Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/2049 E. 2023/1618 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
KARAR TARİHİ : 12/10/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
ARA KARAR TARİHİ : 03/08/2023
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 12/10/2023

İlk derece mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … ile davalı gerçek kişilerin murisi … ve dava dışı … ile sözleşme imzaladığını, sözleşmeye göre müvekkili …’ın Antalya ili, … ilçesi, … köyü, … Mahallesinde zilyetliği altında bulunan tapusuz taşınmazını davalıların murisi … ile dava dışı …’a devredeceğini, sözleşme taraflarının da ileride Antalya ili, … ilçesi, … dağı ve … Tepesinde kuracakları … Konut Yapı Kooperatifi’ne 3 üyelik(daire) vereceklerini, bu 3 üyeliğin ikisini … , bir üyeliği de davalı gerçek kişilerin murisi … vermeyi üstlendiğini, muris … ile dava dışı …’ın müvekkili … ile imzaladıkları sözleşmede geçen kooperatifi kurucu başkan sıfatı ile kurduklarını, müvekkillerinin sözleşme ile üstlendikleri edimlerini yerinde getirdiklerini, murisin taahhüdünü yerine getirmediğini, yerine getirilmeyen taahhüdün müvekkili …’ye ait olan bağımsız bölüm olduğunu, davalı …’in kooperatifte 1 numaralı üye olduğunu, üyeliğine karşılık C Blok, 8 numaralı bağımsız bölüm daire verildiğini, davalı …’ın ise kooperatifte 65 numaralı üye olduğunu, D blok 3 numaralı bağımsız bölüm daire verildiğini, müvekkillerine devredilmesi gereken C Blok 8 numaralı bağımsız bölümün taraflarına devredilmediğini, davalıların müvekkili … adına kooperatife üyelik tespiti davası açtıklarını, Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas, … Karar sayılı dosyası görülen davada aktif husumet yokluğundan davanın reddine karar verildiğini, yüksek mahkeme incelemesinden geçerek kararın kesinleştiğini, dava konusu taşınmazın orman ile olan sınır ihtilafı nedeni ile kat irtifakı kurulamadığını, üyelerin ferdi tapularını alamadıklarını, çıkan 2/B yasası ile sorunun çözüldüğünü, ödemelerin tamamlanana kadar taşınmazın tapu kaydına kamu haczi konulduğunu, kat mülkiyetine geçilemediğini, 1 numaralı üyelik için rüçhan hakkı tanındığını ve davalılardan …’e üyeliğe karşılık gelen C blok 8 numaralı dairenin verildiğini, davalı …’ın kendi adına asaleten, küçükler diğer davalılar … ve … adına velayeten müvekkili … ile ek sözleşme imzalandığını, muris …’in taahhüdünü yerine getirecekleri garantisinin verdiklerini, ek sözleşme ile kooperatifteki üyeliği devredeceklerini ve üyeliğe karşılık gelen C blok 8 numaralı daireyi müvekkili …’a … olarak devretmeyi kabul ettiğini, ek sözleşme gereğinin yerine getirilmediğini, davalıların inşaatın tamamlanmasının ardından 2000 yılından bu yana verilmesi gereken dairede tasarruf ettiklerini, semerelerinden yararlandıklarını, Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas, … Karar sayılı dosyası ile tapu iptal ve tescil taleplerinin reddedildiğini, tazminat taleplerinin kabul edildiğini, kararın istinaf edildiğini, kararın Antalya Genel İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takibe konu edildiğini, bilirkişi raporundaki değerden mahkeme kararındaki bedelin düşülerek aradaki farkın Antalya Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile ek takip başlatıldığını, ek takibe itiraz edildiğini beyan eederek dava sonunda verilecek kararın infaz edilebilmesi, alacaklarının ortada kalmaması adına alacak miktarı kadar davalılar aleyhine ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince 03/08/2023 tarihli ara karar ile; mevcut delil durumuna göre, alacağın varlığı ve miktarı konusunda ihtiyati haciz kararı vermeye yetecek nitelikte, yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediği, yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
03/08/2023 tarihli ara karara karşı, davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalıların süreci uzatmak adına her türlü girişimde bulunduklarının açık olduğunu, bu nedenle davalıların taahhütlerinden kurtulmak amacıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kaçmaya hazırlanacak ya da alacağını ihlal etmek amacıyla hileli işlemlerde bulunma ihtimallerinin yüksek olduğunu, müvekkillerinin alacağına kavuşmasının telafisi zor, imkansız hal alacağının gözetilerek teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilmesini, aksi kanaatte belirlenecek teminat tutarı kapsamında ihtiyati haciz kararı verilmesini, ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ara kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Talep, ihtiyati haciz isteminin reddine