Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/2573 E. 2023/1896 K. 05.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
KARAR TARİHİ : 05/12/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
ARA KARAR TARİHİ : 22/09/2023
DAVANIN KONUSU : Ortaklıktan Çıkarma
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 15/12/2023

İlk derece mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili şirketin ortağı ve şirket sözleşmesine göre ana sermayenin %49 oranına sahip ortağı olduğunu, davalının şirkette kanunda gösterilen haklı sebepler kapsamında davranışlar sergilediğini, şirket çıkarlarına aykırı davrandığını, diğer ortağa bilgi vermediğini, şirket hesaplarından kendi hesaplarına para çıkışları yaparak şirketi zarara uğrattığını, limited şirketlerde ortaklar arasındaki güven ilişkisinin şirketin devam etmesi ve amacına ulaşabilmesi için önemli yer tuttuğunu, güven ilişkisinin zarar görmesi halinde ortakların aynı amaç için birlikte çalışma isteğinin kaybolabildiğini, ortakların şirketin faaliyetlerini devam ettirmesi ya da kuruluş amacını gerçekleştirmesinin zorlaştığını, söz konusu durumda ortakları şirket sözleşmesi ile bağlı tutmanın kişilik haklarının ihlaline sebep olacağını, davalı tarafın yaptığı eylemler neticesinde ortaklığın ve şirketin devamlılığını tehlikeye düşüren haklı nedenlerin olduğunun kabulünün gerektiğini, davalı taraftan yapılan hesap hareketlerinin belgelendirilmesinin talep edildiğini ancak kabul etmediğini, şirket için alımı yapılan bir araç olmamasına rağmen araç şirketine para çıkışı yapıldığını, davalının güven kırıcı eylemler yaptığını, ortaklıktan çıkarılması gerektiğini, aksi takdirde şirketin zarar edeceğini belirterek davalının yapmış olduğu eylemlerin gecikmesinde tehlike bulunan hallerden sayıldığından temsil yetkisinin kaldırılarak hissesi oranında şirkete kayyım atanmasına karar verilmesini, aksi kanaatte halinde tüm hisseler bakımından kayyım atanmasına karar verilmesini ve davalının ortaklıktan çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan 12/07/2023 tarihli ara karar ile; davacı vekili tarafından ileri sürülen somut iddialar değerlendirildiğinde yaklaşık ispat koşullarının oluştuğu, bu nedenle davacı vekilinin tedbir talebinin kısmen kabulü ile, davalı şirket ortağı …’in şirket malları üzerindeki tasarruf ve devir yetkisinin dava sonuna kadar tedbiren kısıtlanmasına, dava ortaklıktan çıkma davası olmakla, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili 24/07/2023 tarihli dilekçesiyle 12/07/2023 tarihli tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan duruşma üzerine verilen 22/09/2023 tarihli ara karar ile; tedbir kararının dosyada mevcut delil durumuna ve yasaya uygun olduğu, dosyaya sunulan deliller ile ihtiyati tedbir kararı vermeye yetecek ölçüde yaklaşık ispat şartının gerçekleştiği, itiraz nedenlerinin asıl davada göz önüne alınacak sebepler olduğu anlaşıldığı gerekçeleriyle itirazın reddine karar verilmiştir.
22/09/2023 tarihli ara karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müdürlükten azil talebinin şirket ortağı tarafından değil kanunen aktif dava ehliyeti bulunmayan şirket adına ileri sürüldüğünü, aktif husumet ehliyeti bulunmayan davacı şirket lehine verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, bir ortağın şirketten çıkarılması için dava açılmadan önce genel kurulun bu konuda bir karar alması gerektiğini, davacı tarafın iddialarını destekleyecek somut delil sunamamış olmasına rağmen mahkemece herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin, yaklaşık ispatın gerçekleştiğinin kabulüyle teminatsız olarak tedbir kararı verilmesinin yasaya aykırı olduğunu, verilen tedbir kararının şirketin bankalar nezdindeki itibarını zedelediğini, kredi alma imkanını düşürdüğünü ve faaliyetini sürdürebilmesini daha da zorlaştırdığını beyan ederek 12/07/2023 tarihli ihtiyati tedbire ilişkin ara kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Talep, ihtiyati tedbirin kaldırılması istemine ilişkindir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
6102 sayılı Kanun’un 640. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ortağın şirket sözleşmesine dayalı olarak ortaklıktan çıkarılmasına ilişkin iken, üçüncü fıkrası ise ortağın mahkeme kararıyla ortaklıktan çıkarılmasına ilişkindir. Her iki durumda da ortak, kendi iradesi dışında ortaklıktan çıkarılır. Ortağın haklı sebeplere dayalı olarak çıkarılması için açılacak dava öncesinde şirket tarafından öncelikle şirket genel kurulunda bu yönde karar alınması gerekmekte olup; bu husus 6102 sayılı Kanun’un 621/1-h maddesinde emredici şekilde düzenlenmiştir. Bu nitelikteki bir karar, kanun koyucu tarafından önemli kararlar arasında sayılmış olup; kararın alınabilmesi için Kanun’un 621. maddesinde ağırlaştırılmış nisaplar öngörülmüştür. Buna göre haklı sebeplerle çıkarma davası açılması için şirket genel kurulunda geçerli bir karar alınabilmesi, temsil edilen oyların en az üçte ikisinin ve oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunun bir arada bulunmasına bağlıdır. Bu yeter sayı koşulu sağlanmayan genel kurul kararları yok hükmünde olup böyle bir karara dayalı olarak açılan çıkarma davasının da dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilir. Zira bu vasıftaki şirket genel kurul kararı, 6100 sayılı Kanun’un 114/2. maddesi anlamında çıkarma davası için aranan özel dava şartı niteliğindedir. Bu sebeple mahkemece yargılanmanın her aşamasında resen gözetilecek hususlardan biridir. (Benzer yönde Hukuk Genel Kurulu’nun 05.07.2023 tarih, 2022/11-63 Esas – 2023/722 Karar sayılı ilamı)
Somut olayda; 6102 sayılı Kanun’un 621/1-h maddesi gereğince davacı şirket nezdinde alınmış genel kurul kararının dosyaya sunulmadan eldeki davanın açıldığı, bu konudaki özel dava şartının tamamlanmadan eldeki davanın açıldığı gözetilmeksizin ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle ilk derece mahkemesinin davalı şirket ortağı …’in şirket malları üzerinde tasarruf ve devir yetkisinin dava sonuna kadar tedbiren kısıtlanması yönündeki ara kararı kaldırılarak 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince yeniden hüküm kurulmak suretiyle davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddi yönünde karar vermek gerekmiştir.
Sonuç olarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince esastan kabulüyle, ilk derece mahkemesi ara kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin ilk derece mahkemesinin 22/09/2023 tarihli ara kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜYLE; yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç görülmediğinden 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince düzelterek esas hakkında yeniden karar verilmek üzere Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında 22/09/2023 tarihinde verdiği ARA KARARININ KALDIRILMASINA;
2-Davalı vekilinin ihtiyati tedbire itirazının KABULÜYLE; Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında 12/07/2023 tarihinde davalı şirket ortağı … ’in şirket malları üzerinde tasarruf ve devir yetkisinin dava sonuna kadar tedbiren kısıtlanması yönündeki verdiği ara kararının kaldırılmasına, bu konuda ilgili işlemlerin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
3-İstinaf karar harcının talebi halinde davalı tarafa iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda davalı lehine dikkate alınmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-İstinaf gider avansından kullanılmayan kısmının 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince ilgilisine İADESİNE,
7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.