Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/2576 E. 2023/1890 K. 01.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
KARAR TARİHİ : 01/12/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ : ALANYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 16/10/2023
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 01/12/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, muris … ’un hayatının büyük bölümünde oldukça ciddi alkol problemi yaşadığını, Manavgat Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … E sayılı dosyası ile de kısıtlanarak vesayet altına alındığını, vefat ettiği tarihe kadar da kendi hayatını tek başına idame ettiremediğini, murisin ilk evliliğinden müvekkilleri … ve … olmak üzere iki çocuğu bulunduğunu, Manavgat 2. Aile Mahkemesi … Esas sayılı dosyasında ikinci eşi ile boşanma davasının devam ettiğini, bu şahsın muris ile tanışmadan çok öncesinde olan çocuğunun babası olarak bile murisi tanıttırdığını, muris …’un yıllarca sarhoşluktan yitirdiği akli melekelerini en sonunda hastalıkla tam olarak yitirdiğini ve kısıtlandığını ve murisin üzerine kayıtlı oldukça ciddi bir malvarlığı bulunduğunu, müvekkillerinin e-devlette yaptıkları kontroller esnasında, henüz muris hayattayken, davalı tarafından, muris aleyhine Manavgat 2. İcra Dairesi’nin … E. sayılı dosyası ile, davaya konu bonoya ilişkin İcra Takibi başlatıldığını gördüklerini, açılan bu icra takibinin direkt olarak kısıtlı aleyhine başlatıldığını, bono borçlusu …’un kısıtlanmış olduğundan, hakkında icra takibi başlatılmasının mümkün olmadığını, Vasisi olarak dosyada müvekkil …’ın taraf olarak gösterilmesi gerektiğini, Muris …’dan 500.000,00-Euro alacaklı olduğunu iddia eden şahsı müvekkillerinin tanımadığını, yaptıkları harici araştırmada, bu şahsın muris …’un eski kiracısı olduğunu öğrendiklerini, murisin içerisinde bulunduğu irade yoksunluğunun herkes tarafından bilindiğini, murisin oldukça ciddi bir malvarlığı olduğunun da duyulan, bilinen bir gerçek olduğunu, murisin mevcut durumunu bilen ve tüm yükün iki genç kızına kaldığından haberdar olan kötü niyetli insanların murisin malvarlığından haksız menfaat elde etmeye çalıştığını, davalının da bunlardan biri olduğunu, ayrıca müvekkillerinin açtığı bu davada, dava değeri oldukça yüksek olduğundan ve müvekkillerinin herhangi bir nakit parası bulunmadığından, alacağından adli müzaharet talep ettiklerini belirterek; yüksek müddeabihli bu dava için müvekkillerinin herhangi bir nakit parası bulunmadığından, ve Manavgat 2. Aile Mahkemesi … Esas sayılı boşanma dosyası, yargılamasına devam edilecek olan Manavgat 1. Aile Mahkemesi … Esas sayılı tanımanın iptali dosyası nedeniyle mirasçıların değişmesi kuvvetle muhtemel olduğundan mirasın paylaşılması uzun zaman alacağından öncelikli olarak Adli Müzaharet Taleplerinin kabulünü, Mahkeme aksi kanaatteyse, taleplerinin bildirilen davaların sonuçlanarak mirasçıların kesin olarak belirlenmesine ve mirasın paylaşılmasına kadar geçici olarak kabulünü, halihazırda hukuka ve usule uygun olarak açılmış bir icra takibi bulunmadığından, İhtiyati tedbir taleplerinin kabulü ile uyarınca davaya konu bonoya ilişkin açılacak icra takibinin durdurulmasını, murisin malvarlığının bir kısmının teminat olarak kabulünü, neticeten davanın kabulü ile davaya konu bono nedeniyle muris … ’un davalıya borçlu olmadığının tespitini, kötü niyetli olan davalının % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece 25/08/2023 tarihli ara karar ile, “…davacılar menfi tespit istemli davada adli yardım talep etmiştir. Kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken yargılama veya takip giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olan kimseler, iddia ve savunmalarında, geçici hukuki korunma taleplerinde ve icra takibinde, taleplerinin açıkça dayanaktan yoksun olmaması kaydıyla adli yardımdan yararlanabilecek olması, adli yardım talep dilekçesinin ekinde bulunan belgelerle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 334. maddesi şartlarının oluştuğu anlaşılmakla, talebinin kabulüne, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 335. maddesi gereğince; davacının yapılacak tüm yargılama ve takip giderlerinden geçici olarak muafiyetine, yargılama ve takip giderleri için teminat göstermekten muafiyetine, dava ve icra takibi sırasında yapılması gereken tüm giderlerin Devlet tarafından avans olarak ödenmesine,” karar verilmiştir.
