Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/308 E. 2023/827 K. 14.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 15/12/2022
DAVANIN KONUSU: Alacak
GEREKÇELİ
KARARIN YAZIM TARİHİ: 14/04/2023

İlk Derece Mahkemesinin dava dosyası istinaf yasa yolu incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Başkanın inceleme raporu okundu.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; dava dışı kooperatif üyesinin kullandığı kredi için kefalet sözleşmesini imzaladığını ancak müteselsil kefaletinin geçerli olabilmesi için gereken diğer kayıtların kefalet sözleşmesine müvekkili tarafından yazılmadığı. Borçlu olmadığının tespiti talebiyle Çivril Asliye Hukuk Mahkemesinde ihtiyati tedbir talepli olarak açılan davada mahkemenin tedbir talebini kabul etmemesi üzerine ve davalı kooperatifin ihtarları sebebiyle 23/06/2020 tarihinde 21.462,10 TL ödeme yaptığını belirterek yaptığı bu ödemenin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili özetle; davanın ödeme tarihinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü ve zaman aşımı süresinin geçmesinden sonra açıldığı, davaya konu kefalet sözleşmesinin konu- na uygun olarak hazırlandığı, davacının ödemeyi yaptıktan sonra akdin geçersizliğini ileri sürmesinin dürüstlük kuralına aykırı olduğu, davanın sözleşmenin imzalanmasından 4 yıl kadar sonra açıldığını belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme istinafa konu kararında özetle; davanın İİK 72/7 maddesi gereğince ödeme tarihinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü sürede açılmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar davacı tarafça istinaf edilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili tarafından imzalanan kefalet sözleşmesindeki tarih ve miktar kısımlarının boş bırakıldığını, bu kısımların müvekkili tarafından yazılmamasına rağmen davalı kooperatifin ısrar ve tehdidi sebebiyle ve özellikle müvekkilinin bankalar nezdindeki kredi notunun bozulmaması için davalı kooperatife 23/06/2020 tarihinde 21.462,10 TL ödenmek durumunda kalındığı, kredi sözleşmesinin kefilin adı, soyadı, adresi ile kimlik bilgilerinin maktu şekilde bilgisayarda yazılmış olması, kefaletin türünün, ve kefalet olunan miktarın müvekkilinin el yazısıyla yazılmamış olması karşısında kefalet sözleşmesin geçersiz olduğu, geçersiz sözleşmeye dayalı olarak yapılan ödemenin sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri isteyebileceği, mahkemece davanın 1 yıllık hak düşürücü sürede açılmadığından bahisle red edilmiş olmasına rağmen İİK. nun 72. Maddesinin olayda uygulanma yerinin olmadığı, zira müvekkili tarafından yapılan ödemenin hakkındaki icra takibi sebebiyle yapılmış bir ödeme olmadığını, müvekkilinin talebinin TBK.’nun sebepsiz zenginleşmeye ilişkin hükümlerine dayandığı, bu anlamda ödemenin 23/06/2020 tarihinde yapılmış ve işbu davanın ise 2 yıllık sürede 21/02/2022 tarihinde açılmış olması sebebiyle hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemeyeceğini belirterek; kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davalı alacaklı tarafından hakkında bir takibe girişilmeden önce yapılan öde- menin, ödemenin yapılmasına dayanak sözleşmenin geçersizliğine dayalı olarak davalıdan sebepsiz zenginleşme hükümleri doğrultusunda istirdatına ilişkindir.
Uyuşmazlık davadan önce yapılan ifanın kanunda öngörülen kefalet sözleşmesi şartlarına aykırı olarak yapılan sözleşmeye geçerlilik kazandırıp kazandırmayacağı husu- sundadır.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkeme hatalı gerekçe ile, davacı tarafından istirdatı istenen paranın takip sebe- biyle tahsil edilmiş bir para olmamasına rağmen olayda uygulanma ihtimali bulunmayan 72. Maddesi gereğince 1 yıl içinde dava açılmadığından bahisle davayı red etmiştir.
