Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/250 E. 2023/337 K. 24.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi
ARA KARAR TARİHİ : 07/12/2022
DAVANIN KONUSU : Tazminat
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 24/02/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkili şirketin Hollandalı bir çocuk giyim markası olduğunu, alanında ürünlerinin kalitesi ve güvenirliği açısından örnek gösterilen ve marka değerine sahip bir tekstil firması olduğunu, web mağazası ve Hollanda’nın içinde ve dışında olmak üzere 100’e yakın satış noktası bulunduğunu, bu nedenle üretilen kıyafetleri diğer giyim mağazalarına da sattığını, müvekkili şirket ve davalı şirket arasında 17/07/2021 tarihinde satış sözleşmesi ile kararlaştırılan ürün ve miktarlar için 68.048,59 € tutarında bir parti olacak şekilde ürün sipariş edildiğini, davalı tarafça müvekkili şirkete teslim edilen ürünlerin yetkililer tarafından incelenmesi sürecinde davalı şirket tarafından teslim edilen ürünlerin sözleşmede yer alan nitelikleri sağlamadığını ve ürünlerin kusurlu olduğunu, teslim edilen ürünlerin kumaş kalitesinde dikim şekillerinde, boy, en, uzunluklarında, düğme, fermuar yerlerinde ve kullanılan materyallerde delik, patlak, likra kaçığı, desen hatası, sıklık hatası, ilmek kaçığı, iplik kaçığı gibi kusurlar bulunduğunu, 04/08/2021 tarihinde ve daha sonrasında da bir kaz kez olmak üzere söz konusu kusurlar ile ilgili davalı taraf ile iletişime geçildiğini ve ihbarda bulunulduğunu, müvekkili şirketin davalı tarafça teslim edilen ürünlerin kontrollerini kendi çalışanları ile birlikte yaptığını, tespit edilen hasarlı ve kusurlu ürünlerinde küçük çaplı tamir ve onarım işlerini kendi bünyesinde objektif iyi niyet kuralları çerçevesinde gerçekleştirmeye çalıştığını, ancak teslim edilen hasarlı ve kusurlu ürünlerin sayısının yaklaşık 12.000 ‘e yakın olduğunu, müvekkili şirketin iyiniyet çerçevesinde yapılması planlanan tamir ve onarım işlemleri için kendi çalışanlarından yardım aldığını, bu işlemler için ek bir depo kiraladığını, ancak onarım sürecinin tahmin edilenden çok daha fazla zaman ve maliyet kaybına neden olduğunu, müvekkili şirketin davalı tarafı tüm tespit, tamirat ve onarım işlemlerinin her aşamasından bilgilendirdiğini, bu süreçte kendilerine destek olmalarını, neden oldukları ek masrafları karşılamalarını istediğini, ancak taleplerinin görmezden gelinerek müvekkili şirketin zor durumda bırakıldığını, müvekkili şirket tarafından tahmini zarar ve hasarın 48.500€ olarak hesaplandığını, 19/10/2021 tarihinde bu tutarın davalı taraftan karşılanmasının talep edildiğini, ancak davalı tarafın zarar ve hasar hususunda ayrıntıya girerek uzlaşmaya yanaşmadıklarını, özellikle, …’te yapılan bir takım maliyetler hususunda taraflar arasında anlaşmazlık çıktığını, tüm uzlaşma teşebbüslerine rağmen taraflar arasında bir uzlaşmaya varılamadığını, bu nedenle davalı firma ile müvekkili şirket arasında arabuluculuğun sağlanması amacı ile iletişime geçildiğini, ancak anlaşma sağlanamadığını, devam eden süreçte müvekkili şirketin zarar ve hasarı sadece kusurlu ürünler ile sınırlı kalmadığını, müvekkili şirketin ürün satışı gerçekleştirdiği diğer mağazalar da taraflarına teslim edilmiş kusurlu ürünleri ve hatta kusurlu ürün teslimi nedeni ile de satış işlemi gerçekleştirilmiş tüm koleksiyonları iade ettiğini ve bir daha müvekkili şirket ile çalışmak istemediklerini beyan ettiklerini, aynı şekilde müvekkili şirketin web mağazası aracılığı ile ürün satışı gerçekleştirdiği müşterileri tarafından da iadeler olduğunu, müvekkili şirketin davalı firma tarafından teslim edilen kusurlu ürünler neticesinde itibar kaybına uğradığını ve ürünlerinin kalitesi hususunda güvenilirliğinin zedelendiğini, müvekkil şirket tarafından 19/07/2022 tarih ve … yevmiye numarası ile