Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 22/03/2023
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 27/10/2023
İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, Antalya Genel İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyasında hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığını, ancak takibe konu bonolar altındaki imzanın davacıya ait olmadığını, davalının Antalya 36. Asliye Ceza Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyasında senetlerin davacının boşandığı eşi tarafından kendisine getirildiğini beyan ettiğini, söz konusu ceza dosyasında imzaların müvekkiline ait olmadığının tespit edildiğini, bono ve takipten dolayı borçlu olmadığının tespitine, %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, 19.06.2020 tarihinde takip başlatıldığını, 21.09.2020 tarihinde davacıya ait taşınmazın satışının istenildiğini ancak satış avansının yatırılmadığını, Antalya 36. Asliye Ceza Mahkemesinin yargılamasında dava dışı …. ‘ nın resmi belgede sahtecilikten dolayı mahkumiyet kararı aldığını, bu suretle takibe konu senetlerdeki imzanın davacıya ait olmadığının tespit edildiğini, nitekim söz konusu ceza dosyasında alınan rapordan sonra 06.10.2021 tarihinde icra müdürlüğüne dilekçe verilerek bono altındaki imzanın … elinden çıkmadığı, takibin devam ettiği sürede anlaşılmış olup bu kişi yönünden takipten vazgeçildiği ve hacizlerin kaldırılmasının talep edildiğini, ancak icra müdürlüğü tarafından masraf yatırılmadığından hacizlerin kaldırılmadığını, ardından Antalya 8. İcra Hukuk Mahkemesinde görülen şikayet davası ile hacizlerin kaldırıldığını, davanın öncelikle hukuki yarardan yokluğunu, Mahkeme aksi kanaatte ise davanın menfi tespit talebi yönünden kabul nedeniyle sonuçlandırılmasını talep etmiştir.
Mahkemece, taraflar arasında takibe dayanak senetlerdeki imzanın davacıya ait olmadığı hususunda ihtilaf bulunmadığı, söz konusu senetlerin incelenmesinde, davacının avalist olduğunun sabit olduğu, davalının senetlerdeki imzanın davacıya ait olmadığını bilebilecek durumda ise de eldeki davanın açıldığı tarih itibariyle davalının takipten vazgeçmiş olması karşısında bu hususun önem arz etmediği, davalı tarafın icra dosyasına 05.10.2021 tarihinde dilekçe vererek bono altındaki imzanın davacı elinden çıkmadığını ikrar ile takipten vazgeçmiş olduğunu ve hacizlerin kaldırılmasını talep ettiği, bu noktadan sonra icra müdürlüğünce hacizler kaldırılmamış ise de icra mahkemesine şikayet yoluyla hacizlerin kaldırılabileceği, eldeki davanın açılmasında dava tarihi itibariyle hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin avalist sıfatının bulunmadığını, davalının icra takibini başlattıktan sonra takipten vazgeçme dilekçesi vermesine rağmen harcını yatırmadığını, dolayısıyla geçerli bir vazgeçme dilekçesinin bulunmadığını, müvekkili aleyhine başlatılan haksız ve kötüniyetli takip nedeniyle istinaf tarihi itibariyle dahil taşınmazında haciz olduğunu, nitekim yargılama esnasında da takip ve hacizlerin devam ettiğinin icra dairesince mahkemeye bildirildiğini, müvekkili açısından takibin halen devam ettiğini ve müvekkilinin mülkiyet hakkının haciz konulmak suretiyle her zaman ihlal edilebileceğini, müvekkilinin hacizlerin kaldırılması için icra mahkemesinde dava açmasına zorlanamayacağını, icra takibinden önce dahi menfi tespit davası açılabilecekken vazgeçme dilekçesi nedeniyle harcın yatırılmaması ve icra takibinin tüm sonuçlarıyla halen devam etmesi nedeniyle müvekkilinin iş bu davanın açılmasında hukuki yararının bulunduğunu, davalının takipte kötü niyetli olması nedeniyle davalı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, imza inkarına dayalı icra takibinden sonra açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Antalya Genel İcra Dairesi’nin …. Esas sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde; davalı alacaklının 02/10/2018 düzenleme, 23/10/2018 vade tarihli 80.000,00 TL bedelli ve 02/05/2019 düzenleme, 01/10/2019 vade tarihli 