Mahkemece 29/08/2023 tarihli ara karar ile, “…davacı takipten sonra açmış olduğu menfi tespit istemli davada ihtiyati tedbir talep etmiştir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 72/3. maddesi gereğince takipten sonra açılan menfi tespit davasında mahkemenin ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilmeyecek olması, Manavgat 2. İcra Dairesi’nin … E. sayılı takip dosyasının iptal edildiğine dair dava dosyasına bir bilgi ya da belge de sunulmamış olması, mevcut bir durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın veyahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde ihtiyati tedbir kararı verilebilecek olması, ihtiyati tedbir talep eden tarafın dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunluluğu bulunması; talep eden tarafından ortaya konulan delillerle geçici hukuki koruma için yaklaşık ispata yeter mahiyette olması, muhtemel menfi tespit davası kazanılsa dahi sonuçsuz kalmasının önlenmesi amacıyla ve gecikmesinde sakınca görülmesi nedeniyle, menfaatler dengesi de göz önünde bulundurularak, teminat karşılığında icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi” şeklinde ihtiyati tedbir kararı verilmiştir.
Davalı vekili, TMK 640.maddesi gereğince miras ortaklığı devam ederken mirasçıların terekeye ilişkin bir hakla ilgili dava açmalarının, takibe girişmelerinin, hep birlikte hareket etmelerine bağlı olduğunu, teminatsız olarak Manavgat 2. İcra Müdürlüğü’ nün … E sayılı takip dosyasındaki icra veznesindeki paranın alacaklı müvekkiline verilmemesine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takiplerde ikame edilecek itirazların içerisinde açık bir şekilde borca veya imzaya yönelik olduğunun belirtilmesi gerektiğini, davacı tarafın mahkemeye sunduğu dilekçe içeriğinde ise ne takip konusu borca ne de borcun temelini oluşturan senet üzerindeki imzaya yönelik açık bir itirazının bulunmadığını, taraflarınca takibe konu edilen evrakın yasal şartları haiz bir kambiyo senedi olduğunu, işbu senedin ihtiva ettiği borca karşı itirazı olan tarafın eşit kuvvette bir yazılı delile dayanması ya da kanunda sayılı itiraz yollarını veya defilerini ileri sürmesi gerektiğini, davacı tarafın borcun olmadığına dair herhangi bir yazılı delil ileri sürmediğini, ihtiyati tedbir talep eden tarafın tedbire esas olan hakkını, ihtiyati tedbir sebep veya sebeplerini keza davanın esası yönünden de ispat etmesi gerektiğini, davacı taraflarca mahkeme huzuruna sunulan gerek adli yardım gerekse ihtiyati tedbir talepleri yönünden maddi durumlarının dava sürecini devam ettirmek adına yeterli bulunmadığı belirtilerek yasa gereği belirlenen harç ve masraflar ile teminat hususundan muaf tutulmalarını talep etmiş olmaları karşısında aynı zamanda yine davacılar tarafından mahkeme nezdinde ikame edilen huzurdaki dava dosyası sonrasında 31/08/2023 tarihinde ikame etmiş bulundukları Manavgat İcra Hukuk Mahkemesi … E ve … E sayılı dava dosyaları kapsamında herhangi bir adli yardım talebinde bulunmaksızın ilgili dava dosyalarına ilişkin harç ve masrafları yerine getirdiklerini beyanla 25/08/2023 ve 29/08/2023 tarihli ara kararlar uyarınca tesis olunan adli yardım ve ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, her türlü yargılama gideri, harç ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece 16/10/2023 tarihli ara karar ile, “…davacı takipten önce açmış olduğu menfi tespit istemli davada ihtiyati tedbir talep etmiştir. Mahkememizin 25/08/2023 tarihli ara kararı ile ihtiyati tedbir kararı verilmiş, davalı vekilince ihtiyati tedbire itiraz edilmiştir. Mevcut bir durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın veyahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde ihtiyati tedbir kararı verilebilecek olması, ihtiyati tedbir talep eden tarafın dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunluluğu bulunması; talep eden tarafından ortaya konulan delillerle geçici hukuki koruma için yaklaşık ispata yeter mahiyette olması, muhtemel menfi tespit davası kazanılsa dahi sonuçsuz kalmasının önlenmesi amacıyla ve gecikmesinde sakınca görülmesi nedeniyle, menfaatler dengesi de göz önünde bulundurularak, Mahkememizce uygun bulunan teminat karşılığında icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesine şeklinde ihtiyati tedbir kararı verilmesi ve aynı nedenlerle