Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/358 E. 2023/414 K. 06.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 22/09/2022
DAVANIN KONUSU: Ticari Şirket (Olağanüstü Genel Kurul İstemli)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 06/03/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, Davalı şirketin 15/12/2021 tarihli genel kurulunda alınan 6 nolu karar ile, esas sözleşmenin “Sermaye” başlıklı 6. maddesi değiştirilmiş ve sermaye tutarı 2.500.000,00-TL’den 57.500.000,00-TL çıkarıldığını, işbu karara davacılar muhalefet şerhi düşüldüğünü, muhalefet Şerhinde “diğer gündem maddelerinde ifade ettiklerimiz yanında, şirketin sermaye artırımının azlık pay sahiplerinin haklarını ihlâl ettiğini düşünüyoruz. Ayrıca şirketin sermaye artırım ihtiyacı fiktif olup gerçekten bir sermaye artırım gereksinimi bulunmamaktadır. Bu sebeple alınacak karara muhalefetimizi ifade etmek isteriz…” ifadelerine yer verildiğini, davalı şirketteki hâkim pay sahibinin azlık pay sahiplerini görmezden gelmesini, şirket menfaati yerine kendi menfaatini düşünmesini, azlık haklarının kullanılmasını engellemek adına şirket sermayesini neredeyse 22 kat arttırmak istemesini, bu sermaye artırımın temelinde hiçbir objektif gerekçenin olmayışını, özellikle müvekkillerce TTK m. 531’e göre açılan haklı sebeple fesih davasında çıkabilecek müvekkillerinin çıkarılmasına ve gerçek pay bedellerinin müvekkillerine ödenmesine dair muhtemel bir kararın uygulanmasını engellenmek olduğunu, davalı şirket esasen hâki pay sahibi tarafından, sürekli olarak işbu davaya konu sermaye artırımı 3. kez yapılmakta ve bu sefer sermayenin yaklaşık 25 kat artırılması söz konusu olduğunu, sermaye artırımı yapılmak istenmesinin temel nedeni, bilerek ve isteyerek tam kapasite çalıştırılmayan enerji santralinin giderleri için şirketin hâkim pay sahibine borçlandırılması olduğunu, şirket sürekli olarak hâkim pay sahibine ve onun ilişkili olduğu diğer bazı şirketlere meselâ ….A.Ş borçlandırılmak için çeşitli yöntemlerle şirketin faaliyeti aksatıldığını, asıl istenen sermayenin çok yüksek düzeyde artırılmak suretiyle, pay sahiplerinin rüçhan hakkını kullanamaması ve payların hâkim pay sahibi tarafından alınmak istenmesi olduğunu, şirketin mali açıdan kötü durumda gösterilmesi adına; uzun vadeli borçların, kısa vadeli borçlar kısmında gösterilmek suretiyle şirketin zor durumda gösterilmeye çalışıldığını, esasen davalı şirket tarafından işletilen enerji santrali kârlı bir proje olduğunu, yönetim kusuru nedeniyle santral
1/3 kapasite ile çalıştığını, bu sebeple gelirlerin düştüğünü, kaldı ki hâki pay sahibi … A.Ş. projeye hissedar olma aşamasında yatırım tutarının yaklaşık 30.000.000,00-Euro olduğu ve banka tarafından ilk iki yıl faiz ödemeli, sonraki yıllarda toplam 10 yıldan fazla süreli anapara+faiz ödemeli kredi borçlanması ile 24 milyon Euro kredili ve 6 milyon Euro öz sermayeli olduğu ve bu öz sermayenin tamamının …. A.Ş. tarafından karşılanacağı santral hasılatından geri ödemeli olarak sözlü olarak kararlaştırıldığını, tesis süreci bitmiş ve santralin işletmeye geçtiğini, işbu santral yılda en az 6 milyon Dolar fatura kesebilecek kapasiteye sahip olduğunu, ayrıca sermaye artımının temel nedenlerinden biri de müvekkillerince TTK m. 531’e göre açılan ve halen derdest olan haklı sebeple fesih davasının akamete uğratılmak istenmesi olduğunu, gerçekten de sermaye artımı neticesinde müvekkillerin azlık haklarından yararlanamayacak, açılan