ilişkin ara kararın istinafına ilişkindir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence altına almak için mahkeme kararı ile borçlunun mallarına önceden, geçici olarak el konulmasıdır. İhtiyati haciz kararı verilmesinin koşulları, İcra ve İflas Kanunu’nun 257. maddesinde düzenlenmiştir. Bu hükümde ihtiyati haciz talebine ilişkin iki hukuki sebep yer almaktadır. Birincisi, vadesi gelmiş (muaccel) bir para borcunun ödenmemesi halinde uygulanması gereken İİK’nın 257/1 hükmüdür. İkincisi ise vadesi gelmemiş (müeccel) bir alacak için öngörülen İİK’nın 257/2’deki kuraldır. Bu iki kuralın yanı sıra ispata ilişkin İİK’nın 258. maddesi de önem taşımaktadır. İcra ve İflas Kanunu’nun 257/1 maddesi uyarınca “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” Bu hükme göre, bir para alacağının vadesinin gelmesi halinde alacaklı ihtiyati haciz talebinde bulunabilecektir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 257/2 maddesi uyarınca “Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir: 1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa; 2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa; Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.” İcra ve İflas Kanunu’nun 258/1 maddesi uyarınca da, “…Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeğe mecburdur….” Bu hükme göre, alacaklı alacağının varlığı ile birlikte alacağın vadesinin geldiğini veya alacağının vadesi gelmemişse, İİK’nın 257/2 hükmündeki sebeplerin varlığı hakkında mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermek zorundadır.
HMK’nın 359/3 maddesi uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi ara kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK’nın 355/1 maddesi gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, özellikle mahkemenin gerekçesinde belirtildiği gibi alacağın varlığı ve miktarının yargılama sonucu belirlenecek olması nedeniyle yaklaşık ispatın koşullarının oluşmadığı gibi davacı tarafça davalının mal kaçırma girişiminde olduğunun da yaklaşık delillerle kanıtlanamaması ve İİK’nın 257/2 maddesinde belirtilen şartların oluşmadığının anlaşılması karşısında davacı tarafın ihtiyati haciz talebinin reddi yönünde verilen ara kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacılar vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekilinin ilk derece mahkemesi ara kararına ilişkin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 269,85 TL maktu istinaf karar harcı peşin olarak alındığından yeniden alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Davacıların istinaf başvurusu nedeniyle yaptığı yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalılar lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oyçokluğuyla, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-f. maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.12/10/2023

AZLIK OYU: Davacılar vekili; müvekkillerinin murisi … ile davalıların murisi … ve dava dışı … arasında imzalanan sözleşme dayanak edilerek açılan davada Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas, … Karar sayılı dosya ilamı ile müvekkillerini tapu iptal ve tescil taleplerinin reddine, tazminat taleplerinin ise kabulüne karar verildiği, ilamda belirtilen tazminat alacağının tahsili için … Esas sayılı dosyası üzerinden; ilama dayanak bilirkişi raporunda belirtilen değer ile ilamda tahsiline karar verilen değer arasındaki farkın tahsili için de … Esas sayılı dosyası üzerinden takibe girişildiği davalılar tarafından takibe itiraz edildiği belirterek; itirazın iptaline ve ihtiyati hacze karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi, alacağın varlığı ve miktarının ihtiyati haciz kararı vermeye yetecek derecede yaklaşık olarak ispatlanmadığı gerekçesi ile ihtiyati haciz talebinin reddine karar vermiş, dairemiz çoğunluk görüşü ise “alacağın varlığı ve miktarının yargılama sonucu belirlenecek olması nedeniyle yaklaşık ispatın koşullarının oluşmadığı gibi davacı tarafça davalının mal kaçırma girişiminde olduğunun da yaklaşık delillerle kanıtlanamaması ve İİK’nın 257/2 maddesinde belirtilen şartların oluşmadığının anlaşılması” gerekçesi ile davacının istinaf talebinin reddine karar vermiştir.
İhtiyati haciz talebine dayanak Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas, … Karar sayılı dosya ilamı, bu ilama konu dava dosyasında alınan bilirkişi raporu karşısında, alacağın varlığının ve miktarının yaklaşık olarak ispatlandığının kabulü ile teminat karşılığı ihtiyati hacze karar verilmesi gerektiği kanaatinde olduğumdan çoğunluk görüşünü katılmadım.