Ersin Türk tarafından Ankara Üniversitesinde hazırlanın 2006 yılına ait yüksek lisans tezinde konu etraflıca incelenmiştir. TBK.’nun 12/2 maddesine göre “Kanunda sözleş- meler için öngörülen şekil, kural olarak geçerlilik şeklidir. Öngörülen şekle uyulmaksızın ku- rulan sözleşmeler hüküm doğurmaz.” Ancak kanunda öngörülen şekle uyulmayarak yapılan sözleşme belli şartlar altında geçerli bir sözleşmenin sonuçlarını meydana getirir. Bunlara ge- nel olarak “ifa ile geçerlilik kazanan sözleşmeler” denilmektedir. Bu durum TMK.nun 2. Maddesinde belirtilen dürüstlük kuralının bir gereğindir. “Şekle aykırı sözleşmeden doğan edimlerin tam olarak ifası, bu sözleşmenin aynı zamanda sona ermesine de neden olur. Böy- lece, bu sözleşmeyi şekle bağlamanın da anlamı ortadan kalkmış olur. Şekil kurallarıyla ulaş- mak istenen amacın gerçekleşmesinden sonra, şekle aykırılık nedeniyle geçersizliği ileri sürmek bir hakkın kötüye kullanılmasını oluşturur (s.68)
Başlangıçta geçersiz olan bir sözleşmenin ifa ile geçerli olabilmesi için gereken şartlardan ilki, şekle aykırı olarak yapılmış sözleşmeye uygun olarak taraflarca bilinerek ve istenerek yapılmış tam yada tama yakın ve “gereği gibi” bir ifanın olmasıdır. Ayrıca bu ifa ile kanunda öngörülen “Şekil Kuralının Amacının Gerçekleşmiş Olması” da gerekir (s.76). Diğer bir şart da “tarafların şekle aykırı sözleşmeden doğan edimlerini şekle aykırılığı bilerek ve isteyerek yerine getirmiş olmaları” gerekir S.77. Yine ifanın “Hatadan Uzak İfa” olması gerekir(s.79). (https://dspace.ankara.edu.tr/xmlui/bitstream/handle/20.500.12575/28377/2418. pdf?sequence=1)
Somut olaya gelince, davacı hakkında davalı kooperatif tarafından takibe girişilme- den önce kendisine 2019 yılı aralık ayında gönderilen mesaj ve ihtarlar üzerine davalı koope- ratife karşı dava konusu alacakla ilgili menfi tespit davası açmış, ancak bu davanın takipsiz- lik sebebiyle açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Davacı bundan sonra yine hakkında derdest bir takip olmadan 23/06/2020 tarihinde herhangi bir ihtirazi kayıt koymadan ödeme yapmış davayı ise bu ödemeden yaklaşık 1,5 yıl sonra açmıştır.
Bu durumda davacının ifası ile sözleşmenin geçerli bir sözleşmenin hükümlerini meydana getirdiğinin kabulü gerekir. Zira davacı tarafından yapılan ifa, tam yada tama yakın olduğu gibi davacı ifayı hataen de yapmamıştır. İfa bilinerek ve istenerek yapılmış olduğun- dan davanın esastan reddi gerekir. Bu sebeple davacı tarafın istinafının kabulüne, kararın kal- dırılmasına ve davanın esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince esastan kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
3-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİnin 15/12/2022 tarih ve … Esas, …. Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
a-Davanın REDDİNE,
b-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL harçtan peşin olarak yatırılan 366,52 TL harcın mahsubuyla bakiye 186,62 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, Harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince yazıl- masına,
c-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
d-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
e-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince davacıya İADESİNE,
3-İstinaf incelemesi yönünden;
a-Davacının istinaf başvurusu kabul edildiğinden 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 179,90 TL maktu istinaf karar harcının talebi halinde davacıya İADESİNE,
b-Davacı tarafından istinaf incelemesi için yapılan 492,00 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 129,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 621,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
c-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
d-İstinaf gider avansından kullanılmayan kısmının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince ilgilisine İADESİNE,
4-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.14/04/2023

….