Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/304 E. 2023/568 K. 22.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 29/11/2022
DAVANIN KONUSU:Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 22/03/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle: davalı alacaklı tarafından müvekkili hakkında 11/04/2019 keşide tarihli keşidecisi … TURİZM İNŞAAT TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ, avalisti müvekkili …. olan 200.000 Euro bedelli bonoya dayalı olarak 05/07/2022 tarihinde Antalya Genel İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine girişildiğini, bono üzerindeki müvekkili …. ve …e ait iki imzanın da şirkete ait kaşe üzerine atılı olduğunu, bononun düzenlendiği tarihte şirketin çift imza ile temsil edildiğini, bono üzerinde müvekkilinin şahsi sorumluluğuna dayanak olabilecek bir imzasının olmadığını, müvekkili- nin kefil sıfatıyla adının bonoya bilahare yazıldığını belirterek; müvekkilinin bu takip dosya- sından dolayı borçlu olmadığının tespitine ve asıl alacağın %20’si oranında kötü niyet tazmi- natına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili özetle: bono düzenlenirken davacının bonoya kendi ismini de yazdığını / yazdırdığını ve bir bütün oluşturan imzasını ikiye ayırarak bono üzerine attığını, şimdi de bono üzerinde kendisi tarafından atılmış tek bir imza olduğunu iddia ederek borçtan kur- tulmaya çalıştığını, bu bonoyu ciro yoluyla devralan müvekkilinin bononun ön yüzünde davacının isminin yazılı ve bonoda üç ayrı imzanın bulunduğunu değerlendirerek davacı hakkında da takibe giriştiğini, müvekkilinin bir kötüniyetinin olmadığını, davayı kabul ettiklerini, müvekkili davalının iş bu davanın açılmasına açılmasına sebebiyet vermediğini ve mezkur davada imza incelmesi yapılmadan ve ön inceleme duruşmasından önce davayı kabul etmeleri sebebiyle; HMK 312/2 maddesi uyarınca aleyhlerine tazminat, yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Mahkeme istinafa konu kararında özetle; davalı her ne kadar takibe dayanak bono üzerinde üç farklı imza varmış algısına sebep olacak şekilde imza atılmış olduğu gerekçesi ile davacı hakkında da takibe giriştiklerini, davayı ön inceleme duruşmasından önce kabul ettiklerini belirterek yargılama masraflarından sorumlu tutulmamaları gerektiğini savunarak davayı kabul etmiş ise de; takibe dayanak bonodaki keşideci şirket kaşesi üzerinde üç farklı imza atılı imiş gibi görülmekle birlikte, davacı borçlunun isim, soy isim ve TC numarasının yazılı olduğu yerde başka imza bulunmadığını, tüm imzaların borçlu şirket kaşesi üzerine atılı olduğunu, basit bir araştırma ile borçlu şirketi temsile yetkili kişileri araştırabileceği gibi kaşe üzerinde atılı bulunan 3 imzadan ikisinin bir biri ile aynı olması gerekliliğini gözetmemesi sebebiyle davanın açılmasına sebebiyet vermediği savunmasının yerinde olmadığı; fakat davalının davacı hakkında haksız ve kötü niyetli olarak takibe giriştiğinin subut bulmadığı belirtilerek davanın kabulüne, davacının tazminat talebinin reddine dava tarihindeki kur üzerinden vekalet ücreti tayinine ve yargılama masraflarından davalının sorumlu tutulmasına karar vermiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalının davayı kabul etmekle birlikte müvekkilin malvarlığına konulan hacizlerin halen kaldırmadığını bunun da kötü niyetini gösterdiğini, müvekkilinin bu takip sebebiyle işini ve ticari itibarını kaybettiğini, şirket kaşesi üzerinde iki imzanın bulunduğunun açık olduğunu, müvekkilinin “R” ve “Ç” harflerinden oluşan imzasının iki ayrı imza algısı oluşturacak bir imza olmadığını, davalının basiretli bir tacir gibi davranmadığını, davalının bonoda ciranta sıfatıyla alacaklı gözükmekle birlikte lehtar şirketin yetkilisi olması sebebiyle bononun düzenlendiği tarihte davacının şirket yetkilisi olarak imza attığını bildiğini, hatta cevap dilekçesindeki davacının senede kendi adını yazdırdığını çift imza attığını bile iddia ettiği bütün bunların kötü niyetli olduğunu gösterdiği belirtilerek kararın kaldırılmasına ve müvekkili lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davacının istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla girişilen takibe karşı açılan menfi tespit davasıdır.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne, davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Uyuşmazlık davacı hakındaki takibe dayanak bonoda bononun tanzim edildiği tarihte yetkilisi olduğu şirket adına atılı imzası yanında şahsen sorumluluğunu gerektirecek bir imzasının bulunup bulunmadığı, incelendiğinde davalı alacaklının böyle bir imza olduğu kanaatine vararak davacı borçlu hakkındada takibe girişmiş olmasının makul kabul edilip edilemeyeceği noktasındadır.
Mahkeme davalı alacaklının takibe dayanak bonoda davacıyı sorumlu tutacak nitelikte bir imzasının olmadığını yukarıda belirtilen isabetli gerekçe ile kabul etmiş ve bu gerekçe istinaf konusu da edilmemiş ise de davalı alacaklının takibe girişmekte kötü niyetli olmadığına karar vermiştir. Davacı her ne kadar davalı alacaklının lehtar şirketin yetkilisi olduğunu yargılama sırasında ileri sürmemiş ise de lehtar şirket adına atılı çift imzalı ciroda davalı alacaklının da imzasının olduğunun anlaşılması, davalının davacının bu bononun düzenlendiği sırada kendi adını yazdığı/ yazdırdığı iddiasında bulunması karşısında davalı alacaklının kötü niyetli olduğunun kabulü gerekir. Dolayısıyla tazminata hükmedilmemesi mahkememizce doğru bulunmamıştır.
Sonuç olarak; davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince esastan kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince ANTALYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİnin 29/11/2022 tarih ve …. Esas, …. Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
a-Davanın davalının kabulü gözetilerek KABULÜNE,
Davacının talebi alacağın likit ve davalının takibinde kötü niyetli bulunması sebebiyle talep gibi asıl alacağın (200.000 Euro x 17,8496 kur) 3.569.920 TL alacağın %20’sine tekabül eden ‭713.984,00 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
b-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 257.096,57 TL harçtan peşin olarak yatırılan 65.166,45 TL harcın mahsubuyla bakiye 191.930,12 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA,
Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/02/2023 tarih ve …. Esas – …. Karar sayılı, …. Harç sayılı Harç Tahsil Müzekkeresinin ilk derece mahkemesince İPTALİNE,
c-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvurma harcı ile 65.166,45 TL peşin harç olmak üzere toplam 65.247,15 TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
d-Davacı tarafından yapılan davetiye gideri 115,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
e-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 131.636,74 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
f-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince davacıya İADESİNE,
3-İstinaf incelemesi yönünden;
a-Davacının istinaf başvurusu kabul edildiğinden 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 179,90 TL maktu istinaf karar harcının talebi halinde davacıya İADESİNE,
b-Davacı tarafından istinaf incelemesi için yapılan 492,00 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 113,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 605,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
c-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
d-İstinaf gider avansından kullanılmayan kısmının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince ilgilisine İADESİNE,
4-Kararın Dairemizce taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-2. bendi gereğince aynı kanunun 361/1. maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 22/03/2023