haklı sebeple fesih davasında ise muhtemel bir ödemede çıkarma payı hisse oranları düşeceğini, bu nedenlerle davalı şirketin 15/12/2021 tarihli olağanüstü genel kurul’da alınan 6 nolu sermaye artırım kararının öncelikle TTK m. 449 uyarınca yürütülmesinin geri bırakılması ve TTK m. 445 vd. uyarınca iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava dilekçesinde belirtilen davaların, iş bu davaya konu olan kararla somut bir bağlantısı bulunmadığını, davacıların dava dilekçesinde belirttikleri, iş bu dava ile bir ilgisi, bağı, sebebi yada sonucu olamayacak davaları haklı çıkmaya çalışmak için kötü niyetli bir şekilde bildirmişseler de, anılan davaların huzurda ki dava ile iptali istenen Genel Kurul kararıyla bir ilgisi olmadığını, davacı …. Mahkemeyi yanıltıcı birçok yanlış itham ve yönlendirme bulunduğunu, davacının burada maddi manevi kaybının olmadığını, aksine dava dışı müvekkili şirket Yönetim Kurulu Başkanı ve müvekkili şirket ortaklarından …. A.Ş. maddi manevi kayıpları olduğunu, müvekkili şirketin kaderi ve menfaatleri bakımından sermaye artırımı kararı alınması bir zaruriyet olduğunu, müvekkili şirket, 15.12.2021 tarihli Olağanüstü Genel Kurul toplantı tutanağının 6.nolu kararı uyarınca sermaye arttırımına gittiğini, müvekkili şirket, menfaatlerini gözeterek faaliyetlerine devam edebilmek adına kaçınılmaz ve zorunlu olarak sermaye arttırımına gittiğini, davalı müvekkili şirketçe yasal mevzuata uygun olarak alınan, sermaye arttırımına ilişkin 15.12.2021 tarihli Genel Kurul kararı, 21.01.2022 tarihinde tescil edilmiş olup 21.02.2022 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilanı yapıldığını, müvekkili şirket Amasya ili …. İlçesi sınırları içinde bulunan büyükbaş besi hayvanı dışkısı, yumurta tavuğu dışkısı, şeker pancarı küspesi, soğan ve benzeri tarımsal ve mezbaha atıklarından biyogaz üzerinden elektrik üretildiğini, elektrik Enerjisi ve Organik & Organamineral Katı ve Sıvı Gübre üretimi amaçlı olarak kurulan tesisten Elektrik Enerjisi ve gübre üretimi yapıldığını, ilgili projenin toplam yatırım tutarı yaklaşık 30 milyon EURO olduğunu, müvekkili şirketin sermaye arttırımı öncesi şirket sermayesi sadece 2.500.000 TL’den ibaret olduğunu, her ne kadar müvekkili elektrik ve gübre üretimi yapıp maddi gelir elde etse de projenin büyüklüğü nazara alındığında finansman ihtiyacının tartışmasız olduğunu, müvekkili şirketçe kurulmak istenen tesis ve yapılacak yatırımın huzura konu karar öncesindeki sermaye miktarı ile karşılanması mümkün olmadığını, ancak anılan şirket yatırımı tüm pay sahiplerince desteklenmiş buna karşılık pay sahipleri sorumluluk altına girmediğini, yatırımı yapılan ….. Santrali Tesisi için …. Bankası’ndan Kredi kullanıldığını, kredi talebinde bulunulurken davacıların tamamı kredi başvurusunu bizzat kefil olarak imzaladıklarını, dolayısıyla yapılan yatırım bizzat davacıların bilgisi ve isteği dahilinde yapıldığını, özetle müvekkilinin sermaye artışına gitmesi için birçok haklı gerekçesi bulunmakta olup davacı tarafça sermaye artışına ihtiyaç duyulmadığı yönünde ileri sürülen iddia gerçeği yansıtmadığını ve sermaye artırımı şirketin hayatta kalabilmesi için mutlak suretle zaruri olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davalı şirketin Antalya Ticaret Sicilinin …. numarası ile kayıtlı olduğu, şirketin 15/12/2021 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında 6. Madde ile şirketin sermayesinin arttırılmasına karar verildiği, TTK’nın 