Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/2060 E. 2023/1621 K. 13.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
KARAR TARİHİ : 13/10/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ : ALANYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 16/08/2023
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 13/10/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, davaya konu bonoların, davalıların murisi …’a … Hotel A.Ş. ve müvekkili tarafından verildiğini, bonoların …’a teslim edilirken üzerlerinde tanzim tarihi bulunmadığını, ancak davalılar yukarıda bahsi geçen takipleri yaparken kambiyo takibinin kolaylıklarından yararlanmak ve senetlerin mücerret borç için verildiğini söyleyebilmek için senetlerin üzerine tanzim tarihleri attıklarını ve adi senetleri bono haline getirdiklerini, …’ın 08.02.2006 tarihinde vefat etmesine rağmen senetlerin bir kısmı üzerine tanzim tarihi olarak 01.08.2006 tarihi atıldığını, bir insanın ölmesinden sonra onun lehine senet tanzim edilmiş olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, iş bu senetler hakkında Alanya Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan … Sor. ve … Sor. numaralı şikayetlerle birlikte, Alanya Cumhuriyet Başsavcılığı … Sor.dosyasından Alanya 5.Noterliği’ne yazılan yazıya verilen cevapla birlikte bu senetleri Garanti Bankası kasasında tutulduğunun, kasa açma tutanağında senet suretleri ile senet teslim bordrosunun bu kasadan çıktığının anlaşıldığını ve tüm evrakların suretlerinin savcılık dosyasına gönderildiğini, kasadan çıkan evraklardan, kasanın açılması sırasında senetlerde tanzim tarihi olmadığının, kasa açma tutanağına ekli senet çıkış bordrosunun 06.09.2004 olduğunun anlaşıldığını, yani senetler düzenlendikten sonra bankaya teslim anında (yani tedavüle çıkarken) senetlerde tanzim tarihinin olmadığını ve tanzim tarihi sonradan senet lehdarının da ölüm tarihinden sonra olarak atıldığını belirterek Alanya İcra Müdürlüğü’nün … E. ve diğer dosyalar Alanya İcra Müdürlüğü’nün … E. (Eski no:… ), Alanya İcra Müdürlüğü’nün … E. (Eski no:… ), takip dosyalarının sahteciliğin açık ve resmi belgeye dayanması, rakamların yüksekliği karşısında teminatsız olarak HMK Md.209 gereği tedbiren durdurulmasına, kambiyo takiplerinin ve takibe konu bonoların iptaline karar verilmesini, masraf ve vekalet ücretinin davalılara müştereken ve müteselsilen yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, davacı takip sonrası borçlu olmadığının tespiti istemli açmış olduğu davada, ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasını talep etmiştir. Davacı takibe dayanak bonolardaki tanzim tarihinin sonradan doldurduğunu iddia etmektedir. Sahtecilik iddiası hakkında, genel kanun olan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 209. maddesi uygulanamaz ise de takibe konu senedin sahte olduğunun ceza mahkemesi yargılaması ile ortaya çıkması veya savcılık soruşturması sırasında bu yönde önemli bir delile ulaşılması halinde sahtecilik iddiasının soyut bir iddia olmaktan çıktığı kabul edilerek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 389., 209/1. ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 72/2. maddeleri nazara alınarak takip durdurulabilecek olması, davacının benzer iddialarla suç duyurusunda bulunulmuş olması ile başlı başına sahtecilik iddiası soyut bir iddia olmaktan çıkıp somut bir hal aldığından söz etmenin mümkün olmaması; bunun yanında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 72/3. maddesi gereğince takipten sonra açılan menfi tespit davasında mahkemenin ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilmeyecek olması, mevcut bir durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın veyahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde ihtiyati tedbir kararı verilebilecek olması; muhtemel menfi tespit davası kazanılsa dahi sonuçsuz kalmasının önlenmesi amacıyla ve gecikmesinde sakınca görülmesi nedeniyle, menfaatler dengesi de göz önünde bulundurularak, icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi şeklinde ihtiyati tedbir kararı verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalıların murisine verilen senetler üzerinde tedavüle çıkarken tanzim tarihlerinin bulunmadığını, tanzim tarihlerinin davalıların murisinin ölümünden 7 sene sonra banka kasasından çıkan senetler üzerine ve murisin ölüm tarihinden sonraki bir tarihin atıldığını, Alanya CBS dosyalarına gelen noter evrakının celp edilerek icra dosyalarındaki senetler üzerindeki tanzim tarihlerinin tedavüle çıkarken kambiyo senedi olmayan evraklara sonradan atıldıklarının tartışma yaratılmayacak kadar çekişmesiz olduğunu, HMK’nun 209. Maddesi gereği takibin durdurulması gerektiğine karar verildiğini, senedin sahteliği hakkında ciddi şüphelerin varlığı halinde İstanbul Bam 16. Hukuk Dairesi’nin 30/12/2021 tarihli kararı ile icra takibinin durdurulabileceğine karar verildiğini, İİK’nun 72. Maddesi uyarınca veznedeki paranın alacaklıya ödenmemesi yönündeki tedbir kararının müvekkili nezdinde doğacak zararları engellemeyeceğini, bu nedenle hakkaniyete uygun olarak olaya uygulanacak hukuk kuralının İİK’nun 72. Maddesi değil HMK’nun 209. Maddesi olması gerekirken bunun reddi doğrultusunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, menfi tespit istemine ilişkin olup, talep davaya konu bonoların takibe konulduğu icra takibinin durdurulması istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, ihtiyat tedbir talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi ara kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f. maddesi gereğince kesin olarak karar verildi. 13/10/2023