Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/2476 E. 2023/1850 K. 23.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 14/07/2023
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 23/11/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı …. Sağlık Hizmetleri Medikal Turizm Ticaret Limited Şirketi’nin davalıya ait olan hisselerinin %50’sinin devri konusunda 15.11.2021 tarihli “Protokol” başlıklı sözleşme ile davalıyla anlaştıklarını, bu anlaşmaya göre davalının dava dışı şirketteki hisselerinin %50’sini davacıya devretmeyi vaat ettiğini, yapılan bu protokol ile tarafların şirketi ne şekilde yönetecekleri konusunda da anlaştıklarını, 15.11.2021 tarihli protokol ile davacının hissenin devri karşılığında 250.000 TL ödemeyi taahhüt edip bu taahhüdünü yerine getirerek davalının …. Bankası’nda bulunan ….. IBAN nolu hesabına 250.000 TL yatırdığını, hisse devrine ilişkin yapılan anlaşmadan sonra yapılan hisse devrinin, tescil ve ilan edilmediğini, şirket kuruluşundan sonra tarafların, şirketin konusuna giren işleri yapmak üzere çalışabilecekleri bir işyeri arayışına girdiklerini, bu aşamada tarafların şirketten beklentilerinin farklı olduğunu, hayata bakışlarının aynı olmadığını gördüklerini, şirketin kuruluşu aşamasında ortakların bu farklılıklarını tespit etmeleri ve şirketi birlikte idare edemeyeceklerini anladıklarını, yapmış oldukları bu anlaşmadan vazgeçtiklerini, müvekkilinin şirketten çıkmak istediğini söylemesi üzerine davalının da bunu kabul ettiğini, davacının şirketten çıkmak isteğinin davalı tarafından kabul edilmesi üzerine davalının, davacıdan almış olduğu 250.000 TL’nin 80.000 TL’sini davacıya iade ettiğini, müvekkilinin hisse devri için ödemiş olduğu bedelin bakiyesi olan 170.000 TL’yi davalıdan defalarca istemesine rağmen davalının bakiye devir bedelini ödemekten kaçındığını, gerçekleşemeyen hisse devir bedeli olarak ödenen paradan 80.000 TL iadeden sonra geri kalan 170.000 TL’nin tahsilini sağlamak amacıyla davalı aleyhine Antalya Genel İcra Dairesi’nin …. sayılı takip dosyası ile takibe geçildiğini, davalının aleyhine yapılan icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini, takibin durduğunu iddia ederek itirazın iptalini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalı vekili, dava konusunun satım sözleşmesi olduğunu, bu satım sözleşmesine göre …’nın maliki bulunduğu, …. Sağlık Hizmetleri Medikal Turizm Ticaret Limited Şirketi’ndeki hissesinin %50’sini davacı … ‘a protokolün imza tarihinde noterden devir edeceğinin,
… ‘ın şirket hisselerine karşı …’ya 250.000 TL ödeyeceğinin kararlaştırıldığını, karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde, iki tarafın da bir edimi ifayı, yani sözleşmede kararlaştırılan yükümlülüklerin yerine getirilmesini üstlendiğini, satıcının, bu sözleşme ile, satılan malı, alıcının borçlanmış bulunduğu satış parası karşılığında alıcıya teslim ve mülkiyeti geçirme borcu altına girdiğini, sözleşme gereği ortada bir ticari alım satım söz konusu olduğunu, satıcı davalı …’nın hissesinin %50’sini davacıya noterden devir ettiğini, müvekkilinin yerine getirme borcunu davacıya sözleşme gereği ödediğini, davacınında borcunu müvekkiline ödeyerek edimi yerine getirdiğini, iki tarafın da birbirine karşı edimlerine yerine getirdiğine göre, satım sözleşmesinin sonlanarak bittiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, “… Dava dışı …. Özel Sağlık Hizmetleri Medikal Turizm Ticaret Limited şirketini davalıya ait olan hisselerinin %50’sinin devri konusunda tarafların 15.11.2021 tarihli “Protokol “ başlıklı sözleşme ile anlaştıkları daha sonra ise Antalya 13. Noterliğinin 16.11.2021 tarih ve …. yevmiye numarası ile davalının …..şirketindeki hissenin % 50 sini davacıya devredildiği ve pay defterine tescil edildiği dosya kapsamında sabittir. Limited şirketleri düzenleyen TTK’nın 595 maddesi uyarınca ortaklık payının devrinin şirketin pay defterine tescil ile kazanılmış olur. Taraflar arasında da noter kanalıyla devir ve pay defterine tescil gerçekleştiğinden dolayı davacı artık şirkette pay sahibi olduğundan hisse devrine dair paranın ancak şirketin tasfiyesi ya da şirketten çıkarak tasfiye payını talep edebilir. Bu durumda da davacının husumetini dava dışı şirkete yönlendirmesi gerekeceğinden davanın husumet yönünden reddine ve davacının kötüniyetli olarak da takip yaptığı ispat edilemediğinden davalının kötüniyet isteminin de reddine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı ile …..