Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/2349 E. 2023/1778 K. 07.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: DENİZLİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 14/09/2023
DAVANIN KONUSU: Tespit (D.İş)
GEREKÇELİ
KARARIN YAZIM TARİHİ: 08/11/2023

İlk Derece Mahkemesinin dava dosyası istinaf yasa yolu incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin inceleme raporu okundu.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
İhtiyati tedbir talep edenler vekili özetle; müvekkillerinin toplamda %43,75 oranında ortağı oldukları davalı şirketin kurulduğu tarihten bu yana müvekkillerine, iş ve işleyişiyle ilgili bilgi verilmediğini, şirket bilançolarının gösterilmediğini, şirketin diğer ortakları tarafından keyfi olarak yönetildiğini, şirket sözleşmesine göre her yıl tahakkuk edecek kar veya zararın sermaye payları nisbetinde ortaklara dağıtılması gerekirken bunun yapılmadığını, son 5 yıl içinde kar payı yahut başka bir ad altında müvekkillerine herhangi bir ödeme yapılmadığını, bilakis şirket kazançlarının yönetici ortakların menfaatine ve onların tasarrufunda kullanıldığını, bu durumun davalı şirketin olası tasfiyesi yahut müvekkillerinin çıkması halinde hak edecekleri tasfiye payı ve sair alacakları itibarıyla zarara uğratacağını, üstelik 2023 yılı içerisinde davalı şirket kazançları üzerinden müvekkillerine gelir vergisi tahakkuk ettirilmesine sebep olunduğunu belirterek; davalı şirketin tüm ticari defter ve kayıtları ile banka hesapları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle, şirket ve şirket ortakları aleyhine yapılan usulsüz işlemlerin, varsa şirket zararlarının, yapılmış ise karşılıksız ödemelerin, şirket mevcudunun, öz sermayesinin, mal varlığının, zarara uğratılmış ise sorumlularının tespitine; şirketin taşınır, taşınmaz, araç, banka hesapları dahil her türlü malvarlığı üzerine satış ve devirlerin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasına; davalı şirketin temsilcileri …. ve …. ın temsil yetkilerinin kaldırılması veya sınırlandırılması suretiyle şirkete yönetim olmazsa denetim kayyımı atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme istinafa konu kararında özetle; talep eden şirket ortaklarının ileride açacakları fesih yada haklı nedenlerle ortaklıktan çıkma talepleri halinde, çıkma payı alacaklarının güvence altına alınması amacıyla, takdiren teminatsız olarak aleyhine ihtiyati tedbir talep edilen şirketin mal varlığının üçüncü kişilere devrinin önlenmesine; ancak, tedbir talep eden ortağın hakları korunurken karşı taraf şirketin de devamlılığını engelleyecek şekilde ihtiyati tedbire hükmedilemeyeceği için aleyhine tedbir kararı verilmesi talep edilen şirketin banka hesapları üzerine tedbir konulması talebinin; TTK’da kollektif şirketlere kayyım atanmasına ilişkin düzenleme olmadığı, TMK’ nın 426/3 maddesine göre temsilci görevini yerine getiremez veya TMK’nın 427/4 maddesine göre tüzel kişi organlarından yoksun kalır ve başka türlü de idaresi mümkün olmaz ise bu tüzel kişiye kayyım atanmasının mümkün olduğu, davalı şirketin yöneticilerinin olduğunun anlaşılması karşısında organ boşluğu ve görevin gereğinin yerine getirilememisinden söz edilemeyeceği için kayyım tayini mümkün olmadığı gibi ihtiyati tedbir yoluyla şirkete kayyım atanmasını gerektirecek dereceden talep eden iddialarının yaklaşık ispatının da sağlanmadığı gerekçeleri ile; davacıların delil tespiti taleplerinin, şirketin banka hesapları üzerine tedbir konulması talebinin ve kayyım tayini talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı talep edenler vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Talep edenler vekili istinafında özetle; TTK’nın 235. maddesine göre haklı sebep- lerin varlığında ve gecikmesinde tehlike bulunan