Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/2502 E. 2023/1858 K. 23.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN ARA KARARLARIN
MAHKEMESİ: ALANYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHLERİ: 07/09/2023-12/09/2023
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Kooperatif Üyeliğinden Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 23/11/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili, müvekkillerinin davalı kooperatifin amacına uygun olarak inşa edilen taşınmazların, üyeler nezdinde ferdileştirilmesinin akabinde bir kısım üyelerden taşınmaz satın alan malikler konumunda olduğunu, davanın kooperatifin ….. tarihleri arasında yürütülen tasfiyesi aşamasında sehven tasfiyeye dahil edilmeyen dava konusu Antalya ili …. ilçesi …. mahallesi … ada … parselde kayıtlı taşınmazın ek tasfiyesi neticesinde elde edilecek gelirin, paylarını satın aldıkları kooperatif üyelerinin hukuki anlamda halefleri olmaları hasebiyle payları oranında müvekkilleri arasında pay edilmesi gerektiğinin tespitine ilişkin olduğunu, bahse konu taşınmazın davalı kooperatif adına kayıtlı bulunduğunu, işbu taşınmazdan kaynaklı olarak halihazırda kooperatifin ek tasfiye sürecinin devam etmekte olduğunu, davalı kooperatifin 26/10/1994 tarihli ana sözleşmesinin “Tasfiye Kurulunun Görevleri ve Tasfiyenin Yürütülmesi” başlıklı 87/11 maddesinde “Kooperatifin borçlarının pay ve bedellerinin ödenmesinden sonra kalan miktar dağılma anında kayıtlı ortaklar ve hukuki halefleri arasında eşit olarak dağıtılır” hükmüne havi olduğunu, davalı kooperatifin, ortaklarının konut ihtiyaçlarını karşılamak maksadıyla kurulduğunu ve bu maksadın yerine getirilmesinin akabinde ticaret sicilinden terkin edildiğini, kooperatifin terkin edilmesinin ardından ise davacı müvekkillerinin bir kısım ortaklardan taşınmazlarını satın aldığını, Alanya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. E. sayılı dosyasından verilen 23/01/2023 tarihli karar doğrultusunda davalı kooperatifin ek tasfiyesine ve dava konusu taşınmazın satış işlemlerine devam edildiğini, Antalya ili …. ilçesi, … Mah. …. ada … parselde kayıtlı taşınmaz bakımından ek tasfiye sürecinin devam ettiğini, davanın devam ettiği esnada taşınmazın el değiştirmesi halinde telafisi imkansız zararlar meydana geleceğinden dava konusu taşınmazın tapu kaydına HMK’nın 391. maddesi uyarınca taşınmazın devrini engeller nitelikte ihtiyati tedbir şerhi işlenmesini talep ettiklerini beyanla; fazlaya ilişkin haklarını ve dava haklarını saklı tutarak öncelikle HMK’nın 391.maddesi uyarınca dava konusu Antalya ili …. ilçesi, …. Mah. …. ada …. parselde kayıtlı taşınmazın kaydına taşınmazın üçüncü şahıslara devrini engeller ihtiyati tedbir şerhi işlenmesine, bu hususta …. Tapu Müdürlüğü’ne müzekkere yazılmasına, davanın kabulü ile müvekkillerinin kooperatifin ilk tasfiyesinin ardından ferdi mülkiyete geçirilerek ortaklar adına tescil edilen konutları ortaklardan satın almak suretiyle onların halefleri olduklarının tespitine, satışın yapılması halinde davalı kooperatifin ek tasfiyesi kapsamında satışı söz konusu olan Antalya ili … ilçesi, … Mah. … ada …. parselde kayıtlı taşınmazın satışından elde edilecek gelirin yasal faizi ile birlikte payları oranında müvekkilleri arasında dağıtılması gerektiğinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece 07/09/2023 tarihli ara karar ile, “talepte bulunan vekili …. ilçesi …. Mah. …. ada …. parsel sayılı taşınmaz üzerine üçüncü kişilere devredilmemesi için tedbir konulmasını talep etmekle birlikte bu taşınmaza ilişkin bir tescil talebinde bulunmamış, taşınmazın satışından elde edilecek gelirin payları oranında müvekkilleri arasında paylaştırılması talebinde bulunmuştur. Bu durumda davanın konusunun alacak olması, talep konusu taşınmazın devrine yönelik bir davanın bulunmaması, taşınmazın devrinin uyuşmazlık konusu olmaması, kaldı ki talepte bulunanların kooperatif üyesi olduklarına ilişkin yaklaşık ispata yarar herhangi bir delil de sunulmamış olması karşısında talebin reddine” karar verilmiştir.