Özel Sağlık Hizmetleri Medikal Turizm Ticaret Limited Şirketi’ndeki davalıya ait olan hisselerinin %50’inin kendisine devri konusunda 15/11/2021 tarihli protokol başlıklı sözleşmeyi imzaladığını, bu anlaşmaya göre davalının şirketteki hisselerinin %50’sini müvekkiline devretmeyi vaadettiğini, devir bedeli 250.000,00 TL’nin davalının hesabına yatırıldığını, bu anlaşmadan sonra Antalya 13. Noterliği’nin Limited Şirket Pay Devri Sözleşmesi uyarınca yapılan hisse devrinin tescil ve ilan edilmediğini, tarafların şirketin konusuna giren işlerle ilgili çalışmalarına başladıklarında şirketten beklentilerinin farklı olduğunu, hayata bakış açılarının farklı olduğunu gördüklerini ve şirketi birlikte idare edemeyeceklerini anladıklarını, anlaşmadan vazgeçtiklerini, müvekkilinin birlikte çalışmak istemediğini söylemesi ve davalının da bunu kabul etmiş olması üzerine davalının davacıdan almış olduğu 250.000,00 TL’nin 80.000,00 TL’sini müvekkiline iade ettiğini, müvekkilinin hisse devri için ödediği 250.000,00 TL’den bakiye kalan 170.000,00 TL’yi defalarca istemesine rağmen davalının ödemediğini, bunun üzerine davalı aleyhine Antalya Genel İcra Dairesi’nin …..Esas sayılı takip dosyası ile takip yaptığını, davalının takibe itiraz etmesi üzerine işbu davanın açıldığını, yapılan yargılama sırasında alınan 17/01/2023 tarihli bilirkişi raporu ile hisse devrinin ticaret siciline tescil ve ilan ettirilmediği bu nedenle dava konusu olan şirket hisse devrinin hüküm ifade etmediğinin tespit edilmesine rağmen mahkemece bilirkişi raporuna ve dosyaya sunulan diğer delillere aykırı olarak karar verildiğini belirterek usul ve yasaya aykırı olan yerel mahkeme kararının ortadan kaldırılmasına ve haklı davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, davalının dava dışı …….. Özel Sağlık Hizmetleri Medikal Turizm Ticaret Limited Şirketi’ndeki %100 hissesinin %50’sinin davacı tarafça devir bedeli ödenerek alınmasına rağmen ticaret siciline tescil ve ilan edilmediğinden bahisle hisse devir sözleşmesi uyarınca davalı tarafa ödenen 250.000,00 TL bedelden iade edilmeyen 170.000,00 TL’nin tahsilinin sağlanması için girişilen icra takibine yapılan itirazın iptaline ve davacınn şirket ortaklığından çıkması istemlerine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın pasif husumete ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında dava dışı …. Özel Sağlık Hizmetleri Medikal Turizm Ticaret Limited Şirket’i’ndeki davalıya ait %100 hissenin %50’sinin davacıya satışı konusunda anlaşma yapıldığı, anlaşma doğrultusunda Antalya 13. Noterliği’nin 16/10/2021 tarih ….yevmiye sayılı “Limited Şirket Pay Devri Sözleşmesi” yapıldığı, davacının 250.000,00 TL devir bedelini ödediği hususunda bir ihtilaf bulunmadığı, uyuşmazlığın; davacının sözleşme uyarınca devraldığı şirket hissesinin sicile tescil ve ilan edilmemesi ile birlikte davalı ile şirketi birlikte yönetemeyeceğini anladığından bahisle davalı tarafça ifa edilmeyen sözleşme uyarınca ödenen bedelin iade edilmesinin gerekip gerekmediği, davacının şirket ortaklığından çıkma talep koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında toplandığı anlaşılmıştır.
TTK’nın ” Esas Sermaye Payının Geçişi Halleri” başlığı altında “Devir” alt başlığı altında 595. maddesi; “(1) Esas sermaye payının devri ve devir borcunu doğuran işlemler yazılı şekilde yapılır ve tarafların imzaları noterce onanır. Ayrıca devir sözleşmesinde, ek ödeme ve yan edim yükümlülükleri; rekabet yasağı ağırlaştırılmış veya tüm ortakları kapsayacak biçimde genişletilmiş ise bu husus önerilmeye muhatap olma, ön alım, geri alım ve alım hakları ile sözleşme cezasına ilişkin koşulları da belirtilir. (2) Şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse, esas sermaye payının devri için ortaklar genel kurulunun onayı şarttır. Devir bu onayla geçerli olur. … (5) Şirket sözleşmesi devri yasaklamış veya genel kurul onay vermeyi reddetmişse, ortağın haklı sebeple şirketten çıkma hakkı saklı kalır…” şeklinde düzenlenmiştir.