421/1 maddesi gereğince esas sermayenin arttırılmasına ilişkin karar, sermayenin en az yarısının temsil edildiği ve toplantıya katılanların çoğunluğu ile alınacağı kuralına uygun olarak alınmış olduğu, dolayısıyla genel kurulun şeklî yönden kanuna uygun olduğu, davalı şirket tarafından sermaye arttırımına ilişkin kararın 16/12/2021 tarih ve … sayılı yönetim kurulu kararı ile pay sahiplerinin sermaye arttırımına rüçhan hakkını kullanmaya davet edildiği ve sermaye arttırımına katılmak isteyen pay sahiplerine de 3/4 oranında tutarı belirtilen banka hesabına bloke ederek 10/01/2022 tarihine kadar şirkete ibraz etmelerinin ihtar edildiği, bu kararın 21/12/2021 tarih ve …. sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği, ortaklardan …. A.Ş’nin 22/12/2021 tarihli iştirak taahhütnamesinde bulunduğu, 44000 adet taahhüt edilen payın 3/4’üne karşılık gelen 41.250.000,00.-TL’yi 19/01/2022 tarihinde …. Bankası …. Şubesine yatırarak bloke ettiği, bu şekilde sermaye arttırımına ilişkin kararın kağıt üzerinde kalmadığı, şirketin sermaye arttırımının gerçek olduğu, aralarında davacıların da bulunduğu tüm pay sahiplerine sermaye arttırımına katılabilmeleri için imkan verildiği, buna rağmen davacıların söz konusu sermaye arttırımına katılmadıkları, sermaye arttırımının azınlık haklarını kullanmasını engelleme amacı olmadığı gerekçeleriyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın esasına dair bilirkişi incelemesi gerekli iken bilirkişi raporu alınmadan karar verildiğini, ileri sürülen iptal sebeplerinin mahkeme tarafından incelenmediğini, tanık delillerinin mahkemece soyut gerekçelerle reddedildiğini, ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, sermaye arttırımına ilişkin ortaklar genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamının incelenmesinden, davalı şirketin elektrik enerjisi üretimi için yatırım yaptığı, şirketin 15/12/2021 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında 6. Madde ile şirketin sermayesinin arttırılmasına karar verildiği, TTK’nın 421/1 maddesi gereğince esas sermayenin arttırılmasına ilişkin karar, sermayenin en az yarısının temsil edildiği ve toplantıya katılanların çoğunluğu ile alınacağı kuralına uygun olarak alınmış olduğu, davalı şirket tarafından sermaye arttırımına ilişkin kararın 16/12/2021 tarih ve …. sayılı yönetim kurulu kararı ile pay sahiplerinin sermaye arttırımına rüçhan hakkını kullanmaya davet edildiği ve sermaye arttırımına katılmak isteyen pay sahiplerine de 3/4 oranında tutarı belirtilen banka hesabına bloke ederek 10/01/2022 tarihine kadar şirkete ibraz etmelerinin ihtar edildiği, ortaklardan …. A.Ş’nin 22/12/2021 tarihli iştirak taahhütnamesinde bulunduğu, 44000 adet taahhüt edilen payın 3/4’üne karşılık gelen 41.250.000,00.-TL’yi 19/01/2022 tarihinde …. Bankası …. Şubesine yatırarak bloke ettiği, şirketin sermaye arttırımının gerçek olduğu, aralarında davacıların da bulunduğu tüm pay sahiplerine sermaye arttırımına katılabilmeleri için imkan verildiği, buna rağmen davacıların söz konusu sermaye arttırımına katılmadıkları, sermaye arttırımının azınlık haklarını kullanmasını engelleme amacı olmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL maktu istinaf karar harcı peşin olarak alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın Dairemiz tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1. bendi gereğince aynı kanunun 361/1. maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 06/03/2023