tedbire itirazın reddine karar verilmesi gerekmiştir. Bunun dışında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 338. maddesi gereğince adli yardımdan yararlanan kişinin mali durumu hakkında kasten veya ağır kusuru sonucu yanlış bilgi verdiği ortaya çıkması veya sonradan mali durumunun yeteri derecede iyileştiği anlaşılırsa adli yardım kararı kaldırılacak olması, dava dosyasında bu şekilde bilgi ve belgenin bulunmaması nedeni adli yardımın kaldırılması talebinin reddine” karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; TMK 640. maddesi gereğince, miras ortaklığı devam ederken mirasçıların terekeye ilişkin bir hakla ilgili dava açmaları, takibe girişmeleri, hep birlikte hareket etmelerine bağlı olduğunu, bir başka deyişle bir kısım mirasçı ya da mirasçıların, tereke kapsamında kalan hakka yönelik müstakilen dava açmaları veya icra takibine girişmeleri mümkün olmadığını, bunun kamu düzenine ilişkin olduğunu, öncelikle bu nedenle davacıların adli yardım ve tedbir talebinin reddi gerekmekte iken aksi kanaat neticesinde teminatsız olarak Manavgat 2. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyasındaki icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacıların takibe ve takip dayanağı senede ilişkin itirazlarının yersiz olduğunu, davacıların takip konusu borca ve senet üzerindeki imzaya ilişkin açık bir itirazlarının bulunmadığını, ihtiyati tedbir ve adli yardım şartlarının gerçekleşmediğini, ihtiyati tedbir kararının ihtiyati tedbir harcı yatırılmadan ve teminatsız şekilde kabul edilmesinin de hatalı olduğunu istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, menfi tespit istemine ilişkin olup, istinafa konu ara kararlar ihtiyati tedbir ve adli yardım taleplerinin kabulüne ilişkin ara kararlara yapılan itirazın reddine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, ihtiyati tedbire itirazın reddine ve adli yardım kararının kaldırılması talebinin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Adli yardım kararının kaldırılması talebinin reddine ilişkin ara karara karşı yapılan istinaf başvurusu yönünden yapılan değerlendirmede;
6100 Sayılı HMK’nın 341/1. maddesine göre, İlk Derece Mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.
6100 Sayılı HMK’nın 334 ve devamı maddelerinde, adli yardım talebinin kabulüne ilişkin ara kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu kararlar HMK’nın 341/1. Maddesi uyarınca istinafa tabi kararlardan da değildir.
Yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere göre, İlk Derece Mahkemesince verilen ara karar istinafı kabil bir karar niteliğinde olmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 341/1 ve 352/1-b. bendi uyarınca usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
İhtiyati tedbire itirazın reddine ilişkin ara karara karşı yapılan istinaf başvurusu yönünden yapılan değerlendirmede;
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, TMK’nın 640/2. maddesine göre miras ortaklığında mirasçılar arasında elbirliği mülkiyeti bulunmakta ise de TMK’nın 702. maddesinin gerekçesinde ortaklardan her birinin, topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceğinin ifade edilmesine, menfi tespit talebi yönünden mirasçılar arasında zorunlu dava arkadaşlığının bulunmamasına, menfi tespit davasının tereke üzerinde tasarruf işlemi olmayıp terekedeki hakların korunmasına yönelik bir dava olmasına, davacı tarafın adli yardım talebinin kabul edilmesi nedeniyle harç ve teminattan muaf tutulmasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesinin adli yardım kararının kaldırılması talebinin reddine ilişkin istinaf dilekçesinin HMK’ nın 341 ve 352/1-b. maddesince USULDEN REDDİNE,
2-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesinin ihtiyati tedbire itirazın reddine ilişkin ara kararına istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 269,85 TL maktu istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden alınmasına YER OLMADIĞINA,
4-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince ilgilisine İADESİNE,
6-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
7-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair; dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucu HMK’nun 362/1-f. maddesi gereğince KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.01/12/2023