İşbu yasal düzenlemenin 1. fıkrasının 1. cümlesinde Eski TTK’nın 520. maddesindeki gibi yazılı şekil ve noter onayı kabul edilmiştir. Bunun sonucu olarak, limited şirketinin esas sermaye payının devri ve devir borcunu doğuran işlemlerin yazılı şekilde yapılması ve tarafların, yani devreden ile devralanın imzalarının noterce onaylanması zorunluluğu benimsenmiştir. Maddenin 2. fıkrasında şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse devir hakkında Eski TTK’nın 520/2. maddesindeki gibi devre muvafakat edilmesi koşulu ortaklar genel kurulunun onayı ile pay devrine geçerlilik tanımıştır. TTK’nın 595/2. maddesinde limited şirket paylarının devrinde, şirket sözleşmesi ile genel kurulun devir onayı koşulunun kaldırılabileceği öngörülmüştür. Bu durumda pay devri için, sadece yazılı sözleşme ve noter onayı yeterlidir. Pay devrinin oluşması için pay defterine yazılma hali Eski TTK’nın 520. madde hükmünde öngörülen kurucu devir niteliği değiştirilmiştir. Bu halde pay defterine yazılı olma koşulu kurucu niteliğini kaldırmıştır.
İşbu yasal düzenlemelerin açıklanmasından sonra somut uyuşmazlığa dönüldüğünde; taraflar arasında noter onaylı yazılı sözleşme yapıldığı, şirketin ana sözleşmesinde pay devri ile engelleyici bir hususun olduğu yönünde iddia ve delil de bulunmadığı, dava dışı şirketin genel kurul toplantı ve müzakere defteri üzerinde yapılan inceleme sonucunda 16/11/2021 tarihli …..sayılı ortaklar genel kurul toplantısında davalı …’nın ….. Özel Sağlık Hizmetleri Medikal Turizm Ticaret Limited Şirketi’ndeki 100 adet hissesinin 50 adedini 250.000,00 TL bedel karşılığında davacıya devrine karar verildiği, bu durumda davacının dava dışı şirkette pay sahibi olduğu anlaşılmıştır. Davacının hisse devri sözleşmesinin ifa edilmediğinden bahisle ödenen bedelin iadesi yönündeki talebinin yasal dayanağının bulunmadığı görülmüştür. Her ne kadar yerel mahkemece kararın gerekçesinde davacının pay sahibi olduğu kabul edilmiş ise de; bu talep yönünden kabul ya da ret yönünde hüküm fıkrasında karar verilmemesi doğru olmamıştır.
Tespit edilen ikinci uyuşmazlık; davacının talepleri arasında yer alan şirket ortaklığından çıkma istemine ilişkindir. Şirket ortaklığından çıkma hususu TTK’nın 638. maddesinde; “(1) Şirket sözleşmesi, ortaklara şirketten çıkma hakkını tanıyabilir, bu hakkın kullanılmasını belirli şartlara bağlayabilir. (2) Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. Mahkeme istem üzerine, dava süresince, davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Şirket sözleşmesinde herhangi bir özel düzenleme yoksa her ortak haklı nedenleri olmasa bile şirketten çıkma davası açabilir. Hangi nedenlerin haklı neden olduğu şirket sözleşmesiyle öngörülebilir. Haklı nedenler için bir belirleme güçlüğü bulunmakla birlikte TTK 245. ile TTK 531. madde hükmü ve öğretideki bu konuda olan çözüm yollarına başvurulabilir.
Davacının şirket ortaklığından çıkmaya izin verilmesi istemli davayı, kural olarak şirket tüzel kişiliği hasım göstererek açması gerekir. Ancak, tüm ortakların taraf olduğu davalarda ayrıca tüzel kişiliğin hasım gösterilmemesi sonuca etkili bulunmamaktadır. Somut olayda da, iki ortaklı limited şirketin ortağı olan davacının şirketin diğer ortağına husumet yöneltmesini engelleyici bir yasa hükmü bulunmamaktadır. İki ortaklı limited şirkette tarafların davada yer alması nedeniyle davanın şirkete karşı açıldığının ve dava dilekçesinde diğer ortağın gösterilmesinin şirketi temsilen yapılmış olduğunun kabulünü gerektirdiğinden davanın pasif husumet yokluğundan usulden reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Mahkemece davacının bu yöndeki talebinin incelenmesi gerekmektedir.
Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/07/2023 tarih ve …. Esas ….Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırıldığından davacı vekilinin diğer istinaf nedenlerinin şimdilik incelenmesine YER OLMADIĞINA,
5-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 2.920,25 TL nispi istinaf karar harcının ilk derece mahkemesince davacıya İADESİNE,
6-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesinde yapılacak yargılama sonucunda dikkate ALINMASINA,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
8-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince ilgiliye İADESİNE,
9-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve HMK’nın 353/1-a. maddesince kesin olarak karar verildi.23/11/2023