Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/284 E. 2023/342 K. 24.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 07/12/2022
DAVANIN KONUSU : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 24/02/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; davalının konkortado işlemlerinin yürütüldüğü Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası itibarıyla konkordato komiserine yap- tıkları alacak başvurusunun 960.000 TL sinin imtiyazlı, 82.330,12 TL sinin imtiyazsız olmak üzere nisaba dahil edilip mahkemece de tastik edildiğini, rehinle temin edilmemiş toplam 667.629,32 TL ticari alacakları ile çek riskinden kaynaklanan toplam 57.670,00 TL çekişmeli gayri nakdi olmak üzere toplam 725.299,32 TL alacaklarının ise kabul edilmediğini belir- terek; çekişmeli alacaklarının tespiti, akdi ve temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili özetle; müvekkili tarafından açılan konkordato talebine ilişkin dava üzerine davacı alacaklının net bir alacak miktarı belirtmeden müdahale talebinde bulunduğu, konkordato komiser heyeti tarafından yapılacak alacaklılar toplantısı öncesinde davacı ban- kaya, iadeli taahhütlü mektupla konkordato geçici mühlet kararının 04.12.2018 ilan tarihinde mevcut teminatlı ve teminatsız alacaklarını bildirmek üzere süre verildiğini, verilen süreye rağmen davacı banka tarafından komiser heyetine herhangi bir müracaatta bulunulmadığını, mahkemenin 04/05/2019 tarihli kesin mühlet kararından sonra 09/03/2020 tarihinde tekrar alacak miktarının ayrıntılı olarak bildirilmesi istendiği, davacı tarafça yine gereken müraca- atın yapılmadığı, müvekkilinin konkordato projesinin 13.01.2021 tarihli duruşması ile tas- dik edilerek ticaret sicilde ilan edildiğini, 16.04.2021 tarihinde açılan bu davanın İİK.nun 308/b maddesinde belirtilen süresinde açılmadığını, bu sebeple davacı banka alacağının komiser heyeti tarafından müvekkili işletmenin mizanına göre tespit edildiğini, usulüne uygun olarak alacak kayıt müracaatında bulunup bu müracaatı red edilmeyen dava- cının iş bu davasının usulden reddi gerektiğini,
davacı banka alacağının konut kredisi ve genel kredi sözleşmesine dayanan alacaklar olduğu, banka tarafından konut kredisinden kaynaklanan alacağın tahsili için Denizli 8. İcra dairesinin … Esas sayılı dosyası üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçildiğini, bu sebeple dava konusu olan çekişmeli alacağın Genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan bir alacak olduğu, İİK.nun 294/3 maddesi gereğince rehinle temin edilmemiş alacağa kesin mühlet tarihinden itibaren faiz işletilemeyeceği, davacı bankanın ise dava konusu ettiği çekişmeli alacağının hangi tarihte doğduğunu, konkordato ilan tarihinde mevcut olup olmadığını açıklamadığını belirterek; davanın reddine ve %20 oranında kötü niyet taz- minatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme istinafa konu kararında özetle; … esas sayılı dosyasında verilen konkordato projesinin tastikine ilişkin mahkeme kararının 19.01.2021 tarihinde ilan edilmesi üzerine davacının ilan tarihinden itibaren 1 aylık süreyi geçirmeden ( her ne kadar dava arabuluculuğa tabi değil ise de yargıtay uygulaması gözetildiğinde) 18.02.2021 tarihin- de arabulucuya müracaat etmesi ve 15.04.2021 tarihinde talebin anlaşmazlıkla sonuçlanması üzerine 16.04.2021 tarihinde iş bu davayı açmış olması karşısında davalının davanın süre- sinde açılmadığından reddine ilişkin talebinin yerinde olmadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre davacının geçici mühlet tarihi itibarıyla muaccel hale gelmiş ve tastik edilen projede kabul edilen adi alacağı dışında 718.280,58 TL adi alacağının bulunduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne tasdik edilen konkordato projesinde kabul edilen alacak dışında davacının 718.280,58 TL adi alacağının bulunduğunun tespitine ve konkordato projesine göre davacıya ödenmesine karar vermiştir.
