Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/226 E. 2023/249 K. 13.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ:ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 07/11/2022
DAVANIN KONUSU: Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 13/02/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı …’in, …. San. İth.İhr.Ltd.Şti ‘nin eşit hisseli ortağı ve 10 yıllığına müşterek yetkili temsilcileri olduğunu, ancak davalı …’den kaynaklanan sebeplerle fiiilen 2008 yılından bu yana faa- liyetlerini durduğunu, adresin boşaltıldığını, ortakların müdürlük yetkilerinin de 25.05.2017 de sona erdiğini ancak genel kurul toplantısı yapılamadığından şirketin organsız kaldığını; şirketin tüm malvarlığının sahibi olduğu maden ruhsatları olduğunu, bu ruhsatların da davalı- nın muvazaalı ilişkileri, takiplere gereken itirazı yapmaması, müvekkilinin bulunmadığı adresler itibarıyla tebligatlar yapılması sebepleriyle takiplerin ve icra işlemlerinin kesinleşti- rildiği ve icra kanalıyla gerçek değerinin altında bedellerle satıldığını, bu durumun müvekkili tarafından b…. müdürlüğü yetkililerinin kendisini araması üzerine öğrenildiğini, bu takiplerle ilgili müvekkili tarafından gereken itiraz ve şikayetler bilahare yapılmış ise de müvekkilinin şirketi tek başına temsil yetkisinin olmaması sebebi ile bu itiraz ve şikayetlerin geçerliliğinin sorun oluşturduğunu, davalının şirkete ait ticari defter ve kayıtları müvekkilinden sakladığını belirterek; davalı … ‘in şirket ortaklığından çıkartılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili dilekçesinde özetle; aynı hususta açılıp Finike Asliye Hukuk Mahkemesinin …. Esasında görülen davanın reddine ilişkin kararın kesinleştiğini, tarafların eşit hisseli olarak kurdukları davalı şirketin davacının tasarrufları ve yapılacak işlere engel olması sebepleriyle battığını hiç bir mal varlığı kalmadığını, 15 yılı aşkın süredir faaliyette bulunmadığını, tamamı davalı müvekkili tarafından temin edilen iş makine ve ekipmanlarıyla kurulup 2.000.000 USD civarında harcama yapılan davalı şirkete ait işletmenin davacı tarafın, şirket malvarlığını zimmetine geçirmesi sebebiyle yok edildiği- ni, şirketin şu anda aktif hiç bir varlığı bulunmadığını, şirketten alacağı olan … ‘ ın bu alacağının tahsili için yaptığı icra takibi üzerine satıldığını, ihalenin usulüne uygun olarak yapıldığını, ihaleye tek alıcı olarak katılan davalının ihalede ruhsatları alacağına karşı- lık satın almasına rağmen bu ruhsatların …. Bakanlığı tarafından ruhsat harçları ödenme- diğinden bahisle iptal edildiği, iptal işlemine ilişkin idari yargıda açılan davanın yargılama sürecinin sonuçlanmadığı, kendilerinin aynı zamanda takip alacaklısı …. ın da vekili olmaları sebebiyle davacının ileri sürdüğü muvaza iddiasının yersiz olduğunu, davalı … Ltd.Şti’nin korunacak bir menfaati kalmadığını, davacının şirkete ait eşya ve evrakların müvekkili davalı tarafından çalındığı ile ilgili şikayetleri sebebiyle yapılan yargılama sonun- da müvekkilinin beraat ettiğini, davacı tarafından müvekkiline isnat edilen şirketin kayıtla- rının hukuka aykırı tutulduğu ve çalındığına ilişkin isnatlarının gerçekte davacı tarafından yapılmış fiiller olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme istinafa konu kararında özetle; 6102 sayılı TTK’nun 640. Maddesine göre; “şirketin istemi üzerine ortağın mahkeme kararıyla haklı sebebe dayanılarak şirketten çıkarılması hâli saklıdır.” hükmü karşısında davanın şirket ortağı tarafından değil bizatihi davalının ortağı olduğu şirket tarafından açılabileceği, bu hususun dava şartı olduğu gerekçe- si ile davanın aktif husumet ehliyetine ilişkin dava şartı yerine gelmediğinden reddine karar vermiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; iki ortaklı limited şirketlerde ortaklardan birinin ortaklıktan çıkarılabilmesi için genel kurulda gerekli 2/3 pay ve paydaş çoğunluğuna ilişkin kuralının işletilemeyeceği açık olduğu halde mahkemenin aksi yönde karar vermesinin doğru olmadığını, keza