Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/2363 E. 2023/1753 K. 03.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
ARA KARAR TARİHİ: 22/09/2023
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Tedbir
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 03/11/2023

İlk derece mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı tarafın, davalı şirkette pay sahibi olarak bulunduğunu, şirkette 88.750 pay adedi olduğunu, müvekkili haricinde dava dışı … nın 87.000 pay sahibi olduğunu, davalı şirkette pay sahibi olan 3. hissedarın ise … olduğunu ve bu şahsın 9.250 pay adedine sahip olduğunu, davalı şirketin güncel yönetim kurulu üyesi ve yönetim kurulu başkanının dava dışı … olduğunu, bu kişinin davalı şirketi münferiden temsile yetkili olan tek kişi olduğunu, 1-2 yıldır … in , davacı müvekkilinin, kendisine verdiği yetkileri suistimal ederek , kötü niyetle ve düşmanca tavırlara girdiğini, dava dışı … tarafından davalı şirketin işleyişi ve yönetimi hakkında davacı taraf olan müvekkiline ve diğer şirket ortağına hiçbir şekilde bilgi verilmediğini, davalı şirkete ait diğer defter ve belgelerin incelemesine yönetim kurulu başkanı tarafından izin verilmediğini, Antalya 1.Noterliği’nden 15.06.2023 tarihinde gönderilen …. yevmiye nolu ihtarnamenin davalı şirketin yönetim kuruluna ve davalı şirketin yönetim kurulu başkanı olan dava dışı ….a ihtar edilmesine rağmen yasal 7 günlük süre içerisinde ihtarnameye cevap verilmediğini, genel kurulun olağanüstü toplantıya çağrılması amacıyla da dava açılmak zorunda kaldığını, Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyasının halen derdest olduğunu, … adına kayıtlı taşınmazın, şirket yetkilisi davalı …. tarafından satışı yapılarak, yine kendisi adına (Annesi …. Yabancı KN:…. vekaletiyle ) tescili yapıldığını, müvekkilinin bu durumu başka bir hukuk mahkemesine gelen tapu evraklarından, yakın zaman önce öğrendiğini, …. Mah. …. Sk. …. …. /Antalya adresli taşınmazı, şirketin yetkilisinin kendi annesine tahsis ettiğini, akabinde kendi şahsına satış gösterdiğini, kendi yönettiği şirketin taşınmazını kendi üstüne geçirdiğini, … un 09.02.2021 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nin ilanına göre … Madencilik İnşaat Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti’nin tek sahibi olup bu şirkette bulunan tüm hisselerin bu şahsa ait olduğu, aynı zamanda bu şirketin müdürü ve ilgili şirketi münferiden temsile yetkili olan kişi olduğunu, … Madencilik İnşaat Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti’nin adresi ile …’nin adresinin aynı olduğunu, hileli işlemlerle …. Otelcilik şirketinin açıkça zarara uğratıldığını, … in şirketten mal varlığını kaçırdığının düşünüldüğünü, müvekkili tarafından haricen verilen bilgiye göre davalı şirketin yönetim kurulu başkanı olan … un davalı şirkete ait olan taşınmaz ya da taşınmazları şirket ortağı olan davacı müvekkil ve diğer şirket ortağının rızası olmadan davalı şirket yönetim kurulu başkanı ….a devrettiğini, davalı şirketin yönetim kurulu başkanının, davalı şirkete zarar verdiğini, haklı nedenle fesih davası kapsamında TTK’nda ihtiyati tedbire ilişkin olarak özel bir düzenleme bulunmadığı için, HMK’nın 389-399 maddeleri çerçevesinde ihtiyati tedbire karar verilebileceğini, hakim tarafından karar verilecek tedbirlerin ise, somut olayda ileri sürülen haklı nedenin niteliğine göre farklılık arz edeceğini, alınabilecek önlemlerin TTK’nda haklı nedenle fesih davasında özel olarak düzenlenmediği için mahkemenin HM’nın 389 vd. maddeleri hükümlerine uygun olarak ihtiyati tedbirlere karar verebileceğini, hakimin fesih yerine alternatif çözümlere karar verme yetkisine sahip olmasının, karar verilebilecek ihtiyati tedbirlerinin kapsamını da genişleteceğini, neticeten TTK’nın 531. maddesindeki koşulların oluştuğu, ayrıca şirket hissedarları arasında ciddi uyuşmazlık bulunduğu, aralarındaki güvenin zedelendiği, şirket ortaklarından birinin davanın devamı süresince temsil ve ilzam yetkisini tek başına kullanmasının davacı ve şirket açısından önemli zararlara sebebiyet verdiği ve tarafların menfaatleri arasında dengenin korunması ihtiyacı gözetildiğinde; mahkemece ivedi olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve davalı şirkete denetim ve onay kayyımı atanmasını, davalı şirketin ticaret sicil kayıtlarına, tüm taşınır ve taşınmaz kaydına “davalıdır” şerhinin işlenmesini, TTK’nın 531. maddesi anlamında şirketin feshine, mahkemenin taktir yetkisini kullanması halinde ise hissedar … un pay bedeli ödenerek şirketten çıkarılmasına veya davacı müvekkile pay bedeli ödenerek şirketten çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İlk derece mahkemesinin 21/08/2023 tarihli tensip ara kararı ile; davacının ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile; davalı …’ne mali müşavir bilirkişi …’in denetim kayyumu olarak atanmasına, şirketin günlük işleri dışında, borçlanması, bu sınırı aşan nitelikte kredi çekilmesi ve borçlandırılması, kambiyo senedi düzenlemesi, şirket faaliyeti kapsamındaki malların satışı dışındaki malvarlığının satılması işlemlerinin denetim kayyumunun onayına tabi tutulmasına, dair karar verilmiş ve davalı yanca yasal süre içerisinde tedbire itiraz edilmiştir.
