satış işlemlerinin de tedbiren durdurulmasına ilişkin- dir.
İcra dosyası incelendiğinde iş bu 06/01/2023 tarihli istinaftan sonra davacı tarafça icra takibine konu borcun ödendiği bu yüzden satışın düşürülmesine karar verildiği görülmüştür.
İİK.’nun 72/3 maddesi gereğince takipten sonra açılan menfi tespit davalarında mahkeme ihtiyati tedbir yoluyla satışın durdurulmasına karar veremez sadece teminat karşı- lığı icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesine karar verebilir. Bu sebeple davacının istinaf talebi yerinde bulunmamıştır.
Sonuç olarak; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL maktu istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair; dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucu HMK’nun 362/1-f. maddesi gereğince KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi..22/03/2023