Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/288 E. 2023/470 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 28/11/2022
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 09/03/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, davacı şirket ile …. Sigorta Aracılık Hizmetleri A.Ş. arasında 04.05.2015 tarihinde Acentelik Sözleşmesi akdedildiğini, taraflar arasında akdedilen, 04.05.2015 tarihli Acentelik Sözleşmesinin yürürlükte kaldığı süre içerisinde davalılardan …. , bir takım sözleşmesel yükümlülüklerine aykırı hareket ettiğini ve bu nedenle doğmuş ve doğacak borçlarının teminatı olarak …. Tapu Müdürlüğünün 17.11.2016 tarih ve …. yevmiye sayılı resmi senedi ile davalı …. ‘ a ait Antalya İli, …. İlçesi, …. Köyü, …. Parsel, …. Ada ….. Pafta nolu da kayıtlı gayrimenkul üzerine 1.250.000.00 TL bedelli ve fekki alacaklı tarafından bildirilinceye kadar işleyecek yasal faizleri ile davacı şirket lehine ipotek tesis edildiğini, davacı şirket ile davalılardan …. Sigorta Aracılık Hizmetleri A.Ş., dava dışı …. ve üçüncü şahıs …. Yardım ve Destek Hiz. Tic. A.Ş. arasında, 17.01.2017 tarihli Protokol ve Müşterek ve Müteselsil Borçluluk Sözleşmesi de akdedilmiş olup işbu kesin mutabakatnameye göre; acentelik sözleşmesinden kaynaklanan bakiye toplam borcun 5.814.490,61 TL olduğunu (ancak işbu protokolde bahsi geçen ve sonradan ortaya çıkacak borçların da bu borca ekleneceği) konusunda tarafların mutabık kaldıklarını, gerek ipotek senedi ve gerekse 17.01.2017 tarihli mutabakatname içeriğinde davalılardan …. ’in, kayıtsız ve şartsız bir şekilde davacı şirkete olan borcunu ikrar ettiğini, diğer davalı …. ’ında ipotek senedi içerisindeki taahhütleri ile belirlenen bedel üzerinden, bu borca teminat teşkil edecek şekilde taşınmazının üzerine ipotek konulması işlemini gerçekleştirdiğini, ancak davalılardan …. , (acente) tarafından, müşterilerden tahsil edilen sigorta primlerinin anlaşılan oran üzerinden davacı şirkete ödenmesi gerekirken sözleşmeye aykırı hareket ederek, tahsil edilen sigorta primlerinin davacı şirkete ödemediğini, hatta birçok müşteri ile yapılan sigorta poliçelerini davacı şirkete bildirmediğini ve bu poliçeler için tahsil ettiği bedelleri davacı şirkete ödemediğini, bu nedenle 04.05.2015 tarihli sözleşmeye aykırı hareketlerin, davacı şirket tarafından tespiti üzerine; Beşiktaş 15. Noterliği’ nin 13.03.2019 tarih ve …. yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilerek, 04.05.2015 tarihli Acentelik Sözleşmesinin haklı nedenlerle feshedildiğini ve acentenin zilyetliğinde bulunan 5.366.111,92 TL sigorta primi bedelinin davacı şirkete teslim edilmesinin ihtar edildiğini, akabinde davacı şirket ile …. arasında akdedilen acentelik sözleşmesinin haklı nedenlerle feshi sebebiyle … uhdesinde doğan borcun zamanında ödenmemesi nedeninin davalılar/borçlulara karşı Antalya 4. İcra Müdürlüğü’nün …. E. sayılı dosyasından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığını, ancak davalı borçluların söz konusu icra takibine vaki haksız ve kötü niyetli itirazları nedeniyle icra müdürlüğünde alınan 06.02.2020 tarihli karar ile takibin durdurulmasına karar verildiğini, ayrıca davalılardan …. yetkileri hakkında, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde …. Soruşturma numarasıyla Türk Ceza Kanunu’ nun Güveni Kötüye Kullanma suçunu düzenleyen 155. maddesi gereği, hizmet ilişkisi kapsamında zilyetliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunulması sebebiyle şikayette bulunulduğunu beyanla fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, kesin ve muaccel hale gelen ayrıca