Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/2523 E. 2023/1926 K. 12.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
KARAR TARİHİ : 12/12/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 19/09/2023
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 12/12/2023

İlk derece mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Talep eden davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu bonoların sahte olması sebebi ile davalılar ve dava dışı … ’nın resmi evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından dolayı ayrı cezalandırılması istemi ile Denizli 1. Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile kamu davası açıldığını, bu dava dosyasının derdest olduğunu, mahkeme tarafından 13.09.2023 tarihli celsede bu dava dosyasının sonucunun beklenmesine karar verildiğini, yargılama aşamasında ceza dosyasında sanıkların beyanlarının alındığını, davalı …’nın , eniştesi olan … ’in kendisine söylemesi üzerine … ’ya götürmesi için parayı tek poşet içinde … ’e verdiğini, akabinde bonoları aldığını beyan ettiğini, diğer davalı … ’ün poşet içinde aldığı bu parayı … ’ya teslim ettiğini, karşılığında … ’ya verilmek üzere de dava konusu bonoları aldığını beyan ettiğini, … ’a borcu … ’in verdiğini, buna rağmen … ’un bono üzerine kendi ismini yazmasına bir şey diyemediğini beyan ettiğini, lehtar davalı …’ün savunmasında, kendisinin alacaklı olmadığını, hamil görünen … ’nın verdiği parayı götürüverdiğini, hamil davalı …’in de, dava dışı … ’a verilmek üzere parayı bu kişiye verdiğini beyan ettiğini, dolayısı ile, … ile lehtar … arasında hiçbir hukuki ilişki olmadığının bu beyan ile sabit olduğunu, lehtar ile müvekkili şirket arasında hukuki bir ilişki olmadığının beyan edildiğini, dava konusu bonoların kambiyo senedi olma özelliğine de sahip olmadığını, Türk Ticaret Kanunu’nun 776/1 maddesine göre; bononun geçerli olabilmesi için, kayıtsız ve şartsız bir bedelin ödenmesi vaadini içermesi gerektiğini, sunmuş oldukları Antalya BAM 11. Hukuk Dairesi’nin 09.03.2021 tarih ve … Esas-… Karar sayılı emsal ilamının da aynı mahiyette olup, ceza dosyasında davalıların beyanlarının yeni alınmış olması sebebi ile; resmi belgede sahtecilik suçundan dolayı açılan ceza davasının varlığı, ceza dosyasındaki beyanlar, takip dayanağı belgelerin adi senet hükmünde olması huzurdaki davanın konusunun aynı zamanda bonoların sahteliği olması nedeni ile yaklaşık ispat kuralı da oluştuğundan, beyanlarının soyut olmadığı da ortaya çıktığından; müvekkili davacı şirketin ceza yargılaması aşamasında haciz tehdidi altında kalmaması için dava konusu Denizli İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının HMK 209/1 maddesi gereği teminatsız olarak durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İhtiyati tedbire itiraz eden davalı … vekili itiraz dilekçesinde özetle; davacı şirketin takip dayanağı belgelerinin şirket yetkilileri tarafından düzenlenmediğini, bono üzerinde yer alan yazı ve imzaların şirkete ait olmadığını, şirketin eski ortağı …’ya da ait olmadığı iddia edilerek itiraz edilse de; takip konusu senetlerde yer alan imzaların davacı şirket ortağı …’ya ait olduğunu, Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’ne bakıldığında da senetlerin tanzim tarihinde davacı şirkette …’nın davacı şirket adına kambiyo senedi imza ederek şirketi borçlandırmaya münferiden temsil ve ilzama yetkili olduğunun görüldüğünü, davacının senetlerin davacı şirket tarafından verilmediğini, hukuki ilişki olmadığını, müvekkilin yakın akraba bağı ve komşuluk ilişkisi nedenleri ile, kötü niyet ve ağır kusur ile müvekkili şirkete zarar verme kastıyla hamil olduğu iddialarında bulunsa da; müvekkilinin iyi niyetli hamil olduğunu, müvekkili ile bonuyu imzalayan … arasında yakın akrabalık ya da komşuluk ilişkisi bulunmadığını, mahkemenin hükmettiği teminat miktarının muhtemel zararları karşılayacak oranda ve miktarda olmadığını, ihtiyati tedbir kararı ile ilgili kendileri dinlenmeden, usul ve yasaya aykırı şekilde karar verildiğini, asıl alacağın % 15’i oranında teminat ile ihtiyati tedbir kararı verilerek, ihtiyati tedbir talep eden davacının haksız çıkması durumunda müvekkilinin bu yüzden uğrayacağı muhtemel zararlara karşı korumasız bırakıldığını, hakkının zayi olduğunu, bu nedenlerle söz konusu tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “…kambiyo senedi alacaklısı ile borçlusu arasındaki ilişkiden doğan şahsi def’iler kural olarak ancak taraflar arasında ileri sürülebilir, bu kuralın istisnasının 6102 Sayılı TTK ‘nın 687. madde hükmünde belirtilmiştir, bu hükmün uygulaması için de öncelikle keşidecinin lehtara borcunun bulunmadığının yahut bononun bedelsiz olduğunun ispatlanması gerekmektedir, dava konusu bonoda lehtar olan … ciranta …’dan aldığı parayı keşideci şirket temsilcisine teslim ettiğini ceza yargılaması sırasında beyan etmiş isede bu beyanlar bononun bedelsiz olduğunu ve aynı madde hükmü gereği davalı hamilin bonoyu iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket ettiğinin bu aşamada kabulü anlamına gelemeyeceğinden ceza davasının henüz sonuçlanmamış olması, davacı tarafın dava dilekçesine eklediği deliller, davanın bulunduğu aşama itibariyle HMK’nın 209/1 maddesinin uygulanmasını gerektirecek nitelikte olmadığı sonucuna varılarak davacının icra takibinin teminatsız olarak durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir talebinin reddine …” şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu bonoların sahte olması sebebiyle davalılar ve dava dışı …’nın resmi evraklarda sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından dolayı cezalandırılmaları istemiyle Denizli 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile kamu davası açılmış olduğunu, bu dava dosyasının halen derdest olduğunu, yargılama aşamasında sanıkların beyanlarının alındığını, bu beyanlarda lehtar ile müvekkili şirket arasında hukuki bir ilişkinin olmadığının belirtildiğini, bu durumun bonoyu geçersiz hale getirdiğini, davalıların beyanlarının para teslimi olmadığını kanıtladığını, bonolarda belirtilen 36.000.000,00 TL’nin en büyük kağıt para olan 200,00 TL olsa dahi fiili ağırlık olarak yaklaşık 200 kg yaptığını bu ağırlıkta ve hacimde paranın tek poşet içine sığmasının mümkün olmadığı gibi kaldırılarak verilmesinin de fiilen mümkün olmadığını, davalılar ve dava dışı … arasında para vermek- almak eyleminin olmadığının da bu beyanlarla sabit hale geldiğini, ceza dosyasında davalıların beyanlarının yeni alınmış olması sebebiyle takip dayanağı belgelerin adi senet hükmünde olması da göz önünde tutularak HMK’nın 209. maddesi gereğince teminatsız olarak icra takibinin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
İstinafa konu ara karar, 19/09/2023 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkindir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, ceza dosyasında alınan beyanların tedbirin verilmesini gerektirecek nitelikte olmaması hususu da gözetilerek ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Talep eden vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf karar harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Talep edenin istinaf başvurusu nedeniyle yaptığı yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından aleyhine ihtiyati tedbir talep edilen lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 352/1-b maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve 6100 sayılı HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.12/12/2023