Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/310 E. 2023/338 K. 24.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi
ARA KARAR TARİHİ: 30/12/2022
DAVANIN KONUSU: Ortaklıktan Çıkma ve Çıkma payı alacağı, ihtiyati tedbir
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 24/02/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkili davacı … ve diğer 5 ortak bir araya gelerek, 27.05.1994 tarihinde, … Tic. Ve San. Ltd. Şti. ticaret unvanı adı altında davalı şirketi kurduklarını ve bu kararı TTK hükümlerine göre 01.06.1994 tarihinde ticaret sicilinin …. numarasına tescil ettirdiklerini, ortakların, 20.07.2000 tarihinde karar alarak şirket ticaret unvanını …. Nakliyat Tic. Ve San. Ltd. Şti. olarak değiştirdiklerini, bu unvanın günümüzde halen davalı şirketin ticaret unvanı olarak kullanıldığını, şirketin ticaret hayatına devam ettiği süreçte bazı ortaklar şirketten ayrıldığını ve şirketin bugünkü 4 ortaklı yapısına kavuştuğunu, bu ortakların müvekkili davacı … , …. , …. ve …. olduğunu, her ortağın şirkette eşit hisseye sahip olduğunu, müvekkili davacı, davalı şirketin kuruluşundan itibaren şirket müdürü olarak görev yaptığını, bu sürede; Denizli ilinde faaliyetine başlayan firmayı 9 farklı şehirde şubeleştirerek ve 160’a yakın personeli istihdam ederek sektöründe öncü bir firma haline getirdiğini, başlangıçta 5 olan araç sayısını 80 araca çıkardığını, ortağı olduğu şirketi çocuğu gibi benimseyip çalışan müvekkili davacının bu emekleri diğer ortakları kıskandırdığını, taşıma sektöründe firmanın adı artık müvekkilinin adıyla özdeşleşmiş ve tabi ki de bu başarısı cezasız kalmayarak 21.03.2022 tarihli olağanüstü genel kurul ile müdürlük ve şirketi temsil yetkisi elinden alındığını, müvekkilin şirket yönetiminden uzaklaştırılması ve yeni müdürlerin şirket yönetimi konusunda tecrübesiz ve bilgisiz olmaları sonucu davalı şirketin ticaret hayatındaki başarısı sekteye uğradığını davalı şirketin, 11.04.2022 tarihinde Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….E. sayılı dosyası ile konkordato isteminde bulunduğunu, 21.03.2022 tarihli olağanüstü genel kurul ile şirketi temsil ve müdürlük yetkileri elinden alınan müvekkilinin, bu tarihten itibaren şirketle ilişiği kesilmiş ve 11.04.2022 tarihinde de müvekkili ortağa söz hakkı tanınmadan müdürlerce konkordato isteminde bulunularak Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …E. sayılı dosyası ile davalı şirket hakkında 3 ay süreyle geçici mühlet kararı verildiğini, konkordato ilanından sonra davalı şirket ortaklarından, şirket müdürleri …. ile …. ya aylık 25.000,00-TL ve şirkette çalışması bulunmayan diğer ortak …. ya ise aylık 15.000,00-TL huzur hakkı ödemesi yapılmaya devam edilmesine rağmen huzur hakkı ödemesi yapılmayan tek şirket ortağının müvekkili …. olduğunu, müvekkili ortak dışında şirkette çalışması olan-olmayan tüm şirket ortaklarına huzur hakkı ödemesinin yapılması, diğer ortakların yaşam giderlerinin şirket hesabından karşılanması ve şahsi kullanımlarına özel araç tesis edilmesi, müvekkiline ise herhangi bir ödeme yapılmaması ve şirketin imkanlarından yararlandırılmaması ile müvekkilinin şirket müdürlerine olan güveninin sarsılması nedeniyle çıkma şartlarının mevcudiyetinin kabulü gerektiğini, müvekkili ortağının olağanüstü genel kurul ile 28 yıldır sürdürdüğü müdürlük ve şirketi temsil yetkisinin elinden alınması, müvekkilinin şirket içerisinde pasifize edilmesi, ardından davalı şirketin yeni müdürlerce iyi yönetilememesi üzerine konkordato isteminde bulunması, konkordato ilanına rağmen davalı şirketin yüksek banka kredileriyle konkordato kalkanı altında ortak müdürlerce borçlandırılmaya devam edilmesi, eşit işlem koşullarına uyulmayarak diğer ortakların kayrıldığını, müvekkilinin ise şirketten dışlanması ve huzur hakkı ödemesinin kesilmesi gibi nedenlerle, Denizli 2. Noterliği’nin 20.06.2022 tarihli, …. yev. nolu ihtarı ile şirket ortaklığının artık çekilemez hale geldiğinin davalı şirkete bildirildiğini, müvekkilinin çıkma payı karşılığında şirket ortaklığından çıkarılması işlemlerinin tamamlanması için davalı şirkete süre verilmesine rağmen bu güne kadar herhangi bir işlem tesis edilmediğini, bu nedenlerle, öncelikle yargılama süresince ve karar kesinleşinceye kadar şirket malvarlığının kaçırılması veya şirketin kötü niyetli olarak