hallerde ihtiyati tedbir yoluyla temsil yetki- sinin kaldırılabileceği ve yetkinin bir kayyıma verilebileceğinin belirtildiği halde mahkemece kollektif şirketlerde temsil yetkisinin kaldırılmasına ilişkin bir hüküm olmadığı gerekçesi ile tedbir talebinin reddedilmesinin doğru olmadığını, genel kurul toplanamadığından veya mü- vekkillerinin katılmadığı genel kurullarda kendileri varmış gibi gösterilerek davalı şirkette tüm kararların hukuki dayanaktan yoksun bir şekilde alınması, yönetici olan ortakların şirket hesaplarında kendi çıkarlarına yönelik işlemler yapması, şirketin içini boşaltmaları, kar dağı- tımını keyfi şekilde yapmaları, örtülü kazanç elde etmeleri, gerçekte kar eden davalı şirketin gelirlerini daha az göstermeleri, müvekkillerinin şirketi denetlemesinin engellenmesi şeklin- deki haklı sebeplerin mahkemece dikkate alınmadığını, üstelik mahkemece şirketin malvarlığının üçüncü kişilere devrinin ihtiyati tedbir yoluyla engellenmesine karar verildiği halde şirkete kayyım atanaması talebinin reddedilmesinin çelişkili olduğunu, mahkemece şirkete ait taşınmaz ve araçlar üzerine tedbir konulmasına karar verilmiş ise de; tedbirin diğer şirket varlıklarını kapsamaması sebebiyle şirketin borçlandırılması, bu malvarlıklarının kaçırılması, gelirlerinin düşük gösterilmesi gibi yöntemlerle verilen tedbir kararının işlevsiz hale getirilebileceği, hatta bu yöntemlerle şirketin diğer malvarlıklarının azaltılıp kaçırılabileceğini belirterek; mahkemenin redde ilişkin karararlarının kaldırılmasına ve tüm taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Talep, şirketin kötü yönetilmesi iddiasına ilişkin delillerin tespiti ve şirketin tüm malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konulması ile şirkete haklı sebeplerle kayyım tayinine iliş- kindir. Mahkeme, talep edenlerin şirkete ait taşınmaz ve araçları üzerine tedbir konulması talebini kabul etmiş fazlaya ilişkin diğer tüm talepleri ise reddetmiştir. Bilahare verdiği 12/10/2023 tarihli ek kararla da, tedbir kararının uygulanmasına ilişkin 25/09/2023 tarihli talep tarihinden itibaren iki hafta içinde talebe konu hususlarda dava açıldığına dair mahke- meye bilgi verilmediği gerekçesi ile tedbir kararının kaldırılmasına hükmetmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İhtiyati tedbir talep eden taraf ihtiyati tedbir talebini, tespit yoluyla alınacak rapora ve vergi dairesi tarafından kendilerine gönderilen ödeme emirlerine dayandırmıştır. Talep edenlerin tespit talebinin reddine ilişkin mahkeme kararına karşı istinaf yolu bu konuda HMK’da öngörülmüş bir kanun yolu olmadığından kapalı olup; mahkemenin delil tespitine ilişkin talebin reddine dair kararı kesindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgiler, yasaya uygun gerektirici nedenler, TTK’nın 235. maddesinde haklı sebeplerin varlığı ve gecikmesinde tehlike bulunan hallerde ihtiyati tedbir yoluyla temsil yetkisinin kaldırılabileceği ve yetkinin bir kayyıma verilebileceği belirtilmekte ise de; dosyada mevcut delillerin talep edenlerin istinafa konu tedbir taleplerinin kabulüne dayanak oluşturacak biçimde yaklaşık ispatın sağlanamaması karşısında; talep edenler vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağı- daki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Talep edenler vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 269,85 TL maktu istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Talep edenlerin istinaf başvurusu nedeniyle yaptığı yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından karşı taraf lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair; dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucu HMK’nın 362/1-f. maddesi gereğince KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi..08/11/2023