Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/2045 E. 2023/1624 K. 16.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
KARAR TARİHİ : 16/10/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ALANYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 06/09/2023
DAVANIN KONUSU : Ticari Şirket (Nevi Değiştirmeye İlişkin)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 16/10/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, Alanya Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarası ile kayıtlı … Otelcilik Turizm A.Ş’nin Alanya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı kararı ile iflasına karar verildiğini, iflas işlemlerinin Alanya İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından devam etmekte iken tüm borçlara babası …’un kefil göründüğü için müvekkili tarafından bütün borçların ödenmesi sebebiyle Alanya Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı kararı ile iflas kararının kaldırıldığını, bu durumda iken şirketin katlanılamız şekilde ve çok büyük miktarda bir çok borçlarının bulunduğu ve iflas kararı altında olduğu dönemde davalı … adına görünen 773.000 hisseyi Alanya 1. Noterliğinin 25/02/2015 tarih ve … sayılı onayı ile kardeşi davalı …’ın ise yine adına görünen 10.000 hisseyi Alanya 1. Noterliğinin 25/02/2015 tarih ve … sayılı onayı ile Anonim şirket hisse devri vaadi sözleşmesi ile adı geçen şirketteki tüm hisselerini davacıya sattığını, şirketin iflas kararı altında bulunması ve bu sebeple resmi satış ve devir işlemlerinin o tarihte yapılamayacak olması sebebiyle de satış sözleşmesine zaten şirketin işlemlerinin bittiği zaman resmi devrin yapılacağının da şart koşulduğunu, taraflarınca davalılara gönderilen Alanya 4. Noterliğinin 06/10/2022 gün ve … sayılı ihtarı ile durum ihtar edilerek şirket hakkındaki iflas kararının kalktığını, resmi işlemlerinin ve devrin resmi olarak yapılabilmesi şartlarının oluştuğu gerekli resmi devir işleminin yapılması aksi halde yasal yollara gidileceğinin ihtar edildiğini, şirket üzerindeki iflas kararının mahkeme tarafından kaldırılması, şirketin lüzümlü ve zorunlu iş ve işlemlerinin yapılmasının gerektiğini, hisse devir sözleşmesinden zaten bu hususun belirtilerek resmi devir işleminin şartlarının oluştuğu zaman yapılacağı davalılar tarafından taahhüd edildiğini, iflas kararı kaldırıldığı için vekil edene satılmış olan hisselerin devrinin yapılması gerekmesine rağmen tüm yazılı, sözlü talep ve müracatlara rağmen resmi devirin davalılar tarafından yapılmadığını belirterek … Otelcilik Turizm A.Ş şirketinde bulunan ve müvekkiline satılmış olan davalılara ait hisselerin davalılar adına olan kayıtlarının iptali ile davacı adına tesciline, bu aşamada davalıların dava konusu hisselere dayalı olarak işlem yapmasının ihtiyati tedbir olarak önlenmesine yönelik tedbir karar verilmesini talep ettiklerini ancak talebin reddine karar verildiğini; bu defa, haricen öğrendiklerine göre davalılar tarafından adı geçen şirketin malvarlığını dava sürecinde tüketmek amacı ile şirketin tasfiyesi için karar aldıklarını ve tasfiye kararının Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayınlandığını, tasfiye kararının davalarının devam ederken uygulanması ve sonuçlanması halinde müvekkilinin uğrayacağı maddi ve manevi zararın telafisi imkanının kalmayacağınını belirterek, dava konusu anonim şirketin tasfiyesine ilişkin kararın ve işlemlerin dava sonuna kadar tedbiren durdurulmasına, dava konusu anonim şirketin hisseleri üzerinde her türlü devir ve temlik ile resmi işlem yapılmasının dava sonuna kadar önlenmesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, “… davacı anonim şirket hisse devri vaadi sözleşmesine dayanarak hisselerin kendi adına tescili istemli davada ihtiyati tedbir talebinde bulunmuştur. Mahkememizin 02/12/2022 tarihli ara kararı ile davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili 01/09/2023 tarihli dilekçesi ile bu kez dava dışı şirketin tasfiyesine ilişkin kararın ve işlemlerin dava sonuna kadar tedbiren durdurulması ve şirketin hisseleri üzerinde her türlü devir ve temlik ile resmi işlem yapılmasının dava sonuna kadar önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İhtiyati tedbir kararı, sadece davanın tarafları ve dava konusu hakkında verilebilir. Tedbir talebine konu … Otelcilik Turizm A.Ş davada taraf değildir. Davada 3. kişi konumunda olan şirketin hukukunu ve faaliyetlerini etkileyecek şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğinden talebin reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu anonim şirketin tasfiyesine ilişkin kararın ve işlemlerin dava sonuna kadar tedbiren durdurulması ve dava konusu anonim şirketin hisseleri üzerinde her türlü devir ve temlik ile resmi işlem yapılmasının dava sonuna kadar önlenmesi için ihtiyati tedbir talep ettiklerini, İlk Derece Mahkemesince 06/09/2023 tarihli ara karar ile tedbir talebinin reddine karar verildiğini, ret kararının dosya kapsamına, usul ve yasaya aykırı olduğunu, tedbir kararı verilmemesi durumunda dava süreci içinde şirketin tasfiye edilerek ortadan kaldırılması yada dava konusu hisselerin devri halinde iş bu davanın sonuçsuz kalacağını istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
İstinafa konu ara karar, 06/09/2023 tarihli ihtiyati tedbir isteminin reddine ilişkindir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1.gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f. maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.16/10/2023