İlk derece mahkemesince ihtiyati tedbire itiraz üzerine yapılan duruşma sonunda verilen 22/09/2023 tarihli ara karar ile; davacının davalıya, davalının da davacıya isnat ettiği hususlar, incelenen tapu kayıtları, ticaret sicil müdürlüğü kayıtları, soruşturma dosyası içeriği karşısında, şirketin ve her iki tarafın hak ve menfaatlerinin korunması için şirkete denetim kayyımı atanmasının zaruri olduğu değerlendirilerek ihtiyati tedbir kararı ile şirkete denetim kayyumu atanmasına ilişkin ara kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, anonim şirketlerin fesih ve tasfiyesi talepli davalarda davaya konu şirkete ihtiyati tedbir kararı ile denetim kayyumu atanmasını engeller yasal bir düzenleme bulunmaması karşısında davalının tedbir kararına yapmış olduğu itirazın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının yabancı uyruklu olmasına rağmen teminat yatırmadan dava açtığını, davacının Türkiye’yi terk edebileceğini ancak uygulanan tedbir kararı sonucunda doğacak tazminatı karşılayacak kişiye bir daha ulaşılamayacağını, bu durumda hem kamu alacağı, hem tedarikçiler ve mağdur olan 200 işçinin ortada kalacağını, tedbirin açık ve somut olarak hangi sebebe ve delillere dayandığının belirtilmesi gerektiğini, tereddüte yer vermeyecek şekilde, neyin üzerinde ve ne tür bir tedbire karar verildiğinin belirtilmesi gerektiğini, talepte bulunanın ne tutarda ve ne türde bir teminat göstereceğinin yazılması gerektiğini beyan ederek Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyası ile denetim kayyımına ilişkin 21/08/2023 tarihli tensip zaptı ile verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını, kayyımın faaliyet göstermesine karar verilecekse atanan denetim kayımımı …’in şirketin mahvına sebebiyet verdiğinden, denetleme yetkisini aştığından ve tarafsızlık vasfını kaybettiğinden dolayı bir önce değiştirilmesini, ihtiyati tedbir kararının devamına karar verilecekse 20.000.000 TL değerinde davacının teminat yatırmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Talep, ilk derece mahkemesince verilen ihtiyati tedbir kararına itiraz üzerine verilen 22/09/2023 tarihli ara kararın istinafına ilişkindir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
TTK’nın 531. maddesinde “Haklı sebeplerin varlığında, sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden payların sahipleri, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden şirketin feshine karar verilmesini isteyebilirler. Mahkeme, fesih yerine, davacı pay sahiplerine, paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebilir.” hükmü bulunmaktadır.
Kanunumuzda mahkemeye anonim şirket yönetim kurulu üyelerini herhangi bir gerekçeyle görevden alma ve yerlerine yenilerini atama yetkisi tanınmamıştır. Bu yetki anonim şirketlerde genel kurula aittir. Bu nedenle mahkemenin yönetim kurulu üyelerinin yönetim ve temsil yetkilerinin ellerinden alması sonucunu doğuran yönetim kayyımı atanması kararını ancak bu yetkilerin hukuken veya fiilen kullanılamadığı hallere özgü olarak verilebilmesi gerekir. Ancak anonim şirkete ortada bir yönetim kurulu varken yönetim kayyımı atanamasa da; davanın kabulü halinde davacı ortağın tasfîye payının korunması için gereken önlemlerin alınmasına bir engel öngörülmemiştir. Bu önlemler arasında anonim şirkete ihtiyati tedbir yoluyla denetim kayyımı atanması da vardır.
HMK’nın 359/3 maddesi uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgiler, yasaya uygun gerektirici nedenler, anonim şirketin feshi talebi ile açılan davada davacı ortağın tasfiye payının korunması için mahkemece gereken tedbirlerin alınabilecek olması, bu amaçla şirkete yönetim kayyımı tayin edilmesi mümkün değil ise de; denetim kayyımı tayin edilmesinin mümkün olması, ilk derece mahkemesi tarafından incelenen dosya kapsamı dikkate alındığında denetim kayyımı atanmasına ilişkin tedbir kararı için gereken yaklaşık ispatın sağlanmış olması karşısında; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğin- den HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 269,85 TL maktu istinaf karar harcının davalı taraftan tahsili ile Hazine’ye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yaptığı yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.03/11/2023