Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/2008 E. 2023/1636 K. 16.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
KARAR TARİHİ : 16/10/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ : 19/06/2023
DAVANIN KONUSU : 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 16/10/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, alacaklı davalı (…) borçlusu dava dışı … olan Antalya Gene İcra Müdürlüğü … Esas sayılı icra takibi dosyasında davacı müvekkil … Tarım Oto Ltd. Şti’ne İİK madde 89 gereğince haciz ihbarnameleri gönderildiğini, 89/1 haciz ihbarnamesi TK madde 35 gereğince 07.07.2022 tarihinde, 89/2 haciz ihbarnamesi TK madde 35 gereğince 12.09.2022 tarihinde, 89/3 haciz ihbarnamesi TK madde 35 gereğince 23.09.2022 tarihinde tebliğ edildiğini, müvekkili şirket yöneticisi … 89/1 ve 89/2 haciz ihbarnamelerinden haberdar olamadığını, çünkü şirket yetkilisinin belirtilen tarihlerde Almanya Ülkesinde bulunduğunu, bu nedenle tebligatlardan haberdar olmadığını, davalı yanın iş bu haciz ihbarnamelerini kötü niyetli olarak gönderdiğini, gönderilen haciz ihbarnamelerinde borcun sebebi ve kaynağı gösterilmediğini, burada ihbarnamelere itiraz sürelenin kaçırması ve haksız menfaat elde etme amaçlandığını, müvekkili şirketin icra dosyası borçlusu …’ya herhangi bir borcu bulunmadığını, dosya içeriğinde yer alan haciz ihbarnameleri incelendiğinde; Birinci haciz ihbarnamesinin haczin neye ilişkin olduğu, hangi miktar için yapıldığı kısmında “Doğmuş ve doğacak hak ve alacaklar” şeklinde kayıt düşüldüğü, yine alacak miktarının 147.342,80 TL olduğu yazılıdır. Yine ihbarnamenin metin kısmında, ” borçlunun sizde ki alacağı (malı) üzerine 239.06.2022 tarihinde haciz konulmuştur” kaydı mevcut olduğunu, ikinci haciz ihbarnamesinin haczin neye ilişkin olduğu, hangi miktar için yapıldığı kısmında “128.900,68 TL” şeklinde kayıt düşüldüğü, yine alacak miktarının 147.342,80 TL olduğunun yazılı olduğunu, yine ihbarnamenin metin kısmında, “borçlunun sizde ki alacağı üzerine masraflarla birlikte 147.342,80-TL haciz konularak…” kaydı mevcut olduğunu, Üçüncü haciz ihbarnamesinin haczin neye ilişkin olduğu, hangi miktar için yapıldığı kısmında “147.342,80 TL” şeklinde kayıt düşüldüğü, yine alacak miktarının 147.342,80 TL olduğu yazılı olduğunu, yine ihbarnamenin metin kısmında, ” borçlunun sizde ki alacağı üzerine masraflarla birlikte 156.257,16 TL haciz konularak…” kaydı mevcut olduğunu, görüldüğü üzere haciz ihbarname kayıtları birbirinden farklı ve tutarsız olduğunu, 89/2 haciz ihbarnamesinde 128.900,68 TL miktar içn haciz yapıldığı yazılı iken aynı ihbarnamede bu kez 147.342,80 TL’nın haczedildiğinin yazıl olduğunu, fakat tüm haciz ihbarnamelerinde borcun sebebi ve borcun neden kaynaklandığına dair her hangi bir kayıt söz konusu olmadığını, yine müvekkil tüzel kişi olup tüm alacak ve borçları ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, ticari defterlerin bilirkişi incelemesi sonucunda dava dışı borçlu …’ya her hangi bir borcun olmadığı gibi dava dışı borçlu ile ticari bir ilişkinin dahi olmadığının ortaya çıkacağını, her ne kadar İİK 89/3 maddesi ispat yükünün davacı üçüncü kişide olduğunu belirtse de somut olayda ispat külfetinin davalı yanda olduğunu, öncelikle dava konusu haciz ihbarnamelerinde haczedildiği belirtilen tutarların birbirinden farklı olduğunu, yine dava konusu haciz ihbarnamelerinde borcun sebebi veya kaynağının belirtilmediğini, haciz ihbarnamelerinde “sizdeki alacağı üzerine haciz konulmuştur” şeklinde ki kayıt dışından borcun neden kaynaklandığı, sebebi ve kaynağı belirtilmediğini, somut olayda ispat yükünün davalı …’de olduğunu, yukarıda izah edildiği üzere, dosya borçlusu …’ya davacı müvekkili firmanın herhangi bir borcu bulunmadığını, bu nedenle elde ki davayı ikame etme zorunluluğunun hasıl olduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle davalarının kabulü ile, müvekkilinin Antalya Genel İcra Dairesi … E. Sayılı dosyasından 89/3 haciz ihbarnamesi konu olan borçtan sorumlu olmadığına ve ilgili dosya da borçlu olmadığının tespitine, davalının en az %40 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın görevsiz mahkemede açıldığını, davalı şirketin 89/3 ihbarnamesine karşı yönelttiği menfi tespit davasının Asliye Ticaret Mahkemesinde ikame edilmesinin gerektiğini, zira menfi tespit davasına konu icra takibine dayanak belgenin bir kambiyo seneti olduğunu, Üçüncü kişinin açacağı menfi tespit davasında yetkili mahkeme İİK 89/3 gereği görevli mahkeme kural olarak asliye hukuk mahkemeleri olduğunu, takibin kambiyo senetlerine dayanması halinde ise görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesi olduğunu, sonuç olarak davanın niteliği itibariyle ticari iş niteliğinde olduğu ve yargılamayı ticaret mahkemesince yürütülmesi gerektiği düşünülmeden genel mahkemede açılan davanın görevsizlik kararı