Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
EK KARAR TARİHİ: 21/11/2023
DAVANIN KONUSU: Alacak
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 25/12/2023
İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, davacının …. inşaat ve Sanayi A.Ş. nin …. Sulama inşaatı bünyesinde 03/07/2013 tarihinden 31/08/2013 tarihine kadar çalıştırıldığını, işten çıkarıldığını, işten çıkarılıncaya kadar davalı yana ait ölçümcü işçi olarak hizmet akdi ile çalışmış olduğunu, müvekkilinin davalı iş yerinde çalıştığı süre içerisinde günde 12 saatten fazla çalıştığını, sabah 07:00 de işe başladığını akşam 19:00 a kadar çalıştırıldığını, hafta sonu cumartesi Pazar günleri de aynı saatlerde çalıştırıldığını, hafta sonu izin kullandırılmadığını, sürekli çalıştırıldığını, UBGT günlerinde çalıştırıldığını, Pazar çalışması ve izin paralarının hakkaniyetli olarak hesaplanmadığını, ödenmeyen işçilik alacaklarından ve ücretlerinden 4857 Sayılı Yasanın 36.Maddesi gereği davalılardan müşterek ve müteselsil sorumlu olduklarını, müvekkilinin alacaklarını alabilmek için …. arabuluculuk Bürosuna baş vurduğunu, anlaşmazlık tutanağı düzenlediğini, bu nedenle dava açılmak zorunda kalındığını belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak üzere toplamda 7.700,00 TL nin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak alacağın olay tarihinden itibaren işleyecek banka en yüksek faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı müflis …. İnşaat A.Ş. … İflas İdare Memurluğu: öncelikle Müflis Davalı şirket hakkında Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından 29/03/2016 tarihinde iflas kararı verilmiş olduğu, davanın iflas kararından sonra açılmış olduğu, davanın iflas kararı verilen yerdeki Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, davacı tarafından arabuluculuk başvurusunda bulunulduğu belirtilmiş ise de gerek iflas dosyasında gerekse iflas memuruna arabuluculuk ile ilgili bildirim yapılmamış olduğunu, davacının işten ayrılış tarihinin 31/11/2013 olduğunu, davacının dava konusu istemlerinin 5 yıllık zamanaşımına uğramış olmasına göre davanın reddine karar verilmesini, davacının ücretinin resmi nitelikle olan SGK hizmet döküm cetvelinde billi olduğunu, aksinin yine resmi belge ile ispat edilebileceğini, bunun aksine tanık ifadeleri, ücret araştırması vs. Hususlar ile ücretin belirlenemeyeceğini belirterek açılan davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, “… Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını iddia eden işçi, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Davacı taraf iddiasını tanık delili ile ispatlama yoluna gitmiştir. Dinlenen tanıkların tutarlı beyanları nazara alınarak; davacının dini bayramlar haricindeki UBGT günlerinde çalıştığı ve ulusal bayram ve genel tatiller için ücret ödenmediği kabul edilerek bilirkişi tarafından hesaplama yaptırılmış ve talebin kabulüne karar verilmiştir. Son olarak dosya içerisinde bulunan banka kayıtlarının incelenmesinde davacıya ücret alacağı ödenmediği anlaşılmış ve Yargıtay 22. Hukuk Dairesinden geçen aynı işyerinde çalışan işçiler tarafından aynı davalılara yönelik işçilik alacaklarına dair dava dosyalarında davalı …. nin ihale makamı olarak sorumlu olacağına karar verilmiştir. (Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 10.11.2016 gün ve 2016/24103 Esas 25386 Karar sayılı ilamı ve diğerleri) bu husus da dikkati nazara alınarak davacının ücret alacağından her iki davalı sorumlu tutulmuş ancak diğer alacak kalemleri yönünden ihale makamı …. ’nin sorumluluğu olmadığı anlaşılmakla müfli …. şirketi son üç aylık ücret alacağı dışında kalan tüm alacak kalemlerinden tek başına sorumlu tutularak davacının hastalık, mazeret gibi nedenlere izinli olabileceği günler ile çalışılan süre ve alacağın miktarı da nazara alınarak takdiren % 30 oranında hakkaniyet indirimi yapılarak fazla çalışma, hafta tatili ve UBGT alacağının brüt olarak yapılan belirlemelerin hüküm kurmaya elverişli olduğu kanaatiyle, taleplerin kısmen kabulüne, kısmen reddine” karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuşsa da, ilk derece mahkemesinin 21/11/2023 tarihli ek kararı ile, davacı vekilinin istinaf dilekçesinin kararın kesin olması nedeniyle reddine karar verilmiş olup, ek karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili ek karara ilişkin istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece eksik inceleme ile karar verildiğini, ilk derece mahkemesince iflas idare memurluğunun hatalı işlemine karşı açmış oldukları davada reddedilen kısım için karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesi ve bu vekalet ücretinin fahiş olmasının açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, hukuki dayanaktan yoksun olan istinaf reddine dair mahkemece verilen kararın re’sen incelemede görülecek eksikliklerin dikkate alınarak sadece kısmen reddine dair kısım yönünden kararın kaldırılmasına talep etmiştir.
Dava, işçilik alacağının davalı müflis şirketin iflas masasına kayıt kabulüne ilişkin olup, İİK’nın 235. maddesine dayanmaktadır.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı taraf, 20/11/2023 tarihli istinaf dilekçesi ile, mahkemece verilen 23/10/2023 tarihli …. Esas ….Karar sayılı karara karşı istinaf yoluna başvurduğu, mahkemece 21/11/2023 tarihli ek karar ile, kararın kesin olması nedeniyle istinaf dilekçesinin reddine karar verildiği, bu kez davacı vekilinin işbu ek karara karşı istinaf yoluna başvurduğu görülmüştür.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesinin 21/11/2023 tarihli ek kararının gerekçesi ve istinaf talebine konu kararın kabul ve red edilen miktarlar yönünden ayrı ayrı değerlendirildiğinde 2023 yılı kesinlik sınırı 17.830,00 TL’den az olduğu, istinafa konu kararın kesin olduğu, bu nedenle ek karara karşı yapılan istinaf talebinin reddine gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi ek kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.25/12/2023