dosya kapsamındaki tüm delilleri ile birlikte değerlendirildiği yaklaşık ispatın üzerinde olacak şekilde ispat edilen alacak tutarları miktarında, öncelikle teminatsız olarak, bunun mümkün olmaması halinde uygun görülecek bir oranda teminat karşılığında, davalılara ait taşınır, taşınmaz mallar ile banka hesapları üzerine ihtiyati haciz konulmasına, davanın kabulü ile Antalya 4. İcra Müdürlüğü’nün …. E. sayılı dosyasından başlatılan takibe vaki kötü niyetli itirazlarının iptaline ve takibinin talep edilen miktar, faiz ve faiz oranı üzerinden devamına, davalıların haksız itirazı sebebiyle itiraz edilen kısma ilişkin alacaklarının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. vekili, ….. A.Ş.’nin davacı sıfatının olmadığını, davanın husumetten reddinin gerektiğini, davacının sunduğu ipotek senedinde de açıkça görüleceği üzere ipoteğin …. Sigorta Aracılık Hizm. A.Ş.’nin …. A.Ş. ile arasındaki acentelik sözleşmesinden doğabilecek borçlar için teminat olarak verildiğini, davacı görünen …. Sigorta A.Ş.’nin …. Sigorta A.Ş. ya da …. Sigorta Aracılık A.Ş. ya da davalı …. arasında ilişkisini gösterir hiçbir delil sunulmadığını, halen görülmekle olan derdest bir dava olduğunu, aynı davanın İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas sayılı dava dosyasının iş bu davadan önce açıldığını ve halen derdest olduğunu, itirazları ile (İstanbul’dan Antalya’ya) yetkisizlik ile gönderilen dosyadaki ödeme emirlerinin birbirinden farklı olduğunu, icra takibinde ileri sürülmeyen hiçbir alacak iddiasının iş bu davada ileri sürülmesine muvafakatlerinin olmadığını, yetkisizlik ile Antalya’ya gönderilen icra takibindeki ödeme emri ile Antalya’daki icra takibindeki ödeme emirlerinin birbirinden faklı olduğunu, davacının ileri sürme hakkı bulunmamakla birlikte lehine ipotek verilenin bir borcu olması ihtimaline karşı verilen ipoteğin paraya çevrilmesini gerektirir tek bir lira alacak belgesi sunmadığını, …. ’ın ne alacaklı olduğunu iddia eden şirketin ne de borçlu görünen şirketin hissedarı olmadığını, ipotek veren ….’a ödenen ne bir lira, ne verilen bir kredi, ne de borç olduğunu, davacının ipotek verene tebliğ edilmeyen ipotek verenin taraf olmadığı ancak ipotek veren (…. ’a) yükümlülük doğuracak (ipotek sonrası) hukuki işlemlerden sorumluluğunun olmadığını, hiç zahmet etmeden milyonlarca lira gelir elde eden davacının iddia ettiği gibi bir alacağı olmasının sözleşmeler, fiili durum ve yaşamın olağan akışına aykırı olduğunu, poliçeyi keşide eden … Sigorta, pirimi tahsil eden …. olduğunu, …. Aracılığın sadece komisyon alan sigorta acentası olduğunu, eksik prim ödemesi yapıldığı iddiası ile takipler başlatan …. ’nın …. ile imzaladığı, ekte sundukları işbirliği sözleşmesi incelendiğinde söz konusu poliçelerin zaten …. tarafından düzenlendiğini ve ödemelerin de …. ’nın ana hissedarı …. tarafından tahsil edildiğinin görüleceğini, tacir davacının iddia ettiği tüm alacaklarını kanıtlaması gerektiğini, ipotek kurulduktan sonra taraflar arasında imzalandığı iddia edilen yapılandırma protokolü, bir borç ikrarı niteliğinde olmayıp daha çok (acentalık dahil) işbirliği ilişkisini sürdüreceklerini beyan eden bir metin olduğunu, kaldı ki ipotekten sonra ipoteğin tarafları dışındaki kişilerce düzenlenmiş olup …. için bağlayıcı olmadığını, hiçbir kabul içermemekle birlikte …. ’ın kurduğu ipoteğin üst sınır ipoteği olduğunu, davacı alacağın varlığını ispat edebilse ve ipotek (geçerli olsa dahi) üst sınırı aşılamayacağını, ipotek veren üçüncü kişi (…. ) hakkında takip başlatabilmek için ihtarda bulunulmasının zorunlu olduğunu, …. ’a herhangi bir