Karara karşı, davacı ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; iş bu davanın süresinde açılmadığı, süresinde açıldığının kabulü halinde ise alacak miktarını bildirmesi için kendisine komiser- likçe yapılan bildirimlerin sonuçsuz kalması gözetilerek de davanın esastan da reddi gerek- tiği, kanunda “Tasdik edilen konkordato projesi aksine hüküm içermediği takdirde kesin mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemesi durur.” denildiği halde davacının çekişmeli alacağının kesin mühlet tarihinden itibaren işletilen faiz alacağı da eklenmek suretiyle belirlendiğini, tasdik edilen konkordato projesinde davacı ban- kanın kabul edilen alacak miktarının 82.330,12 TL olduğu mahkemenin bu miktarı mahsup etmeden toplam miktar üzerinden hüküm kurduğu gerekekçeleri ile kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin rehinle teminat altına alınmamış çekişmeli nakti alacağının 667.629,32 TL, çekişmeli hale gelen gayri nakti alacağının ise 57.670 TL olmak üzere toplam 725.299,32 TL olduğu halde mahkemece bunun 718.280,58 TL sinin kabul edildiğini, red edilen 7.018,74 TL yönünden kararın hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılması ve tayep gibi karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, İİK.nun 308/b maddesine dayalı olarak açılan çekişmeli alacak tespiti istemine ilişkindir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı tarafın istinaf ettiği kısım karar tarihi olan 2022 yılı itibarıyla istinaf kesinlik sınırı olan 8.000 TL nin altında kaldığından HMK.’nun 341/3 maddesi gereğince istinaf tale- binin reddine karar vermek gerekmiştir.
Uyuşmazlık, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının rehinle temin edilme- yen alacağına kesin mühlet tarihinden itibaren faiz işlemesi suretiyle toplam borç miktarının belirlenip belirlenmediği, kabul edilen 718.280,58 TL adi alacağa tasdik edilen projede kabul edilen 82.330,12 TL alacağın dahil olup olmadığı noktasındadır.
Mahkemece alınan bilirkişi kök raporunda özetle; … esas numaralı dosya- sından geçici mühlet tarihi olan 03.12.2018 itibariyle davacının toplam 718.280,58 TL ala- cağının olduğu; bu alacağının 389.943,56 TL’sinin rehinli, 44.230 TL sinin garantili olduğu, kalan 328.337,02 TL sinin de adi alacak niteliğinde olduğu, toplam alacak miktarının 14.03.2019 ihtarname tarihi itibariyle olduğundan, 389.943,56 TL’lik rehinli alacağa 14.03.2019 tarihinden itibaren temerrüt faizi ve faizin %5 oranında gider vergisi işletilmesi gerektiği; bu rapora yapılan itiraz üzerine alınan raporda ise özetle; davalının 960.000 TL bedelli ipoteğe konu borcunun 570.056,44 TL sinin ödendiği, yapılan ödeme toplam borcun- dan mahsup edildiğinde ve ticari kredinin teminatsız olması nedeniyle geçici mühlet tarihi olan 03.12.2018 itibariyle davacının davalıdan olan adi alacağının 718.280,58 TL olduğu belirtmiştir.
Ancak, davacı tarafından 14/12/2018 tarihi itibarıyla bildirilen toplam 1.345.673,92 TL alacağın 960.000 TL si ipotekli 82.330,12 TL si adi alacak olmak üzere toplam 1.042.330,12 TL si projeye dahil edildiği halde, 03/12/2018 tarihi itibarıyla davacının kalan alacağının ne şekilde 718.280,58 TL olarak hesaplandığının anlaşılamaması, alacak hesabının kanunun “mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemesi durur.” hükmüne uygun olarak yapılıp yapılmadığının, ve tespit edilen 718,280,58 TL çekişmeli alağın kabul edilen 82.330,12 TL lik alacak miktarı mahsup edilerek belirlenip belirlenmediğinin anlaşılamaması karşısında mevcut bilirkişi raporunun hüküm kurmak için yeterli olmadığı kanaatine varılmakla kararın bu yönden kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
Sonuç olarak davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne davacı tarafın istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
B-1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİnin 07/12/2022 tarih ve … Esas … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİne GÖNDERİLMESİNE,
4-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 12.387 TL nispi istinaf karar harcının davalıya İADESİNE,
5-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesinde yapılacak yargılama sonucunda dikkate ALINMASINA,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
7-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince ilgiliye İADESİNE,
8-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-6. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve HMK’nın 353/1-a. maddesince kesin olarak karar verildi.24/02/2023