verilerek, asliye ticaret mahkemesine gönderilmesini müvekkili adına talep ettiğini, ispatı gereken hususun olumsuz bir olay olduğundan, ispat külfetinin yerine getirilmesinin oldukça zor olduğunu, takip borçlusu … ile üçüncü kişi davacı … Tarım Oto Kiralama Tur. San. Ve Tic. Ltd. Şti. arasında borç doğuran bir ilişki mevcut olduğunu, Takip borçlusu … ile … Tarım Oto Kiralama Tur. San. Ve Tic. Ltd. Şti. arasında alacak verecek ilişkisi mevcut olduğunu, Davacının taraflar arasında bir ticari ilişki olmadığı yönündeki iddialarına itibar edilemeyeceğini, zira …’nun … Tarım Oto Kiralama Tur. San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin kambiyo senedini takibe koyarak borcu kesinleştirdiği bir takip dosyası mevcut olduğunu, bu dosyanın Antalya Genel İcra Dairesinin … E. Sayılı dosyası olduğunu, müvekkilinin, …’ı ve …’yu dolandırıcılık suçundan şikayet etmişse de, iki şüpheli de ibranamedeki imzanın kriminal incelemesi için imza örneği ve ifade vermeye gitmediklerini, esasında bahse konu adi yazılı ibraname … Tarım Oto Kiralama Tur. San. Ve Tic. Ltd. Şti ve takip borçlusu … arasında bir ticari ve alacak verecek ilişkisi olduğuna karine olduğunu, İmza incelemesi sonrası senedin sahteliği ortaya çıktığında ise … Tarım Oto Kiralama Tur. San. Ve Tic. Ltd. Şti’nin … ile aralarında ticari ilişki olduğu ancak davacı … Tarım Oto Kiralama Tur. San. Ve Tic. Ltd. Şti’nin borçlu olmadığını kanıtlayamadığının ortaya çıkacağını, ayrıca taraflar arasında bir alacak verecek ilişkisi bahse konu ibraname ile zımnen kabul edilmekle beraber şirket ticari defterlerinin incelenmesi gerektiğini, ticari defterlerin usulüne uygun düzenlenmemesinden … Tarım Oto Kiralama Tur. San. Ve Tic. Ltd. Şti sorumlu olacak olup, usulüne uygun tutulmayan defterler bakımından … Tarım Oto Kiralama Tur. San. Ve Tic. Ltd. Şti, …’ya borcu olmadığının ispat edememiş olacağını, yukarıda açıklanan nedenlerle öncelikle dosyada görevsizlik kararı verilerek, görevli Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, sonrasında açılan davanın reddine, davacı … Tarım Oto Kiralama Tur. San. Ve Tic. Ltd. Şti’nin zimmetinde sayılan borcu veya yedieminde sayılan parayı/malı icra dairesine ödemek zorunda bırakılmasına, müvekkili lehine hükmedilen nispi vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine, dava konusu alacağın (147.342,80 TL) yüzde yirmisinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, “…Kısaca uyuşmazlık TTK’nun 4. Maddesinde tarif edilen nitelikte bir ticari iş olmadığından, TTK’nun 5. Maddesine göre Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülemez. İİK’nun 89.maddesinde 3.kişinin açtığı menfi tespit davasının ticari dava sayılacağı ve ticaret mahkemelerinin görevli olduğuna ilişkin özel bir düzenleme de bulunmadığından davaya bakmaya asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu sonucuna ulaşılmış, dava dilekçesinin mahkememizin görevsizliği nedeniyle reddine” karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı şirketin 89/3. İhbarnamesine karşı yönelttiği menfi tespit davasına konu icra takibine dayanak belgenin kambiyo senedi olduğunu, takibin kambiyo senedine dayanması nedeniyle asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğunu, bu nedenle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 89. maddesi uyarınca açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, dava dilekçesinin görev yönünden reddine, mahkemenin görevsizliğine, davaya bakmaya 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna karar verilmiştir.
Dairemizce İstinaf İncelemesi, 6100 Sayılı Hmk’nın 355. Madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İİK’nın 89/3. maddesinin, üçüncü cümlesi, “..İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir. Bu bildirimi alan üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur…” hükmünü içermektedir. Bu hükümde belirtilen mahkemenin hangi mahkeme olduğu konusunda bir açıklık bulunmamakla birlikte İİK’nın 235/1. maddesindeki gibi kayıt kabul ve 154/3. maddesindeki gibi iflas davaları için Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu yolundaki açık bir düzenleme bulunmadığından bu mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun kabulü gerekir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2016/3568 esas, 2016/6425 karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere “İİK 89. maddesindeki haciz ihbarnamesi üzerine açılan menfi tespit davalarında görevli mahkeme genel mahkemelerdir.”
Bu durumda İlk derece Mahkemesince, kambiyo ilişkisinin taraflarının davacı ile davalı olmaması, davacının takip borçlusu olmaması bu nedenle davada Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olması gözetilerek HMK’nın 114/(1)-c ve 115/(2). maddeleri uyarınca mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunup, davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.16/10/2023