ihtar tebliğ edilmediğini, muaccel bir alacağın olmadığını, borçlunun takibi sonuçlanmadan ipotek veren 3.kişiye (….’a) takip yapılamayacağını, ipotek ile bir an için kefalet ilişkisi kurulduğu kabul edilse dahi yükümlülük ifadelerinin … ’ın el yazısıyla belirtilmediği için hükümsüz olduğunu, kefalet ilişkisinin hiçbir hukuki şartı gerçekleşmemekle beraber kanunun aradığı eş rızasının da bulunmadığını, hiçbir kabul içermemekle birlikte davacının iddia ettiği alacakların TBK Madde 147 uyarınca zamanaşımına uğradığını, davanın şartlarının oluşmadığını, davacının üst sınır ipoteğinin (1.250.000,00 TL) üzerinde dava açması, ihtarname ve ödeme emrini yasaya göre tebliğ etmeden itirazın iptali davasını açması vd. kötü niyetli işlem ve talepleri ile davaya sebebiyet verdiğinden HMK Madde 329 uyarınca vekalet ücreti dahil yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerektiğini, taşınmazın 3083 Sayılı Kanun’un kapsamında kısıtlı olduğunu, üzerinde ipotek kurulamayacağını, ödeme emrinin mahkeme kararı ile iptal edilen icra takibine dayanarak itirazın iptali davası açılamayacağını beyanla dava şartı, haklılığı ve delilleri bulunmayan davanın reddine, davacının kötü niyetli takibi nedeniyle takip konusu miktarın %100’ü kadar kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, vekalet ücreti dahil yargılama giderlerinin davacının üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ….. A.Ş vekili, …. Sigorta’nın davayı dayandırdığı tüm hukuki ilişkilerin …. ve …. Sigorta arasında olduğunu, davanın husumet eksikliği nedeniyle reddinin gerektiğini, …. ’e tebliğ edilmeyen veya sonradan sunulacak hiçbir delile –karşı delil sunma ve savunma yapma hakları saklı kalmak kaydı ile muvafakatlerinin olmadığını, davacının aynı konuda ve yine …. Sigorta Aracılık’a açtığı, yargılama süreci devam eden derdest dava bulunduğunu, İstanbul 16.Asliye Ticaret Mahkemesi’nde daha önce açılan ve derdest dava varken iş bu davanın açılmasının hukuka aykırı olduğunu, davacının itirazın iptali davasında icra takibindeki talepleriyle bağlı olduğunu, basiretli bir tacir olarak kurduğu tüm hukuki ilişkilerin kayıtlarını, belgelerini tutmakla yükümlü olan davacının iddia ettiği alacağa ilişkin bir tane bile poliçe sunmadığını, davacının alacak iddiasının taraflar arasındaki sözleşmelere, protokollere, hukuki ilişkilere ve ticari hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, ….Sigorta Aracılık ile …. Sigorta arasındaki acentelik ilişkisinin 15/12/2014 tarihli işbirliği sözleşmesine dayandığını, bu ilişkilere göre, prim ödemesini …. yaparken, …. ’in eksik prim ödeme yapmasının mümkün olmadığını, …. Sigorta’nın kendi düzenlediği ve tahsilatı … tarafından yapılan Hukuksal Koruma Sigortaları ile ilgili olarak …. ’i kendisinden habersiz poliçe düzenlemekle suçladığını, delillerinde de sundukları üzere … şirketler grubu ile …. ve … Sigorta’nın ana hissedarı …. arasında yapılan sözleşmelere göre ; …. , …. Sigorta tarafından düzenlenen başta …. kredi kartı müşterileri olmak üzere Hukuki Koruma Sigortası poliçelerinin satışını gerçekleştirdiğini, satış yapılan …. başta olmak üzere masraflara katlandığını, (dava dışı) …. şirketiyle reasüransı sağladığını ve hasarları takip ettiğini ve giderdiğini, …. Sigorta’nın primini …. ’tan aldığını, …. ’in eksik prim ödemesinin hiçbir anlaşmaya, uygulamaya ve ticari hayatın akışına uygun olmadığını, “alacağım var” diyerek kafasına estiği gibi hiçbir delil ileri sürmeden dava açan davacının kanuni dava şartlarını dahi yerine getirmediğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte 17/01/2017 tarihli