290.000,00 TL bedelli bonolardan dolayı davacı … ve dava dışı …. aleyhine 22/06/2020 tarihinde kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlattığı, bonolarda … nın keşideci, davalı alacaklının lehtar, davacının aval konumunda olduğu, 06/10/2021 tarihinde davalı alacaklı tarafından takipten vazgeçme dilekçesi verildiği, haricen tahsil harcının yatırılmadığı, davacı borçlunun bir kısım taşınmazlarında hacizlerin halen devam ettiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında davacının icra takibinden ve takibe dayanak teşkil eden 2 adet bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitinin talep edildiği, takibe konu senetlerdeki borçlu imzasının davacının eli ürünü olmadığı hususunda uyuşmazlığın olmadığı, davacının bonolardan dolayı herhangi bir sorumluluğunun bulunamayacağı, her ne kadar davalı vekilince söz konusu takip dosyasında davacı yönünden vazgeçme dilekçesi verildiği savunulmuş ise de, davalı alacaklı vekilinin takipten vazgeçmiş olmasının alacaktan vazgeçme anlamına gelmeyeceği, bonoların halen alacaklı elinde bulunduğundan dava konusu bonoların her zaman işleme yeniden konulabileceği, davacının bu bonoları hükümden düşürmek amacı ile davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu dolayısıyla davanın kabulü ile, davacının Antalya Genel İcra Dairesi’nin …. Esas sayılı icra takip dosyası ve takibe konu edilen senetlerden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, bonolarda davacının aval veren, davalının ise lehtar konumunda olduğu, davalının bonolardaki imzaların davacıya ait olup olmadığını bilebilecek durumda olduğu, davalının imzaların davacıya ait olmadığını bilerek davacı hakkında icra takibine geçmiş olması nedeniyle icra takibinde haksız ve kötüniyetli olduğu gözetilerek davacı lehine İİK’nın 272/5 maddesi uyarınca kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerekirken davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.
Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince esastan kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/03/2023 tarih ve …. Esas, …. Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
a-Davanın KABULÜ İLE,
Antalya Genel İcra Dairesi’nin …. Esas sayılı takip dosyasının dayanağını teşkil eden 02/10/2018 düzenleme, 23/10/2018 vade tarihli 80.000,00 TL bedelli ve 02/05/2019 düzenleme, 01/10/2019 vade tarihli 290.000,00 TL bedelli bonolardan dolayı ve ilgili icra dosyasındaki borçtan dolayı davacının davalıya BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
b-Alınması gerekli 29.136,99.-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 7.284,25.-TL harcın mahsubu ile bakiye 21.852,74.-TL harcın davalıdan tahsiline, HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
c-Davacı tarafından yapılan (davetiye ve harç olmak üzere) toplam 7.444,95 -TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
d-Davalı tarafından yapılan masrafın kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
e-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 65.715,70.-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
f-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince davacıya İADESİNE,
3-İstinaf incelemesi yönünden;
a-Davacının istinaf başvurusu kabul edildiğinden 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 269,85 TL maktu istinaf karar harcının talebi halinde davacıya İADESİNE,
b-Davacı tarafından istinaf incelemesi için yapılan 738,00 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 10,00 TL posta masrafı, 179,00 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 927,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
c-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
d-İstinaf gider avansından kullanılmayan kısmının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince ilgilisine İADESİNE,
4-Kararın Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-2 bendi gereğince aynı kanunun 361/1 maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.27/10/2023
…