Davacılar vekili, Antalya İli, …. İlçesi, …. Mah. …. ada …. parselde kayıtlı taşınmazın üçüncü kişilere devrini engelleyecek şekilde ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verildiğini, bu defa ise bahse konu taşınmazın satışından elde edilecek gelirin yargılama sonuna kadar bekletilerek ilgililere ödenmemesine, gerekli görülmesi halinde paranın nemalandırılması için gerekli işlemlerin yapılmasına ilişkin ihtiyati tedbir karar verilmesini talep etmişlerdir.
Mahkemece 13/09/2023 tarihli ara karar ile; “davacılar vekili davaya konu … ilçesi … Mah. … ada … parsel sayılı taşınmazın satışından elde edilecek gelirin yargılama sonuna kadar bekletilerek ilgililerine ödenmemesine yönünde ihtiyati tedbir talep etmiştir. Dosya kapsamında sunulan belgeler incelendiğinde; mahkemece mevcut bir durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın veyahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde ihtiyati tedbir kararı verilebilecek olması, ihtiyati tedbir talep eden tarafın dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunluluğunun bulunması, yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre daire satımında üyeliğin kendiliğinden alıcıya satım ile birlikte geçmeyecek olup, satıcının üye olması ve üyeliğinin alıcı tarafından ayrıca devir alınmasının gerekmekte olması, üyelik ayrıca devredilmedikçe satıcının üyeliğinin kooperatif nezdinde devam edecek olması, ancak davacı tarafça üyeliğin devrine ilişkin yaklaşık ispata yarar herhangi bir belge sunulmamış olması karşısında bu aşamada yaklaşık ispat koşulu sağlanmadığından davacıların taşınmazın satışından elde edilecek gelirin yargılama sonuna kadar bekletilerek ilgililere ödenmemesine yönelik ihtiyati tedbir talebinin ve sair tedbir taleplerinin reddine” karar verilmiştir.
Karara karşı, davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı müvekkillerinin davalı kooperatifin amacına uygun olarak inşa edilen taşınmazların, üyeler nezdinde ferdileştirilmesinin akabinde bir kısım üyelerden taşınmaz satın alınan malikler konumunda olduğunu, bu nedenle müvekkillerinin taşınmazı satın aldıkları üyelerin, kooperatif üyeliğinden kaynaklı haklarının halefi haline geldiklerini, davaya konu taşınmazın kooperatifin tasfiyesi sırasında sehven tasfiye dışında bırakılarak tapuda kooperatif adına kayıtlı olduğunu, kooperatif için ihya davası açıldığını ve yeniden tasfiye işlemlerine geçildiğini, taşınmazın üçüncü kişilere devrini engelleyecek şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmemesi halinde telafisi imkansız zararlara yol açacağını, mahkemece sunulan deliller değerlendirilmeksizin ve kooperatifin ana sözleşmesi celp edilmeksizin eksik inceleme ile peşin hüküm ile tedbir taleplerinin reddine karar verildiğini, mahkemenin esasa ilişkin görüşünü açıklar şekilde gerekçe belirtmesinin yargının tarafsızlığına gölge düşürdüğünü, taşınmazın satışı halinde davanın konusuz kalacağını, mahkemenin her iki ihtiyati tedbir taleplerinin reddine ilişkin ara kararlarının usul ve yasaya aykırı olduğunu istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, davacıların kooperatif üyelerinden satın aldıkları taşınmazlar nedeniyle satış yapan kooperatif üyelerinin halefleri olduklarının tespitine ve tasfiye dışı bırakılan taşınmazın satışından elde edilecek gelirin davacıların payları oranında davacılara ödenmesi gerektiğinin tespiti istemine ilişkin olup, istinafa konu ara kararlar ise ihtiyati tedbir taleplerinin reddine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davacılar vekilinin ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verilebilecek olmasına, taşınmazın devrine ilişkin herhangi bir davanın bulunmamasına, yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmemiş olmasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacılar vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacıların istinaf başvurusu nedeniyle yaptığı yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-f. maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.23/11/2023