protokol, davacının iddia ettiği gibi bir ikrar olmadığını, aksine acentelik sözleşmesinin devamını sağlamlaştırmak için yapıldığını, davacının …. ile arasındaki acentelik ilişkisini yalnızca …. açısından borç doğuran bir sözleşme gibi göstermeye çalıştığını, protokolde de görüleceği üzere …. ’in …. Sigorta’dan alacaklarının da düzenlendiğini, itirazın iptali davasına konu icra takibinde vekaletname bulunmasına rağmen davanın tebliğinin asil şirkete, tebligat kanunu madde 35 uyarınca yapıldığını, davacının iddia ettiği gibi bir alacağı bulunmamakla beraber söz konusu alacak niteliği gereği ancak ihtarla muaccel olabileceğini, davacının iddia ettiği gibi bir ihtarnamenin davalı şirkete tebliğ edilmediğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının acentelik ilişkisinden doğduğunu iddia ettiği alacaklarının zamanaşımına uğradığını, davalı şirketin …. sigorta aracılığın hiçbir kusuru bulunmadığından davacının HMK Madde 329 uyarınca vekalet ücreti dahil yargılama giderlerinin sorumlu tutulması gerektiğini beyanla dava şartları eksik, haklılığına dair hiçbir delil ileri sürülmeyen davanın reddine, mükerrer, hukuka aykırı ve kötüniyetli icra takibi nedeniyle davacının takip miktarının %100’ünden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, vekalet ücreti dahil yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, İstanbul 16.Asliye Ticaret Mahkemesine ait …. Esas sayılı dava dosyasında taraflar arasında yapılmış 04/05/2015 tarihli acentalık sözleşmesinden kaynaklı ödenmediği ileri sürülen sigorta prim alacaklarının tahsili amacıyla yapılan ilamsız takipte itiraz üzerine alacaklı sigorta şirketi tarafından itirazın iptalinin talep edildiği, eldeki davanın da aynı sözleşme ve 17/01/2017 tarihli protokol ve müşterek/müteselsil borçluluk sözleşmesinden kaynaklanan alacağın teminatı amacıyla verilen ipotekli taşınmazın paraya çevrilmesi amacıyla yapılan ilamsız takip olduğu, her iki davanın konusunun ve hukuksal nedeninin aynı sözleşmeden kaynaklandığı, birinde verilecek kararın diğerini etkileyecek nitelikte olup, aralarında hukuki ve fiili irtibat/bağlantı bulunduğu, davacı vekili tarafından da her iki davanın birleştirilmesinin talep edildiği görülmekle dava dosyamızın önce açıldığı anlaşılan İstanbul 16.Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; farklı yargı çevrelerinde görülen davalara ilişkin verilen birleştirme kararlarının istinaf incelemesine açık olduğunu, esas dava hakkında verilecek kararın beklenmeksizin tek başına kanun yoluna başvurulmasının mümkün olduğunu, kesin yetki kuralı gereği birleştirme kararı yoluyla Antalya’dan İstanbul’a gönderilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davanın adil yargılanma kuralına uygun olmadığını, birleştirme kararının hukuka aykırı olduğunu istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın birleştirilmesine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, bu davayla birleştirilen dava arasında hukuki ve fiili irtibat bulunmasına, bu davada kesin yetki kuralının bulunmamasına (Y. 19. H.D 2016/15085 Esas 2018/380 Karar sayılı ilamı), davacının birleştirme talebinin olmasına (YHGK 2014/15-1024 Esas 2016/630 Karar sayılı ilamı), kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalılar vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalılar vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL istinaf karar harcının davalılardan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA,
3-Davalıların istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-5 maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.09/03/2023