Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/2016 E. 2023/1620 K. 13.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
KARAR TARİHİ : 13/10/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ : ALANYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 01/09/2023
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 13/10/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkillerinin vefat eden anneleri aleyhine Alanya İcra Dairesi’ nin … E sayılı dosyası ile haksız ve hukuka aykırı şekilde kendisi ile hiçbir ticareti, mal, hizmet veya para alışverişi ilişkisi olmadığı halde kötü niyetli ve suç işlemek suretiyle takip başlatıldığını, müvekkillerinden …’ un cezaevinde iken kardeşi olan dava dışı …’ un paraya sıkıştığını ve … isimli şahıstan borç para aldığını, … isimli şahıs ile davalı dışı … ‘ un anlaşarak müvekkillerinin annesi olan … ‘ un evine gittiklerini, … ‘ un ilerleyen yaşından ve ağır engelliliğinden yararlanarak boş senede elinden tutarak adını yazdırıp imzalattıklarını, müvekkillerinin anneleri … ‘ a 2020 yılında başlatılmış olan ve dayanak olarak yukarıda bahsedilen senedin olduğu icra takibini 31/01/2022 tarihli Alanya İcra Dairesi tarafından gönderilen muhtıra ile öğrendiklerini, takibe dayanak senedin düzenleniş şekline bakıldığında isim ve imzanın çıplak gözle bile anlaşılacak tarzda bilinçsiz ve düzensiz olduğunun açıkça görüldüğünü, yaşlı ve engelli bir kadının 1.200.000,00 TL’ ye ihtiyaç duymasının ve buna ilişkin 4 gün vade ile kambiyo senedi vermesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, anne … ile baba … ‘ un banka hesapları incelendiğinde bu paraya ihtiyaç duymadıklarının, bir alıp satmadıklarının ve ayrıca banka hesaplarına böyle bir paranın girip çıkmadığının açıkça görüleceğini beyanla müvekkillerinin nitelikli dolandırıcılık suçunun mağduru olup işbu davaya konu senedin gerçeğe aykırı düzenlendiği göz önüne alınarak menfi tespit davalarının kabulü ile Alanya İcra Dairesi’ nin … E sayılı icra dosyasından dolayı borçlu olmadıklarına karar verilmesine ve takibin iptaline, davalı tarafa herhangi bir borçlarının bulunmadığından ve dolandırıcılık eylemi nedeni ile icra takibinin dava sonuna kadar teminatsız olarak tedbiren durdurulmasına, kötü niyetli yapılan takip nedeniyle %20′ den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, davacı takipten sonra açmış olduğu menfi tespit istemli davada ihtiyati tedbir talep etmiştir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 72/3. maddesi gereğince takipten sonra açılan menfi tespit davasında mahkemenin ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilmeyecek olması, mevcut bir durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın veyahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde ihtiyati tedbir kararı verilebilecek olması, ihtiyati tedbir talep eden tarafın dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunluluğu bulunması; mahkememizin 30/03/2022 tarihli ara kararı ile davacıların icra takibinin durdurulması taleplerinin reddine, 181.329,03TL teminat karşılığında icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı verilmiş olması, teminatın yasal süresinde yatırılamaması nedeniyle ihtiyati tedbirin kendiliğinden kalkması üzerine yeniden ihtiyati tedbir kararı verilmesi mümkün olması, davacıların dava konusu ile aynı iddiaları içerir iddialarla soruşturma yapılması istemi ile suç duyurusunda bulunulmasının bizatihi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 209. maddesi gereğince ihtiyati tedbir kararı verilmesine gerekçe olamayacak olması, talep eden tarafından ortaya konulan delillerle geçici hukuki koruma için yaklaşık ispata yeter mahiyette olması, muhtemel menfi tespit davası kazanılsa dahi sonuçsuz kalmasının önlenmesi amacıyla ve gecikmesinde sakınca görülmesi nedeniyle, menfaatler dengesi de göz önünde bulundurularak, teminat karşılığında icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi şeklinde ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki gibi karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yargılamanın hiçbir aşamasında tedbir talebinin HMkK’nun 389/1 kapsamında tedbirin kararı verilmesi için yaklaşık ispat kuralı gerektiğini, ancak davacıların iddialarından öte geçilmiş bir durumun söz konusu olmadığını, davacıların ihtiyati tedbir talebinin mahkemece 30/03/2022 tarihli tensip tutanağı ile icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi talebinin bir haftalık kesin süre içerisinde teminatın yatırılması halinde ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verildiği, ancak davacılar tarafından 1 haftalık kesin sürede ihtiyati tedbir talebine ilişkin teminatın süresinde yatırılmaması nedeniyle davacı tarafın tedbir talebinden kendiliğinden vazgeçmiş sayılması gerekeceği, toplanan delillerin yaklaşık ispat kuralını sağlaması, açılan davanın hiçbir somut gerekçe ve delile dayanmaksızın borçtan kurtulma maksadıyla açıldığının açıkça anlaşılmış olması sebebiyle HMK’nun 389/1 kapsamında tedbir kararı verilmesinin mümkün olmadığını, kesin süre içerisinde teminatın yatırılmamış olması yine HMK’nun 389/1 maddesi kapsamında yeni bir ispat koşulunun mevcut olmamasına rağmen mahkemece ikinci kez ihtiyati tedbir kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, davacı tarafından takipten sonra açılan menfi tespit istemli davada ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi ara kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f. maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.13/10/2023