borçlandırılması ihtimaline binaen davalı şirkete idare ve temsil kayyımı atanmasına ve mevcut müdürlerin şirketi temsil ve imza yetkilerinin kaldırılmasını, davalı şirketin gayrimenkulleri ve tescilli, tescilsiz tüm mülkleri ile araçları üzerine, 3. kişilere devir ve temlikinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasını , ayrıca üzerlerine ayni ve şahsi hak tesisinin önlenmesini, müvekkili davacının şirkete ve şirketin kefili sıfatıyla banka ve 3. kişilere olan borçlarının dondurulmasını, şirketin borçları nedeniyle müvekkil davacı aleyhine açılan takiplerin tedbiren durdurulmasını, müvekkili davacının davalı şirket ortaklığından çıkarılmasını, müvekkili davacının davalı şirketteki hissesi oranında şahsına düşen çıkma bedelinin tespiti ile fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik çıkma bedeli olarak 100,00-TL çıkma payının karar tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı şirketten tahsilini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece 30/12/2022 tarihli ara karar ile; davalı şirket hakkında mahkememizin …. Esas sayılı dosyasında konkordato yargılaması yapıldığı, 11.04.2022 tarihi itibariyle 3 aylık geçici mühlet kararı verildiği, komiser heyeti atanarak şirket mal varlıklarının korunması için gerekli tüm tedbirlerin alındığı, davacı şirketin gayrimenkulleri ile tescilli, tescilsiz tüm mülkleri ile araçları üzerine 3. Kişilere devir ve temlikinin önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir konulduğu ayrıca üzerlerine aynı ve şahsi hak tesisinin önlenmesine karar verildiği, aynı şirket hakkında 11.09.2022 tarihinden itibaren başlamak üzere 1 yıllık kesin mühlet süresinin verildiği ve kesin mühlet içinde de tedbirlerin aynen devamına karar verildiği anlaşılmakla davacının vekilinin yerinde görülmeyen davalı şirkete idare ve temsil kayyımı atanması ve mevcut müdürlerin şirketi temsil ve imza yetkilerinin kaldırılması, davalı şirketin gayrimenkulleri ve tescilli, tescilsiz tüm mülkleri ile araçları üzerine, 3. kişilere devir ve temlikinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulması, ayrıca üzerlerine ayni ve şahsi hak tesisinin önlenmesi, müvekkili davacının şirkete ve şirketin kefili sıfatıyla banka ve 3. kişilere olan borçlarının dondurulması ,şirketin borçları nedeniyle müvekkil davacı aleyhine açılan takiplerin tedbiren durdurulması taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Ara karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas sayılı konkordato dosyasından davalı şirket hakkında 11/09/2022 tarihinden itibaren başlamak üzere 1 yıl süreyle kesin mühlet kararı verilse de kesin mühletin devam edip etmeyeceği ve kesin mühlet sonrası şirket durumunun ne olacağının mahkemece değerlendirilmeden hüküm kurulduğunu, konkordato dosyasından atanan komiserlerin davalı şirketi idare ve temsil etmediğini, sadece müdürlerce yapılan işlemlerin denetlendiğini, dava süresince, müvekkilinin ortaklıktan doğan hak ve borçlarından tümünün dondurulması ve davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla bazı önlemlere karar verilmesinin gerektiğini istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Talep, açılan esas davada ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davacı vekilinin yerinde görülmeyen davalı şirkete idare ve temsil kayyımı atanması ve mevcut müdürlerin şirketi temsil ve imza yetkilerinin kaldırılması, davalı şirketin gayrimenkulleri ve tescilli, tescilsiz tüm mülkleri ile araçları üzerine, 3. kişilere devir ve temlikinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulması, ayrıca üzerlerine ayni ve şahsi hak tesisinin önlenmesi, müvekkili davacının şirkete ve şirketin kefili sıfatıyla banka ve 3. kişilere olan borçlarının dondurulması, şirketin borçları nedeniyle müvekkil davacı aleyhine açılan takiplerin tedbiren durdurulması taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davalı şirket hakkında konkordato talep edilip mahkemece konkordato talep eden şirket hakkında kesin mühlet verilmesine, konkordato müessesi kapsamındaki tedbirlerin alınmış olmasına, bu aşamada mevcut delil durumu itibariyle kararın hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi ara kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f. maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.24/02/2023