şirket ortaklarından biri tarafından şirketin feshinin istendiği durum- larda mahkemenin TTK’nun 636/3 maddesi gereğince “ … davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir.” Denildiğinden, davalının çıkarılmasının da bir çözüm olduğunu; mahkemenin şirketin temsili için bir kayyım tayin edilmesi amacıyla verdiği süre içinde şirketi temsil etmek üzere TMK.426. Maddesi gereğince temsil kayyumu atanması için dava açıldığı yönünde beyanda bulunulduğu halde davanın reddine karar veril- mesinin de doğru olmadığını; bir uyuşmazlıkta taraflardan birine hukuki yardımda bulunan avukat yararına vekalet ücreti tayin edilemeyecek olmasına rağmen mahkemenin davalı …’in vekili olan Av. … in aynı zamanda alacaklı ….. ’ın da vekili olduğu halde aynı kişinin bu dosyada da vekil olduğunu, mahkemece tensiple duruşma günü verildiği halde verilen bu duruşma günü beklenmeksizin esas hakkında karar verilmesinin de doğru olmadığını belirterek; kararın kaldırılmasına ve dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava davacı ortak tarafından iki ortaklı limited şirket ortaklığından davalı ortağın çıkarılmasına ilişkindir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece davanın ortaklıktan çıkarılması istenen ortağın ortaklığının bulunduğu şirket tarafından açılmadığından bahisle reddine karar verilmiştir.
Uyuşmazlık iki ortaklı limitet şirketlerde diğer ortağın ortaklıktan çıkarılması için açılacak davanın tarafların ortağı oldukları şirket tarafından açılmasının zorunlu olup olma- dığı, bu davanın diğer ortak tarafından da açılıp açılamayacağı, davalı ortağın ortaklıktan çıkarılması için gereken haklı sebeplerin somut uyuşmazlıkta olup olmadığı ve mahkemece duruşma günü verildikten sonra belirlenen günde duruşma yapılmadan davanın dava şartı yokluğu sebebiyle bu duruşma gününden önce tarafların yokluğunda ele alının davanın reddine karar verilip verilemeyeceği hususundadır.
Davacı tarafça açılan dava üzerine mahkemece oluşturulan 16/08/2022 tarihli tensip tutanağı ile duruşmasının 20/12/2022 günü saat 10:25’da yapılmasının kararlaştırıldığı, taraf- lara duruşma gününü bildiren davetiye çıkarıldığı, belirlenen duruşma günü gelmeden dosya- nın usul ekonomisi gerekçe gösterilerek 07/11/2022 tarihinde mahkemece tarafların yoklu- ğunda ele alındığı ve davanın davacının aktif husumete ilişkin dava şartı yokluğu sebebiyle reddine karar verildiği görülmektedir.
Davanın basit yargılama usulüne tabi olması, dava dilekçesinin verilmesi ile davayı genişletme yasağının başlaması karşısında mahkemece dosya üzerinden gereken değerlendir- me yapılarak karar verilmesi mümkün ise de duruşma günü verildikten sonra dosyanın taraf- ların müracaatı olmaksızın ela alınıp karar verilmesi HMK’nun 27. Maddesinde belirtilen ” Davanın tarafları,… kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler.” hükmünün ihlali niteliğinde olduğundan davacının sair istinaf sebepleri inceleme konusu yapılmaksızın belirlenen bu sebeple kararın kaldırılmasına ve taraflara hukuki dinlenilme haklarını kullanma imkanı sağlanarak gereken kararın verilmesi için dosyanın mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiştir.
Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİnin 07/11/2022 tarih ve …. Esas ….Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİne GÖNDERİLMESİNE,
4-İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırıldığından davacı vekilinin diğer istinaf nedenlerinin şimdilik incelenmesine YER OLMADIĞINA,
4-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 80,70 TL maktu istinaf karar harcının davacıya İADESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesinde yapılacak yargılama sonucunda dikkate ALINMASINA,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
7-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince ilgiliye İADESİNE,
8-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-6. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve HMK’nın 353/1-a. maddesince kesin olarak karar verildi.13/02/2023