Beyoğlu 60. Noter aracılığı ile davalı firma … Tekstil’e 17/07/2021 tarihinde 68.048,59€ tutarındaki ürün satışındaki, ürünlerin kusurlu çıkması nedeni ile ürünlerin iadesi, itibar kaybı, personel, onarım ve ek depolama maliyetleri ile uğradığı zarar ve hasarların giderilmesi talebini içeren bir ihtarda bulunulduğunu, ihtarnamenin de sonuçsuz kalması üzerine ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulma şartı gereğince 08/08/2022 tarihinde arabulucuya başvurulduğunu, ancak taraflar arasında uzlaşma sağlanamadığını beyanla tüm bu hususlar çerçevesinde davalı firma … Tekstil’in 17/07/2021 tarihli 68.048,59€ tutarındaki mal satım sözleşmesinde tarafalar arasında kararlaştırılan ürünlerin sözleşmede yer alan nitelikleri sağlamadığı ve kusurlu olması neticesinde müvekkili şirketin sözleşmeden esaslı ihlal nedeni ile dönmüş olup uğradığı tüm hasar, zararların tazmin edilmesini ve aynı zamanda tüm bu süreçte maddi, manevi olarak yıpranan ve hatta itibar kaybına uğrayan müvekkili şirketin zararlarını karşılamasını, haklı davanın kabulü ile müvekkilinin uğradığı toplam 85,582.64€ zararın fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000€’nun ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini, 6100 sayılı HMK m.389/1 uyarınca mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle müvekkilinin alacak hakkının elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi nedeniyle müvekkili şirketin hak kaybına uğramaması için ödeme yapılan davalının mal varlığı üzerine teminatsız ya da mahkemenin uygun göreceği teminat ile ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece 07/12/2022 tarihli ara karar ile; alacağın varlığı ve miktarı, taraflar arasındaki uyuşmazlık yargılamayı gerektirmekte olup bu aşamada ihtiyati haciz için gerekli ve yeterli yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmemiş olduğu kanaatiyle İİK’nun 257. Maddesinde belirtilen şartlar oluşmadığından ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
Ara karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiğini, müvekkilinin alacağı hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri sunduğunu, alacağın muaccel olduğunu, rehinle temin edilmediğini, ihtiyati haciz talebinin reddi kararının gerekçeli olarak verilmediğini istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Talep, ihtiyati haciz istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence altına almak için mahkeme kararı ile, borçlunun mallarına geçici olarak el konulması olarak tanımlanmaktadır. İhtiyati haciz talep edebilmek için, İİK’nın 257/1.maddesine göre alacağın para alacağı olması, vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş olması ya da İİK’nın 257/2. maddesindeki şartların gerçekleşmiş bulunması gerekir.
İİK’nın 258/1. maddesinin ikinci cümlesinde “Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebebi hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.” şeklinde yapılan düzenleme ile alacaklının ihtiyati haciz talep edebilmesi ve ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın varlığı ve istenebilir olduğunun tam ve kesin olarak ispat edilmesi gerekliliği aranmamış, bu konuda mahkemeye kanaat getirecek delillerin sunulması yeterli kabul edilmiştir. Maddi hukuka göre kimin haklı veya haksız olduğu İİK’nın 264. maddesi kapsamında yapılacak inceleme veya açılacak menfi tesbit, itirazın iptâli ya da istirdat davasında araştırılacak ve değerlendirilecektir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, bu aşamada mevcut delil durumu itibariyle İİK’nın 257 vd. maddelerindeki ihtiyati haciz koşullarının bulunmamasına, kararın yerinde olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi ara kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f. maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.24/02/2023