Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/2034 E. 2023/1607 K. 11.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
KARAR TARİHİ : 11/10/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
ARA KARAR TARİHİ : 04/07/2023
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 11/10/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, alacaklarının para alacağın olduğunu, icra takibine itiraz dilekçelerinde borcun ödendiğine veyahut takas edildiğine uğradığına vb ilişkin itirazda bulunmadığını, müvekkili şirketin elinde alacağını ispatlamaya yönelik kuvvetli delillerin bulunduğunu, alacağının imkansız hale gelmemesi için öncelikle teminatsız olarak aksi kanaatte ise uygun görülecek bir teminat karşılığı davalının menkul ve gayrimenkul malvarlıkları üzerinde haciz işlemi yapılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece 01/06/2023 tarihli ara karar ile, talep edilen 147.515,99 TL miktarlı borcun muaccel olmasına rağmen ödenmediği ve rehin ile de temin edilmemiş bulunduğu, ihtiyati haciz talebinin İİK’nın 257. maddesine uygun olduğu gerekçeleriyle, borçlunun kendisine ait menkul ve gayrimenkulleri ile 3.kişilerdeki hak ve alacaklarının borca yetecek kadarına ihtiyati haciz konulmasına karar verilmiştir.
Davalı vekili, uyuşmazlığın davacı tarafından ihtiyati haciz talebine dayanak yapılan faturanın bakiyesi üzerinde olduğunu, davacının talep ettiği miktarın yargılamaya muhtaç olduğunu, henüz delillerin toplanmadığını, faturanın alacağın varlığına tek başına delil teşkil edemeyeceğini, bu bakiyenin müvekkili şirkete teslim edilen ürünlerin ayıplı olması sebebiyle ödenmediğini, müvekkilinin ihracat operasyonuna tüm hızıyla devam ettiğini, müvekkilinin mal kaçırma niyetinin bulunmadığını, belirterek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına ve mahkeme aksi kanaatte ise ihtiyaten haczedilen meblağın mahkeme veznesine depo etmek üzere taraflarına süre verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece 04/07/2023 tarihli ara karar ile, itiraz eden borçlu alacağın varlığı ve miktarının yargılamaya muhtaç olduğu gerekçesiyle ihtiyati haczin şartlarının oluşmadığını ileri sürerek itiraz etmiştir. İtiraz eden gerek dilekçesinde gerekse duruşmadaki beyanında malların teslim edildiğini, bir kısım malların bedelinin ödendiğini, diğer mallarla ilgili ayıp iddiasında bulunduklarını belirtmiştir. Mahkememizce ihtiyati haciz kararı verilirken fatura konusu malların teslim edilip edilmediği noktasında yaklaşık ispat koşullarının oluşup oluşmadığı dikkate alınmış olup, davacının sunduğu belgelerin bu konuda yeterli olduğu gözetilerek ihtiyati haciz kararı verilmiş, nitekim davalı da malların teslimini yaklaşık olarak gösteren ve haciz kararına dayanak yapılan belgelere karşı herhangi bir itiraz ileri sürmemiştir. Davalının ileri sürdüğü ayıp iddiası yargılamaya muhtaç olup, bu aşamada fatura konusu malların teslim edildiği ile ilgili ihtiyati haciz şartları mevcut olduğundan verilen kararın doğru olduğu, itirazın yerinde olmadığı sonuç ve kanaatine varılmış, itirazın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafın ihtiyati haciz talebine dayanak yaptığı fatura alacağının yargılamayı gerektirdiğini, dayanak yapılan fatura kapsamında kendisine teslim edilen ürünlerin ayıplı olması nedeniyle bedelinin ödenmediğinin cevap dilekçesinde de ayrıntılı olarak açıklandığını, ihracat operasyonuna tüm hızıyla devam eden şirketin muayyen yerleşim yeri bulunduğunu, mal kaçırma niyetinin bulunmadığını, dava konusu meblağı ödeme gücünün bulunduğunu, ancak bu meblağın teslim edilen ürünlerin ayıplı olması ve yurtdışında bulunan müşterilerin bu sebeple kesintili ödeme yapılması nedeniyle ödenmediğini, verilen işbu ihtiyati haciz kararının şirketin ticari süreçlerini ve ticari itibarını zedeleyeceğini, davacı tarafça sunulan belgelerin alacağın yaklaşık ispatı için yeterli olmadığını, sonuç itibariyle taraflarınca öne sürülen ayıp iddiasının yargılamaya muhtaç olduğu kadar davacı tarafından sunulan faturaların geçerliliği ve alacak iddiasının da yargılamaya muhtaç olduğunu belirterek mahkemece verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep ettiği görülmüştür.
Talep, ihtiyati haciz kararına yapılan itirazın reddine ilişkin kararın ve dolayısıyla verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılması istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, ihtiyati hacze yapılan itirazın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, ara kararın usul yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi ara kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli harç peşin olarak alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f. maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.11/10/2023